• head up display
    modern savas ucaklari ve helikopterlerinde kullanilan, bir nevi cam uzerindeki ucus ve hedef bilgileri gosterim sistemi
  • paul newman'ın başrole kurulduğu "hud" bizleri teksas'ta yaşayan, baba-oğul-torun-hizmetçiden oluşan sorunlu bir aileye götürüyor. sıradan amerikan ailelerinden bir tanesi olup geçimlerini hayvancılıktan sağlayan bu aile işlevini kısmen yitirmiş. newman, babasıyla sorunları olan çapkın bir adamı -hud'ı- oynar. film sürprizli filmlerden değil. sıradan bir ailenin sorunlarını, ailenin birbirleriyle ilişkilerini yavaş yavaş anlatan bir dramedi. izlerken pek şaşırtmaz. zaman zaman epey eğlendirir. paul newman ve patricia neal seyir zevkini artırırlar.

    newman gene iyi oynamıştır, karakterin hakkını vermiştir ama cat on a hot tin roof'taki kadar mükemmel değildir. belki oradaki rol daha dramatik olduğu için... "cat"ten bahsetmişken... hud ile "cat" arasında benzerlikler bulmak mümkün. hatırlanırsa newman, "cat"te de ne kardeşiyle ne eşiyle ne de babasıyla anlaşabilen birisini oynamıştı. "cat" de o klasik zengin amerikan ailesinin işlevsizliğini inceliyor, "hud" da. iki filmde de oğullarını baskı altında tutmuş, sevgilerini gösterememiş babalarla oğullarının çatışmasından beslenir. "cat" daha çarpıcı ve kaliteli. ama bu film de izlenmemişse izlenmeli. bu arada bu film gelenekselle modernleşmeyi de karşı karşıya getiriyor. bu tarafını sevdim. baba, kurallara uyan, alın terine inanan, emeksiz yemek istemeyen, basit işlerle uğraşmaktan hoşlanmayan, diz çökmeyen birisi olarak tanıtılır. oğlu hud ise onun gibi değildir. hasta inekleri hasta olduklarını belirtmeden birilerine satabilecek, işleri en kestirme yoldan halledecek, emeği pek önemsemeyen, kısa yoldan köşeyi dönmekten yana olan birisi. gelenekselle modernin çarpışmasını izleriz film boyunca.

    newman oscar'ı sidney poitier'a kaptırmış. enfes neal ise yardımcı daldaki oscar'ı 21 dakikalık rolüyle kapmış (daha az görünüp oscar alanlar da var). gerçi ben ödülün love with the proper stranger'daki natalie wood'a gitmesi gerektiğini düşünmekteyim ama neal de hak etmişti. keza yard aktör ödülünü alan melvyn douglas da ödülü hak etmişti hud'taki performansıyla. bir de ne geceymiş ama. tom jones'un aday olmadığı dal kalmamış, birçok ödülü de silip süpürmüş.

    spoiler

    paul newman: çocuk sizi rahatsız mı ediyor?
    adamın biri: beni rahatsız etmiyor. onu (yanında oturan kadını işaret eder) rahatsız ediyor.
    newman: onu cesaretlendirmediniz değil mi bayan?
    kadın: hayır!
    newman: taaa orada oturuyorum, ben bile biraz cesaretlendim. belki hareket edişinizde bir şey var.
    adam: tamam evlat. bu çocuğu değil, seni benzeteceğim.

    sanırım filmin en eğlenceli sahnesiydi. gerçi patricia neal'in olduğu sahneler de eğlencelidir. finalde baba ölür, meydan hud'a kalır ama hud artık yalnızdır. tecavüze yeltendiği hizmetçi evden gider. baba ölür. babanın ölümüyle torun/yeğen de hud'ı terk eder. modernite kazanmıştır ama modern yalnızlaşmıştır da.

    spoiler
  • polarize güneş gözlükleriyle görünmüyor. o yüzden arabaya (ya da savaş uçağına) özel polarize olmayan gözlük gerekiyor.
  • türkçe'ye "baş üstü göstergesi" olarak çevrilmeye çalışılan şey. ben, onun yerine bu şekilde kısaltmasını kullanmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. çünkü "baş üstü" tam olarak o anlamı vermiyor. sonuçta bu göstergeler başımızın üzerinde falan yer almıyorlar. burada "head up" derken, kafanın veya gözlerin başka yöne çevrilmesine gerek kalmadan gerekli verilerin gösterildiği anlamı var çünkü.

    "dik baş göstergesi" olabilir belki ama o da kulağa saçma geliyor. en iyisi "hud".
  • 1963 yapımı martin ritt filmi. larry mcmurtry'nin aynı isimli kitabından irving ravetch sinemaya uyarladı. film 1964 yılında üç dalda oscar kazandı (melvyn douglas *, patricia neal *, best cinematography black and white*) en iyi yönetmen kategorisi dahil olmak üzere 4 dalda da aday gösterildi.
  • otomobil kullanımında ağır bağımlılık yapan hadise. gözü gerçek anlamda yoldan ayırmadan tüm yolculuğu tamamlayabiliyorsunuz. can güvenliği açısından olsun, şehir içinde adres ararken olsun acayip iş görüyor. özellikle bmw'ninkinden acayip memnunum.
  • "housing and urban development"in kisaltmasi ki, amerika'da "imar ve iskan bakanligi" gibi bir bakanliktir.
  • (bkz: hz hud)
  • osmanlıca: miğfer*
    farsça: başlık, miğfer*
    osetçe: başlık, kalpak*
    kürtçe: miğfer (xude)*
    almanca: şapka (hut)*
    ingilizce: kukuleta (hood)*
hesabın var mı? giriş yap