• hamster insanın sinirlerini zorlayan bir hayvandır. almadan önce o minik zararsız görünüşüne aldırmayın. benimde boo isminde bir hamsterım olmuştu, tecrübelerimi paylaşıyım;

    bu hayvanlarda sanırım gece gündüz kavramı yok. ya da benim odam çok ışık almıyo o yüzden karıştırdı hayvan, bilmiyorum ama bu hayvan gündüz sürekli uyur, akşam 11 gibi yemek yemeye, kafeste aptal hareketler yapmaya başlar. gece 3 gibi, uykunuzun en güzel yerinde, tekerinde koşmaya başlar. deliler gibi koşar da koşar. malesef türkiyede ucuza satılan bu koşu tekerleri de inanılmaz ses çıkarır ve insanı uyutmaz. hamster'ınız varsa uykusuzluğu göze almalısınız. ben bu sorunu tekeri çöpe atarak çözmüştüm. yani çözdüğümü sanmışım, koşamayan hayvan birkaç ay sonra bunalıma girdi ve kendini astı *.
    bir başka dert ise eğer hamsterınız benim rahmetli gibi biraz şopar kanı taşıyorsa kafese tırmanıp, dışarı işer. benim hayvanın kafesi tertemiz olurdu, sağolsun rahmetli bizi hiç temizlikle uğraştırmadı ama odamda kafesinin 1 metre yakınındaki heryerde hamster sidiği ya da sümük tadında hamster boku temizlemekten imanım gevredi. ayrıca sidiği iğrenç kokar, bokunun tadı inanılmaz kötüdür. (çerez kabına atmıştı bi kere ordan biliyorum)
    bir diğer sorun ise bu hayvanlar tam bir sex makinesidir. eğer mühendislik okuyorsanız sakın çift almayın bunalıma girersiniz. hani gündüz uyurlar dedim ya eğer çift ise bunlar tüm gündüz vuruşurlar. adamı "ulan sikik fare bile neler yapıyo, halimize bak" moduna sokarlar.
  • manyak bu hayvanlar! nasıl diyor siz türkler bildiğin crazy amına koyim. burama kadar geldi, aldığım güne lanet ediyorum. ulan hayvan o kadarcık beyniyle her yaptığım planda beni alt ediyor. ne yaptıysam üstesinden geldi, ağzıma sıçtı!

    ne şebek bişey lan bu diyip almıştım bir kaç ay önce. aldığım günden beri hiç geçinemiyoruz, ne yaptıysam yaranamadım hayvana. bir kere sevgi gösterisinde bulunsa bana, bir kere saygı duysa kulu köpeği ulcam itin ama nafile, ben naparsam yapıyım tiye alıyor hayvan beni.

    şimdi, bilindiği üzere bu hayvanlar akşama kadar uyuyup, geceye doğru uyanıyorlar. gece de sabah güneş doğana kadar ayaktalar. bu entry yazılırken de o gününün en yoğun saatlerini geçiriyor şu anda...

    (ulan gürültüsünden ne yazacağımı unuttum, kafamı sikti hayvan)

    ne diyordum, gündüzleri uyur, geceleri de uyanır sabaha kadar takılır kafesinde... verirsiniz eline kuruyemişi, yeşilliği kimi zaman peyniri kafasına göre ya saklar, ya çenesinde depo eder ya da oracıkta yutar. sanki bir daha yemek vermiycez hayvana. bunun yanında bir iki de oyuncak koydunuz mu ondan kralı yoktur alemde. yer, sıçar, oynar, yatar, uyur. bokunu aynı yere yapar, hep aynı yerinde uyur, her yaptığı hareketi belirli saatlerde yapar. şimdi buraya kadar normal bir hamsterın davranışları bu şekildedir.

    fakat!
    benim, en yaramaz ve şebek diye aldığım hamster, psikopatın allahı çıktı. hayvan mütemadiyen benimle taşak geçiyor. altı üstü 15 ytl'lik hayvan, hadi etiyle, sütüyle yılda getirisi 5 ytl olsa, 4-5 yıllık ömrü boyunca bana getireceği kar, 20 ytl... e enflasyondu, faizdi, masrafıydı, kafesiydi, yemiydi, suyuydu, oyuncağıydı bir de üstüne hayatıma neşe katacak diye beklerken bana zindan etmesi hayatı, hepsi birden astarı yüzünden pahalıya patladı.

    bu ibneye, geldiği ilk gün, kafes almadım diye karton kutudan bir ev yaptım, içine gazete kağıtlarını koydum, bir güzel yemlerini serpiştirdim, su matarasını taktım, oyuncağını da yanına koydum ki sıkılmasın, lakin bizimki, akşama kadar kafesin dibinde pıtpıtıpıt uğraştı durdu, sonunda deldi kafesi, kaçtı gitti... evin altını üstüne getirdim bulamadım koca kafalıyı... yattım uyudum... gece bi uyandım, mutfağa giderken beni solladı koridorda, lensler de yok, koşa koşa gittim peşinden, kıstırdım buzdolabının arkasında. yakaladım piçi. o gece, bir zamanlar balıklarımı koyduğum fanusun içinde takıldı sabaha kadar, benim de yüreğim bin parça, tanımıyorum ya kendisini daha, acıyorum haline...

    ertesi gün ilk iş, kafes alana kadar idare etsin diye, kocaman bir karton kutudan ev yapmak oldu... ama bu sefer akıllandım ya, kartonu önce koli bandıyla sardım, her yerini kapladım, üstüne kartonun iç kısmını alüminyum folyo ile kapladım, üstüne de bu armut koltukların içini dolduran köpüklerden döktüm. ulan panayıra döndü içerisi, bembeyaz köpükler... biri benim evimi onlarla dolduracak, bayram yaparım be! aynı burger king'teki o top havuzları gibi, süper! içeri yine, yemini, su matarasını, borusunu, çevirdiği o tekerleği koydum, karton kutuyu da iki tane odaya böldüm ki hayvan sıkılmasın, hani salon, yemek odası misali... ama bu ibne ne yaptı, benimle taşak geçercesine su matarasının alt kısmını söküp söküp durdu. ben her seferinde bozuk diye, arasına kağıt sıkıştırdım, pamuk tıkadım, bantladım bu her seferinde inadına söktü bunu, benim bunu anlamam uzun zaman aldı, anlayınca da matarayı çıkartıp, tea light'ları koyduğumuz altlıklardan birine su doldurdum, koydum önüne. be salak su işte içsene... hayır! bizim ki ne yaptı, o köpükleri birer birer su kabının içine koyup orda koca kartondaki bütün köpükleri biriktirmeye çalıştı. sikimde değil.. öyle kalsın...

    bu kutu baktım ki uzun süre idare edeceğe benziyor, normal kafes almaktan vazgeçtim, ta ki bu kafesi de delene kadar... ibne de nasıl bir alet çantası varsa, en az 3 cm derinliğindeki karton+folyo+selefonbant karışımını deldi! ulan kendin zaten iki buçuk santimsin! bu son nokta olunca, gittim kuş kafeslerine benzeyen, demir parmaklıklı kafeslerden aldım... içim rahat koydum içine, yine aynı malzemeleri de yerleştirdim özenle. bir tek su matarası yerine, tea light altlığını koydum, unutmadım onu. bu baya bi bozuldu tahminimce...

    fakat bir gece coştu bu. bütün gece bir tekerleğini çeviriyor, bir ordan oraya koşuyor, çeviriyor, koşuyor, çeviriyor.... dedim sonunda hayvan tırlattı. fakat nedenini sabah uyandığımda anladım. piç, metal kafesten de kaçmış! hayvan metal ızgaralardan geçemiyorum diye bütün gece kas çalıştı, sonra da rambo gibi küllerinden doğup demirleri aralayıp geçti! tabi bu benim fun-tezim, lakin, ne yaptı, ne etti metal parmaklıklı kafesten de kaçmayı başardı.

    şimdi, cam fanusun içinde yaşıyor! yine de inatla sabaha kadar yağlanması gereken o metal tekerleği çevirerek, uyumamam için elinden geleni yapıyor. buradan da kaçarsa, yer değiştirmeyi düşünüyorum, benden daha zeki olduğu kesin, bare ben kafeste o tekerlekle oynayayım, o beslesin beni...

    edit:
    ben de böyle bir şey hayal etmiştim ama değil işte! manyak...
    http://www.youtube.com/…rfqnxadl3ku&feature=related

    yas tutan edit:
    kaçmış gene, bu sefer bulamadım. omuzlarımdan yük kalkmış gibi hissediyorum ama çok yalnızım atam...
  • kesinlikle hayvanlar aleminin en asdkljqwje hayvanıdır, hayvanogluhayvanıdır. anlatılanlara kanıp sakın ola almaya kalkmayın. ama illa kasınıyorum arkadasım banane lan diyorsanız bir iki kucuk tavsiye:

    - hemstırı almaya gittiniz, baktınız boyle acayip sirin bir sey. avucunuza aldınız, küt ıssırdı. almayın güzel kardesim. asabi olanı almayın. ama dikkat edilecek husus uykudan yeni uyanmıs olmaması. normalde ıssırmıycagı varsa da ıssırır. cok deli ıssırır ayrıca aglarsınız.

    - kesinlikle tekeri kaliteli olan bir kafes alın ve telleri sık olsun. hatta abartıp tekeri elinizle dondurun bakın bi ses yapıyormu. geceleri cıldırırsınız arkadasım.

    - elemanı tekrar elinize alın ve gozlerine bakın. sirinligine aldanmayın. gozunde yas capak falan varsa hastadır o. at onu arkadasım.

    - neyse begendiniz, illa diyorsunuz ki yakıcam kendimi. biraz ugrasın, gıdıklayın falan ters yuz edin. eger gaza gelip karsılık verirse, elenseye almaya calısırsa, o is tamamdır. belanızı bulmussunuz demektir.

    - son husus ''ay yazıık yanlız kalmasın buu yanına bi disi /erkek kanki alıyıım'' demeyin. turlere gore blug cagı degisebilir ve blug cagından once bunlara karsı cins bir arkadas vermek ''hadi yiyin birbirinizi hayatta kalana yemek var'' demektir.

    simdi onemli bilgiler. efendim arkadas acayip bir hiperaktiviteye sahip. durmuyor hayvan. oncelikle duzenli hayata alıstırın derim. genelde gunduz uyurlar. siz simdi farzımisal gece saat 3 te gidip ''ayyy canıım sen ne tatlı seyseeen'' diye sevmeye kalkarsanız ne olur? duzeni bozulur hayvanın. sonra uyku saatleri degisir. vizelerde finallerde falan afedersiniz acayip kafa siker. bundan sebep arkadası bi memur olarak yetistirmekte fayda vardır.

    kafesinin kumunu talasını bol tutun ki icinde debelenebilsin. yok kafese karsıyım demeyin beni dinleyin arkadasım. dısarıya saldıgınız anda kaybolur ozellikle rus cucesiyse. ama titizlik olarak ne yalan soyleyeyim, benden daha derli toplu bi hayvan. surekli aynı yere sıcıyo falan.

    arada kafesin icine pamuk kagıt falan atın. eleman bunları agzında iki ceviriyo, sonra bir bakmıssın yatak yapmıs bunlardan. garip bisey.

    her seyi ama her seyi yer. yada bilmiyorum ben oyle alıstırdım. ama et falan yer yani. sekeri cikolatayı ozellikle sever, muz kivi falan gibi tatlı meyveleri istahla goturur. alkole ayrı bi duskunlugu vardır. kafayı ceyrek kapakta bulabilir. muhabbeti hostur. ayrıca acayip zulacı bir hayvandır. ben ogrenim kredisini aclık icinde beklerken bu arkadasın zulasından birseyler cıkartıp tıpkı bir serefsiz gibi karsımda kemirmisligi vardır. ama arada zulasını kontrol edin, bazen yemeyi unutur. curuk yedirmek istemezsiniz di mi guzel kardesim. bir de duydugum kadarıylan cırcır oldugu anda oluyormus. kiraz falan vermeyin.

    hiperaktiviteye tekrar gelmek istiyorum, hep merak etmisimdir acep bu kadar enerjik bir hayvan daha var mıdır diye. durmak nedir bilmez. her yerden atlar.sonra ''abii geri cıkarda atlıyım lan süferdiii1!!1! '' der gibi bakar. dayanamaz geri cıkarırsınız. atlar, atlar, atlar.. sonra sıkılır gider biyerleri kemirir. oda kesmez sarz aletini kablosundan ayırır. binbir taklayla dikkatinizi dagıtır. mac izletmez. bu sebeplerden aksamdan aksama icirin bu kardesimize, guzel olsun.

    sonucun neticesinde iyi hayvandır, guzel hayvandır, ama beladır. hic bulasmayın derim.*
  • geçenlerde bi arkadaşımın evinde koynuma şaka maksatlı atılan evcil hayvan. insanın elbisesinin içinde birşeylerin dolaştığını hissetmesi gerçekten çok garip bir duygu. allahtan soğuk kanlı bir yapım var. panik yapmadım. yoksa hayvan panikler ve de iki tane ama eşsiz keskinlikteki dişlerini bünyem üzerinde test edebilirdi. çıkardım elbisemin içinden, incelemeye başladım hayvancağızı.

    tespitlerim şunlar;

    - tek kulağından çekince tırmalıyor. çekmeyin. iki kulaktan yakalarsanız etkisiz hale geliyor

    - cheetos marka cipsi büyük iştahla yiyor. yalnız ishal ediyor. yedirmeyin.

    - şeker yemiyor. kokluyor, bu ne lan karınca mı besliyorsunuz der gibi bi bakış salıyor etrafa.

    - gıdıklanınca tırmalıyor. el şakalarından hoşlanmıyor.

    - matkap sesine duyarlı bir hayvan. önce kokluyor makineyi. pörtlek gözlerini sizin üzerinize dikiyor, adam mısın der gibi bakıyor.

    bundan sonra tespit yapamadım daha. çünkü arkadaşım elimde matkapı görünce götürdü hayvanı. tespit yarım kaldı bu yüzden.
  • kapladığı yer kadar küçük ömrüne güzel anılar sığdırabileceğiniz hayvan türü.

    sonunu kestiremeden sahiplenirsiniz;
    https://pbs.twimg.com/media/bmd3j6hceaeklo5.jpg

    ilk başlarda ilişkiniz sadece yemek üzerine kurulu olur;
    https://pbs.twimg.com/media/blw_os3iiaawuna.jpg

    öyle ki, işten döndüğünüzde "-ne demek gelirken fıstık almadım?" dercesine bakar size;
    https://pbs.twimg.com/media/bo5giuziaaatqsy.jpg

    sizi kıskandırırcasına tüm gün uyur, öyle güzel uyur ki küçülüp kıvrılmak istersiniz yanına;
    https://pbs.twimg.com/media/boopo9qieaavpgs.jpg

    tutup bi' ısırık alma hissi gelir arada;
    https://pbs.twimg.com/media/b2kpheicuaekolv.jpg

    bazen oturup fıstık yemek istersiniz beraber ama o bütün fıstıkları ağzına doldurup gitmeyi tercih eder (hayvan geldin hayvan gidecen demiştim o zamanlar, affet);
    https://pbs.twimg.com/media/cki3j_8xaaavenq.jpg

    tek sorunu kafesidir, durmak istemez. durması gerektiği zamanlar ise adete bir aksiyon filmi aktörüne taş çıkartır;
    https://instagram.com/…zgplfv/?taken-by=sinancankoc

    ya da "karanlık lord götümüzü kesecek" ifadesiyle tüm büyücü ve muggleları korumaya çalışır;
    https://pbs.twimg.com/media/bt0yh8giiaeru-x.jpg

    ve o da tüm canlılar gibi ölümü tadar, arkasında kısacık ömrüne sığdırdığı onlara anıyla birlikte;
    https://pbs.twimg.com/media/cki3k7vw8aaovow.jpg

    fıstıklar içinde yatsın hugo.
  • sincaptan yan yemiş fare. eve alıcağımı söylediğimde teyzem ya ben ya o demişti ben hamster dedim ama gitmedi
  • sabaha kadar durmadan koşabilen hayvan. hayvanoğlu hayvan. burnumun dibinde tıkır tıkır koştu. hiç durmadı. uyku nedir bilmiyorum. hala daha koşuyor...
  • muthis guzel, manikurlu elleri olan dislek hayvan. hayvanlarin kafese konmasina karsi olan kisiler hamster beslememelidir. cunku serbest birakilan bir hamster ya elektrik kablolari yiyerek olur, ya balkondan duser, ya evin bir kosesinde kaybolup acliktan olur, ya da sokak farelerinin kadini olur.
  • hafta itibariyle ogrenilmistir ki yeni dogmus hamsterler aynen kolali jelibon buyuklugunde , renginde ve kıvaminda oluyorlarmis. ayrica babalarin yavrulari yeme egilimi varmis. evet, yavrularini yemesine sahit olduktan sonra sevimliligini buyuk olcude yitiren hayvanciktir hamster. bi de sonra kafesin kosesine gidip bi triplere girdi havayi kokladi durgun durgun essoglu. sanki "bu dunyaya cocuk getirmek istemiyorum. zalim dunya senin yuzunden bebeimi yedim" diyordu fare.
  • bir hamster'ın hayatı şöyle özetlenebilir. koş, koş, koş, uyu, uyu, ye, ye, ye, koş, koş, kemir, uyu, ye,uyu, uyu ,uyu, ye, koş, koş, uyu, ...
    bi çift diş, tüy ve enerji topağı.
hesabın var mı? giriş yap