• eşittir ege.
    hareketli türkülere pek yakıştıramam onun usul sesini. ağ elime mor kınalar yaktılar* diyerek ağlayan bir küçük gelindir gözümde hep.

    bir albümünde söylediği (enfes bir şekilde düzenlenmiş, ara nağme fonundaki şelpelere dikkat) kayaköy'ün alt yanında, kendi derlemesi olup trt repertuarına giren türkülerdendir-başta zalım poyraz olmak üzere, derlediği başka türküler de var bildiğim kadarıyla.
  • ileri türk kadın vokalleri skalasında en batıda duran ajda pekkan'ın aksine en doğuda seher gibi parlayan büyük ses.
  • "1951 izmir doğumluyum. ilk orta ve yüksek öğrenimimi izmir' de yaptım. 1970 yılında trt'ye stajyer memur olarak girdim. alım ikmal şube müdürlüğünde üç yıl çalıştım. bu arada durmuş yazıcıoğlu'ndan türk halk müziği konusunda ders almaya başladım. 1973 'de trt'nin açmış olduğu prodüktörlük sınavına katılarak türk halk müziği prodüktörü, 1974 yılında açılan yetişmiş sanatçı sınavına katılıp başarılı olarak ses sanatçısı olarak çalışmalarımı sürdürmeye başaladım. 1982 yılına kadar ses sanatçısı ve thm prodüktörü olarak görev yaptım. 1982 yılında iki görevi birden sürdürmekte güçlük çekince prodüktörlük görevimi bırakarak sadece sanatçı olarak çalışmalarımı sürdürdüm. bu arada talip özkan'dan da dersler almaktaydım.

    ege'nin zeybek, gurbet havası, teke havası gibi özellik taşıyan eserleri inceleyerek icra ettim. ege üniversitesi türk müziği konservatuarı'nda 13 yıl thm repatuarı, uslup, tavır dersleri verdim. 1994 yılında izmir radyosu thm müdürlüğüne getirildim. ancak müzik çalışmalarımı arzu ettiğim gibi yapamadığım için 1998 yılında müdürlük görevimden affımı istedim. halen izmir radyosunda ses sanatçısı , koro şefi ve merkez repertuar kurulu üyesi olarak görev yapıyorum. beş yıldan beri de izmir karşıyaka belediye konsarvatuarı thm korosu şefi olarak çalışıyorum..."

    kaynak: http://www.turkuler.com/
  • billur gibi bir ses tanrım. hani kana kana içilip de doyulmayan sular gibi.
  • ses, tını, teknik, ege, zeybek, gurbet havası vs herşeyi geçtim; hale gür'ün sesini duyduğumda bir ağaç dalında asılmış, frekansı da trt radyosuna ayarlanmış eskice bir pilli radyonun hale gür'ün sesini ortama yaydığı ve o ağacın bulunduğu bir bahçede ya da tarlada çalışan çiftçilerin hale gür'ün seslendirdiği türkü eşliğinde işlerini yaptığını (meyve toplamak, toprağı bellemek, zeytin dökmek, tütün kırmak vs), yine o ağacın gölgesine çömelip çıkından çıkan yiyeceklerle beraber çay falan içtiğini hayal ediyorum. neden bilemedim.

    mesela : https://www.youtube.com/…pewsirhvqkeil74eo&index=21

    radyonun resimlisinde çıktığında ise 80 jenerasyonunun genelde denk geldiği hani o çok sevdiğimiz, bilgeliği, vakur ama anaç duruşuyla bizde çok emeği olan, aradan yıllar geçse bile sizi unutmayan, tam bir cumhuriyet kadını tanımını haiz ilkokul öğretmenleri vardır ya, o aklıma geliyor anasını satayım. allah uzun ömürler versin.

    aynı hissiyat makbule kaya için de geçerli fakat şen kahkahaları taa öğretmen odasında duyulan biraz daha uçarı, fırlama öğretmen tipi vardır ya, makbule kaya o gruba giriyor :)
  • izmirli sevgili dostum altuğ'un evini aradığımda, tane tane ve tanıdık bir sesle kaydedilmiş telesekreter mesajında duyduğum isim. "ben hale gür... şu anda evde değilim..." diyen mesajı dinlerken çok tanıdık gelmişti, dönüp anneme sormuştum; "anneeeee, eğitim enstitüsünden hale gür diye bir arkadaşın var mıydııııı?" diye. annem de "oğlum, hani sen kütahya'nın pınarları'nı dinlemeyi seviyorsun, onu da en güzel hale gür söylüyor diyorsun ya; ordan tanıdık gelmiş olmasın?" dedi. meğer altuğ'un annesi, benim en sevdiğim ses sanatçılarından hale gür'müş. şapşallaşmıştım. tabii hale hanım'la tanışmak için de iyi bir fırsat olmuştu!..
  • benim için söylediği her nota çok özeldir. kimselere benzemeyen harika bir sesi vardır. ben en çok o'nun gibi söylemek isterim, söylemeye çalışırım. özellikle de teke yöresi türkülerinde, örnek alınasıdır.
  • sesinden bir ümmüm dinleyenin bir daha iflah olmayacağı billur sesli sanatçı.
  • 1983 te..dersimde okula giderken ben..kış günü sabah tereyağı ve kışlık çökeliği kuzinede ısınmış ekmeğin arasına koyup yerken, radyoda çalan ''şu dağlar tepe tepe'' adlı türkü dersime uzak bir yerden gelmesine rağmen okul yolunda, kollarımdaki bir kucak odunu sıkı tutmuş benim dilimdeki türkü..geçen sabah radyoda duydum gözlerim nemlendi. herşey eskiden daha zor ama çok daha güzeldi..
  • ümmü türküsünde zirve hale gür'dür. dinleyiniz
hesabın var mı? giriş yap