• en iyi basketbol temalı filmlerden olmasa da iyi iş çıkarmışlar, beğendiğimi söyleyebilirim. adam sandler ve hernangomez kardeşlerin küçük olanı juancho'nun başrollerinde olduğu netflix filmdir. yalnız şuna değinmeden geçemeyeceğim, netflix çeviriyi kime yaptırdıysa helal olsun. basketbol temalı bir filmi basketboldan hiç anlamayan, ve çevirirken araştırma gereği dahi duymayan bir çevirmene itelemişler.* "haas'ı draft etmemeliydim cümlesini, "haas'ı drafta yazdırmamalıydım" şeklinde, " zaten lottery pick'e sahipsin" cümlesini, "piyangoyu kazanmışsın zaten" diye çevirmiş.* inanılmaz bir çeviri, tebrikler tekrardan.

    erken edit: sayın netflix çevirmenine bir kez daha seslenmek istiyorum; tamam kimse sana çevirmen olmanın ön koşulu olarak über basketbol bilgisine sahip olmayı koşmuyor ama en azından yapacağın iş basketbol temalı olduğu için biraz teknik terimlere hakim olmak gerekmez miydi? hadi film boyunca 15 tane hata yaptın eyvallah da lottery pick'i "piyangoyu kazanmak" olarak da çevirme amk ya. kusura bakma sözlük, sinirlendim.
  • bbc dizisi.elit bir dolandırıcı çetesinin hikayesi anlatılıyor.her biri zeka ürünü olan planlar dahilinde yaptıkları long con'lardan çok miktarda `£`'u cebe indirmektedirler.dizi içinde sahnenin kısa süreli durdurulup izleyiciye dolandırıcılık,kağıt hileleri vb. konularda ipuçları verilmesi diziyi daha da ilgi çekici kılmaktadır.şu anda bbc'nin üçüncü sezonunu yayınlamakta olduğu dizide,her sezon 6 bölümden oluşmaktadır.

    (bkz: long con)
    (bkz: british english)
  • eren derdiyok'un 22 yaşındaki bir ispanyol gencini canlandırdığı yapım. ispanyol favelalarından amerika'ya doğru yol alan çerezlik bir film. pazar kahvaltısı gevreği olarak önerilir.
  • guy ritchie stili taşıyan, senaryo ve kurgusu muhteşem, ingiliz aksanıyla daha da güzel olan başyapıt dizi
  • 6 sezonunu da araya kaynama yapmadan, seri şekilde izleyen kişilerde şöyle bir hissiyat bırakması muhtemeldir;

    " ulan şu dalaverelerden bir tanesini türkiye'de uygulamayı başarsak, soyup soğana çevirdiklerimizin olaya uyanması bile aylar alır... "

    hayır, ben enikonu kafada takımı oluşturmaya kadar götürmüştüm olayı da, enfes fikirlerimi zaptı rapt altına almak epey zor olmuştu.

    dizinin benimsenmesi ile, " hırsız mı olucan? " diyenlere, " hırsız değil, dolandırıcı! ( cahil yae) çalmıycan, hak edeni, klas bir şekilde oltaya getiricen. evet, hak edeni. var öyle bişi taam mı? " şeklinde yapılan işi, kriterlerini öne sürerek legalleştirme tandansı kolaylıkla yakalanıyor.

    bbc dizileri de, aynı fransız filmleri gibi bende alerji yapsa da, hustle benim için dönüm noktasıdır. neredeyse doctor who izlemeye bile sıcak bakıcam, o derece.
  • --- spoiler ---
    efendim bu dizinin yapımcılarına edecek iki çift lafım vardır. şöyle ki: 5. sezonunda danny ve stacie amerikaya giderler. yani marc warren ve jaime murray kadroda yok. danny gibi bir şebellek ve stacie gibi bir taş olmadan bu dizi nolacaktır? ancak allahtan yapımcılarımız akli dengelerini tamamen yitirmemişler ve en azından mickey'i geri getirmişlerdir. hatırlarsanız 4. sezonda adrian lester yeter artık ben holivuda gidicem oyuncu olucam düşüncesiyle diziden ayrılmıştı. herhalde parası bitmiş olacakki geri gelmiştir, eşşek.
    --- spoiler ---
  • adam sandler yaşlandıkça dramalara çok yakışmaya başladı, ciddi tipi, bezgin sesi ve ilginç biçimde abartısız oyunculuğu sayesinde yaptığı onca boktan komedi filmini direkt unutturuyor.

    filme gelirsek, tertemiz bir "sıfırdan zirveye" filmi. senaryo yeni bir şey sunmuyor, yönetmen yeni bir şeyler göstermiyor ama her şey tıkır tıkır çalışıyor; bu türü seviyorsanız, pişman etmeyecek türden.
  • --- spoiler ---

    çocuk için scottie pippen bir kurtla çocuk yapmış denip duruluyor tüm film boyunca. hah işte bu charles barkley'nin zion williams için "shaq'la ben çocuk yapmışız gibi" lafına gönderme içeriyor.

    (bkz: gönderme var)

    --- spoiler ---

    konunun basketbol ve nba olduğu bir film için klişelerin dışına çıkılmasını beklemek çok acımasızca olmuş. görülen o ki nba tüm birimlerini film için seferber etmiş ve tabii ki başarısızlık hikayesini kabul etmeyeceklerdir.

    filmin bana kalırsa en güzel yanı, sokak basketbolunun ve günümüz iletişiminin ne boyutlara geldiğini gösteriyor olması. rucker parkı, "goat" earl manigault'u, dr. j'i hep duyduk, okuduk ama görseller hep zayıftı. günümüzde ise nba yapamasalar bile parklarda oynayan birçok yetenekli oyuncuyu youtube'da takip edebiliyoruz.

    sonuca gelirsek, evet klişe bir ama gerekli bir film olmuş. soru şu; başarıya bu kadar kolay ulaşılabilir mi ya da 22 yaşındaki bir adam 2 ay antrenmanla o sahada bir şeyler gösterebilir mi? cevap hayır.

    son olarak adam sandler netflix için yaptığı uncut gems filminde de kevin garnett'a ciddi bir rol vermişti. adam nba'i gerçekten yürekten seviyor.
  • basketbolla yatıp kalkanların yeni gözdesi.

    azmin zaferine juan hernangomez ile şahit olduğumuz güzel bir film. ispanyol millî oyuncu, beyazperdeye göz kırpmış resmen, maşallah sana.

    boban marjanovic'i buradan önce en son bicemo prvaci sveta'da izlemiştim ama o filmde sadece ödül veren biriydi, burada ise kendisini aktif olarak basketbol oynarken görmek güzeldi.

    adam sandlerciğim, basketbolu bu kadar çok sevdiğine ayrıca sevindim. basketbolu seveni biz de çok severiz; seviliyorsun.
  • zaten ölmüşsen seni öldüremezler.

    *
hesabın var mı? giriş yap