• gördüğüm en huzurlu şehirdi. 80 ildeki insanın dilinde olan diğer insanlara gösterilmesi gereken "saygı" kavramı hala yaşıyordu bu memlekette. biz turist rehberleri bir şehri beğendirmek için şöyle anlatırız; "buranın esnafı siftah yaptıktan sonra komşusu siftah yapmadıysa ikinci müşterisini komşusuna gönderir." 81 ili defalarca kez gezdim ben. hiç unutmam komşusu siftah yapsın diye beni dükkanından çıkaran hataylı amcayı. diğer şehirler için bu anlatı sadece hikayedir.

    kutlarım seni insanoğlu; huzurun son kalesini de ele geçirdin. kanlı ölümü hatay'a da getirdin! umarım kendini çabuk toplarsın güzel şehir... acını yüreğimde hissediyorum.

    10 yıl sonra bugünlerde yine ve hala acını yüreğimde hissediyorum.
  • türkiye’nin bir ili. binlerce yıllık şehir. yüzlerce yıldır ailemin yaşadığı yer.

    6/2/2023 deprem felaketiyle öldü. antakya öldü. iskenderun öldü. samandağı öldü.

    şehir ölür mü?

    şehir öldü.

    başka ne öldü?

    teyzem öldü, dayım öldü.

    halısaha yaptığım arkadaşım öldü.

    aşık olduğum kız öldü.

    kız arkadaşıma gezdirdiğim sokaklar öldü.

    ilk kez evden kaçıp antakyaya gidişim öldü.

    çocukluğum öldü.

    ağladım. ağladıklarım öldü.

    güldüm. güldüklerim öldü.

    insanlarım öldü. öldüler, gömüldüler.

    gömülüydüler zaten, çıkartılıp yeniden gömüldüler.

    hatay öldü.

    ve ben onu çok özleyeceğim.

    ağlaya ağlaya özleyeceğim.

    özlem nedir?

    “özlediğin, gidip göremediğindir;
    ama, gidip görmek istediğin

    özlem, gidip görememendir; ama
    gidip görmek istemen

    özlediğin, gidip görmek istediğin-
    ama gidip göremediğin

    özlem, gidip görmek istemen-
    ama, gidememen, görememen;
    gene de, istemen”

    hatay’a gitmek isteyeceğim
    hatay’a gidemeyeceğim

    hatayı gidip görmek isteyeceğim
    hatay’ı gidip göremeyeceğim

    hatay’ıma gidemem,

    hatay’ımı göremem

    ama

    hayatıma bir misyon edindim.

    yeniden inşa edeceğiz

    allah’ım bana güç ver
    hatay’ı yeniden inşa etme gücü…
  • az önce gazeteci faruk aksoy hatay'dan haber türk canlı yayınına bağlanıp aynen şunları söyledi: arkamdaki 600 siteden 1000'i aşkın ceset çıktı. hatay'ın yerli, köklü, varlıklı aileleri dahil halkın hemen hepsi şehri terk ediyor. demografik yapı konusunda endişelenmemiz lazım.

    bu sözler beni çok korkuttu. zaten şehirdeki mülteci yoğunluğu sebebiyle bu tarz endişeler hafiften su yüzüne çıkmıştı. malum söz konusu millet kontrolsüzce ürüyor. olur da oralarda türk nüfusu kalmazsa halimiz nice olur. celal şengör hocanın dediğine göre suriye zaten hala hatay'ı kendilerinin olarak görüyormuş. atatürk'ün "hatay benim şahsi meselem" dediği bir şehre göz bebeği gibi bakmamız lazımken altın tepside suriyelilere mi bırakacağız. bu konuya çözüm getirecek yetkili bir akıl umarım vardır.

    debe editi: hatay'ın elden gitme riski konusunda benim gibi endişelenen yazarların mesajlarını görüyorum ve duygulanıyorum. adnan yücel'in saraylar saltanatlar çöker şiirindeki şu dizeleri hatırlama zamanı şimdi: "bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler."
  • 2023 şubat depremlerinden sonra en çok zararı gören şehir.

    zarar anlamında ilk 3 ilçenin sıralaması ise antakya, defne ve samandağ olarak kayıtlara geçti. en çok yıkımı bu ilçeler yaşamasına rağmen ilk kalıcı konutlardan bazılarının altınözü ve hassa'ya yapıldığını ve hatta teslim edilmek üzere olduklarını görüyoruz.

    kalıcı konutu geçtim, aradan 8 küsür ay geçmesine rağmen defne'de konteyner alamayan ve halen çadırda kalan insanlar var.

    devletin yaptığı bu ayrımcılıktan sıkıldım abi. yazmak istemiyorum, dile getirmek istemiyorum ama devlet yaşanılan tarihi doğal afette bile mezheplere göre hareket ediyor. gerçekten sıkıldım. zaten insanları ülkeden soğuttunuz. şimdi de nefret ettirmek için her şeyi yapıyorsunuz.

    not: kimse gelip de sebebi aslında şu, bu gibi bahaneler üretmesin arkadaşlar. sebebi kesinlikle ayrımcılıktan başka bir şey değil. ben sonuca bakarım. depremden neredeyse hiç etkilenmeyen ilçeye kalıcı konut yaparken başka bir ilçede halen çadırda kalanlar varsa bunun izahı yoktur. gerçi devletin ayırımcılığından genel olarak haberimiz vardı ama bu durumu deprem sürecinde birebir yaşamış ve deneyimlemiş olduk. söyleyecek çok şey var ama bazen en doğrusu susmaktır. yazık.
  • yapayalnız kimsesiz şehir.

    limanı, sanayi bölgeleri, tarım ve hayvancılığıyla bu ülkeye eşşek gibi hizmet eden, milyonlarca lira vergi ödeyen ve karşılığında hiçbir hizmet alamayan insanların yaşadığı yıkık şehir. üniter cumhuriyetin ekmeğini yiyemeyen ve hiçbir zaman yiyemeyecek olan depremden sonra bile liman ve sanayisiyle her yıl ekonomiye milyonlar kazandıran şehir.

    mülteci ve terör krizini ilk yıllardan beri tek başına sırtlayan şehir.

    kötü altyapı, dandik karayolları, felaket havalimanı, berbat afet yönetimi, elektrik su hizmetlerinin eksikliğine ve aksayan asayişe mahkum edilen şehir.

    depremin birinci yıl dönümünde cb tarafından “merkezi yönetimle yerel yönetim dayanışma içinde olmazsa o şehre bir şey gelmez” diyerek gizliden tehdit edilen şehir.

    bir yıl içinde konut sözü verilen ama henüz havalimanının bile onarımı bitirilemeyen şehir.

    hiçbir şey olmamış ve hiçbir suçu yokmuş gibi chp yönetimi tarafından tekrar aday gösterilen rezil belediye başkanına mahkum edilen şehir.

    dibinde 10 yılı aşan savaşın arasındaki suriye şehirlerinden bile daha yıkık daha harap olan şehir.

    tek başına, hiç olmadığı kadar ölü şehir.
  • devlete vergi ödeme sıralamasında 7. olup devletten hizmet alma noktasında ise 78. sırada olan talihi makus il.

    hatay halkının devlete ödediği verginin sadece %2,68'i şehre yatırım olarak dönüyor.

    sorarlarsa "hatay atatürk'ün şahsi meselesi, onu kimseye bırakmayız" der ve kendinizi tatmin edersiniz. yalnız emin olun atatürk sizi görseydi suratınıza tükürürdü. neyse.
  • arkadaşın biri medeniyet kavramı henüz uğramamış falan yazmış da entrylerine baktım kek yapabilen erkekler başlığına şunu yazmış "erkek adam kek yapmaz. akşam tv karşısında 2 şeker atıp karıştırdığı çayın yanında hanımının yaptığı keki yer. yiyip bitirdikten sonra da dilinin yardımıyla diş aralarını temizler." (bkz: #121296149)

    medeniyet konusunda referans alınabilecek biri gibi görünmüyor ama yine de siz bilirsiniz. ya da gelin hep birlikte kişisel deneyimlerimizden yola çıkarak genellemeler içeren büyük cümleler kurmayalım..
  • bilin bakalım bu şehre uçuşlar hangi gün başlıyor? 17 mayıs.

    aaa seçimin 3 gün sonrası, ne kadar büyük tesadüf!

    depremden en çok etkilenen ve göç veren yerler nereler? defne, samandağ, antakya, kırıkhan, iskenderun. aa ne büyük tesadüf, muhalefetin oy depoları! (kırıkhan hariç denebilir, ama nüfusu da az)

    allah belanızı versin ya.
  • hakkında;

    --- spoiler ---

    kentte devasa bir çadır kent topluluğu var. bu konuda ben devleti ve insanların yardimlasmalarini başarılı buldum.

    (bkz: #153966903)
    --- spoiler ---

    diye yorum yapan yazarların olduğu şehir.

    5 aydır enkaz kaldırma ve yıkım çalışmaları bitmemesine, evi yıkılıp barınma konusunda akıbetinin ne olacağını bilmeden yüzbinlerce insan olmasına ve büyük bir bölümünde sadece günü kurtaran yine yüzbinlerce insanın olmasına rağmen çadır kent var diye devleti başarılı bulanlara darısı başına demekten kendimi alamıyorum. ondan sonra güç bela çadır buldunuz diye birilerine güzelleme yapacak mısınız görürüz.

    aradan 5 ay geçmiş. bey efendinin tuzu kuru; başka şehirden 1 saatliğine buraya geliyor. gördüğü çadır yoğunluğundan ötürü birilerini başarılı bulup yalakalığını yapıyor. ya gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. insanda utanma arlanma olur ya.

    edit: imla.
  • 6 şubat 2023 kahramanmaraş depremi'nin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen halen savaş alanından çıkmış izlenimi veren ve kesinlikle kaderine bilerek terk edildiğini düşünmeye başladığım şehrimiz.

    bazı ilçelerinde depremin etkisi az olmasına rağmen antakya, defne, samandağ ve biraz da kırıkhan inanılmaz kötü durumda.

    her yere yazmaktan. sesimi bir şekilde duyurmaya çalışmaktan bıktım artık. 6 ay oldu ya. 6 koca ay. allah için çıkıp da yok yıkım çok büyüktü yok bilmem ne gibi argümanlarla birilerini savunmayın bana. devlet niye var abi? devlet nerede? bu durumu kabul etmiyorum. 6 ay oldu ama bırak yaşamak için gerekli olan temel ihtiyaçların insan gibi karşılanmasını henüz şehrin enkazı bile toplanmadı. vali bey de çıkmış "enkaz 2023'ün aralık ayında temizlenmiş olacak" şeklinde açıklama yapıyor. anlayacağınız ancak 1 yılda şehrin enkazı toplanmış olacak. gerisini siz düşünün. ya ben olsam böyle bir açıklama yaparken utanırım. bunlarda o duygu da yok sanırım.

    arkadaşlar insanlar bu şehirden bilerek göçe zorlanıyor. benden söylemesi.
hesabın var mı? giriş yap