• hırvatistanı eleyeceğini düşünerek grupta bilerek 2. olan ingilizlere bugün siktiri çekmiş takımdır.

    bir de belçika saplarsa ingilizlere değmeyin keyfime.

    helal lan size hırvatlar.
  • ankara kadar nüfusu var biz fişkıyeyi kimin kırdığını bulamadık bunlar dünya kupasında finale çıktı.
  • herkes herşeyi yazmış bir kişiyi kimse yazmamış.

    (bkz: davor suker)

    adamların federasyon başkanı bu arkadaş. bizim federasyon başkanı demirören. futbolcuları, teknik direktörleri falan hikaye. adamlar baştan düzene koymuşlar futbol işini. gerisi geliyor zaten.
  • adamlar başarızlıklarını sorgulayarak bu günlere geldiler. belçika federasyonu 90larda 52 sayfalık başarısızlık raporu hazırlamış ve 9 sene sonra meyvelerini almaya başlamış. bizde de futboldan başka herşeyi konuşulur. arda 60 yaşındaki adamı dövmeye kalkar söver. kim haklı diye aylarca tartışırız. tosiçin karısına sararız. bala göte bi 3. olduk. kendimizi brezilya ispanya sandık.
  • 1991'de yugoslavya'dan bağımsızlığını kazandıktan sonra yavaş yavaş avrupa ve dünya futbolunda adından söz ettirmeye başladı.

    ilk olarak euro 96'da çeyrek final gördüler, dünya futbolunda adından ilk söz edilişleri ise davor şuker önderliğinde fransa 98'deki üçüncülükle oldu. finalin kapısından dönen hırvatlar, artık dünya futbolunda söz sahibiydi. o jenerasyonda boksic, prosinecki ve ülkemizde teknik direktörlük yapan tudor ve bilic gibi isimler vardı.

    daha sonraki turnuvalara çoğunlukla katılsalar da, gruplardan ötesine geçemediler ta ki euro 2008'e kadar.

    euro 2008 hırvatlar için dönüm noktasıydı. zira modric, rakitic ve mandzukic'li jenerasyonun sahneye çıktığı ilk organizasyondu ve aynı zamanda hırvat lanetinin ve loserlığının da başlangıcıydı.

    turnuvaya çok iyi başlamışlar almanya'nın da yer aldığı grupta 9 puanla lider olmuşlardı. çok iyi oynamalarına ve yarı finali sonuna kadar hak etmelerine rağmen dramatik biçimde elendiler bize.

    semih'in yaşattığı travmadan sonra euro 2016'ya kadar sessizliğe gömüldüler.

    yine çok iyi başladılar turnuvaya ispanya'nın önünde lider oldular ve portekiz karşısında yine çok iyi oynamalarına rağmen, bir toplarının direkten döndüğü maçta uzatmalarda portekiz'e kaybettiler.

    bu maçın ardından hırvat loserlığı olarak başlık da açmıştım nitekim bizde de yüzüp yüzüp kuyruğuna getirip sonunu getiremeyen biliç örneği vardı.

    bu turnuvaya dek hırvatlarda iyi başlayıp iyi oynayıp sonra bir şekilde iyi oynadığı maçı kaybetme durumu vardı. bitirişi yapamıyorlardı bir türlü, stresi kaldıramıyorlardı, iyi oynamalarına rağmen kaybediyorlardı.

    aslında bakılırsa danimarka maçında yine hortlayacaktı bu durum. uzatmalarda kaçırılan penaltı ve seri penaltılarda danimarka'nın kaçırdığı her penaltıya karşı penaltı kaçırmaları, dedim tamam bizim hırvatlar yine çok iyi oynadıkları grup aşamalarından sonra elenecekler ama öyle olmadı.

    bu kez rusya maçında uzatmada öne geçtiler sonlara doğru yediler. dedim tamam yine kaybedecekler. yine kazandılar.

    ve dünkü ingiltere galibiyeti. bu turnuvada hırvat loserlığı mu desem şanssızlığı mı kırıldı ve tersine döndü talih yüzlerine güldü.

    bana kalırsa bir avrupa kupası bile kazanabilecek bir jenerasyon (modric-rakitic-perisic-mandzukic gibi isimler) yarı final bile görmeden elenecekken hak ettikleri yere finale euro 2008'den 10 sene sonra çıktılar.

    modric'in de dediği gibi bu jenerasyondan çok şey bekliyordu hırvatlar ve 2008'den beri üstlerinde bir lanet vardı. ve modric önderliğinde fransa 98'deki başarının da üstüne çıktılar.

    bakalım fransa 98'de kendilerini finalin eşiğinden döndüren fransa'ya karşı bu kez neler yapacaklar?
  • 20 haziran 2008 hirvatistan turkiye maci sonrasında saha içerisinde göz yaşlarına boğulan futbolcuların yer aldığı takım. dün akşam sevinç içerisindeyken fazla önemsememiştim ancak bugün fark ettim ki büyük bir travma yaşamışlar. özellikle genç oyuncuların hıçkıra hıçkıra ağlaması içimi burktu. yolları açık olsun.
  • ilk turun ardından oynadığı üç maçta da uzatmaların ardından galip geldi. bu durumda toplamda 90 dakikalık uzatma oynadı. yani süre açısından bakarsak, hırvatistan toplamda 1 maç fazla oynamış oldu. bakalım bunun fiziki ve mental yorgunluğu finale yansıyacak mı?
  • hırvat futbolu 96 avrupa futbol şampiyonasında sahne almış 98 fransa dünya şampiyonasında vitrine çıkmıştı. alpay'ın düşürmeye kıyamadığı goran vlaoviç, kral madridli futbol tacirlerinin dikkatini çeken davor suker, rumeli türklerinin hitap etmede zorluk çekmediği aljosa asanoviç, türkiye'de yaşasa havuç yakıştırmasına maruz kalacak olan robert prosinecki, sırp polisine uçan tekme atan hırvatların milli kahramanı zvonimir boban gibi çok önemli kült futbolcular türk futbolseverinin sevgisini kazanmıştı.
  • çok enteresan bir istatistiği olan takım. 1998’den beri katıldıkları şampiyonalarda 3 kere gruplardan çıkabildiler. bu 3 turnuvada da gruplarda bir tane favoriyi de yenerek 9 puan aldılar. fakat grup aşamalarından sonra oynadıkları 4 maçın tamamında maçlar uzatmalara gitti. 3 tanesinde de sonucu penaltılar belirledi. yani hiçbir maçı normal sürede kazanamadılar.

    2008’de almanya’nın olduğu gruptan 9 puan ile çıkarken çeyrek finalde penaltılarla bize elendiler.

    2016’da ispanya’nın olduğu gruptan 9 puanla çıktılar ve sonrasında portekiz’e uzatmanın sonlarına doğru yedikleri golle elendiler.

    2018’de arjantin’in olduğu gruptan 9 puan ile çıkıp önce danimarka, sonra rusya’yı penaltılar ile geçtiler.

    gerçekten enteresan bir takım. gruplardan ya hiç çıkamıyorlar, ya da şov yaparak 9 puan alıyorlar. sonrasında ise bir türlü maçı normal sürede koparamıyorlar. bunun nedeni muhtemelen modric önderliğinde çok iyi bir takım olmalarına rağmen son 10 senede üst düzey bir forvet yetiştirememeleri. dolayısı ile eleminasyon usülü oynanan maçlarda daha temkinli oynayan rakiplere karşı kapalı savunmaları açmakta zorlanıyorlar. zaten bu 4 maça da favori çıktılar. bu da rakipleri iyice temkinli bir oyuna sevk etti. ilgili dönemde manzukic, olic gibi iyi adamlar geldi; ama suker seviyesinde bir forvet çıkartabilselerdi belki bu kadar ıkına sıkıla ilerlemezlerdi. zira bu sebepten dolayı ingiltere karşısına oldukça yıpranmış şekilde çıkacaklar.

    bu arada manzukic’i çok beğeniyorum. çok faydalı bir oyuncu. futbol zekası üst düzey, rakip savunmayı çok fazla yoruyor; ama o daha çok yardımcı forvet olabilecek bir adam.
  • birkaç yıldır sempatizanı olup yakından takip ettiğim, dönem itibarıyla dünyanın en iyi 3-5 milli takımından biri olan takım.

    euro 2016'nın gizli favorisi olmalarına rağmen turnuvaya 2. turda veda ettiler. 2018 rusya dünya kupası eleme gruplarındansa rahatça çıkacağı düşünülürken ancak play-off sonunda kupaya katıldılar. ante cacic adlı kötüler kötüsü olan teknik direktörden kurtulduktan sonra şimdilik sıradan bir kariyere sahip olan zlatko dalic ile yavaş yavaş beklenen seviyeye geliyor gibiler ama gene de tam olarak takım olamamış görüntüsü veriyorlar.

    dünya 3.'sü oldukları 1998 fransa dünya kupası'yla beraber tarihlerinin en iyi milli takım jenerasyonuna sahipler ama dediğim gibi takımda hep bir şeyler eksikmiş gibi duruyorlar.

    efsane kaptan darijo srna'nın euro 2016 sonrası milli takımı bırakmasıyla dümene real madrid'in yıldızı luka modric geçti. yanında ise barcelona fc'nin yıldızlarından ivan rakitic var. kalede as monaco'nun tecrübe abidesi kalecisi danijel subasic, defansta gladyatör vedran corluka, beşiktaşdomagoj vida, çok eleştirilmesine rağmen 4 yıllık olympique lyonnais kariyerinin ardından 4 yıldır liverpool'un değişmez isimlerinden biri olan dejan lovren, takımın en pahalı 4. ismi olan athletico madridli sime vrsaljko ile napoli ve akabinde sampdoria takımlarının formasıyla 4 yıldır seria a'da ekmeğinin peşinde koşan tecrübeli ivan strinic var. interin kanatları ivan perisic ve marcelo brozovic de takımın çok ama çok önemli parçalarından ikisi. orta sahanın emekçilerinden fiorentinamilan badelj de takımın değişmezlerinden biri. real madridli mateo kovacic ise takımdaki en önemli genç yıldız. forvette juventuslu mario mandzukic gole en yakın isim olsa da hoffenhaimandrej kramaric yakaladığı çıkışla formayı kaparsa kimse şaşırmasın. ikisinin arkasında form durumu çok iyi olmasa da milannikola kalinic gibi önemli bir tecrübe beklemekte. 4. ve 5. alternatif olarak forma şansı bekleyenlerse sezonu kiralık olarak schalke 04 ile tamamlayan juventuslu genç oyuncu marko pjaca ve almanya kupası finalinde bayern münih'e karşı attığı 2 golle kupayı eintracht frankfurt'a kazandıran ante rabic.

    bütün bunların yanında salzburg takımıyla bu sezon avusturya ligi'ndeki 4. şampiyonluğunu yaşayıp avrupa ligi'nde de yarı final görüp sezonu 54 maç (53'ü ilk 11) oynayarak muhteşem bir sezon geçiren, ilk 4 yıllık kariyerine toplam 175 resmi maç ve 7 kupa sığdıran ve geleceğin topçusu olacağını düşündüğüm 21 yaşındaki duje caleta-car ve gene gelecekte adından söz ettirecek olan bayern leverkusen'in 22 yaşındaki genç topçusu tin jedvaj da kadroda olan isimler arasında.

    görüyorsunuz kadro muhteşem. takımın as oyuncuları dünyanın en büyük kulüplerinin değişmez futbolcuları durumundalar. geri kalanları da major liglerin kalburüstü takımlarında oynayan tipler. tek eksik leblebici bir golcü. umarum mario mandzukic bayern münih günlerine geri döner de bu açığı kapatır. keşke büyük kaptan darijo srna da bu turnuvada takımının başında son kez yer alabilseydi.

    o güzel hırvatistan milli futbol takımı formasının hatrına, 2018 rusya dünya kupası'nda kazanacağımız zaferlerin ardından zagrep radyosu'nda lili marlen türküsü dinleyeceğimiz o güzel günlerin aşkına "saldır şanlı croatia!".
    napad velike hrvatske!

    edit: hırvatistan veya rusya'da olup bana hırvatistan milli futbol takımı formasını gönderebilecek birileri varsa bu büyük iyilikle sevap point kazanmış olur, bilginize.*
hesabın var mı? giriş yap