• cr-v’deki yeniliklere yeni olduğundan güvenemediğim için tercih ettiğim; japon çizgi filmlerindeki zaman ötesi (futuristik) araçları anımsatan; güneydoğu asya ülkelerinin polis teşkilatları için üretildiği yolunda şehir (istanbul değil başka şehir) efsanesi olan; kar, buz, çim, kum ve çakıl ile dağ yollarında denediğim ve performansına inanamadığım; ıslak zeminde dahi sürüş kontrolünü kaybetmeyen; zemine uygun lastiklerle inanılmaz olabilecek, ancak uygun ebatta lastiğin ne yazık ki bulunamadığı, farklı ebatta ise otomatik şanzımanından ve dört çekiş sisteminden ötürü garip davranan; otobanda –eğer 17 litreye kıyabiliyorsanız- 175 km/h civarında “cruise” sürüş yapabileceğiniz, ısrarcı olursanız ve uygun zemin ve rüzgarsız hava yakalarsanız 200 km/h'ya çıkarabileceğiniz; neden 2000 motor koymamışlar ki diye düşündürtüp “bu paraya bu araba inanılmaz” dedirten; spor peugeot 206’dan inip binmeme rağmen 15 dk. içinde birbirimizi tanıdığımız; sizi kendisine, kendisini size alıştıran “yoksa japon buna akıl mı takmış” şüphesi uyandıran, mitsubishi outlander dışında bir dört çekere değişmeyeceğim -bilenler anlar- makine.

    ps: yeni bilgi: assos ve civarı yollarda (behramkale ve tavaklı iskelesi ile sivrice ve devamı kıyı yollarında tam performans göstermiştir; inanılmaz ama gerçek tüm zorlamalara rağmen amortisörler bırakın patlamayı ses bile yapmamaktadır.

    ps 2: "bu aracı neden sattım ki?" dedirten, yerine araç koymadığım arabadır.
  • güzel araç.

    japonların 1.6 turbosuz motorlarının cvt kombinasyonundan aşırı performans bekleyen şoförler hele ki crossover-suv'larda maalesef büyük bir hayal kırıklığında soluk alıyorlar.

    bu aracın benzin otomatiği dizel manuel qq ile mukayese olunmaz, zira qq'nun cvt'li atmosferik 1.6'sı ne ki zaten?

    ek: insanlara kuruş bazında bilgi vermemeyi öğretmemiz lazım.
  • size bugün 1999 model bir tanesinin incelemesini yazacağım.

    araç yeni elime geçti. oynadım bolca. tabii ki bakıma ihtiyacı var, sırayla yaptırıyoruz.

    motorundan başlamak gerekli diye düşünüyorum; d16’yı görünce hafif bi ümitlenmedim değil. fakat aracın motor kodu d16w1, yani vtec olmayan versiyon. bu haliyle alt devirleri fena değil, çok da devir çevirmiyor. motor senesine göre yeterli denilebilecek bir ünite. bence araca yeterli gücü sağlıyor. bundan fazlası, bu arabaya haram. sebebini yazının devamında anlatacağım.

    ikinci önemli konumuz şanzıman. burada hayal kırıklığı var. tam otomatiktir dedim, cvt çıktı. en nefret ettiğim şanzıman türüdür. olmayan performansı da törpülemiş resmen. ama konfor arayanlar için güzel şanzıman.

    esas problem, şanzımanının çok dikkatli bakım istemesi. şanzıman yağı kesinlikle değiştirilmeli. filtreleri ile birlikte değişim olmalı ve maliyet küçük değil.

    diyelim şanzıman bozuldu. sıfırını almaya kalksanız 20.000 lira üstü paralardan bahsediliyor. ankara’da 3-4 bin liraya tamir oluyor diyen bir arkadaşım var. emin değilim.

    yani şanzıman cidden soru işareti yaratır.

    4 çeker sistemi devamlı aktif değil. bu güzel bir şey. yakıt tüketimine olumlu etki ediyor. fakat yine de araç çok yakıyor. ben yine tabii ki tüplü araç alerjim sebebiyle benzinlisini aldım. 100 liralık benzinle sanırım 150 km falan gidecek. tahminim o yönde.

    farları kronik sararıyor, bakım şart. yoksa önünüzü göremezsiniz. farlar açılmadan üstten temizlik kurtarmaz. ciddi aşınıyor çünkü. neredeyse her araçta var bu sorun. olmayanlar da temizlenmiş bakımlı araçlar. farları açtırmışken, mercek de taktırıyorum. bence tamamlayıcı olacak.

    bendeki tek kapı. bence tek kapılı yerden yüksek araç çok çekici. evoque’un atası sayılır boru mu? ben aracın tasarımını zamanının ötesinde ve oldukça şık buluyorum. rengi de hardal sarısı zaten, oldukça iddialı bir renk. özellikle pasta ciladan sonra güzel bir seramik kaplama uygulaması ile, araç cayır cayır yanacak, görüyorum bunu.

    gelelim konfora... araç yerden yüksek. süspansiyonu da sert değil. bu ikisini birleştirince, konfor elde ediyorsunuz. ama yol tutuştan çalıyorsunuz. uzun zamandır bu kadar kötü yol tutan araca binmemiştim. resmen taklacı güvercin gibi, her an yatırabilirim seni hissiyatı veriyor araç. işte tam olarak bu yüzden, en başta bahsettiğim, 1.6 motordan fazlası haram olayı var. bu arabaya cr-v motoru ve şanzımanını swaplasan, 150 beygir yapsan, 1000 km içinde kaza yaparsın. araç o güveni vermiyor. o anlamda güç-karakter bağlantısı makul.

    son olarak fiyatına gelelim. şu an takriben 30-35 bandına bundan iyi ne alınır? bi düşünmek lazım.

    bence tam bir anne arabası. annende vardır, arada alır binersin, her gün binmek bayar, ama arada bi kullanmak hoşuna gider. işte tam öyle bir araç. bakımını yaptırırsan yolda bırakmaz, yerden yüksek, güvenilir, japon işi araç.

    alınır mı? bu paralara alınabilir. civic’den iyidir.
  • geçenlerde bir dergide okuduğuma göre*, birinci nesli hala avrupa'nın en sorunsuz ve masrafsız ikinci el otomobili olmaya devam ediyormuş.
  • tebrikler bildiniz!

    bayide yok :)

    karaborsada -pardon- galerilerde bulabilirsiniz*
  • 650 bin tl lansman fiyatından bulunmamaktadir.

    tamamı galerilere avanta karşılığı satılmış olup malum sarı siteye ilk ilan bugün itibariyle 785 bin tl den verilmiştir..

    35bin tl yetkili bayi avantasi, 100bin tl de galeri satıcı kârı dir.

    buna dur diyecek yetkili de yoktur

    (bkz: hasta yatağında sikilir)
  • 2022 modellerde, walk-away denilen bir bagaj kapama özelliği var. bagaj kapağındaki bu özel düğmeye basıyorsun, bagajdan yeterli kadar uzaklaştığında kapı kendisi kapanıyor. fakat saçma olan, yan kapıların kilitlenememesi. dolayısıyla, poşetleri almadan düğmeye basayım, sonra da poşetleri alıp arkama bakmadan eve çıkayım olmuyor; zira arkada yan kapılar açık kalıyor. öncesinde kapıları kitleseniz bile olmuyor, çünkü bagaj kapağı düğmesine bastığınızda yan kapılar da otomatik açılıyor. tabi ki bir özel durum dışında.

    arabadan inince bütün kapıları kitleyin; üzerindeki temas noktasından ya da anahtardan, farketmez. daha sonra bagaj kapısını arabanın anahtarından açın (bu önemli; eğer bagaj düğmesinden açarsanız, arabanın bütün kapıları açılıyor). anahtardan açınca, diğer kapılar açılmıyor. böylelikle walk-away özelliğini amacına uygun bir şekilde kullanabilirsiniz.
  • ilk kasasını 1999 yılında hülya avşar'ın klibinde tanıtmış olan suv 2 veya 4 kapılı seçenekleri bulunan otomobil. o zamanlar görüp beğenip 2000 yılında izmir honda çamkıran'dan sıfır satın almıştık. tam tamına 450.000 km yol yaptık (yarısından fazlası lpg'li) motor yemedi, alt takımdan tık ses gelmedi. yalnız aracın kronik sorunu cvt şanzıman sistemi. her 50.000 km'de bir şanzıman yağını yenilemezseniz elinize alıyorsunuz. eski kasasını almayı düşünen arkadaşlar mutlaka şanzımanı iyi kontrol ettirsin.
  • üçüncü nesli 18 şubat 2021'de resmi olarak tanıtılacak olan kompakt crossover.
    klasik içten yanmalı motorlar yerine cr-v hybrid ve yeni jazz'dan bilinen "iki elektrikli motorlu hibrit sistem" ile üretilecek. bu ne demek? benzinli motor, tekerlekleri döndüren birinci elektrikli motoru jeneratör olarak destekleyen ikinci elektrikli motoru döndürecek. yani toyota ya da hyundai'nin tam hibrit sistemlerindeki gibi tekerlekleri döndürmek benzinli motorun görevi değil.

    görsel

    hibrit sistemin işleyişi
  • yaklaşık bir 6000km kadar yol yaptığım, hybrid, aracım. almayı düşünenler için ufak notlarımı paylaşabilirim;

    -kesinlikle yakışıklı ve farklı duruyor. mesela 2008 / 3008 , toyota chr da çok yakışıklı bana kalırsa ama popülerlikleri sebebiyle sıradanlaşan araçlar. hrv bu konuda ilgi çekici kalabiliyor.

    -japon arabasından beklenmeyecek şekilde tüm fonksiyonlar ve bu fonksiyonların kullanıcı deneyimi ve tasarımı iskandinav sadeliğinde. kusursuz bir sadelik, kibarlık hakim araçta.

    -yakıt tüketimi dedikleri kadar az. inanamıyorum hala. bir dizel fiat arabadan geçmeme rağmen tasarrufu hissediyorum %30 oranında. yüklenmeme rağmen 6.5lt. nin üstünü görmedim. 130 / 140 km hızlardan bahsediyorum üstelik. kendimce en çok ne kadar yakıt tüketebilir oyunları oynuyorum öyle söyleyeyim. yokuş iniş / çıkış oranınız dengeliyse yakmaması bile mümkün. tek bir problem deponun hacmi. bana biraz küçük geldi.

    -işçilik çok iyi. trim sesi neredeyse yok. üst düzey hissettiriyor. ama böyle bir arabaya (ki 6 hoparlör versiyonu kullanıyorum) rezalet bir ses sistemi koymuşlar. sunroof hiç bir şekilde alınmıyor. bu da bir eksi.

    -120 km'den sonra uzun yolda biraz ses var kabinde. şehir içinde zaten hibrit malum çok sesli değil. ama dediğim gibi ben fiat 500x'den geçtim, trim sesli, dizel bir araba. bu sebeple benim beklentim hali hazırda düşük. bazı incelemelerde çok iyi değil deniyor yalıtımına. bir etken de cvt olabilir, yüksek hızlarda malum yüksek devirli çalışıyor motor.

    -yokuş performansı ve çevikliği üzmüyor. 1.8 toyota hybrid araç da kullandım. onlardan farklı. özellikle spor modda çok iyi. ama uzun yolda dolu bir araba olunca dizeli bir parça hala arıyorum. ama şehir içinde, ani hızlanmalarda vs elektrikli motor turbo gibi çalışıyor. canavar değil ama çok güzel ''yürüyor''.

    -bagaj hacmi çok büyük değil ama arka koltukların katlanmasını kim düşündüyse efsane olmuş. bagajı kullanmaz oldum. inanılmaz bir diz mesafesi var. hatta kullandığımız ikinci arabadan; 3008'den bile fazla. nereden nasıl tasarlanmış bilmiyorum ama çok çok iyi.

    - bu araç amerika'da yok. diğer pazarlarda da vezel olarak satılıyor. internetten bir şey bakılacaksa böyle aratılmalı. hr-v bu kasayla amerika pazarına hiç girmedi. bu da bir dil bariyeri oluşturuyor haliyle ama türkiye'de de bir kullanıcı kitlesi oluşacaktır kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap