• oyuncuları döneme uygun konuşturmaya çalışırken bokunu çıkarmış dizi. anladık dikkatlisiniz, dizi de güzele benziyor ama arkadaş her iki cümleden birinin içine o vakit sokmuşlar. duydukça midem bulandı. fazla samimiyetsiz olmuş.
  • dönem dizilerini severim, o şapkalara eldivenlere filan bayılırım keşke tüm kotlar yok olsa ve biz tekrar belden oturtmalı elbiseler giysek, sonbahar yaprağı sarısı tomris giritlioğlu atmosferine de bayılır, içinde olmak isterim. fakaat.. ana karakterde niçin zeka geriliğinden muzdarip bir kız var anlayamadım.

    - nihat bey diziyi izlediniz mi?
    + 9 kez izledim.
    - konusu ne?
    + zekası gelişmeyen kızın dramı galiba..
  • hatırla sevgili karakterleri bolca kullanıldığı için olsa gerek her an bir yerden yasemin, necdet, ahmet gelecekmiş gibi bir hisse kapıldım ve bu hissi sevmedim zira bir hatırla sevgili değil. lakin gideri var, gayet izlenir olmuş, izlerim o vakit.
  • 90'lı yıllarda * bir çocuğu hüzünle, kırgınlıkla, umutla tanıştıran parçadır. * terkedilişi öğretmiştir çocuk yaşta. nerden bilebilirdim terkedilişin ne olduğunu otuza merdiven dayadığımda öğreneceğimi, en derinden, en gerçekçi, tokat gibi. ne diyordu ezel'de

    --- spoiler ---
    mesele ölmek değil mesele en sevdiğinin eliyle, en mutlu olduğun bi anda ölmek, kardeş!
    --- spoiler ---

    evet mesele terkedilmek değil mesele:
    allahın belası bi şehre gitmek için, allahın belası bin tane insana, allahın belası bin yalan dolan uydurmuşken, bin türlü bela dert göze alarak allahın belası bi adamın kollarına koşmuşken, bir gece insanların yanından henüz ayrılmışken, birşeylerin yoluna girmeye başladığına, mutlu * olabileceğimize inanmışken,o gece yarısı sokağın ortasında yüzüme inen şak diye.. * mesele neden? onca olaydan sonra değil de neden o gece?
    kırgınım işte mesele bu.

    bir de klipte palyaçolar vardı aklımda kalan, bunlar mutlu görünen mutsuzdan çok, sahtelikti sanki. işte o yıllardan bu yıla değişmemiş olan da bu, şarkıdan öğrenilenlere dair..
  • leyla karakteri asiri derecede sevimsiz, antipatik - itici kisacasi. simariklik bu kadar abartilmamali, ziyadesiyle cirkin olmus ve güzelim diziden sogutmaya yetiyor insani. dadiya da bir daha ask tanimlari yaptirmasalar ve "leyla üsütüceksiiiin, leyla sen adami delirtirsin, leyla hadi ac agzini" seklinde replikler vermeseler kalite biraz daha artar kanaatindeyim.
    "ay cok masum bir ask hikayesi olacak" diye romantizmden aglayarak reklamini yaptilar atv ekranlarinda dizi baslamadan bes dakika önce.
    masum ask hikayesinin pacasindan bok akiyor su an. bu kadar güzel ve en ince ayrintisina kadar düsünülmüs bir diziye böyle aptal bir ask hikayesi sokmuslar ya, türkler hakkaten bu dalda bir adet "yaziklar olsun" oscar'ini hak ediyorlar.
    kusura bakmayin sevgili yayinda ve yapimda emegi gecen herkes, ama ilk yirmi dakikasi insanin burnunun diregini sizlatan, aglamaktan beter eden bir dizinin daha sonraki dakikalarinda, sizin bu dandirik ask hikayeleri sevdaniz yüzünden "yapmayin allaskina, ya bi yürüyün gidin ya, cocuk mu kandiriyorsunuz?" isyanlari yükselirse ayni dizinin izlendigi salonlardan, 'o vakit' salakca bir hata yapmissinizdir. ve yaptiniz da. evet.
  • a. kadir'in en güzel şiirlerinden bir tanesi. yazmak isterim.

    birden bakınca
    herkese benzer şekli şemailin,
    bir kafa, iki kol, iki ayak
    ve bir gövdeden müteşekkilsin.
    bir de yüreğin var ama gübeş renginde!

    ne bulutlarla dostluğun var,
    ne yıldızlarla konuşmuşluğun,
    ne de girdiğin var aynalardan içeri.
    kendi kendini nasıl seyreder insan, unutmuşsun,
    görünce muazzam büyüklüğünü yeryüzünün ve toprağın bereketini.

    yeryüzü büyüklüğüne büyüktür, evet,
    ekmeği, yumurtası, tereyağı, üzümü,
    balı, inciri, karpuzu,
    ---hulâsa bütün zevkler----
    bir çocuk türküsü gibi fışkırıyor topraktan.
    nasıl hayran kalmaz onlara,
    hepsinden mahrum bırakılmış
    ve bir dost bakışından gayrı
    verecek şeyi olmayan insan!

    gece yarısını vurur saatler.
    sen makina başındasın,
    ben masa başında.
    uzaktayız birbirimizden demek.
    halbuki aynı şeylerdir düşündüğümüz:
    bütün şarkılardan güzel
    bir parça peynir,
    bir salkım üzüm
    bir dilim ekmek
    yaşamak her şeye rağmen en önde!

    1942-istanbul
  • 1997 yılında çıkan sima adlı şarkıcıya ait unutulmaz parça.

    sözlerini yazayım da tam olsun;

    bugün de bitti yine sensiz,
    bense yatağımda yine çaresiz,
    ah ağrır deli başım avucumda yorgun sessiz,
    ve hep her an bıkkın, ümitsiz...

    bir an bile düşünmedin belki de,
    yarınlar haram şu yüreğime.
    daha az önce dokundum son resmine,
    bir parça yıkık, kırgınım işte...

    anlat bana, nasıl terk ettin acımadan,
    anlat hadi vurup gittin korkmadan,
    anlamsız bir dolu söz var dilinde bağışlanmaz,
    yine de ben hayattayım her şeye rağmen...
  • yakında buralar entry dolmadan söyleyeyim;
    sevdim ben bu diziyi...
  • tarkan'in iyi yorumculugunun sezen aksu'nun sozleriyle guzel uyumu. butun gucuyle birinin kalbine tutunasi geliyor insanin. iyi yazmissin sezen abla. sezen mi desem, daha samimi hem.

    "yanıyor dünya, sonumuz yakın
    gel bütün gücünle kalbime tutun."
  • ilk bölüm itibarıyle esas oğlanı karizmatik göstermek ve merkeze koymak adına küçük mantık hatalarına göz yuman dizi. yine de atmosferi güzel olmuş.

    --- spoiler ---

    kızla ilgilenen diğer adam hatunla başbaşa yemek yerken esas oğlan mekana gelip masada kumara oturdu diye garsonlar seferber olarak kareye adam bulma adına başbaşa yemek yiyen çiftin masasına gelip adama "oyuna oturmak istermisiniz" diye soruyorlar. böylece kızın ilgisi esas oğlanın olduğu masaya kayıyor. sonra ikisi de baş başa çıktıkları akşam yemeğinde konuşmadan mal mal o kumar oynanan masayı izliyorlar.

    şimdi ben sevdiğim ama henüz açılmadığım hatunla yemek yerken tırtın birinin kumar masasında adam eksik diye garson bana gelip kumar masasına oturmak isteyip istemediğimi soracak. ne alâ memleket. garsonu kumar fişi yapar o masaya geri yollarım. vegas mı lan burası. anadolu'da bir yerlerdeki şehir kulübü işte. ayrıca poker oynamak için dört kişinin tamamlanması gerekliliği de ayrı bir güzellik. okey mi bu?

    buna ilaveten esas oğlanın babası gerçekte suçsuz ya da suçlu olsa da olsa resmi olarak idam edilmiş bir katil ve küçücük bir yerde bu durum anında gündem olup şımarık kızın adama bakışında negatif etki oluşturacak bir duruma dönüşmüyor. kızın tripleri istemem yan cebime koy tarzında olduğundan adam kıza aklını alacak kadar yaklaşıp ilgisini çekiyor. kız bunu bilmiş olsa bu yakınlaşmaya meydan vermezdi. şu saatten sonra öğrense de tensel çekim başladığından kız artık önyargı sınırını aşmış durumda. yani küçük mantık hataları yapmak adına esas oğlana biraz fazla çalışılmış.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap