• kensini 1923 doğumludur ve şu an 98 yaşındadır. inanılmaz bir şey ya. o zamanlarda yaşıyorsun atatürk'ü görüyorsun ve şu an internetten canlı yayına falan katılıyorsun. allah uzun ömürler versin daha ne diyeyim.
  • 35 küsür yakın tarihe dair kitabı var, atatürk'le anıları var ve internetten canlı yayına katılıyor.

    allah ömrüne ömür katsın, korona'dan korusun.

    resmen yaşayan tarih kendisi.
  • 98 yaşında iken bile tv'deki tüm yazar yorumcu gazeteci bozuntularını üst üste koyar. müthiş birikime sahip. imzalı kitabı da kitaplığımda.
  • 97 yaşında olup bu kadar dinç olabilmek... kendisinin üç dört kitabını okumuştum. favorim taif'te ölüm. lise yıllarında tarih aşkını onunla kazanmıştım. şimdi youtube'da görünce çok şaşırdım. zira kendisinin kitaplarını okuduğumda takvimler 2008 veyahut 2009'u gösteriyordu ve ben 1923'te doğan yazarın hâlâ hayatta olmasına şaşırdığımı çok net hatırlıyorum. adam 2020'de youtube'da canlı yayında karşıma çıktı. nazar değdirmeyelim. daha nice senelere.
  • 2019 yılında açılan bir sergisine dair söyleşi yapmıştık ankara'da. ben bu kadar berrak bir zihin, bu kadar iyi bir hafızası olmasına şaşırmıştım. eşim ile tanışınca ayak üstü nazım hikmet ve fikret mualla sohbeti yapmışlardı. eşimin fikret mualla'yı çok sevdiğini anlayınca ona fikret mualla'nın posterlerinden yollayacağını söylemişti. biz de sevinmiştik.

    günler sonra kapımız çaldı. bir rulo içerisinde iki adet fikret mualla posteri yollamıştı bize.

    kendisini tanımaktan, hatıralarını ondan dinlemekten büyük bir şeref ve onur duydum.

    nur içinde yatsın...
  • bu yaşta taş gibi lan herif. kendi mızmızlanmalarımdan utandım.
  • 1923’te istanbul’da doğdu. galatasaray lisesi’ni (1942) ve istanbul üniversitesi hukuk fakültesi’ni bitirdi. 1947-1958 yılları arasında akşam gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri müdürü olarak çalıştı. paris’te unesco merkezi’nde, iletişim sektöründe özgür haber dolaşımı şefi olarak çalıştı. (1959-1983). 1974-1975 yıllarında bir yıl süreyle trt kurumunda radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı. eserleri şunlardır; kara afrika (1970), uluslararası iletişim (1985), iletişim’de karikatür ve toplum (1985), paris’li yıllar (1994), türk basın tarihi (1996), başlangıcından bugüne dünya karikatürü (1997), meyyale( 1998), taif’te ölüm (1999), paris’te son osmanlılar (1999) ve eski dostlar.

    hıfzı topuz, son romanı “eski dostlar” ile okuyucu karşısında. daha önce çeşitli konularda 20 kitabı var. bu kitabının ortaya çıkmasında emre kongar ve bazı yakın dostlarının etkisi olduğunu belirtiyor. yazar 1947’den 2000 yılına kadar yaşadığı anılarını anlatıyor kitabında. yazar kitabı beş bölüme ayırır. birinci bölümünde sabahattin ali’yle nasıl tanıştığını anlatırken, onun yaşantısına ve ölümündeki gizemlere değinir. topuz, kitabının önsözünde şöyle der: “kitaba sabahattin ali ile başladım. çünkü eski dostlar’ı yazmamın nedenlerinden biri bu olaya ışık tutmaktı.” hıfzı topuz’ u sabahattin ali ile tanıştıran kişi rasih nuri ileri’dir. kitabın ikinci bölümü “akşam’lı yıllar”da hıfzı topuz, akşam gazetesinde çalıştığı yıllardaki anılarını anlatır. bu dönemde tanıştığı mustafa ragıp esatlı, vala bey, ismail cem’ in babası ihsan ipekçi ve melih cevdet anday’la anılarını anlatır. 1952 yılında atina’ ya gittiğinde general trikopis ile yaptığı röportajdan bahseder. trikopis, yunan ordusunun kurtuluş savaşı’ndaki yenilgisinden bahsederken, tutsaklığı sırasında atatürk’ün nazik davranışını hiç unutmadığını şu sözlerle anlatır hıfzı topuz’a: “inönü beni atatürk’e tanıttı. gazi’nin bana söylediği sözleri hiç unutamayacağım. ‘üzülmeyin generalim’ dedi. ‘siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. askerlikte yenilmekte vardır. napolyon da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu. size karşı büyük bir saygı besliyoruz. burada kendinizi tutsak durumda saymamanızı rica ederim. konuğumuzsunuz. yakında her şey düzelecektir. buyurun, istirahat edin.’ ” yazarın akşam gazetesi’nde çalışırken yapmış olduğu yunan adaları gezilerinde anadolulu rumlarla yaptığı söyleşileri de okuyucuyu etkileyen ve duygulandıran bölümlerden bir tanesi... yazar üçüncü bölümde ise 1974-75 yıllarında trt’de çalıştığı dönemlerde bazı ünlü yazar, şair ve sanatçılarla televizyondaki röportajlarını aktarır. bu söyleşilerden okuyucuya detaylı olarak aktardıkları yakup kadri, vedat nedim kör, samet ağaoğlu, nadir nadi, necip fazıl kısakürek, vildan aşir savaşır, muhittin sadak, esat mahmut karakurt, agop dilaçar... yazar kitabında atatürk ile ilgili anılara sık sık yer verir. dördüncü bölüm “paris’te ve istanbul’dan”da, hıfzı topuz, abidin dino, yaşar kemal ve aziz nesin ile ilgili anılarını anlatır. çetin altan’la melih cevdet’in kavgalarını anlatır. melih cevdet anday, eşi yaşar hanımdan ayrılmak isteyince, çetin altan “sen yaşar’ ı bırakamazsın...” deyince yumruklaşmaya başladıklarını ve onları zor ayırdıklarını söyler. kitabın son bölümünde, yazar faik bercavi, tülay german’la erdem’in serüveni, karikatürist ferruh doğan, emre kongar ve kartal’da ahmet rami bey’den bahseder. kitabın son sözünde ise bu kitabı yazmaktaki amacını şu sözleriyle belirtir: “amacım yakın tarihe biraz ışık tutmak ve bizim kuşağın belleğindeki bazı olayları yeni kuşaklara aktarmaktı”.

    kaynak: http://www.iskenderiye.com/

    benim takip ettiğim kadarıyla son olarak sabahattin ali biyografisi olan başın öne eğilmesin'i yazmıştır. türk aydını deyince aklıma gelen 3-5 kişiden birisidir.
  • 29 yaşındayım. hıfzı bey benden dinç konuşuyor. sağlık sıhhat daha uzun ömür dilerim.
  • şu anda nevşin mengü - ekrem imamoğlu - cem yılmaz 23 nisan yayınında bayram / atatürk ile ilgili anılarını anlatmaktadır
  • bu halktan umudumu yitirmiştim ama son seçimde istanbul, izmir, ankara'da halkın verdiği tepkiyi görünce tekrar umutlandım dedi. çok yaşa dedecim. cumhuriyetin ilk tohumlarındansın, keşke tüm tohumlarımız senin gibi olsaydı ama bazısı israil bazılaraı arap tohumu çıktı. allah belalarını verir inşallah.
hesabın var mı? giriş yap