• anthony hopkins in starling e mektup yazan sağ elinden habersiz çekildiğine inandığım, kalemi gaspard ulliel in soluna tutturmuş, 117 dakikalık devamlılık problemi.
  • hannibal serisinin diğer filmlerine göre daha az gerilim ve aksiyonun olduğu ancak dram ve duygusallığın eklenmesi ile daha iyi bir harmanlanmış from roman to beyaz perde eseri.

    --- spoiler ---

    aslında filmin özeti belli. filmin içinde geçiyor zaten.

    "hannibal lector'ın vücudu çocukken kar'da öldü. ruhu da kardeşi öldürülünce."

    kimsenin doğuştan katil olmadığı, zaman ve çevresel faktörler ile insanlıktan çıktığını yüzümüze vuran film. hele o küçük mischa'nın sevimliliği içinizi ısıtacak. inşallah öyle bir kızım olur diyorum. o ne sevimlilik...

    --- spoiler ---
  • ---belki az miktarda spoilericerebilir ---

    izledik, beğendik, aralarda sıkıldık...evet biraz çelişkili bi iki saatti.. sonuçta filmi merak edenler sıkılmadan izleyebilir. serinin baslangicini anlatarak bize intikam denen duygunun insana herseyi yaptirabilecegini bir kez daha göstermiş bu film...ama bazı yerlerde avla-öldür şeklinde bir yapıya bürünmesi azıcık sıkabiliyor... ahh hannibal lecter.. böyle bir karakterin gençliğini oynamak zor iştir hele karakteri anthony hopkinsgibi bir usta canlandırmışsa, bu imajı devam ettirmek, filmde eğretidurmamak lazımdır. gaspard ulliel bence iyi bir seçim olmuştur fakat bakışlarında bir derinlik hissettiremiyor henüz.. zaten filmin yapım ekibi de uzunca bir zamandır doğru oyuncuyu bulmaya çalışıyormuş. hem genç ve sakin , hem çekici ve cazibeli, hem de birisini öldürebilecek ve hatta yiyebilecek gibi karışık bir ifadeyi yüzünde taşıyabilen birisi... gaspard, hannibal lecterolmak için doğmuş diyorlar ama yine de tam olmamış gibi... demek ki bulunamiyor anthony hopkins gibi karizmatik bir oyuncu...ama gaspard'da bence başarılıydı...bilgili,çekici, korkutucu,sakin ve hatta aristokrat havanın olhunlaşma dönemine şahit oluyoruz. bu arada çok fazla acı çekmiş çocukluk, ergenlik derken savaş ortamıyla birlikte daha el kadarken görmediği vahşilik kalmamış.

    afiyet olsun hannibal

    ps. gong li 'ye de her zamanki gibi selam edip gözlerinden öpüyoruz.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    bu filmden önceki diğer filmleri izlemişseniz, beklediğiniz gibi bir film olmadığını öncelikle söylemek lazım, ne psikolojik gerilim var, ne de beklenmedik bir şey. oldukça basit bir "intikam" öyküsünü biraz süsleyerek anlatılmış sadece. hopkins'in hannibal'a kattığı ruh'un en ufak zerresini hissedemedim, bir saniye için bile gerilmedim. ha ama, eğer beklentiniz yoksa, daha önce seriyi izlememişseniz ya da mesela 2. dünya savaşı hakkındaki filmleri falan seviyorsanız zevk alınabilinecek bir film.

    --- spoiler ---
  • filmin ana teması çocukluk... kendiminki de dahil, bu filmde de uzamasını istediğim en "açıklayıcı" dönem. freudyen miyim neyim bilemiyorum, tam karar veremedim ama hannibal o leziz yanakları boşu boşuna yemedi diyebilmek için izlemek lazım.
    mischa'ya aç kurtlar gibi bakan gözlerden sonra filmde bir şeyler teklemeye başlıyor. o sahneyi görmeyi dilemek benim vicdani problemim değil, herkes hannibal'ı baştan sona bağışlamak için o sahneye ihtiyaç duyar. oraya, o sahneye kadar öyle büyük bir üzüntüyle hazza bürünüyoruz ki, sonrasındaki intikam sahnelerindeki tıkır tıkırlık sinir bozuyor, bütün senaryoyu kafadan yazmışız hissini veriyor.
    mantık hatalarına, kestirmeden yeteneklere kafam takıldı takılmasına ama gaspard ulliel'i beğendim, sol yanaktaki derin gamzesi filan. yalan makinesindeki sakin halleri ve en çok mischa'ya dair teknede ifşa edilen sırrı duymaya bile dayanamazkenki hali iyiydi. hatta sonuncusu en iyisiydi. filmin tek önemli sahnesi, kodu, şifresi, açılış mesajı, veda busesi o sır bence.
  • ingilizce bilenlere tavsiyem romanı orijinal dilinde okumaları. kitabın her paragrafı hatta her cümlesi oldukça etkileyici. filmi de izlemişseniz tüm sahneler, küçük hannibal'ın hayatından tüm kareler canlanıyor gözünüzün önünde.
  • mischa isimli karakterin, yaşına rağmen, muhteşem oyunculuk sergilediği film.
    onun dışında beni etkileyen hiçbir şey yoktu filmde.
    koooskoca hannibal dedik, saygıda kusur etmemeliyiz dedik, izlemeliyiz dedik, dedik de ne oldu?
    bence bu film hannibal'ın karizmasını sarsmak üzere yapılmış bir komplodur.
  • filmin başlarında anthony hopkins'le özdeşleşmiş bir karakteri nasıl başka biri canlandırabilir ki, mümkün değil diye düşünüyordum. gaspard ulliel başarmış. bir insan nasıl hannibal lecter olur'un başlangıcı için görülmeli. bütün ekibi tebrik ediyorum. savaş sahneleri çok başarılıydı. beğenmezseniz ben karışmam.
    lady murasaki shikibu rolünde hatsumomo'yu görebilirsiniz. (bkz: memoirs of a geisha)
    rhys ifans ve peter stormare birbirine çok benziyor. (bkz: ben bugün bunu gördüm)

    --- spoiler ---
    tıp fakültesi'nde kadavralar üzerinde çalışarak kendini geliştirmesi, el çabukluğu, yaptığı çizimler, yüzünün duruşu, konuşmasındaki asillik, bu çocukta iş var dedirtiyor. çatal, orak ne bulursa saplayabilir, dikkat!
    --- spoiler ---
  • serinin diğer filmlerinden bağımsız düşünülürse başarılı sayılabilecek bir film olmuştur. sanırım yönetmen filmi fazla kırpmış bütün olaylar çok hızlı ilerliyor bazen insan yetişemiyor.

    --- dandik spoiler ---

    dedim ya hızlı ilerliyor diye; bir bakıyorsun karakola sanık olarak giriyor, bir bakıyorsun tıp fakültesine girmiş önlükler içinde görevli olarak geliyor. ulen yoksa filmde 10 dk uyudum mu ?

    --- spoiler ---
  • hannibalın genclik yıllarını konu alan film*

    --- spoiler ---
    genel acıdan guzel,surukleyici bir film olmus ancak bazı kusurları var ki bunlara deginmek lazım.oncelikle filmin yarım saati,hatta hannibal tıp fakultesine kabul edilinceye kadar olan kısma kadar film cok akıcı gidiyor.ancak oradan sonra filmin genel havasından bir kopus baslıyor.ozellikle o askerleri bulup oldurme kısımları biraz fazla abartılı olmus.zira yer yer ulan punisher mı izliyorum dedigim oldu.bir de bazı yerlerde anlamsız bir bicimde abartılı siddet kullanılmıs*.tabi bir hannibal filminden romantik komedi havası beklemiyoruz ancak onceki filmlerdeki sofistike cinayet tarzı ile pek uymuyor gibi.yani birini bogarız,birinin boynunu koparırız falan gerek yok bunlara.buna karsın hannibalın cocuklugu* gencligi,yasadıgı travmalar,egitimi falan oldukca doyurucu olmus ve guzel dusunulmus.ancak japon kulturuyle harmanlanma sahnelerini yine gereksiz buldum ben ama bu tartısılır,siz oyle bulmayabilirsiniz* tabi.*.sonuc olarak sinemada da gidilebilir*` : bir ihtimal yakalayabilirsinizevde aile saadeti seklinde dvd keyfi deyapılabilir: tabi gore level acısından sey biraz` .sonlara dogru biraz baysa da fena bir film degil...*
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap