• parasini son kurusuna kadar kontrol etmeyi seven, bosa para harcamaktan tiksininen, butun muhabbetlere su kadar ucuz bu kadar pahali diye baslayan ve bu bilinci baskalarina da asilamayi kendine gorev bilmis irktir kendileri. zengin-fakir farketmez herkes bir para muhabbetidir yapar oyle ki birkac sene icinde siz de kendinizi muhabbete ilk giris cumlesi olarak sunu ne ucuza aldim ya da cok pahali bir restoranmis surada parketmek bedava derken bulabilirsiniz. herseyin referansi para olur..isin komigi bu size o kadar normal gelmeye baslar ki turkiye donuslerinde insanlar sizi garipsemeye bile baslarlar siz de kendinizi garipsersiniz ama elinizde degildir maalesef hollandalilasmissinizdir artik. tam da budur iste hollandalinin misyonu.

    ornekler:

    - deterjan utrecht sokaklarinda biryere arabasini parkeder. pahalidir utrecht'te parketmek. tam park makinesine para atmak uzereyken uzaklardan halloo hallooo diye kosturaraktan kendisine dogru gelmekte olan yasli bir amcayi farkeder. amca nefes nefese ya sokagin kosesinde parketmek bedava niye buraya parkediyorsun git bak surada diye kosede biryeri isaret eder. acelesi olan ve tek yon oldugu icin u donuslerine birsuru caba harcamasi gereken deterjan tesekkur ederek olsun ya onemli degil filan diye mirildanir. ama bosa para harcatmamayi kendine gorev edinmis amcamiz olur mu hic olur mu ben gider orada beklerim sen don gel diye zorla deterjani gonderir..kadere razi 15-20 dakika kaybedilir...

    - benzin istasyonunda arkanizda uzun bir sira benzin parasi odeyeceksiniz. kasiyer freebees kartiniz var mi diye sorar. bu benzin istasyonlarina ait bir nevi para biriktirme kartcigidir her benzn alista freebee'leriniz birikir ve kucuk seyleri bedavaya getirebilirsiniz (ki hollandalinin hayat misyonlarindan digeri de bedavaciliktir). neyse kart cantanin derinliklerinde sira uzun hava sicak deterjan usenir var ama bulamam simdi filan der. olur mu canim arayin bulun bakin 9 freebee'niz olacak diye uzatir kasiyer. deterjan cantada esinir..yok bulamiyor..bu arada tabi arkadakiler gayet sakin bekliyorlar ittiren filan yok ama deterjan tamamen aliskanliktan siradan birisinin hadisene kardesim demesini beklediginden panige kapilmistir. neyse arkadaki adam ben obur cantanizi tutayim der kasadaki kadin dokun cantanizi tezgaha cekinmeyin yeter ki freebees kartinizi bulun der...lanet olasi kart bulunur 9 freebees kazanilir bedava kahvenizi almak uzere siradan ayrilirken siradakiler mutluluk gozyaslari icinde ugurlarlar sizi..

    - eve gelen yasli tamirci amca yerde 1 cent bulur. inanamayan gozlerle paralarinizi yerlere mi saciyorsunuz diye kinar sizi

    vs...vs...vs...

    hergun boyle gecer gider iste hollandalilarla
  • ofiste odaniza gelip masanizin uzerinde bardaginizin altindan damlamis su halkasina elini yanlislikla koyunca cebinden kurumus sumuklerin yamru yumru bir topak haline getirdigi bez mendilini cikartip (bkz: borazan gibi otturerek burun temizlemek) soyle bir acip silkeledikten sonra sizi kinayan bakislarla (hani niye temizlemedin bu su birikintisini gibilerden) masanizin uzerini "temizleyebilecek" ilginc insandir kendisi. baska "temizlik" aliskanliklari da vardir hollandalinin. mesela bulasigi elinde yikiyorsa (ki avrupanin bu en gelismis ulkesinde evinde bulasik makinesi olanlarin sayisi inanilmayacak kadar azdir) kap kacagi once deterjanla sabunladiktan sonra muslugun icine ters cevirir (sabunlari aksin diye) birkac saniye sonra da kurulama beziyle (suda durulamadan!) kurutup kaldirir bulasigini. siz hayret dolu bakislarla kendisini izleyip yahu bu yanlis, kimyasal maddeler temizlenmiyor ki direk zehir yiyorsunuz dediginizde size once baska nasil yikanabilir ki diye garip bir bakis firlattiktan sonra hollandadaki yas ortalamasini hatirlatir ve yuzyillardir bu isin boyle yapildigini da ekler sozlerine. etrafta baska bir yabanci yoksa cevrenizi saran diger hollandalilar sizin tepkinizle dalga bile gecebilirler nerede gorulmus bulasigin durulandigi diye..anlatamazsiniz gider...ha bir de bunlarin evinde kedi besleyen modeli sizi yemege davet etmistir mesela. yemek buyuk bir tencereyle ortaya gelir oradan herkes tabagina alir. sonra tenceredeki yemek tamamen bitince ayaklarinizin dibinde dolanmakta olan kedinin onune (???!!!) konur yalasin diye...kedicik tencerenin icine kah girer kah cikar ama yalaya yalaya da tertemiz yapar tencereyi. bunu sonra yikiyacak misiniz diye sormak istemezsiniz bile cunku yanitin olumsuz olabilmesinin urkunclugu midenizin bulanmasina, biraz once mideye indirdiginiz etli patatesin artik yerinde duramamasina sebep olmustur bile. velhasil temizlik anlayislari beni bunca yil sonra bugun bile sasirtabilen insandir hollandali.
  • hollandali kibar degil yaklasik 5 sn surecek muhabbetler icin guleryuzludur, degisik bir espri anlayislari vardir, neredeyse mekanik ve tahmin edilebilirdir, onyargilardan ultra derecede nasibini almis, "yuzme havuzu mu bakiyorsun ahahaha hasema giymek icin mi", "kadinlar gunu varmis cuma gunu ona gitmek icin mi' inceliginde, keskin zeka isteyen ornekler verilebilir. iyi ingilizce konusurlar ama dillerine cok baglidirlar, ozellikle gercek bir hollanda is ortaminda, ofisinde calisiliyorsa, gunde uc doz dili ne zaman ogreneceksin konulu baskilar yasanabilir, cogunlugu gocmenlere karsi on yargilidir. turklerle ilgili cok da super hisleri yoktur, yaklasik bir sene (cok optimist bir yaklasimla) alla alla sen niye farklisin, biz senle icki icebiliyoruz, bira iciyorsun ouuww inanamiyorum, domuz eti de yiyebiliyorsun seni taslayacaklar kivrakliginda yorumlari hayatin her aninda gorulebilir, sanildigi gibi hollanda'da hayat "herkes super, cok keyifli, inanilmaz iyi" gibi degildir, o benim ilk iki senemde dustugum yanilgidir. o super guleryuzlu insanlar iki saniye sonra arkanizdan inanilmaz dedikodular cevirecek, konusulmadik konunuz kalmayacaktir.

    ilkokuldan gelen edit: ozne+nesne+yuklem
  • kulak zarima zarar vereceklerini düsündügüm komsu ülke insanlari.
    bu kadar gürültülü konusmanin ne geregi var anlamis degilim. istisnasiz hepsi çok fazla yüksek sesle konusur.
  • gece bara gidip digerleri bira icerken rahatlikla bir bardak sut isteyebilen, ustelik de bu istegi gayet normallikle karsilanan, oglenleri basit peynirli sandvicciginin yaninda mutemadiyen sut icen ve annemizin evladim sut icmezsen boyun uzamaz sozlerini basimiza kakarcasina dev boyutlara ulasmis devsi insanlar grubudur kendileri
  • değişik bir nasyonalitedir. insanın sinirlerini hoplatıcak derecede planlı ve programlı yaşarlar. hepsinin bireysel olarak 5 yıllık kalkınma planı hazırdır eğer ki bu durumu sekteye uğratıcak ve en ufak yolundan çıkaracak bir unsur oluşursa çıldırırlar deliye dönerler depresyona falan girerler. diyelimki tatile çıkıyorsunuz bir excel üzerinde "holiday planning" adı altında bir mail alırsınız şurdan şuraya 3 saat orda 5 dakka mola burda işeriz şurda sıçarıza kadar tüm detaylar mevcuttur. dürüstlükle patavatsızlık arasındaki ince çizgiyi de bilmez bunlar dürüst olcam diye pat küt aklından ne geçerse suratına söyliyiverir. sen değişimlere nasıl bu kadar çabuk ayak uydurabiliyorsun sorusu karşısında verdiğiniz yetiştirilme tarzımızın mihenk taşı "her işte vardır bir hayır" cevabı ise bunları dumurdan dumura sürükler gamsızlıkla itham edilirsiniz.her daim sempatiktirler yine de vesselam.
  • hakkinda yazilabilecek yuzlerce binlerce genellemenin icinden, ictikleri ortalama sivi miktari ile bir adim one cikan insan grubu.
    saat basi genelde bir su bardagi buyuklugunde efendim ben diyeyim kahve, siz deyin kapucino, onlar desin meyve suyu, sut ve hatta akiskan yogurt iciyor bu hollandalilar. ozellikle genc olanlari, bir gunde orta buyuklukte bir mandanin gunluk tukettigi sivi miktarini tuketmekte olabilir.
  • dort senedir birlikte oldugum hollandali kiz arkadasimdan yaklasik bir ay once ayrildim. ve tabiki hem annesini, babasini, uvey annesini ve uvey babasini tanidim. onlarin dogum gunu partilerine, christmas yemeklerine katildim, velhasil guzel zamanlar gecirdim. cogu zaman bu ortamlarda tek yabanci ben idim ve ailenin bir parcasi oldum. az once uvey annesi ve babasindan hayatimin bundan sonraki yillarinda bana basarilar dileyen sevgi icerikli cok guzel bir mesaj aldim. tarifsiz bir duygu bu. hem guzel anilari taclandiriyor hem de nezaket nedir onu ogretiyor. ıste boyle olabiliyor bu memleketin insanlari!
  • bu güzelim turuncu insanoğlu veya insankızının nasıl biri olduğunu ve neler sevdiğini buradan çok da güzel öğrenebilirsiniz.
  • cok surprizli insanlardir.

    - 8.30-9.00 da ie baslama kahvalti olarak bir kahve, sekersiz sutsuz
    - 10.30 da mola, hatta toplu mola seanslari olabilir, topluca kahve icilir, 10.45 de masa basinda olunur.
    - 12.00 - 12.30 (ama asla 13.00 degil) ogle yemegi, akabinde ise donulur.
    - 15.00 kahve molasi
    - 17.00 eve gidis.
    - 18.00 aksam yemegi

    8 sene sonrasinin editi: allah canimi almasin, buna donusmek hatta toplantilarin kahve molalarina gore ayarlayan olmak da varmis kaderimde.
hesabın var mı? giriş yap