haunted
-
chuck palahniuk'ın 2005 mayıs'ında çıkmış şimdilik son romanı. diary'yi okuduktan sonra içerik olarak olmasa da tarz olarak chuck'ın kendini fazlasıyla tekrar ettiğini düşünmeye başlamış ve belki de bir süre yazmaya ara vermesinin kendisi için daha iyi olacağını düşünmeye başlamıştım. bu tekrarları örneklemek gerekirse choke'ta elemanın her duyduğu anonsu bir şeye benzetmesi, lullaby'da her renge bir şey bulması... gibi betimleme benzerliklerinden bahsedilebilir.
bu kitapta chuck palahniuk bu kendini tekrarlama olayını tamamen bir kenara bırakıp yepyeni bir anlatım tarzı keşfetmiş. biri bizi gözetliyor tarzı bir eve kapanan bir grup yazar adayının başından geçenleri anlatıyor. kitapta evde kalan her kişi için en az bir şiir ve her kişinin ağzından en az bir hikaye var. altının çizilmesi gereken önemli bir nokta şu ki bu kitap bir roman, bir kısa hikaye kitabı değil. her hikaye bu evdeki insanların (writer's retreat) kim olduklarına dair ipuçları veriyor. chuck palahniuk bu ilginç formla hikaye türünü romanın içine katıp ilginç bir sentez yapmış ve bence bu formda çok başarılı olmuş.
kitap survivor'a benzer olarak günümüz medyasına ve fight club'dakine benzer olarak insanların ün arayışlarına dair çok sert ve belki de şimdiye kadar olmadığı kadar rahatsız edici derecede cüretkar eleştirilerde bulunuyor. öncekilerden farklı olarak bu kitapta chuck palahniuk insanların ün ve para için yapacakları şeylerin sınırlarını (ya da sınırsızlığını) deyim yerindeyse insanın suratına sert bir tokat gibi (ama aslında ondan ötesi testislerine binlerce tekme ve ağzının içinden soktuğu koluyla mideyi çıkartma suretiyle) çarpıyor.
kitap son derece sürükleyici olmasına rağmen hikayelerin bazılarının neden ne amaçla kitabın içine konulduğunu merak etmemek mümkün değil. örneğin kitabın ilk hikayesi olan saint guts-free'nin guts isimli hikayesi bunun en güzel örneği. bu hikayeyi okuduktan sonra ben kendime uzun süre böyle bir hikayeyi neden yazar niçin buraya koyarsın diye sordum ve ardından uzun süre kitabı yakmayı düşündüm. ancak kitabı yakmadıktan ve okumaya devam ettikten sonra hikayenin tek amacının kitaba son derece sert ve vurucu bir açılış yapmak olduğu kararına vardım. okudukça kitabı yakmadığımın iyi olduğunu da fark ettim açıkçası. yukarıda türkçe çevirisi yapılmış lady baglady'nin hikayesi de dahil olmak üzere içinde bir çok güzel ve vurucu hikaye var. chuck kanımca kitabın en başarılı hikayesini sona saklamış. fakat spoiler'a girmemesi için hikayeler hakkında bir bilgi vermektense okuyucunun kendi tadına ve midesine bırakacağım. diyebileceğim tek şey rahatsız edici oldukları. ancak rahatsız edici olmaları kötü oldukları anlamına gelmiyor. bence büyük bir kısmının gerçekten rahatsız edici olmalarının sebebi inandırıcı olmaları. özellikle hikaye dışında kalan ev içinde gelişen olayların insana inandırıcı gelebilmesi haunted'ı başarılı ve bir o kadar da rahatsız edici kılıyor.
kısaca özetlemek gerekirse bu kitabı okumadan önce derin bir nefes alın. yeteri kadar derin olduğuna emin olun çünkü kitap bitene kadar bırakamayabilirsiniz. ve ardından etrafınızda gördüğünüz her hangi bir şey, bir havuç, bir çöp kutusu, bir bez bebek... size bu kitabı hatırlatabilir. o yüzden okumadan önce iyi düşünün, masumsanız okumayın. kendinize güveniyorsanız risk sizin çünkü chuck hiç bu kadar sert, rahatsız edici ve açık olmamıştı. ve inanın siz de o tadı, kokuyu ve kasılmayı hissedeceksiniz... -
melodisine bayıldığım beyonce parçası. şarkı ve beyonce'nin güzelliği birleşince dünyanın en çekici şarkılarındanbirisi ortaya çıkmış. bütün gün arka planda bu şarkı çalsa hiç sıkılmam. ne zaman dinlesem içimde inceden belli belirsiz tatlı bir huzursuzluk ile beraber sanki bahar yeni gelmiş gibi heyecanlı bir kıpırdanma olur. whatsapp'a girer gördüğüm ilk çevrimiçi kişiye "acil foto at" derim. öyle bir şarkıdır benim için.
-
epey hasta işi bir chuck palahniuk kitabı, yemekten sonra kesinlikle okumamak lazım, kaldırmıyor çünkü. "bağırsaklar" hikayesinde gittim elimi yüzümü yıkadım okumayı bırakıp.
-
ortasında "bitse de gitsek" moduna getiren chuck palahniuk kitabı. ne olacak bunun sonu merakıyla değil, chuck palahniuk okumayı sevdiğim için okuyorum, ancak bir yerlerde ilk öyküdeki vuruculuğu da beklemiyor değilim. sanki bir şeyler eksik gibi.
-
50 shades of grey için tekrar düzenlenen süper bir parça.
(bkz: buralar çok değerlenecek)
queen b. 'nin aynı isimli şarkısının sözleri;
[ıntro: presenter]
the winner is
beyonce knowles female pop vocalist!
[ıntro:]
ı would like to thank the judges for picking me
my parents who ı love
ı love you houston
[verse 1:]
and ı've been drifting off on knowledge
cat-calls on cat-walks, man these women getting solemn
ı could sing a song for a solomon or salamander
we took a flight at midnight and now my mind can't help but wander
how come?
spoon-fed pluralized eyes to find the beaches in the forest
when ı'm looking off the edge, ı preach my gut it can't help but ignore it
ı'm climbing up the walls cause all the shit ı hear is boring
all the shit ı do is boring
all these record labels boring
ı don't trust these record labels ı'm torn
all these people on the planet
working 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
the 9 to 5, just to stay alive
all the people on the planet
working 9 to 5 just to stay alive
how come?
what goes up, ghost around
goes around around around around
what goes up, ghost around
ghost around around around around
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und ah-rou-ou-und
soul not for sale
probably won't make no money off this, oh well
reap what you sow
perfection is so... mm
[verse 2:]
ıt's what you do
ıt's what you see
ı know if ı'm haunting you
you must be haunting me
ıt's where we go
ıt's where we'll be
ı know if ı'm on to you, ı'm on to you
on to you, you must be on to me
my haunted lungs
ghost in the sheets
ı know if ı'm haunting you
you must be haunting me
my wicked tongue
where will it be?
ı know if ı'm onto you
ı'm on to you
on to you, ı'm on to you
on to you, you must be on to me
you want me?
ı walk down the hallway
you're lucky
the bedroom's my runway
slap me!
ı'm pinned to the doorway
kiss, bite, fuck me
[verse 3:]
my haunted lungs
ghost in the sheets
ı know if ı'm haunting you
you must be haunting me
my wicked tongue
where will it be
ı know if ı'm onto you
you must be onto me
ıt's what we see
ı know if ı'm haunting you
you must be haunting me
ıt's where we go
ıt's where we'll be
ı know if ı'm onto you, ı'm onto you
onto you, ı'm onto you
onto you, you must be onto me
you must be onto me (on to you, ı'm on to you)
you must be onto me (on to you, ı'm on to you)
you must be onto me (on to you, ı'm on to you)
[outro:]
me (on to you, ı'm on to you)
me (on to you, ı'm on to you)
me (on to you, ı'm on to you)
me (on to you, ı'm on to you)
me (on to you, ı'm on to you) -
iyi güzel de, orijinalini bilmiyorum ama ayrıntı yayınlarından çıkan türkçe çevirisinde ara bölümlerde comic sans kullanılması yüzünden okumakta zorlanıyorum, içimden okumak gelmiyor. yeraltı edebiyatında comic sans mı olurmuş!
-
netflix komedi dizisi.
-
kanımca beyonce’nin en iyi parçası. çok deneysel ve kaliteli altyapısı, kışkırtıcı vokalleriyle büyülüyor.
-
beyonce için fazla deneysel, kesinlikle harika olan şarkı.
-
en güzel hikayeler saint gut-free ve mother nature'ın hikayeleri bence. bunun dışında arkeolog bi kızla bilardo oynayan şimdi karakterlerden hangisinin olduğunu hatırlayamadığım hikayenin sonu da süperdi. kitabın kapağındaki brutally funny ifadesinin nedeni anlaşılıyor. asıl hikaye de psikopatça bağlanmış.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap