• hem sırt çantası, hem de çekçekli valiz olarak kullanılabilen, 72,5 litre hacimli freel2 modellerini, yerinde görmek yerine maalesef internetten siparişle aldım. maalesef eve geldiğinde gördüm ki, içine 19 litrelik damacana bile sığmayan, küçük bir valiz / çanta.

    üstelik, sırt çantası askıları da, kayışlı değil, plastik kopçalı. 10 kilodan fazla ağırlık varken sırtıma asmaya korkacağım kadar narin gözüküyor. siz siz olun görmeden almayın.

    not: şehirlerarası yolculuğa 19 litrelik damacana ile çıkmıyorum herhalde. mecaz, mecaz, mecaz.
  • *humphrey bogart, bir raoul walsh filminde, ilk basrolündedir.

    *hapisten yeni cikmis, son bir is cevirip emekliye ayrilma planlari kuran bir gangster rolündedir.

    *iki esas kiz vardir, birisi bogart'in beraber gelecek planlari kurdugu ismi cismi belirsiz bir hatun, öteki bogart'in etegine yapismis, pesinden ayrilmayan ida lupino.

    *dramatik, hüzünlü, heyecanli, aksiyonlu bir ganster filmidir. bu dört sifatin her birini tek tek hakeder. saymak gerekirse:

    - dramatiktir; bogart icin endiseleniriz, son isini cevirebilecek midir? genc, taze gansgterlerle basacikabilecek midir, hapisten cikmis yasli kurt? ama daha dramatigi, sevgisine karsilik bulabilecek midir?
    - hüzünlüdür; bogart ne kadar ugrasirsa ugrassin, bu bir film noir'dir, tüm umutlarin bosa cikacagi hissi daha en basindan ve umutlar büyüdükce, hüzünlendirir insani.
    - heyecanlidir; her ne kadar trajik bir sonu beklesek dahi, yine de heyecanlanmadan edemeyiz, cünkü film
    - aksiyonludur; zira raoul walsh aksiyonun tacsiz kralidir, dönem holivudunda.

    *bogart'in en iyi 5-6 filminden birisidir, tartismasiz.

    *raoul walsh'in en iyi filmidir, tartisilir belki.
  • final bölümünde ilk dönem araba kovalamaca sahnelerinden birine şahit olabileceğiniz, noir etkili gangster filmi. humphrey bogart'ın kötü adam rollerinden anti-kahramana, dolayısıyla yan rollerden başrole sıçramasına vesile olmuştur.

    femme fatale kabilindeki marie garson'ın sonuna kadar sadık, saf taşra güzeli velma'nın ise sonuna kadar haysiyetsiz olması, bu şahane filmin bir başka dikkat çekici yanıdır. çekemeden geçemedim.
  • bu filmde bogart'ın bir hareketi vardır. her nasıl olduysa klasik hollywood tanıtım reklamlarına girememiştir (hani mesela lauren bacall'un "you do know how to whistle don't you"su veya rhett butler'ın "frankly my darling skimde değil"i gibi). filmde bogart çetesinin makinalı tüfekle vurduğu bir köstebek varmış eskiden. bogart hikayeyi anlatırken tüfeğin çıkardığı sesi göstermek için üç kere masaya vurur, anlattığı kişinin götünü uçuklatır. bir yerde kullanmak elzemdir bu hareketi.
  • godard bu filmin sonunu ödünç almıştır a bout de souffle için. yeni dalgaca tabi.
  • 2017 wwdc de duyurulan mac os sürümü. sierradan sonra çok düşünmüşler ve high sierra koyalım demişler.
  • 25 eylülde çıkacağı söylenen yeni macos sürümü.
  • süper dayanıklı sırt çantaları üreten marka, 9 yıl içerisinde sayısız kamp ve hava koşullarında kullandım halen taş gibi, sadece rengi falan solmuştur belki.
  • filmde bir sahne vardı izlerken epey hoşuma gitti.

    bogart'ın ölüme koştuğunu söylerler.aldırmaz arabasına binip gazlar.hemen bu lafın akabinde uğursuz denilen ölümü temsil eden köpek bogart'ın peşinden koşmaya başlar.
hesabın var mı? giriş yap