• humus en sevdiğim ve en çok yaptığım mezelerden birisidir. içki içmem ama meze bambaşka bişi...

    ben humusu krem kıvamında yapmam.. şu ipli manuel blenderlerden aldım. onunla daha partikül kıvamında oluyor.
    haşlanmış nohutların kabuklarını tek tek ayıklarım. burası önemli.
    zeytinyağını erken hasat soğuk sıkım kullanırım. sert olacak.
    sonrasında tahin. miktarını abartmam. tahin tadı hakim olmamalı.
    sarımsak önemli. boyuta göre 1-2 diş.
    limon, kimyon, toz biber, tuz vs.
    en son çok az su.

    bu ipli blenderde çekicen. kaba alıcan. üzerine pul biber ve zeytinyağı. belki pastırma...

    çok severim...

    görsel
  • humus sapıklarına* daha uygun hafif ve kolay humus tarifi ise şöyledir:
    400 grlık nohut konservesi (suyu dökülüp), yarım limon suyu, 1-2 çorba kaşığı tahin, 1 diş sarmısak, yarım çay bardağı kadar*zeytinyağı, yeteri kadar tuz, murfak robotunda püre haline getirilir.
    ortaya çıkan karışım, gece, gündüz, aç, tok dinlemeden, her türlü hal ve şerait içinde kimyonsuz, ekmeksiz, tadını hiçbir şeyle bozmadan, lambır lumbur kaşıkla yenir.
    ertesi için...
    (bkz: davul gibi olmak)
  • levant bölgesinin insanlığa armağanı olan harika bir meze.

    doğru ellerden çıktığı vakit efsaneler efsanesi bir yemeğe dönüşür. eğer iyi bir çocuk olursanız, siz de bir gün bu mezeyi kendi evinde yani antakya'da yiyebilirsiniz.

    aslında humusa sadece meze diyip geçmemeliyiz zira sunumuyla birlikte doyurucu bir yemek olarak da adlandırabiliriz. tarif vermiyorum zira işin ustası değilim ne dersem eksik kalır. işi ustalarına bırakıyorum.

    yalnız ben humus'un çok tuhaf bir özelliği olduğunu düşünüyorum, şöyle ki humus sanki orta yaş ve üstüne hitap eden yani büyük insan mezesiymiş gibi geliyor bana. inanmayacaksınız ama restoranlarda çalışma geçmişim olsa da, humusun çok yapıldığı bir kültürde büyüsemde 20 yaşına kadar yemedim. denedim ama çok kötü geldi bana.

    acaba diyorum o dönem hep büyüklerimizin rakı masalarında gördüğüm için "bu çocuk işi değil" mantığını mi kuruyordum kafamda bilmiyorum lakin 20li yaşlarla birlikte yemeğe başladım ama tadını yine sevmiyordum ve elbette arayıp sorduğum bir yemek değildi. masada varsa birkaç çatal alırdım hepsi bu. 25 yaşından sonra yavaş yavaş rakı sofralarına oturmaya başlayınca arada istem dışı da olsa yemeğe başladığımı fark ettim ama normal bir yemek ortamında görsem yine aklıma gelmeyen bir mezeydi.

    30lu yaşlarla birlikteyse boğma rakı sofralarında vakit geçirme sürem artınca ilk sipariş verdiğim meze olmaya başladı. o gün bu gündür çok severim. zaman zaman öğle aralarında bile antakya'daki humusçulara gidip sadece humus yiyorum. bazen resmen humus aşeriyorum ya. bakın şaka değil resmen humus krizim tutuyor.*

    humusu yeme ve sevme sürecim tesadüf mü bilmiyorum ama küçük çocukların sevmediği bir yemek olduğuna adım gibi eminim. bu bağlamda gerçekten de büyük insan mezesi olduğunu düşünmeye devam ediyor ve yarın ilk iş olarak bir humus gömmeye gideceğimi beyan ediyorum. o değil de demek yaşlanıyoruz be. vay amk! humus iste böyle bir mezedir. hayatı sorgulayıp varoluşsal sancılar bile çektirir insana.*

    antakya'daki ve harbiyedeki köklü restoranlar hariç sadece bu yemeği yapan mekanlardan biri için;

    (bkz: humusçu nedim usta) tavsiyesini bırakayım buraya. hatta çayırcı ismiyle sanırım aynı aileden birkaç kişinin antakya'da 3-4 farklı yerde işlettiği aşırı salaş ama lezzetli bir mekan daha öneriyorum sizler için.

    afiyet olsun.

    edit: aşağılarda bir arkadaş kıps mıps diyerek entry girmiş. "humus, dünyaya levant bölgesinin bir armağanıdır" dedim ilk cümlede arkadaş bunu unutmuş. türkiye'de coğrafi işaret patenti alabilir bu çok önemli değil. tarsus zaten antakya gibi levant bölgesinin kentlerinden biridir. humus da levant bölgesinin bir yemeğidir.

    bu sayede eklemiş olayım. dünyanın en güzel coğrafyası olan (bkz: levant) bölgesinin neresi olduğunu öğrenin lütfen.
  • asla bikmayacagim 5 yiyecekten biri. diger 4une karar verebilmis degilim daha.
  • nohuttan bu kadar lezzetli bir şeyin yapılabilmesini aklım almıyor. yanında salatalık turşusu, ortasında ise hafif zeytinyağı ile tüketirseniz pişman kalmayacağınıza garanti verebilirim.
  • sarmısaksız yetim kalan, süslerken çin bol kimyon, zeytinyağı ve turşuyla donatırsanız ihya olan caanım enteke mezesi.
  • malzemeler:
    250 gr. nohut
    1/2 bardak tahin
    2 dis sarimsak
    1 adet limon
    2 cay kasigi kimyon
    2 cay kasigi kirmizibiber
    2 cay kasigi tuz
    1 kahve fincani siviyag

    yapilisi:
    1) nohutlar iyice haslanir. mutfak robotuna konur pure haline getirilir.
    2) pureye tahin, dovulmus sarimsak, tuz, kimyon ve limon suyu katilir.
    3) servis tabagina alinip, servis yapilir.
  • sanılanın aksine; tarifinde kesin miktarlar olmayan leziz mezedir. tahin, limon, sarımsak ve yağ oranı tamamen tüketecek kişinin ağız tadına kalmıştır.
    israil, lübnan, suriye patenti için savaşadursun, memleketimin mezesidir.
    (bkz: iskenderun)
    (bkz: antakya)
    (bkz: hatay)
  • değeri bilinmeyen bir diğer mezemizdir. her çeşit alkolle gideri olan, hafif ve de lezzetli kaç meze var ki? normal yemekle de servis edilebilir. ancak unutulmamalıdır ki en çok özel soslarla pişirilmiş tavuk yemeklerine yakışır. elinizi korkak alıştırmayın. basın sarımsağı içine, oh yeaaaah.*
  • babamın adana'daki fakir üniversite günlerinde sabah akşam yediği, yıllar sonra da bana yedirip sevdirdiği lezzetli ama asıl önemlisi doyurucu meze.
    babam yokluktan yiyormuş ben eve her gün 21.00 de geldiğim için...
    babamın parası yokmuş o zaman ama benim vaktim yok... baba oğul aynı kaderi paylaşıyoruz 30 yıl arayla.. humuslu hayat!
hesabın var mı? giriş yap