• ölümle sonuçlanabilecek bir durumdur fakat ölmeyeceğiniz varsa bile yanlış müdahale sizi öldürebilir. nasıl mı? öncelikle hipoternmiye girmiş kişinin bilinci açık mı diye kontrol edilir. dağ evi tarzı bir yer varsa adam kıpırdatılmadan yatırılır. ardından adamın uzuv donma miktarı belirlenmeye çalışılır fakat el kol donması bilinci kapalı bir hasta için çok da önemli bir olay değildir. sıcak su torbası veya heat pack hazırlanır, bizim donan elemanın gövdesine konur, eleman battaniye ile sarılır. 2. derece hipotermiden çıkana kadar adam 15'er dakikalık periyotlarla heat pack'ler kontrol edilip adama basılır. yanlız burada püf nokta heat pack'ler 50-60 küsür derecelere kadar çıkabildiği için ve ihtiyacımız olan ısının 38 civarında birşey olduğunu bildiğimiz için heat pack'i direk adama yapıştırmıyoruz.
    eğer yukarıda beirttiğim koşullar yoksa adam çadıra alınıp tuluma sokulur olmadı bivak'a sokulur. eger bivak gerektiren koşullardaysanız göt kadar bivak'a iki kişi girilir ve adamın ölmemesi için dua edilir. bilinci açılırsa ne ala.

    şimdi gelelim lokal donmalarda yapılan başlıca hatalara:
    - donmuş el ve ayak parmaklarını ovuşturmak. yanlış! adamın zaten eli donmuş, adamın bütün dokuları kristalleşmiş en ufak bir kıpırdama yok sen ne sikime dokuları parça pincik ediyorsun kardeşim. bırak donsun amınakoyim. korkma hemen kangıren olmaz. yapma şunu.
    - donmuş adamı normal bir vücut ısısının çok üstünde sıcaklıklara maruz bırakmak. bak bu çok genel bir yanlış! insanlar panik yapıp ay çok ısıtayım çabuk iyileşsin birşey olmasın diyor. olm sen çay bardağı gibi patlatıcaksın lan adamı yapmasana. sakin ol önce. ısıtmaya azar azar ve gövdeden başlasana.
    - donmuş adamın önce el ve ayaklarını ısıtmak.aha bak bu bildiğin cinayet! olm adam zaten donmuş. sen bu işi yapıp zaten buz gibi olan adamı daha da donduruyorsun farkında değilsin. vücudun önce el ve ayaklardan donmasının sebebi sıcak kanın hayati bölgelerde sirkülasyonunu sağlamak. birden el ve ayakları ısıtınca gövdedeki kan sıcaklığı kollardan ve bacaklardan gelen buz gibi kanın soğukluğunu tolere edemiyor ve hasta şoka giriyor. o yüzden hasta kendisine gelene kadar el ve ayaklar ellenmemelidir. hasta ısınmaya başladığının anladığı zaman el ve ayaklara 37 derece civarında su hazırlanmalı( çadır koşullarında biraz zor onu ölçmek el yakmaması kafi bence) ve uzuvlar suya sokulmalı. bu işlem böyle devam ettirilmelidir.

    her donan, moraran uzuv kangıren olmaz. bir miktar his kaybı ile o uzuv hala sizin olabilir. öncelikle korkmayın ve panik yapmayın bu tip durumlarda.

    her şeyden önce dağcılık sporunu yapacak arkadaşların korkmaması gereken bir durum. sebebi, bu sporu yapan arkadaşların korunmasını ve ne yapılmasını bilmeleri ve bunun eğitimini almış olmalarıdır. dağa çıkarken ki güvence worst case senaryolarından nasıl sağ çıkılacağını ve neyin nasıl doğru yapılacağını bilmektir. malzemeye güvenmek kadar önemlidir. zaten millet paso bok atıyor bu spora. adama diyorsun ''olm bak o donma olayı yaşanacak olsa önlemlerin bunlar bunlar..'', adam sana hala ''sanki o bilgiler o çetin koşullarda seni kurtaracak mı?'' diyor. ananın amı doktor da ameliyat yaparken bir şeyler biliyor da yapıyor di mi? yoksa ameliyat masasının başında doktor ile benim bir farkım kalmazdı. ananı laciverte boyardım o masada.
    neyse gençler çok doluyum galiba..
  • vücut sıcaklığının 35°c’nin altına düşmesine hipotermi denir. kış aylarında uzun süre soğuk su veya havayla temas edenler hipotermi riski altındadır. soğukla temas etme süresi uzadıkça vücut farklı mekanizmalarla ısı kaybetmeye başlar. vücudun doğrudan çevreye ısı yayması, yani radyasyon yolu en sık karşılaşılan ısı kaybetme mekanizmasıdır. dış ortam soğudukça ve dış ortamla doğrudan temas eden vücut yüzeyi ne kadar genişse radyasyonla kaybedilen ısı da o kadar artar. hareket etmek de bu yolla kaybedilen ısının miktarını önemli ölçüde artırır. vücut yüzeyiyle temas eden hava da ısı kaybına yol açar. doğada rastlanan hipotermi vakalarının büyük kısmına sebep olan bu tür ısı kaybına konveksiyon denir. bu mekanizmayla kaybedilen ısı miktarı vücut yüzeyindeki hava hareketinin hızına bağlı olarak artar. vücut yüzeyinin büyük kısmını kaplayan ve rüzgâr geçirmez giysiler bu tür ısı kaybını önler. vücuda temas eden, vücuttan daha soğuk bir iletken yoluyla da önemli ölçüde ısı kaybedilebilir. örneğin su içinde veya ıslak giysilerle kondüksiyon mekanizması yoluyla ısı kaybedilir. vücut sıcaklığını en fazla düşüren mekanizma kondüksiyondur. terleme veya nefes alıp verme sırasında oluşan buharlaşma da önemli miktarda ısı kaybettirir. günlük hayatta vücut ısısının yaklaşık % 30’u buharlaşmayla kaybedilir. soğuk havalarda, nefesle alınan havanın ısıtılması ve nemli duruma getirilmesi için buharlaşma artar; bunun sonucunda da buharlaşma yoluyla kaybedilen ısı miktarı artar.

    hipoterminin ilk belirtisi üşümedir. hafif hipotermi üşüme ve titremeye, ellerde ve ayaklarda acıya yol açar. vücut sıcaklığı düştükçe kasları kullanmak güçleşir, hareketler yavaşlar, yazı yazmak, çatal tutmak gibi “ince” hareketler zorlaşır. vücut sıcaklığı 34-35 °c civarına gelince kaslar arasındaki uyum azalır, vücut dengesi bozulur, konuşma güçlüğü çekilir ve duyarsızlaşma başlar. hipotermi derinleşip vücut sıcaklığı 32-34 °c arasına düştüğünde bilinç de bu durumdan etkilenmeye başlar, düşünce yavaşlar ve hafıza kaybı oluşur. bu aşamada hipotermiye müdahale edilmemesi, tabloyu daha da ağırlaştırarak geri dönüşü olmayan, hayati sorunlara yol açabilir. vücut sıcaklığı 32 °c’nin altına düştüğünde üşüme hissi ve titreme kaybolur. bu durum orta ve şiddetli hipotermiye gidişin ilk belirtisidir. artık kaslar arasındaki uyumlu tamamen bozulmuştur, kaslar sertleşmiştir ve kişi artık ayakta dahi duramaz. bu aşamada bilinç bulanıklığı en üst düzeydedir, kişi mantıksız davranışlar sergilemeye başlar. hipotermi ilerledikçe bilinç tamamen kapanır, solunum hafifler, nabız zayıflar ve hızlanır (filiform nabız). şiddetli hipotermi vücut sıcaklığı 28 °c’nin altına düştüğünde görülür. kişi baygındır, kalp kası hızlı ve düzensiz olarak kasılmaya (ventriküler fibrilasyon) başlar. vücut sıcaklığı 20°c’ye geldiğinde kalp durur, beyin ölümü gerçekleşir. şiddetli hipotermiye girmiş bir kişinin nabzı ve solunumu o kadar zayıf olabilir ki ilk muayenesinde öldüğü düşünülebilir. bu nedenle karar vermeden önce kişinin mutlaka ısıtılması gerekir.

    hipotermiden korunmanın en iyi yolu ısı kaybını en aza indirecek giysiler giyilmesi ve başın mutlaka kapatılmasıdır. hipoterminin erken safhada fark edilerek ilk müdahalenin erken başlatılabilmesi için dağcılık ve tırmanma gibi doğa sporlarının kış aylarında mutlaka grup halinde yapılması gerekir. uzun süre soğukta kalınması durumunda vücut hareketlerinin devamlılığını sağlamak, suyla mümkün olduğunca temas etmemek, rüzgârdan korunmak ve sıcak içecekler içmek önemlidir. hipotermiye girmiş bir kişiye tıbbi müdahale başlatılana kadar, üzerindeki dar ve ıslak giysilerin çıkartılarak sıcak ve kuru giysiler giydirilmesi, kalın battaniyelerle sarılması ve özellikle gövde kısmının ısıtılması gerekir. bilinç yerindeyse ılık içecekler verilmesi iç organların ısıtılması açısından faydalıdır. hipotermiye girmiş bir insanın kademeli olarak ısıtılması önemlidir. yaklaşık 40 °c civarında ılık suyla, 15-20 dakika içinde ısıtmak en uygunudur. çok sıcak banyo veya benzeri uygulamalar kalp ve beyin üzerinde olumsuz etkilere yol açar. alınan ilk önlemlerden sonra kişi en kısa sürede sağlık kuruluşuna taşınmalıdır. hipotermiye giren kişiye sağlık kuruluşunda yapılacak ilk tıbbi müdahale, damardan 40-45 °c sıcaklıkta serum verilmesidir. ince sonda aracılığıyla midenin ılık suyla yıkanması da vücudu ısıtmanın bir diğer yoludur.

    kaynaklar
    girişgin, a. s., koçak, s., gül, m., cander, b. dr., “hipotermi ve lokal donmalar”, sürekli tıp eğitimi dergisi, cilt 15, sayı 3, s. 45-50, 2006.

    daubert, c., cazeau, s., ritter, p., leclercq, c., “past, present and future of cardiac resynchronization”, archives of cardiovascular diseases, cilt 105, sayı 5, s. 291-299, mayıs 2012.

    gatzoulis, k. a. ve ark., “ventricular arrhythmias: from the electrophysiology laboratory to clinical practice. part ı: malignant ventricular arrhythmias”, hellenic journal of cardiology, cilt 52, sayı 6, s. 525-535, kasım 2011.

    avellanas, m.l. ve ark., “management of severe accidental hypothermia”, medicina ıntensiva, cilt 36, sayı 3, s. 200-212, nisan 2012.

    -doç. dr. ferda şenel/mfsenel@yahoo.com.tr
  • iki aşaması vardır. ilk aşama vücut ısısı 32 dereceye düşene kadar sürer. üşüme titreme ısı düştükçe tökezleme hareketlerde sözlerde mantıksızlık belirtileri gözlenir. direk ısıtmak gerekir bu durumda adamı. ikinci aşama yani 32 derecenin altında durum ciddidir. üşüme titreme geçer, mantıksız konuşma ve davranışlar baş gösterir, nabız yavaşlar. derhal müdahale şarttır, müdahale yoksa yavaş yavaş mutlu mutlu ölünür.
  • isi kaybinin fizyolojik siniri
    isı kaybını önlemek için vücudun uyguladığı önlemler kollara ve bacaklara giden kan miktarını azaltmakla sınırlıdır. ( insanoğlu tropik bir iklimde geliştiği için vücudun ısı kayıbını arttırma mekanizması ısı kaybını azaltma mekanizmasına göre çok daha gelişmiştir ) vazokonstriksiyon yüzeye giden kan miktarını kısıtlar ve dokuların soğumasına neden olarak radyasyon ve konveksiyonla oluşan ısı kaybını azaltır.
    uzun ve ince şekillerinden dolayı kol ve bacakların yüzey alanı relatif olarak daha fazladır ve daha kolay ısı kaybederler. uç noktalara giden damarların daraltılması kan akışını ve ısı kayıbını azaltır ve böylece kalp ve beyin gibi hayati önem taşıyan organların çalışmaya devam etmelerini sağlar.
    hipoterminin önlenmesi insanın soğuğa karşı olan en etkili önlemi zekasıdır. 28°c 'nin altındaki sıcaklıklarda insan vücudu üretebildiğinden daha fazla ısı kaybetmeye başlar. insanlar soğuk ortamlarda zekalarının ürünü olan giysi ve barınak gibi önlemlerle dış ortamdan kendilerini izole etmeye çalışırlar.
    bilgili ve mantıklı olmak soğuk hava şartlarında daha da önem kazanır. tehlikeli durumlar önlem alınabilecek kadar önceden farkedilebilmeli ve daha da önemlisi her koşula hazırlıklı olunmalıdır. hipotermi ölümlerinin çoğu geçiş mevsimlerinde kişilerin şartların değişmesine hazır olmadığı durumlarda gerçekleşmektedir.
    su ve yemek
    soğuk bir iklimde hipoterminin önlenmesi için sıvı, yemek ve giysiye ihtiyaç vardır. böbrekler, akciğer ve derimizden kaybettiğimiz suyu yerine koymamamız dehidrasyona sebep olur ki bu da kan hacmimizin düşmesine ve böylece hareketle ısı üretmenin zorlaşmasına neden olur.
    dehidrasyonun neden olduğu başka problemler de vardır. daha az hacim kaplayan kanın hayati organlara gönderilmesi için kol ve bacaklardaki damarlar büzüşür ki bu da lokal donma şansını yükseltir.
    dehidre olunduktan sonra susama hissi azalır ya da yok olur bu yüzden yeterli sıvıyı almak için belirgin bir çaba göstermek gerekir. hafif zorlukta bir günde su alımı minumum 2 litre olmalıdır. daha ağır günlerde ya da yüksek irtifada bu miktar 3 ile 5 litre arasında olmalıdır. yeterli bir sıvı alımı, açık sarı renkte ve miktarı günde 1 litre civarında olan idrarla anlaşılabilir. fiziksel aktivite ve ısı üretimi için yemek gereklidir. gün içinde sık sık ufak miktarda bir şeyler yemek enerji depolarımızın boşalmasını önler.
    bir hayatta kalma durumunda, tecrübeler, başarı için yemeğin en önemli faktörlerden biri olduğunu gösterir. her hangi bir besin kaynağı, çiğ yenmesi gereken kuş ya da yılan bile, bir şey yememekten kaynaklanan yorgunluk ve depresyondan daha iyidir.
    alkol kullanımı, kılcal damarların genişlemesine neden olduğu için başta bir ısınma hissi verir ama sonuçta ısı kaybını arttıracağından hipotermiyi kolaylaştırır.
    ana kaynak http://www.adrenalin.com.tr/
  • birinci dunya savasi sirasinda enver pasa komutasinda ruslara karsi kafkaslarda savasan turk askerlerinin bir cogunun olum sekli. savasin uzun surmesi ve erzak yetisememesi sonucu zorlu kis sartlarinda ustlerinde bisey olmayan insanlarin dusecegi durum.
  • bugün yaşadıklarıma göre anlatayım.gölden çıktıktan sora (gölün sıcaklığı 9derece hava sıcaklığı 3derece) önce üşümediğinizi düşünüp çok yavaş hareket ediyorsunuz. yaklaşık 2 dakika dışarda kalınca çadıra giyinmek için girdiğinizde ellerinizin tutmadığını farkediyorsunuz.bir şekilde giyindikten sonra ayağa kalktığınızda belinize şiddetli bir ağrı giriyor ve ayaklarınızı hissetmemeye başlıyorsunuz ve yere yığılıyorsunuz.daha sonra zaten titreme başlıyor.konuşamıyorsunuz hiç bir yerinizi kontrol edemiyorsunuz.en kötüsü belden aşağısını hissetmiyorsunuz ve uykunuz gelmeye başlıyor.çok iyi ısıtılırsanız 15dakika içinde kendinize gelebilirsiniz.ki en iyi ısınma yoluda ten temasıdır. ayaklardaki çoraplar birisi tarafından çıkarılır ve hipotermi geçiren kişinin ayakları çorapları çıkaran adamın karnında ısıtılır.(bkz: ocit)
  • vücut ısısının 35 santigrad derecenin altına düşmesi.
  • bu konudaki bilgilerin çoğu nazilerin ikinci dünya savaşı sırasında yahudiler üzerinde yaptığı deneyler sayesinde edinilmiştir. naziler denekleri önce buz gibi soğuk su dolu küvette bekletip sonra kaynar suya atma da dahil olmak üzere akıl almaz denemeler yapmışlardır.
  • balikadamlarin yasamasi mumkun olan bir hastaliktir.dalinacak bolgeye ve ya mevsime uygun elbise secilmediginde ve ya elbisenin bol gelmesi durumunda vucut isisinin korunmasi derinlerde zorlasir.bitkinlik hissedilebilir.
    ulkemiz sularinda 5mm kalinliginda elbiseler isi yalitimini saglamaya yeterlidir.

    -suda isi havaya gore 25 kat daha hizli yayilir.olay bu kurala bagli olarak gelisir.

    (bkz: dalis hastaliklari)
  • hipotermi riski altindaki kisi hemen isitilmazsa usumekten olebilir. bu kisiyi isitmanin en cabuk yolu sicak bir kisi ile ayni uyku tulumuna koymaktir. misal olarak, saint filminde nehirden donmak uzere iken cikan adamimizi*, filmin esas kizi olan teyzemiz* benzer bir yontemle isitmisti.
hesabın var mı? giriş yap