• kesinlikle dinlenmemesi gereken albüm. standartları yükseltiyor. hiçbişeyi beğenmez oluyor insan sonra.
  • gelmiş geçmiş en underrated albüm. başyapıt. gurur tablosu.

    4. yılı kutlu olsun, şebeklerin ilerde bir gün bunun üstüne çıkabilecek bişey yapma ihtimalleri bile güzel.
  • gençler olgunlaşıp yapmışlar, ayıp olmasın biz de fikrimiz olgunlaşmadan hakkında yazmayalım dediğimiz farklı arctic monkeys albümü. müzik, sözler, vokal, hissiyat herbişey farklı. 'my propeller' başlar başlamaz bu hissi alıyosunuz. şarkı bildiğin erotik, hobaa! bu oğlan böyle şeyler söylemezdi ya du'bakalım diyorum, baştan böyle girdiysek hakkımızda hayırlısı, heycanlandım. crying lightning ilk single diye dinledik, sevdik zaten. 'dangerous animals' başlayınca tutku tavanda. evet,eveet derken birden "ey-en-ay-em" le sarsılıyorum. allah cezanı vermeye alex, bu ne! şarkının başında "you sharpen the heel of your boot and press it in my chest" derken sonra ilkokul yavruları gibi harf saymak nerden aklına geldi? albümün en iyi olabilecek parçasını heba etmişsiniz, çok tepkiliyim. bu şarkı bitince, josh homme u bırakıp adalara geçiyoruz. secret door ağızda keskin bir the coral tadı bırakıyor; güzel olmuş elinize sağlık. derken 'potion approaching'; olması gereken arctic monkeys budur. bildiğin monkeys özü, olgunlaşmış,serpilmiş,süper,on puan! 'fire and the thud' büyük hayal kırıklığı. bu şarkıyı geçen kış akustik halde ilk dinlediğimde hoşuma gitmişti, ama stüdyoda parçayı perişan etmişler. vokal bi tarafa, müzik bi tarafa. james ford bunu nası yaptı, bilemedim. peşine 'cornerstone' yine ada havası. bu parça kritiklerde çok övgü almış, lakin bence yavan olmuş. tam burada albümün ağır parçalar açısından başarısız olduğunu söyleyeyim. bu çocuklar, insanın kanına dokunan, iç acıtan parçalar yapmayı iyi bilirler. yani bi '505' in yada bi 'despair in departure lounge' ın üstüne bunlar hiçbişey. nerde kaldıydık, hee 'dance little liar'; sözleri güzel, müziği bayat. 'pretty visitors': ölür müsün öldürür müsün! şarkı güzel başlasa da öbür dünyadan gelen vokallerle tam bir parodiye dönüşüyor. kayıtta çok eğlendiklerine eminim. 'the jewellers hands' açılışında grup barış mançoya olan sevgisini gösteriyor. yaw, şöyle sert böyle sert albüm olacak diye aylardır anlatıp duruyosunuz, bunun burda işi ne!
    şimdi ben, alex turner ın dehasına inanan bi kimseyim. mütemadiyen, başyapıt bir albüm beklentisi içindeyim. bu albüm, o albüm değil. grup kendine özgü tarzını bırakıp yeni arayışlara girmiş. bu denemeleri, kariyerinin uzun soluklu olacağı düşünülen bi grup için normal, dinleyicisi içinse zor buluyorum. biz zamanında bu çocukların kontrolsüz enerjisine hayran olmuşuz. patapat çalınan enstrümanlar, alex in nefessiz kalıncaya dek peşpeşe dizdiği sözler. şimdiyse amerika açılımı yüzünden kelimeleri ağzından tane tane çıkan, tok sesli (libidosu tavan yapmış) bi alex var karşımızda. albümün tamamında kasvetli bi hava. sisin hiç eksik olmadığı kuzey britanyandan gelen cool adamlar konsepti. ama biz bu adamların çocukluklarında böyle olmadıklarını biliyoruz işte!
    neticede, bu albümü dinlerken dans edemiyoruz, zıp zıplayamıyoruz. onun yerine, birbirimizin yüzüne sigara dumanı üflüyoruz, sırtına tırnak geçiriyoruz...felan filan.
  • herkes bir crying lightningdir, bir cornerstonedur tutturmuş gitmiş ancak bence en güzel şarkısının dance little liar olduğu albüm. kesinlikle arctic monkeys değil, herhangi sıradan bir indie rock grubunun iyiden hallice bir albümü gibi olmuş. özellikle ilk iki albümdeki enerjiden yoksun vokalleri hayal kırıklığı.
  • ''olgunlaşmışlar'' demeyi klişe timine bıraktığım 3. arctic monkeys albümü.ama bişi söyliyim mi? sanki müzikleri böle nasıl desem ''olgun'' sanki ergenlikten çıkmışlar orta yaş bunalımına sürüklenirlerken verilmiş bir mola.sonuç olarak olgunlaşmışlar gibi .olgunluk albümü sanırım bu.
  • bu albumun değeri; çok uzun yıllar sonra, arctic monkeys ismi dünyanın gelmiş geçmiş en iyisi olabilir mi tartışmaları arasında insanlar tarafından farkına varılacaktır.

    crying lightning, fire and the thud ve the jeweller's hand gibi hazımı zor efsaneleri barındıran yüce album.

    teşekkürler arctic monkeys.
  • ingiltere ve irlanda listelerinden sonra radyo eksen top 40'a da bir numaradan giren crying lightning şarkısının olduğu, üçüncü arctic monkeys albümü...

    her nasıl yapıyorlarsa müzikal beklentileri yaptıkları albümlerle yüksek tutup , dinleyenlerini hiç hayal kırıklığına uğratmıyorlar. ailecek hastasıyız efendim...
  • the last shadow puppets'ın müziğine benzerliği dolayısıyla birçok kişi tarafından eleştirilen albüm. değişik ve beklenmedik bir ürün olan the age of the understatement'ın beyinlerinden olan alex turner'ın eve dönünce yenilikler getirmesi engellenemezdi. biraz daha karanlıklaşan tarza en büyük etki onun gibi, fakat diğerleri de pek şikayetçi görünmüyor. kaldı ki çocukların tek hayatı müzik olduğundan beri daha çok müzik dinledikleri, kendilerini geliştirdikleri de bariz. sheffieldlı indie grupları belki hala en yakın arkadaşlarıdır fakat yeni arkadaş oldukları her türden sanatçının da etkisi vardır. hayran oldukları cogu kişiyle simdi arkadas olduklarını kendileri söylüyorlar. kücük kasaba sheffielddan çıktıkları ve yenilik için çaba harcadıkları bu albümde kolayca görünüyor.

    albümle birlikte tekrar göz önüne gelen grup elemanlarının geçen zamanda saçlarını hiç kestirmediklerini de görebiliyoruz. matt helders dışında, hepsi sacını iyice uzatmış görünüyor şimdilik. temiz yüzlü ingiliz gençlerine ne kadar yakışmış olduğu tabii ki bakış açısına göre değişiyor. bir de gittikçe darlaşan kotlar var tabii..
  • suc ve ikiyuzluluk temali arctic monkeys albumu. ultra depeche mode icin ne ise ,amnesiac radiohead icin ne ise humbug'da arctic monkeys icin o. albumun ozu de dance little liar.
  • dikkat: ilk dinlemede yapılan yorumdur!

    diğerlerinden oldukça farklı bir arctic monkeys albümü olmakla beraber..sonlara doğru yine arctic havasını bulmuş gibi geldi bana.ama açılış şarkısı olan cornerstone şu an için beni the bakery gibi vurmuş durumda. daha çok dinlediğimde editlemeye hazır yer açıorum şu an.

    edit:isbu coming soon edit resmen 6 ay sonra albüm çok dinlendikten sonra yapılmaktadır!!
    zaten önceden beğendiğimiz cornerstone single bilem oldu.
    the fire and the thud zaten önceden vardı ama bu albümde onunla bir buluştum gibi.."the day after you stole my heart everything i touched told me it would be better shared with you" gibi..
    jeweller's hands de ilk aklıma takılanlardandı, ayrı bi çekiciliği var onun da...
    my propeller da biliyor beni bu aralar.

    ilk izlenimimde farklı bir albüm demişim, gerçekten de öyle. çok güzel ama çok da farklı, o sevdiğimiz,özlediğimiz arctic monkeys tadından farklı. biraz da özlemekteyim artık o tadı; ama aynı zamanda kendilerini tekrarlamıyorlar, takdiri hakediyorlar.kısacası arada kaldım, eskiye dönün mü desem, hep değişin mi desem...alex turner o güzel şarkı sözlerinden mahrum etmesin de o yeter aslında.
hesabın var mı? giriş yap