hoparlör
-
kayseri'de hoparlör satan birinin her türlü telaffuzuna tanık olabileceği tuhaf kelime. millet napsın.
- oparlör
- oporlör
- opollo
- opollö
- opolyon
- apolyon
- apollo
vs
bir de almancı telaffuzu vardır.
box'tan esinlenerek
- bokus -
türkçeye fransızcadan devşirilen bir kelime.
(bkz: haut parleur)
haut: yüksek (high)
parleur: söyleyici (speaker) -
haut-parleur fransizcadan girmistir turkcemize.
-
bana bir tek alet/ edavat gosterin ki, muslumanlar tarafindan bu denli benimsenmis olsun.
bence islamin yayilmasinda cok buyuk katkisi vardir hoparlorun. bugune degin, islamin sesi bunca uzaklara yayilmissa sayet, bu basari hoparlorun basarisidir.
iste propaganda, iste cagri. -
hoparlör müziğin her tanesini mükemmel çalar, çaldığı şeyin anlamını, duygusunu hissetmese dahi. teoride cansız bir hoperlör, en hisli müzisyen kadar hisli müzik üretebilir. hoperlörün varlığı "anlam" dediğimiz şeyin ne denli zahir olduğunun ispatıdır.
-
sanayi literaturunde pek cok evrimden gecmistir kendisi. bakiniz; haporlö, hoporle, aporlor, hoporlor, hoplarlöp.. vs...
-
ingilizcesini bilmeyenler tarafindan "hapirlir" diye cevrilen alet
-
aynen traktörlerin arkasındaki karasör, karoser, karufsör, kuraser, köroserler gibi bunun da aporlör, hopallor, hopallo, aporler gibi söylenişleri vardır..
-
apollo da dendiğini duymuşluğum var
-
(bkz: apırlo)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap