• bir noktadan sonra insanı kendinden tiksindirip "ölsem ya artık" diye düşündürmeye başlar. başkaları için adı tembelliktir, kıçımdan enerji fışkırıyor da ben mi keyfimden duruyorum amk ya... eh en azından beynim birilerinden fazla çalışıyor demek ki böyle bakarsak.
  • vücudumun en sevmediğim hali. sadece fiziki değil psikolojik olarakta nakavt ediyor insanı. berbat haldeyim. eve gidip yatasım var. burayı da günlük gibi kullanmaktan eminim yarın pişman olacam.
  • soğuk algınlığı türevi hastalıkların "ben geliyorum" ve "ben gidiyorum" zaman aralıklarının habercisi olan durum.. "ben geliyorum" modunda iken gereken önlemleri hızla almazsanız sonuç malumdur, hasta olursunuz.. bu dönemde gelen halsizlik yine de "iş göremez" durumu yaratmaz ve o kadar ağır değildir.. ve fakaaat; bilmemkaç derece ateş, ilaç, terleme, bilmemkaç saat zoraki yatakta kalma durumundan sonra gelen "ben gidiyorum" sekansındaki halsizlik insanı yer bitirir.. kendinizi 90 yaşında hissetmenizi sağlar..
  • yorgunluk ve dermansizlik hissi, bisiler yapmaya enerji bulamamak
  • iç ortam hava kirliliğinin insan sağlığını dış ortama göre 5 kata kadar tehdit edebileceği, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, uykuya meyil gibi sorunlar yaşayanların bulundukları ortamları havalandırmaları gerektiği bildirildi.

    --- spoiler ---

    halsizliğe karşı odanızı havalandırın

    trabzon- karadeniz teknik üniversitesi (ktü) tıp fakültesi halk sağlığı ana bilim dalı öğretim üyesi prof. dr. murat topbaş, kış aylarıyla birlikte insanların hava kirliliği kavramını sık duymaya başladığını, hava kirliliği denince de akla genelde dış ortamdaki duman, is, koku gibi kirlilik ölçütlerinin geldiğini söyledi.

    oysa ev ve iş yerleri gibi iç ortam hava kirliliğinin çok daha önemli olduğunu ifade eden topbaş, ''iç ortam hava kirliliği dediğimiz, insanların yaşadığı veya iş yaptıkları binada havanın kirlenmesidir. dışarıdaki hava gibi gözle görülür duman, is veya koku vermediği için sanki iç ortam hava kirliliği gibi bir kavram yeni bir şey olarak karşımıza çıkıyor. oysa tam tersine, iç ortam hava kirliliği, dış ortam hava kirliliğine göre 4-5 kat daha ciddi şekilde insan sağlığını tehdit eden bir durumdur'' dedi.

    parfüm, evde kurutulan çamaşır bile kirlilik oluşturuyor

    iç ortam hava kirliliğini oluşturan nedenlerin kimyasal ve mikrobiyolojik olarak sınıflandırılabileceğini vurgulayan topbaş, şöyle devam etti:

    ''soba, şofben, evlerdeki ocaklar, tüpgaz gibi günlük kullanımdaki ürünlerin yanma sonucunda ortaya çıkardıkları gazlar, iç ortam kirliliğine neden olan kimyasalların başındadır. ortaya çıkan karbondioksit ve karbonmonoksit gibi gazlar zehirlidir. sigara dumanı, iç ortamı kirleten bir başka nedendir.

    ayrıca, iç ortamda kullanılan koku verici maddeler, kişisel parfümler, deodorantlar ve oda spreyleri kirliliğe neden olur. kıyafetlerimizle dışarıdan içeriye taşıdığımız maddeler ortamı kirletir. kışın evin içerisinde kurutulan çamaşırdan havaya karışan deterjan ve yumuşatıcı kalıntıları da kirliliği artırır. bunlar kimyasal nedenlerdir.''

    havalandırmanın olmadığı iç ortamlarda mikrobiyolojik kirliliğin de meydana geldiğini anlatan topbaş, ''iç ortamda yaşayan kişilerin nefes alışverişi sırasında ortaya çıkardığı damlacık ve mikroorganizmalar, hasta bir kişinin ortamda bulunması sonucunda da kirlilik oluşabilir. iç ortamda beslenen hayvanlar da hava kirliliği oluşturabilir. ayrıca havalandırma yapılamaz, ortam güneş de görmezse özellikle küf mantarları karşımıza çıkabilmektedir'' diye konuştu.

    akciğer kanseri riski bile var

    bu kirlilik etkenleriyle temasın özellikle kış aylarında arttığını, bunun da farkına varılamayan hastalıklara neden olabileceğini dile getiren topbaş, şunları söyledi:

    ''bu durumların başında yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, uykuyu tam alamama, uykuya devamlı ihtiyaç duyma, uykudan yeterince dinlenmiş olarak kalkamamak gelmektedir. ayrıca iç ortamdaki bu etkenlerle karşılaşmak, çok kolay bir şekilde gribal enfeksiyonların yayılmasına neden olabilmektedir. hatta iç ortam kirliliği, binaların iyi havalanmaması, özellikle kapı ve pencerelerin yalıtımlarının çok iyi olması, duvarlarda kullanılan boyaların ve duvar kağıtlarının havalandırmayı engelleyecek nitelikte yapılması 'radon' dediğimiz radyoaktif maddelerin bile birikmesine neden olabilmekte. bunların da çok ciddi şekilde akciğer kanserleriyle ilişkili olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmektedir.''

    hem akut hem kronik hastalıklara neden olabilecek iç ortam hava kirliliğinin önlenmesinin sağlık açısından çok önemli olduğuna dikkati çeken topbaş, ''iç ortam hava kirliliğini engellemek için havaların güneşli ve hafif rüzgarlı olduğu, hava akımının bulunduğu dönemlerde iş yeri ve ev gibi yaşanılan ortamlar günde mutlaka en az 1 saat havalandırılmalı'' dedi.

    ''duvarların çok fazla yalıtımlı olmasını istemiyoruz''

    hekim olarak duvarların çok fazla yalıtımlı olmasını istemediklerini belirten topbaş, şunları kaydetti:

    ''iç ortamların tamamen duvar kağıtlarıyla kaplanmasını istemiyoruz. kapalı ortamlar kapalı da olsalar dışarıdan içeriye, içeriden de dışarıya gözeneklerden hava sirkülasyonu olur. ancak örneğin duvar kağıtları bunu tamamen engelliyor. o nedenle iç ortamda yalıtım malzemelerinin hava geçişine olanak verecek şekilde kullanılması gerekir. eğer dışarıda hava kirliliği uzun süre devam ediyorsa bu sefer iç ortam klimatize sistemlerinin kullanılmasında yarar vardır. iç ortamdaki havayı dışarıya atacak sistemlerin kullanılması gerekir. iç havayı alıp soğutup geri veren değil de iç ortam havasını dışarı atacak, dışarıdan alınacak havayı temizleyerek, süzerek verecek sistemlerin kullanılması tercih edilmelidir.''

    --- spoiler ---

    aa - cumhuriyet

    21 ocak 2012
  • mutsuzlukla doğru orantılı olduğuna karar verdiğim hal.
  • sabah erken saatte olup gece geç saatlerde hiç görülmeyen halsizlik, depresyonun tipik belirtisidir. ama, her an yorgunluktan yakınanlarda da depresyon olabilir.
    belirli kaslardaki ağrılarla tanımlanan halsizliğin nedeni genellikle fizikseldir.
    işyerindeki yoğun bir sabah gibi, en hareketli olunan saatlerdeki halsizlik, psikolojik olabileceği gibi, fiziksel kaynaklı da olabilir. işyerinin sıcaklığına ya da havaya bağlı halsizlikler ise, daha çok fiziksel tepkilerdir.
  • 10 kilo çimento yutmuş gibi hissettiren vaziyet. bugün bu durumdan dolayı öyle bir mallaştım ki, az önce ciddi ciddi "altıma işesem mi acaba ya kalkamıyorum çünkü" diye düşündüm.
  • yüksek ateş ve baş ağrısıyla birleşince hayattan epey soğutan, puşt gibin, ibne gibin bi'şey. bunların bir miktar uzaklaştığını hissedip dışarı çıkmaksa, sizi hayattan değil, hayatı sizden soğutuyormuş. (bkz: ben aslında yoğum)

    biraz iyileştiğimi sanıp kendimi konser salonunda bulduğum sırada kafamın içinde yankılanan şu dizelerle, sözü yalnızlığa da bağlayaraktan bitireyim:

    ''ansızın bir hastanın kendini iyi sanması gibi
    gücünüz yetse de azıcık bağırsanız
    bir yankı: durmadan yalnızsınız,
    durmadan yalnızsınız.''**
  • uzun sürelisi baş dönmesiyle birlikte olunca insana dahiliye yollarını gösteriyor. üç haftadır direniyorum ama daha fazla yapamıycam sanırım. elimde kolumda derman yok. hamile de değilim. geleceğim hakkında belirsiz acayip senaryolar yazmaya başladım. hesaplar yapıyorum. "ölür müyüm acaba? yok yok başka bi şeydir. neyim var o zaman? galiba kilo da verdim. herhalde tiroidim fazla çalışıyordur. ya da en fazla diyabetimdir canım. neyse ya bi yatayım da yarın alırım randevu." (almadı)

    aslında önümüzdeki bir on yıl falan kan aldırmaya niyetim yoktu, damarımıza o korkunç aleti sokmadan hala hastalık tespit edemeyen tıp bilimi.. sana da çok kırgınım. ayrıca korkuyorum.
hesabın var mı? giriş yap