• epey politik bir kitap aslında: hükümetin hogwarts'ta kadrolaşması, işlerine geldiği gibi abuk subuk kararname çıkarmaları ve medyanın (bkz: gelecek postası) hükümetin doğrultusunda yalan yanlış haber yapması ve halkın çoğunun bunu yemesi, bir bok bilmeden karara varmaları, dumbledore'un itibarını azaltmak için karalamaya çalışmaları falan... umbridge'in eğitim anlayışıyla türk eğitim sistemi ve öğrenciye karşı tutumlarındaki benzerlik de müthiş. mesela, hermione itiraz ettiğinde umbridge, bu kitaplar senden çok daha yaşlı ve deneyimli insanlar tarafından hazırlandı deyip kesip atıyor. otorite otorite diye ortalarda dolanıp duruyor. ders amacını beyni uyuşturacak şekilde ağdalı, sloganvari abuk subuk şekillerde açıklayıp(yani açıklamayıp.), öğrencilerin teoriyi ezberlemesini talep ediyorlar, falan. hoş, değil mi?
  • --- spoiler ---
    harry potter in cevirmenleri sevin okyay la kutlukhan kutlunun da roportajlarini dinledim. sevin okyay, filmi izleyince ben zaten 1 hafta kendime gelemiyorum dedi. kutlu da harry potter bu kadar aksiyon üzerine kurulu degil dedi. bence de.

    kitaptan film uyarlamalari hep boyle olur zaten, birseyler atlanir, kimseyi memnun edemezsin tabi.

    bi kere 5 kitap gercekten onemli ve malzemesi bol bi kitapti. komik diyaloglardan tut, karanlık olaylara kadar. bu filmde hangi kisimda ne oynama yapilmis tam kesitremedim. bi yerden baslayalim. mesela umbridge in quidditch maclarini yasakladigi niye soylenmedi yahu? sonra malfoyla harry nin o benzersiz kavgalari... cocukcagiz* 2 kere gorundu topu topu. teftis mangasiyla beraber do nun* üstünde hissettikleri baski neredeyse hic verilmemis. sozum ona, millet dumbledore ordusu ne nanedir, anlamadi.

    gelelim sbd lere. bu cocuklarin gotu tutusmadi mi butun sene? ron bile ulan sbd mi kasalim aylaklik mi yapalim uhuhuhu diye zirlamadi mi? hani nerede derslerin agirligi, hermione nin bile derslerin altinda yavas yavas ezilisi? birak ya.

    ha sonra harry nin aksi asi bir ergen e donusmesi, ron la hermione nin yaran atismalari...ronald la hermione de 15 dakika gorundu heralde, farkinda misiniz?

    st mungo hastanesinin bolumunun acimadan atildigini da gormus olduk.

    zihinbend derslerinin ne halta yaradigi, dumbledore un neden harry le muhattap olmadigi hepsi karambole gitti. en dayanamadigim noktaysa cho nun gammaz gosterilmesiydi. marietta ydi o lan, marietta. kizcagizi sucladilar bosuna ya.

    kisacasi, snape, hermione ve ron gibi okuma sebebim olan tiplemeleri bi kalemde sildigi icin, olay atlamayi birak osuruktan sahneler yarattigi icin kiniyorum bu filmi.
    --- spoiler ---
  • bu yazı bir adet sinirli harry potter severce yazılmıştır..
    tanım: dvdsi çıkmış filmdir, harry potter ve zumruduanka yoldaşlıgı nasıl filme çekilebilir konulu film taslagı oldugundan da hayli şüpheliyim.

    --- spoiler ---
    ben anlamıyorum, ahan 5 keredir uyarlama yapıyorsunuz sevgili film yapım ekibi. neden kitabı hakkını vererek, yazarın kurdugu evreni butunsel olarak kavrayıp, ruhuna inerek, detayların detaylardan daha fazlası oldugunu idrak ederek, sevgiyle, saygıyla, tutkuyla bir kerecik okumazsınız? biraz ondan bir az şundan, aha seyirci şunu da görmeyi isterdi, koy şuraya iki tane kitaptan alınma içi boşaltılmış replik, pamuk ipliğiyle bağlanmış skeçlerden müteşekkil klibimsi bir film yap. bu mudur?
    bakın ben size biraz tüyo vereyim:
    *gizlilik nizamnamesi denen bir şey vardır, bu sebeple bir grup süpürgeli buyucunun ışıl ışıl bir geminin yanından umarsızca gecmesi kanuna, nizama, edebe aykırıdır.
    * harry artık 5 senelik buyucudur, çok şey görmüştür; her rastladıgı yeniliğe aval aval bakmasına gerek yoktur.
    * dumbledore guclu bir buyucu olmakla kalmayıp guclu bir kişiliktir. tepkilerini dışavurması için bir mimik, bir kelime yeterlidir, etekleri tutuşmuş gibi etrafta dolanmasına gerek yoktur. nerde muhteşem richard harris, nerde dedem kılıklı michael gambon. peeh
    * snape harry ye ders verecekse gununu, saatini ayarlar odasına çağırır, yakasından çekip sürüklemez.
    * buyucu buyuyu asasıyla yapar, öyle duman olup etrafta ucmaz. (bakanlıktaki ölümyiyenler) .böyle bir guc kullanımını harry potter severler olarak tasvip edemeyiz zira kurgunun mantıgına aykırıdır.
    * kitapta olmayan, olamayacak şeyleri sahnelemek yerine üzerine biraz daha eğilip adam gibi film yapsanız çok daha iyi edersiniz, 1 saat daha uzatmanızda mahzur yok. biz bizeyiz şurda, kitabı okumayan birinin öldür allah anlamayacagı film yapmak yerine biz okuyucalara vefa burcunuzu ödeyebilirsiniz, süreyi çok değil 1 saat kadar daha uzatarak.
    son sozum de rowling’e dir. jenerikte yazar ekibinden oldugunu görünce kahroluyorum. bu kadar para odaklı dusundugune inanamıyorum jk. abla. yoksa bu fecaate niye izin veresin. seni yanlış degerlendirmişim. ühüh
    --- spoiler ---
  • serinin diğer filmleriyle kıyaslanınca adının "harry potter and harry potter" şeklinde değiştirilmesi gereken bir film.
    yeni dahil olan karakterlerin sadece gösterilmek için yer almalarını, dumbledore'un voldemort ile yıllar sonraki ilk karşılaşmasına "merhaba" kibarlığında ve sadeliğinde girişini, birçok kısmın anlamsız bağlantısız olmasını vs geçtim öyle tercih etmişler öyle beğenmişler öyle onay almışlar yapmışlar. ama koskoca karanlık lordu bu filmlerden tanımış olsam "kel kafalı bir ibiş nesinden korkuyorsunuz" der güler geçerdim. hele istasyonda siyah kravatıyla belirip durmadı mı yuh yani, papyon takıp maymun etseydiniz daha iyi olurdu. büyü aleminin, adının anılmasından bile korku duyulan ustasına vakkodan tiril tiril takım elbise hiç yakışmamış. ayrıca snape gibi karizmalar karizması, zihnefend ve zihnebend ustası bir abinin, yüzeysel geçilmesi nedeniyle ifilmlerden tanıyanlar için gereksiz sayılabilecek bir karakter olarak algılanması fenadır.

    tabii zihnefend derslerinde harry'nin snape'in zihnine girmeyi başarması tam bir hıyarca yorumlama örneği. sen snape'i alemin en güçlü zihnebendar'ı olarak anlat sonra harry gibi kerameti kendinden menkul bir velet ikinci dersin ortasında adamı alt etsin. yapma canım, yapma arkadaşım, ayıp oluyor*
  • iktidar hırsı üzerine yazılmış muazzam bir kitap.

    --- spoiler ---

    sihir bakanlığı tüm medyayı ele geçirerek, geçmişte büyücüler alemini faşist bir soykırımdan geçiren voldemort'un döndüğü gerçeğini gizlemekte, bakanın da tüm pisliklerini örtbas etmektedir. başta harry potter olmak üzere tüm iktidar muhalifleri terörist ilan edilmiş, büyücülerin gözündeki itibarları yere çalınmıştır. büyücüler aleminin en çok okunan gazetesi her gün harry potter ve yoldaşlarını karalayan haberler yayınlamaktadır. suçlarının ne olduğu bilinmeyen yüzlerce insan her gün sihir bakanlığının kontrolündeki mahkemede alelacele yargılanmakta, en basit şeyler için en ağır cezalar uygun görülmekte, evlere baskınlar yapılmakta, dehşet verici ruh emiciler, yasa dışı biçimde sivil büyücülerin üzerine salınarak ölüm öpücüğü vermeye çalışmakta, masumlar ölmektedir. bakanlık tüm bunları durmadan inkar eder ve ruh emicilerin gereksiz yere aşırı güç kullandığını kabul etmez. dört bir yanı çıkar uğruna yalakalık yapanlarla çevrilen bakanın gözü kör olmuştur. baş yalakalardan biri bakanın gözüne girmeyi başarmış, hogwarts cadılık ve büyücülük okulu yüksek müfettişliğine atanmıştır.

    bakanın dumbledore'un müdürlük yaptığı okula müfettiş atamasındaki amaç, muhalif müdürün okulu yönetiş biçimine doğrudan müdahale edebilmektir. okul içindeki koruma büyülerinin de yetersiz oldukları bahane edilip okula ekstradan ruh emiciler salınmıştır. müfettiş, müdürün her işine karışmakta ve okulu birbirine katmaktadır. öğretmenler ve öğrenciler acımasızca cezalandırılmakta, muhaliflerin işlerine son verilmektedir. müfettişin okulda kurduğu teftiş mangasıyla öğrencilerin diğer öğrencileri ihbar etmesi projesi başlatılır. böylece huzursuzluk çıkaran öğrenciler, yönetimle işbirliği yapanlarca ispiyonlanacaktır. bu sırada öğrencilerin bilgilenmemesi, sorgulamaması ve aslında düpedüz cahil kalması için içi boş ve kuru bilgilerle dolu bakanlık tarafından onaylı kitapların okulda okutulması zorunlu kılınır. ayrıca iki kişiden fazla yan yana gelmek, izinsiz kulüp kurmak, hatta kızlı erkekli takılmak dahi yasaklanır. okulunu ve öğrencilerini sonuna kadar savunan müdür sonunda işinden olur. müfettiş müdürlüğe yükselir.

    öğrenciler artık yeter diyerek kendi kendilerini eğitmek adına örgütlenirler. aynı zamanda büyücü halk da bir araya gelmiş, artık sadece zar zor yayın yapan muhalif radyoyu dinler, önceleri pek de itibar görmeyen basılı yayınları takip eder olmuştur. anaakım medya ise yalanlarıyla büyücü halkı uyutmaya devam etmektedir.

    muhaliflerin tek terdi büyücü halka doğruların aktarılmasıyken, sihir bakanı inatla koltuğunda başkalarının gözü olduğu ve tüm bu başkaldırının hogwarts müdürü dumbledore'un başının altından çıktığına inanmaktadır. hatta ona göre dumbledore'un ordusu hükümeti devirmek için gizlice planlar yapmakta, gizli bir silah üzerinde çalışmaktadır.

    büyücü halka her türlü zulmü uygulayıp koltuğu uğruna medya, yargı ve yasama yürütme dahil tüm güçleri kendisinde toplayan bakan, sonunda halkın tümden uyanması ve gerçeklerin ortaya çıkmasıyla devrilir. hogwarts'a koyduğu müdürünü at adamlar kaçırıp teper ve tüm yalakaları tek tek gözden düşüp çöp olur, büyücü halka hesap vermek zorunda kalır. çünkü hiç kimse sonsuza dek iktidar değildir.
    --- spoiler ---

    düz: radyonun 7. kitapta olduğuna dair draculina uyardı.
  • star tv'de tekrar yayınlanması nezdinde, beni bir kez daha dolores umbridge'in kafasını vücudundan ayırma isteğine gark eden film.

    oruspu çok affedersin.
  • serinin politik altyapısı en güçlü kitabıdır.

    harry'nin umbridge'le ne olursa olsun yılmadan mücadele etmesi, kitabın başlarında ergenliğini hakkıyla yaşadığı için "merlin adına biri vursun şunun ağzına yüzüne!" diyen kişileri bile "helal be harry!" nidalarıyla coşturur. gizli bir öğrenci grubu* kurar. cesareti olmayanlara cesaret verir.

    hermione'nin köle* hakları için bir yıl önce başlattığı topluluğu* hızını kesmeden insanlara anlatmaya çalışması eşitlik için atılmış küçük ama sağlam adımlardır.

    gerçekleri söylediği için elinden 1.sınıf merlin nişanı alınır dumbledore'un. büyüceşura'dan 'zorunlu' emekli edilir. bunadı diye haberler çıkarılır.

    percy makam uğruna ailesine sırtını döner. babasına olmadık sözler söyler.

    daha bir sürü şey var. mcgonagall'ı, luna'nın babasını*, lucius'u, okuldaki teftiş mangası'nı, kusan tuvalet davasının arkasındaki rüşvet olayını falan ayrıntılı anlatmadım bile.

    serinin okuması en zevkli kitabı bana göre. kesinlikle çocuk kitabı değil bu kitap. diğerlerinden ayrı bir yerdedir benim için. hepsi birbirinden değerli tabii yine de.
  • bütün olaylara değinelim diye ortaya çıkmış anlamsız mı anlamsız bir film olmuş. kardeşim bir kerede çekemiyorsanız iki bölüm halinde çekin. ya da 5 saat çekin, biz seyrederiz.

    bir de benim anlayamadığım şey, olayları niçin değiştiriyorsunuz, rowling uğraşmış yazmış, niye bir daha zahmet edip başkalaştırıyorsunuz: neville mi buldu ihtiyaç odasını, cho mu gammazladı dumbledore un ordusunu, umbridge bütün okula mı 'i must not tell lie' cezası verdi? bir de niçin herkes çirkinleşmiş bu filmde? örneğin vernon eniştenin o sevimsiz çirkinliğinin yerini, ucube gibi bir hal almış..

    çekmeyin yahu, harry potter hayranı, okuyucusu değilseniz, filmini çekmeyin..
  • dördüncü filmde olduğu gibi beşinci film de dumbledore'u böyle bir asabi, gergin, bağırıp çağıran bir adam gibi göstermiştir. kitapları nasıl okuyorlar, okuduklarından ne anlıyorlar ben çözebilmiş değilim. dumbledore öyle höykürmeye ihtiyaç duymadan, gülümsemesini ve zekice esprilerini eksik etmeden insanların içlerini okuyabilen ve onları etkisi altında bırakabilen bir şahsiyettir. hatta neymiş efendim avluda "sizin çalışacak dersleriniz yok mu?!%!" diye bağırıyormuş dumbledore. saçmalık.

    bunun dışında serinin en kötü filmi olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. sanki film değil de slayt gösterisi izliyoruz, birşeyler böyle ard arda geçiyor, bağlantısız. ne yazık ki beşinci filmin yönetmeni altıncı filmi de yönetecekmiş. yazık.
  • film ve kitap versiyonunu değerlendirdiğim bol spoilerlı bir yazıdır. ayrıca bu satırların yazarı henüz 6 ve 7. kitapları okumamıştır, sıçan yer varsa affola.

    --- spoiler ---
    öncelikle bu kadar kalın bir kitaptan ticari bir film çıkarmak herhalde gerçekten çok zor olmalı. yazar, serinin hayranlarını tatmin edecek o kadar çok ayrıntıya boğmuş ki kitabı, yönetmen kesinlikle seçim yapmak zorunda kalmış. örneğin ron’un karakter gelişiminde büyük yer tutacağa benzeyen, quidditch kupası zaferi, “weasley is our king” tezahüratları tamamen es geçilmiş, film sadece harry’ye yüklenmiş. zaten artık yönetmenlerin quidditche karşı bir garezi olduğunu düşünmeye başladım, hele ki geçen filmde hazır dünya kupası varken (irlanda-bulgaristan finali), o kadar rezil geçiştirilmişti ki, kitabı okumayan abimle filmi seyrederken adamın ağzından “e kim kazandı şimdi bu maçı” lafı çıkmıştı. neyse bu filme dönersem, bunda da draco’nun dolduruşuna gelen weasley ikizlerinin ve harry’nin draco’ya girişmesi, akabinde ömür boyu quidditch yasağı ve firebolt’a el konulmasını göstermek heralde en fazla 10 dakika tutardı ve ikizlerin öeh yeter lan deyip kaçmasını da daha iyi açıklardı, çünkü quidditchin onları okulda tutan son şey olduğu belliydi.

    hermione gene şipşirindi, çok güzel bir hatun olacak bu emma, ama o da filmin tüm senaryosunun harry’ye ayrılmasıyla çok fazla varlık gösteremedi.

    luna’yı oynayan kız harikaydı, gerçi bu kadar güzel beklemiyordum ama kız mükemmel oynamış, tam kitapta anlatıldığı gibi.

    neville çok büyümüş, dana gibi olmuş. ama gene arka planda kalmış, halbuki ağzı burnu dağılmış halde onca death eater’a meydan okumasını görmek isterdim.

    cho’ya gelirsek, kitapta önce kızsal tripleriyle sinir edip, daha sonra da harry su yapınca michael corner’a zıplayarak iflah olmaz bir manitacı olduğunu göstermiştir. (ilerki kitaplarda nolur bilemiyorum ama ben hep ginny’yi yakıştırıyorum harry’ye). filmde her ne kadar cho başta ispiyoncu olarak gözükse de sonlara doğru veritaserum altında öttüğü ortaya çıktı.

    dolores karakteri, her ne kadar kitapta çok daha fazla sinir bozucu olsa da (mcgonagall’a saldırılması mesela) filmde de iyi yansıtılmış, hem hem yapmasına bayıldım.

    helena bonham carter da bellatrix rolünde döktürmüş.

    kitaptaki doğal özgürlük sayesinde sayfalarca betimlenmiş şeyleri tabi ki filme aktarmak zordu ama filmde direk kitaptan alınmış bol bol cümle vardı. mrs. weasley’nin sirius’a yüklenmesi, “o james değil, harry” demesi, sirius’un bu konudaki yalnızlığı filme tabi ki sığmamış, ama son savaş sahnesinde sirius harry’ye “well done james” diyerek güzel bir ayrıntı yakaladı.

    son savaş sahneleri iyiydi, ama çok daha iyi olabilirdi. havuzdaki heykellerin kalkması, dumbledore’a nişanlanmış avada kedavra’yı fawkes’un yemesi o sahnelere yakışırdı.

    mizah yönünden j.k.rowling’den de her kitapta gittikçe daha fazla terry pratchett tadı alıyorum, özellikle şu diyalog yarıp geçirmişti, aşağı yukarı şöyle,

    herminone, harry’ye cho’nun karışık duygular içinde olduğunu anlatmaktadır, cedricin ölümü, sınavlar, harry’ye ilgisi, ailevi durumu vs.

    ron: one person can’t feel that much at once, they’d explode! (insan bu kadar şeyi aynı anda hissedemez, patlar!)

    hermione: ron, just because you have the emotional range of a teaspoon, it doesn’t mean we all have. (ron, senin bir çay kaşığı kadar duygusal olman hepimizin öyle olduğu anlamına gelmez)

    daha söylenecek çok şey var ancak aklıma şimdilik gelen bunlar.

    p.s. sokak serserisi dudley de süper olmuş:)
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap