• episode 111 ile chairman netero'nun geçmişi açıklandı.
    --- spoiler ---
    6 okka daşşak varmış başganda. elim ayağım titredi yeminlen
    --- spoiler ---
  • bundan 6 sene ilk önce izlediğimde, hayatımda bundan daha iyi hiçbir anime izlemediğim kanaatine varmıştım, daha sonra karıncı arcı'dan nefret edip yıllarca küfür ettim, karıncı arcının aşırı saçma, gereksiz ve seriyi baltalayan iğrenç bir arc olduğunu düşündüm. o anki psikolojik, maddi durumumla şuan hayatı kavrayış yaşayış biçimi arasında dağlar kadar fark var. artık daha özgür, daha rahat, daha mutlu ve dünyayla daha az savaşan biriyim.

    eşim tekrar baştan sonra izlerken onunla karınca arcında buluştum ve tekrar izlemeye başladım. ve izledikçe anladım ki bu arca ne kadar haksızlık etmişim, bu arc aslında binlerce ince detayla bezenmiş, inanılmaz bir hikayeyle, sürükleyicilikle devam eden hiç sıkmayan ve insanda bir sonraki bölüme geçme isteği uyandıran bir arcmış.

    bu arcı beğenmeyenler, belki daha sonra tekrar izlemeli. belki yıllar sonra, belki başka bir psikoloji ile. bir hunter x hunter hastası, manyağı, bağımlısı, takıntılısı olarak söyleyebilirim ki iyi ki yıllar sonra tekrar izlemişim.

    herkesin zevkleri, düşünceleri farklı ama benim gözümde hiçbir anime bu animenin yanına yaklaşamaz, kıyas kabul etmez.

    yeni mangaları da umarım ileriki zamanlarda animeyle beraber devam eder aynı kalitede çünkü duyduğuna göre manga da çok iyi gidiyor, şöyle bi 120 bölüm falan daha izlesek aşırı harika olurdu ve ömür bitene kadar tekrar tekrar izleyip dururduk.

    56 yaşındaki togashi, iyi ki varsın, insan üstü bir başyapıt, akıl sır ermeyecek detaylar, senaryo, karakter gelişimi. çağının 200 yıl ötesinde bi adam, inşallah daha çok yıllar yaşarsın.
  • hayatımda gördüğüm en güzel hikayelerden biri. yeri gelince bir bölüm animeyi bile ikiye bölüp seyreden beni saatlerce kendine bağlayan, her karesini ayrı sevdiğim, soundtrack'inden dinlediğim her parçada beni işi gücü bırakıp yeniden seyretme isteğiyle dolduran. dünyadan, hayattan kaçış yolum.

    hunter x hunter'ı aksiyon görmek için seyrediyor/okuyorsanız herkesin neden bu kadar sevdiğini anlamazsınız. tüm karakterlerin tek bir kişilik özelliğinden oluştuğu, bayat esprilerin ve bakir otaku tayfanın hormonlarına oynayan ucuz kurguların her yeri istila ettiği manga ve anime dünyasında bir pırlanta bu seri. karakterlerini derinleştiren, hepsine insani özellikler veren, hepsine aptalca hatalar yaptıran bir mangakanın eseri; öyle ki en zayıf ana karakteri killua'dır bu serinin çünkü herkes bayılır killua'ya, killua güçlüdür ve yenilmez, killua hep mantıklı kararlar verir. zayıf karnı olan aşırı fedakarlığı bile olumlu bir özellik olarak görülür. killua aslında diğer pek çok shounen karakteriyle yerleri süpürecek kadar derinlikli yazılmıştır ama hunter x hunter'ın gon'u bütün o bencilliğiyle, aptallığıyla, acımasızlığıyla insanlığın iç yüzünü gözler önüne serince onun yanında gary stu gibi görünür.

    bir edebiyat klasiğini her okuyuşumda farklı anlamlar görebildiğim gibi hunter x hunter'ı her seyrettiğimde farklı bir katman görüyorum. öyle az buz da seyretmiyorum bu arada, normalde 12 bölümlük bir seriyi bile bir yıla yayıp bitirebilen ben 148 bölümlük hunter x hunter'ı düzenli olarak tekrar seyrediyor ve birkaç haftada bitiriyorum. ilk seyredişimde beğenmediğim her noktanın aslında ne kadar muazzam bir kurgunun eseri olduğunu anlıyorum her seferinde.
  • --- spoiler ---

    o komugi ve kralın son konuşması neydi ya, ciğerim dağlandı yeminlen.

    --- spoiler ---
  • soundtrack'leri ile izleyene müzik ziyafeti veren bir yapımdır. death note'tan beri böylesine güzel ve etkileyici müziklere sahip bir anime izlememiştim. zaten biraz araştırınca öğrendim ki; death note'un müziklerinin sahibi yoshihisa hirano bu animenin müziklerine de el atmış. gerçekten ulvi bir insan kendisi.
    kısacası hem konusu hem de müzikleriyle insana zevk veren bir animedir.

    merak eden olursa diye seçmece birkaç tane parça aşağıdaki linklerde mevcuttur.

    zoldyck family theme
    legend of the martial artist
    shaiapouf violín
    hisoka's theme
    the puppeteer

    içimden geldi bak bu da bonus;

    death note - kyrie
  • 2011 versiyonu; shounen animeler hakkındaki bütün şikayetleri dikkate alarak, bütün sıkıcı/saçma yanları törpülenip klişeler mümkün olduğunca ayıklanarak yapılan mükemmel anime. shounen kavramı yeniden yaratılmış resmen; her bölümü dolu dolu, olaylar hızlı gelişiyor, sıkıcı/uzun/klişe flashbackler yok, müzikler* mükemmel, tek kelime ile bir başyapıt! bütün shounenlerin örnek alması gerektiğini düşünüyorum.

    çocuksuluk kısmına gelince, yine 2011 versiyonu için konuşuyorum ki, sırf hisoka bile tek başına animenin çocuklar için olmadığının kanıtıdır. zira sadist, mazoşist, 12 yaşındaki bir erkek çocuğun bakışları ile ereksiyon olabilecek kadar sapık bir adamın çocuklar için yapılmış bir seride bırakın niyetini bu kadar belli etmesini, bulunması bile uygunsuz kabul edilirdi. (ki kendisi favori karakterlerimdendir, çok severim.)

    aynı tempoda daha çok çok uzun bir süre devam etmesini diliyorum.
  • --- başından sonuna yorumlamalı spoiler ---

    hxh 148 bölümde iki farklı anime resmen. chimera ant arcına kadar shounen giderken chimera’da seinen olmuş. olum iki kısmın müzikleri bile birbirinden farklı –ki müzik konusuna sonradan değinmek istiyorum. ilk kısım güzel eğlenceli. tek sıkıntısı güç dengesini ayarlayamaması. yani hisoka koridorun ucundan nen atıp altına sıçıttırıyor bizim bebelerin. “akşam gelicez ananı sikicez” diye eğitime gidiyorlar. gelince de “hmm biraz batıyor ama böyle tatlı tatlı batıyor” diye geçiyorlar. hele kurapika’nın eğitimi alır almaz suç örgütünün içinden adam kaçırması buhran geçirttirdi bana. ulan madem işin sırrına vakıfsın, bizim mallara da ipucu versene, gelenden geçenden dayak yemesinler. phantom troupe o anda gözümde bitti zaten.

    tamam buna kabulum valla bak. neler neler gördüm ben animelerde mangalarda. ne saçmalıklara katlandım. asıl canımı sıkan her arcın içinde yeniden eğitim almaları. o kadar çok sıkıldım ki eğitimlerini izlerken. ulan biscuit denilen teyze double star hunter. greed ısland arcında eğitiyor, hemen sonraki arc gene gelip gene eğitiyor. lan teyze. lan ev hanımı. düzgün eğitseydin ya amk şu çocukları. eğittim diyip salıyor, gene yetmiyor ki gon fast forward tuşuna basmak zorunda kalıyor. sürekli antrenman, sürekli vücut geliştirme. neyse zaten tek sıkıntım şu eğitim işini sündürmeleriydi.

    chimera ant ise şimdiye kadar izlediğim en iyi şeylerden biri. arka plandaki diktatörlük, vasıfsız yöneticiler, nükleer silahlar, çin-kore, birleşik uluslar, ırkçılık, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, güçlünün zayıfı ezmesi, kolektivizm ve birey konularına değinilmesi süperdi (yorknew arcında da resmi kurumların mafya tarafından yönetilmesi işlenmişti). hele karıncaların kabile yapısını insanların genlerindeki pisliğinin şerefsizliğinin bozması gibi ayrıntılar of of. dövüş kısmına girmeye gerek yok çünkü koca hikayedeki tek gerçek dövüş ısaac netero vs meruem. yani gon’un hayatını feda edip pitou’nun kafasını tek yumrukta ezmesini dövüş sayan varsa buyursun er meydanında güreşelim. ki tek gerçek dövüşte bile meruem tek bir teknik falan kullanmadı. oyunlardan öğrendiği rakibini okuma gücü ve evrimin üst noktasındaki vücudu sayesinde kaza... kazandı diyemiyorum. 2 kez kaybetti aslında. arcın başından sonuna kadar anlatılmak istenen hikayeye uygun düşecek şekilde bitti. netero “ben neden bu kadar güçlendim? ne için girdim bu işe? kim için” sorularının cevabını buldu. meruem ise insanları hafife almaması gerektiğini öğrendi. aynı anda gon’un insanlıktan çıkmasını izlerken meruem’in insan olmasını izledik.

    ulan komugi ve meruem’in romeo ve juilet gibi ölmesine amma ağladım gece gece. muhteşemdi. meruem’in sürekli komugi ondan önce öldü mü ölmedi mi diye kontrol etmesi falan ciğerimi söktü. şunları yazarken bile gözlerim doluyor. hele bir de şu yazıyı okuyunca daha da yıkıldım.

    müzikler ise eşine az rastlanır cinsten. müzik-sahne seçimi one piece’in ilk sezonları, bleach’in arrancar arcı, samurai champloo, jojo'nun ikinci partı kadar kaliteli. her sahneye en uygun müzik konulmuş. hatta ve hatta komugi ile meruem’in birlikte öldükleri sahnede hiç müzik olmaması bile dünyanın en doğru seçimi olabilir.

    o sahnenin diğer bir ayrıntısı şu, görme engelli insanlar eliyle dokunarak görürler ya, sahne boyunca her yer karanlıktı sadece komugi’nin elinin dokunduğu yerler aydınlıktı. ulan boğazım acımaya başladı kendimi tutmaktan.

    sevdiğim soundtracklerin linklerini ekleyecektim ama her açtığımda gözlerim dolmaya başlıyor. belki daha sonra eklerim.

    bana göre birçok eksiği olsa da artıları fazlasıyla kapatıyor bu eksiklikleri. naçizane fikirlerim bunlardır. normalde yazmakla uğraşmayacaktım ama birçok yazarın özellikle chimera ant arcını sevmediğini gördüm. neden sevilmeyebileceğini de anlıyorum. sadece başka bir bakış açısı sunmak istedim.

    oyasuminasai meruem

    --- spoiler ---
  • bunu yazan çizen abinin hastalığı nedir allah aşkına biri söylesin. kötürüm mü olmuş, eli kolu mu tutmuyor? komaya mı girmiş nedir bu kadar ara vere vere çizecek ben anlamadım. adam tarihin en keyifli mangalarından birini yaratmış daha elindeki kurşunun yüzde 10'unu bile harcamadan saldı gitti. elinde işlenmemiş altın madeni var adamın umurunda değil. hadi george martin şişko ve yaşlı umudu kestik o belli ki tamamlayamayacak kitabını, hikaye de sarpa sardı eline yüzüne bulaştırdı. ama adam diziye abanıp iyi kötü bitirtti. sen de animeye aban kardeşim çizecek dermanın yoksa anime senaristlerine anlat hikayeni kaydet sesini kaset yolla ne bileyim hallediver şu işi adamı delirtme.
  • kaliteli bir anime. gon'u geçiyorum feitan, hisoka ve killua gibi çok sağlam, orjinal karakterlere sahip. karakter çok, genelde başrol diye dikte edilen karakterler çoğu bölümde yok, bu da senaryo çeşitliliğini arttırır. gelelim spoiler eşliğinde büyük eleştirilerimize ;

    --- spoiler ---

    ulan, anime harbiden mükemmel ilerlemiş, çata çuta, sıkmadan, büyük bir zevkle izliyorsun. arclar çok güzel. ama gelip o karınca arcı yok mu, sıçıp batırıyor işte. o kadar sıçıp batırmış, temponun amına koymuş bir arcı bu kadar uzatmanın anlamı ne. sana 500 chapter daha çıkartacak karakter ve senaryo var lan. yemin ediyorum son 30 bölümde içim bayıldı artık. yok karıncalaşan insanlar, yok hatıraları, yok insanları yiyen sikko kraliçe karıncaya duygu sömürüleri, ibne bir karıncanın çocuk büyütme hevesi ve sağ bırakılması, kralın adil bir kral olacam zırvalıkları, bilmem ne? bu ne oğlum. keyfimize izledik o kadar insanın öldürülüp yenmesini sanki. sikin atın hepsini işte. yok illa muhabbet dönecek falan. kurgu, karakter işlenişi ve ilerleyiş olarak büyük sıçışlara girmiştir bu anime son arcla. umarım tez zamanda biter şu arc. ne durumda olduğunu mangasını okumadığım için bilemiyorum.

    neyse o kadar sövdük güzel bitirelim entry'i. feitan reyiz; sakata gintoki, uchiha itachi ve lelouch vi britannia'dan sonra en sevdiğim karakter oldu. hele şu kraliçe olmaya çalışan karıncayla dövüşü yok mu, bittim orada. adam sövmeye başlayınca arkadaşları "aha sıçtık" diye kaçışınca ne olduğunu anlamadım, ama adam güneş yarattı lan, adadsgads, esaslı bir abimiz kendisi.

    --- spoiler ---
  • bunu bir hakaret olarak söylemiyorum sadece tespit sıçıcam hxh izleyip
    chimera arc'ı beğenmesine bakarak insanın kafa olarak hala ergen mi yoksa yetişkin mi olduğuna karar verebilirsiniz.

    chimera arc öncesi = shounen
    chimera arc ve sonrası = seinen

    bir küçük tavsiye chimera arcı beğenmeyelere bir kaç yıl sonra tekrar bir şans verin.
hesabın var mı? giriş yap