• özgülük, özellik, hasiyet manasındadir.
  • başkasına ait olmayan ve kendine has bir özelliği kapsayıcı olan belirli bir suretten ötürü meydana gelen
  • bir yangın söndürücü markası.
  • hükümdara hizmet etmekle görevli (hükümdara has) demektir. hassa askeri padişahı korumakla görevli sınıfken, dolmabahçe sarayı gibi pek ünlü bir çok osmanlı eserini tasarlamış olan balyan ailesine de, hassa mimarları denir örneğin.
  • "... vefat ettigi icin arkasindan konusmanin pek dogru olmayacagi kocasini eve baglamak amaciyla, uzerine soslar salcalar doktugu esek dilini adama yillarca gunde bir ogun yedirmis, ne var ki gidadaki sihirli hassa onu yuvasina baglarken, icindeki yuksek kolesterol de zavallinin ruhunu bedenine baglayan ipi cozmustu."
    ihsan oktay anar, efrasiyab'in hikayeleri, sf143-144
  • (bkz: haşa)
  • merkezi 10 bin kır nüfusuyla 50 bin kişilik bir ilçe. her küçük ilçeye şirin yakıştırması yapanları yalancı çıkaracak bir yerdir.

    bir de hassa gençlerinin spora tutkuyla bağlı olduğunu 37-0'lık kırıkhanspor u17 maçından anlayabiliyoruz.
  • aynı zamanda kayseri'nin pınarbaşı ilçesine bağlı bir köy.
  • hatay'ın kırsal nüfusuyla birlikte 50 bini bulan fakat yalnızca 9 bini ilçe merkezinde yaşayan adı üstünde kırsal bir ilçesi. muhafazakar bakış açısına sahip bu güzide ilçenin saf ve temiz insanlarına selam olsun. özünüzü bozmayın.
  • akbez, küreci, söğüt ve bunların metropolü sayılabilecek aktepe beldelerinden ve yukarıbucak, eğribucak, yuvalı, demrek, dedemli, gazel uşağı, bademli, yoluklar, katranlık gibi daha sayamadığım birçok köyü bulunan kırsal bir hatay ilçesi. nüfus bakımından hatay'ın 3. küçük kasabasıdır. her biri birbiriyle yarış içerisinde olan beldelerin ve köylerin hiçbiri yaşanılası değildir. amanos dağlarının eteklerinde münzevi bir hayat tarzını seçenlerin sevebileceği ama yabancıların yaban gibi karşılanacağı muhafazakar bir ilçe.
    dedem anlatırdı da:
    vakt-i zamanında bu zavallı ilçe halkına ''düz''den (iskenderun deniz kenarı) toprak bahşedilmiş ama çoğu köylü bu çorak ve kutsal topraklarını bırakıp bir gün ırgatlıktan geri kalırım diye tapuya bile gitmemişler.
    şimdilerde toros arabalarıyla ve iki buçukluk minibüsleriyle iskenderun sahillerinde yalnızca günübirlik gezinen torunları mevcut olup büyük dedelerine cık cık cık diyerek diz döverler.
    çoğunluk amele olarak çalışmayı sever fakat suriyeden gelen turist ırgatlar ucuz işgücü ile o mesleği de ellerinden alacak gibi görünmektedir.
hesabın var mı? giriş yap