• uzun suredir tasiyanlarin olusturdugu bir toplulukta 'dragon' adi verildigini duydugum virusun yol actigi hastalik.

    bilinen yontemler olan interferon, ribavirin gibi tedavilerin, dragon'u oldurme olasiliginin cok dusuk oldugunu bilirsiniz. yine de, butun yan etkilerine, depresyona ragmen bacaginiza o igneleri yaparsiniz.

    olduremediginize gore, dragonla barisik yasamayi ogrenmek zorundasinizdir. alkol alirsaniz, karacigerinizi gereksiz yere yoracak ilaclari kullanirsaniz, onu kizdirirsiniz. yani en ufak basiniz agridiginda agri kesici almayi birakirsiniz. o cok sevdiginiz midye dolmalardan vazgecersiniz. cavdar ekmegi, enginarla beslenirsiniz.

    yaninizda kucuk kucuk yara bantlari tasir, saginizda solunuzda yaralar ciktiginda hemen yapistirirsiniz ki dragon serbest kalmasin. kesici aletlere dikkat edersiniz. havlunuzu baskasinin kullanmamasina dikkat edersiniz, ne olur ne olmaz. sevdiklerinize sarilirken dikkat edersiniz, hep dikkat edersiniz.

    dragon'dan kime bahsedeceginize, ozellikle dikkat edersiniz. herkese bahsetmek olmaz, bahsetmek gerekenlere ise bahsetmemek hic olmaz. hayatiniza girme ihtimali olan kisilere, temkinle anlatirsiniz onu. her alti ayda bir test yaptirmalari gerektigini soylersiniz. belli seylere dikkat edildigi takdirde, bulasmasinin zor, cok zor oldugunu anlatirsiniz. ama olasiligin sifir olmadigini da soylemek zorundasinizdir.

    sekse siddet karistirma egiliminiz varsa, bundan da vazgecersiniz. cunku bilirsiniz ki, isin icinde kan varsa, dragon'un sagi solu belli olmaz.
  • bu hastalığın tedavisi için sofosbuvir + ledipasvir'in oral kombinasyonu bir bokluk çıkmazsa (yan etki) 10 ekim 2014'te onaylanacak ("-- final fda decision anticipated by october 10, 2014 --" , kanyak gilead'ın kendi sitesi).

    hepatit c tedavisinde interferon denen iğneler çöpe gidiyor demek bu.

    diğer bir deyişle 12 hafta hapını düzenli yutan hemen herkesin en az %95'i hepatit c'den tam olarak kurtulacak.

    ion-1,ion-2 ve ion-3 adlı faz 3 araştırmalarının sonuçları: http://i.imgur.com/2szyd2z.png

    svr12 yüzdeleri pratik olarak bu hastalıktan tam tedavi olma yüzdeleri.

    şu an yaşayan herkes bir hastalıkla ilgili devrimin yapıldığı bir zaman dilimine tanıklık ediyor. 1970'lerin sonunda non-a non-b adıyla bilinen ve tedavisi sadece %5-10 olan bu ejderha, günümüz ilaçlarıyla yukarıdaki tabloda görünen oranlarda hayattan silinebilmekte.

    denecek tek bir şey kalıyor: (bkz: ay resmen devrim).

    aylar sonra edit: (bkz: harvoni)
  • bu virüsü taşıyan hastaların ameliyatları yapılırken(hepatit b ve hiv gibi) ameliyat ekibi sıvı geçirmez özel ameliyat forması giyer, delinmez eldiven takar, ucu künt delmeyen iğne kullanır, özel gözlük takar. bulaşıcı hastalığı olsun ya da olmasın en ufak bir kan, sıvı temasında bildirilmesini isteyen komiteler hastanelerde bu malzemelerin temininde aynı özeni göstermiyorlar. kendimden örnek vereyim, bu delinmez eldivenlerin olmadığı durumda çift kat eldivenle korunmaya çalışılabilir. sıvı geçirmeyen forma olmadığında normal formanın içine alet yıkayan personellerin giydikleri naylon önlük giyilebilir. iğne için bir çözüm üretemedim malesef. gayet delici olan iğneyle bissmiii diyerek dikkatlice ameliyat yapmaya çalışılabilir. bir de düzenli aralıklarla bulaş olmuş mu diye tetkik yaptırmak lazım.
  • 2009 senesinde, evlenmemizden dört ay kadar önce eşimde olduğunu öğrendiğimiz virüs. yarın bi gün çocuk yaparız, neyimiz var neyimiz yok bir baktıralım diye detaylı kan tahlili yaptırdık ve eşimde hepatit c pozitifti. hemen araştırmaya başladık tabi. edindiğimiz ilk bilgiler bizi oldukça korkuttu. fakat sonrası korktuğumuz gibi olmadı. üniversite hastanesinde bir doktora gittik. ilk olarak hcv-rna testi yapıldı. 1 hafta 10 gün gibi bir sürede sonucunu aldık (bir nevi doğrulama testi oluyor bu.) gerçekten hepatit c vardı çıkan sonuca göre. genotip belirlenmesi gerekiyor tedaviye başlarken. bunun için de kısa süren bir karaciğer biyopsisi yapıldı eşime (iğne ile yapılıyor biyopsi + lokal anestezi.) patoloji raporundan sonra doktor raporu yazdı ve tedavi başladı.

    ribavirin + interferon tedavisiydi uygulanan. yani günde 5 adet ribavirin etken maddeli hap (üç sabah + iki akşam) ve haftada bir yaptırılan interferon iğne. ilaçları eczaneden 4 haftalık veriyorlardı o dönem. iğneler buz aküsü ile taşınıp buzdolabında saklanıyordu. eşim cuma günleri iğnesini sağlık ocağına götürüp orada vurduruyordu. iğnenin en büyük yan etkisi halsizlikti. cuma akşamları iğneden sonra akşam yemeğine kadar bir iki saat uyurdu. diğer günlerde de bir miktar halsizlik oluyordu, bazen iğne günleri biraz ateş oluyordu. fakat neyse ki hayat kalitesini etkileyecek bir yan etki ile karşılaşmadık biz. beslenmesine, uyku düzenine hep dikkat ettiği için tedavi süresince sadece gözle görülebilir fakat aşırı olmayan kilo kaybı yaşadı. tedavi boyunca 3 ayda bir hcv - rna yaptırılıyordu. ilk 3 ayın sonunda yapılan ilk hcv - rna zaten negatif çıktı. çok şükür bir daha hiç pozitif görmedik rna'yı. tedavi 11 ay kadar sürdü.

    hap ve iğnenin 11 aylık tedavide toplam maliyeti 28 bin tl. civarı tutuyor. fakat rapor çıkıyor zaten bu tedavide ve devlete hiç bir yüzde ödemeden (sıfır maliyet yani) ilaçları alabiliyorsunuz. küçük bir ayrıntıyı belirteyim; rapor çıktığı anda devlet tedavinin başladığını öngörüyor ve planlaması buna göre yapılıyor. biz rapordan 3 hafta sonra ilaçları almaya ve tedaviye başladık. devletin hesaplaması adet değil süre üzerine olduğu için son 3 iğneyi kendimiz ödemek durumunda kaldık. tedavi olacakların aklında bulunsun..

    bu arada eşimde hepatit c pozitif çıkınca doktoru diğer aile bireylerinin de test yaptırmasını söyledi. eşimin annesinde de hepatit c olduğunu o zaman öğrendik. eşimle aynı dönemde aynı aşamalardan geçip tedaviye başladı o da. 11 aylık tedavi kayınvalidem için yeterli olmadı bir 9 ay kadar daha devam edildi tedavisine. daha uzun bir tedaviyle de olsa o da iyileşti..
  • bu entryi girmeyi bir insanlık görevi olarak gördüğümü, öncelikle belirtmek isterim.

    biliyorum ki, bu "aile hekimliği" uygulaması yüzünden, önümüzdeki günlerde halk sağlığı merkezleri tarafından pek çok kişi benim gibi; "hepatit-c olmuşsunuz, geçmiş olsun" diye traji-komik bir şekilde aranacaklar... bunun sebebi de (genelde) kan bağışı yaptığınız zaman kanınıza yapılan testlerin sonuçlarının sağlık bakanlığına bildirilmesi olacak.

    tavsiyem şudur ki, bir eğitim ve araştırma hastanesinde detaylı testlerinizi (örn. hepatit paneli) yaptırmadan sakın ola enseyi karartmayın. enfeksiyon hastalıkları uzmanı 2 adet hekimden sonrasında öğrendiğime göre, bağışlanan kanlara yapılan bu ilk etap testleri, "yüzeysel antijen araması" vb şekilde olan testler.

    hepatit-c virüsü, pek çok testte belirlenemeyen, hatta false positiv olarak görünme olasılığı çok yüksek bir virüs. kaldı ki, hepatiti panelinde bile ilk seferde positif çıksa dahi, tekrar tekrar testlerle kontrolünün yapılması gerekiyor.

    sadece, sağlık bakanlığından konu ile ilgili hiçbir bilgisi olmayan bir memurun lafı ile canınızı sıkmayın, moralinizi yüksek tutun.
  • babamı elimden alan hastalık.
  • ks.(hcv) karacigerde hastalanmaya yol acan bir virustur. karacigerde hucre hasarina ve siroz ve kansere yol acabilir. gunumuzde dunya genelinde yaklsik 170 (yuz yetmi$) milyon insana bula$mi$tir.
    bula$ma yollari,
    hastalikli kan, bula$ikli kas, damar icine yapilan igne, enjektorlerle,jiletle,tra$ aletleri ile,dovme ve vucut delme tum aletleri ile ,hasta anneden yeni dogan bebege.
    not: seksle kolay kolay bula$maz.
    bula$tiktan sonra ortaya cikma suresi, 2-25 haftadir. ortalama 7-9 haftadir.

    (ara: hepatit)
  • seks ile ve hasta anneden yeni dogan bebege hic bulasmiyor (hamilelik sirasinda karimda oldugunu ogrendik, bebek saglam, ben de saglamim, hanim da simdilik iyi gidiyor), hastalarin %5inin niye hastalandiklari bilinmiyor cunku hic hasta kan ile temaslari olmamis, damardan igne yapmamislar filan. buyuk olasilikla discide kapmistir diye yorumlar yapiliyor. bu hastalik, virusun turune gore 20-30 yil hic kendini farkettirmeyebiliyor ancak hastalarin %2-3 kadarinda siroz veya karaciger kanserine yol acarak bir haftada goturuyor.

    bilinen kesin bir tedavisi yok ancak bir tur interferon çorbasi ile, yine virusun turune gore, kontrol altinda tutulabiliyor
  • bu entry insanlık namına yazılmaktadır.

    verdiği herhangi bir kan bağışında ya da başka bir şekilde kendisine " yapılan testlerinizde anti hcv değerlerinizde riskli sonuçlara rastlanmıştır bu yüzden gelip ileri tetkiklerinizi yaptırın" şeklinde telefon ya da mektup gelen arkadaşım sakin ol!sakin ol ve bak sana ne anlatacağım dinle;

    bundan yaklaşık 1 yıl kadar önce bir arkadaşımın babası için kan vermeye gittim ve tam da yukarıda anlattığım gibi 1 ay sonra elime öyle bir mektup geldi. hemen google'la dım tabi ve muhtemelen şimdi senin de içinde bulunduğun o berbat,o çaresiz o korku dolu ruh halinde buldum kendimi. kesin hepatit c oldum kaçarı kurtarışı yok diyorum kendi kendime. hafta sonu olduğundan pazartesiyi beklemeler, bir yandan kimseye belli etmemeler ve acilen doktora gidip test yaptırmalar.. göze uyku girmemeler, depresyon ve panik hali...

    testlerin sonuçlarını almak için sekreterin yanına gidişim, o kağıda bakışımı hala unutmam. sonuç? negatif! öylesi bir rahatlama öylesi bir sevinç daha zor yaşanır hayatta.

    ya sonra? bu konuda doktor arkadaşlarımla yaptığım görüşmeler,aynı olayı yaşamış bir kişiyle yaptığım muhabbet sonrası değerli sağlık bakanlığı'nın, bu mektubu gönderdiği kişinin ruh hali umrunda olmadan "basit bir antikor sayım testiyle" size hepatit c olabileceğini söyleyebildiğini anladım. o sürede yaşadığım bunalım ve muhtemelen o günlerde kalan bir panik hali de bana yadigar.

    yani sevgili arkadaşım sakin ol. sana yapılan test yalnızca basit bir antikor sayımından ibaret ve yanılma ihtimali oldukça yüksek. tedbirini al ve ileri tetkiklerini mutlaka yaptır ama sakın kendini yıpratma.

    geçmiş olsun.
  • sadece kan yolu ile bulaştığı söylenen bir hastalığın hayatında hiç ameliyat olmamış birine nasıl geçtiğini düşündük durduk uzun aylar boyunca... sonra anladık ki dişçide ufak bir operasyon dışında bir ihtimal yoktu. tedavi olsa mı, yan etkilerini nasıl kaldırıcak diye haftalar boyu düşünmenin sonucunda tedaviye karar kılındı. zorlu bir süreç diye gözümüzü korkutan doktorlar şaşırıyordu bu kadar kuvvetli bir hastanın karşısında... tabi kansızlık başladı, tiroid değerleri sapıttı, halsizlik had safhaya ulaştı ama sonunda bitti. şimdi 6 aylık tedirgin bekleyiş sürecinde acaba tamamen geçti mi yoksa tekrar bi bi sene aynı sıkıntılar mı gibi düşüncelerle geçiyor.
    ama sonuç olarak herkesi aynı etkilemeyen ama tam olarak geçmesi çok da mümkün olamayan bir hastalık hepatit c. muzdarip olanlara en kısa zamanda tedavinin sonuç vermesini, yakınlarına da sabır ve dayanıklılık dilemekten de geri kalınmaması gereken bir hastalık aynı zamanda.
hesabın var mı? giriş yap