• bundan birkaç ay önce, izmir'de bir balıkçıda yemek yerken yan masamıza kalabalık bir ekip geldi. neyse, bunlar oturduktan bir zaman sonra kafamı o tarafa çevirince bir baktım ki içlerinde haldun bey de var. tabii kendisini görür görmez hemen tanıdım ve haliyle bir süre takıldım. ama öyle uzun uzun ayı gibi de bakmadım. buna rağmen kendisi bize doğru gülümsedi ve içeceğini de göstererek selam verdi. tabii biz de hemen kendisine karşılık verdik ve sonra da yemeğimize devam ettik.

    yalan yok, bundan önce nedense kendisini hep biraz kibirli ve ukala biri sanardım. ama görünen o ki tam tersi biriymiş, yanılmışım. sağlıklı günleri olur inşallah.

    bu arada, unutmadan; biz o gün rahatsızlık vermemek adına böyle bir eylemde bulunmadık ama diğer masalardaki müşterilerin birçoğu kendisiyle fotoğraf çekmek için sık sık yanına gitti ve usta sağolsun yemeği bölünmesine rağmen hiçbirini geri çevirmedi.
  • en büyük fantezilerimden birinin malzemesidir kendileri. şöyle büyük bi malikanem olsa bassam parayı bi hafta benim malikanede uşaklık yapsa. durmadan laf soksa bana ne zevk alırım arkadaş.
  • bu adamda nasıl bir enerji var anlamıyorum. ankara'ya geliyor. 5 saat prova yapıyor. bir kaç gün ankara'da kalıyor aynı şekilde her gün 5 saat prova yapıyor. ondan sonra istanbul'a gidiyor orada da prova yapıyor. ardından ankara'ya tekrar geliyor tekrar aynı tempoda her gün prova.
    gerçekten çok büyük bir insan olduğunu artık buradan anlayın. yok yarışmalarda jurilik yapar yok yazık eder kendine bilmem etmem. ama şunu biliyorum ki şu anda genç olarak geçinen bizleri bile cebinden çıkarır.
    tüm bunların yanında son derece mütevazi bir insan. olan her şeyi öylesine bir olağanlıkla yapıyor ki şaşırmayı çok sonraları akıl ediyorsunuz.
    herkesi dinliyor. kimseyi küçümsemiyor. büyüklük taslamıyor. bu büyüklüğü onun yaşındaki pek az insanda görebilirsiniz.
    kendisiyle çalışmak gerçekten büyük bir şeref.
  • pazar günkü cinayet oyunu boyunca elinde peçete burnunu silen tiyatrocu.
    83 yaşında karadeniz turnesine çıkmaya yürekli bir oyuncu. yollara, şartlara bakmadan mesleği için 83 yaşında her türlü sıkıntıya katlanabilecek durumda.
    biz ne yaptık; haldun dormen gibi bir oyuncuyu tiyatro salonunda dondurduk. pazar günkü cinayet oyununu oynamaya geldi şehrimize füsun önal'la beraber.
    ve oyundan sonra asırlık oyuncu " bir sahnede bu kadar üşüdüğümü hatırlamıyorum" dedi.
    çünkü salonun kaloriferleri yanmıyordu arızalıydı. tüm çabalamalara rağmen de oyun gününe kadar yapılmadı salonun ısıtma sistemi.
    çünkü tiyatro salonundan önce yapılacak çok daha önemli masraflar var dedi il özel idaresi.
    tiyatro salonu da bir ucube nasıl olsa yıkın da rahatlayalım bari.
    haldun dormen gibi bir oyuncunun bir daha karadeniz turnesi yapmaya ömrü yeter mi bilemeyiz ama bir daha şehrimize gelmese yeridir.
  • sabah tv kanallarından birinde evini gezdiriyordu, balkona çıktılar sanırım teşvikiye'de bir binanın üst katı, manzarası var ve önü de açıklık avlu gibi. sunucu kız oh önü çok açık falan dedi, kendisi de "evet hem de imara kapalı yani önüm hiç kapanmayacak ileride de" diyebildi. haldun dormen, 91 yaşında. uzak gelecek için umutlanıp sevinebiliyor, özendim.
  • kendisi mecidiyekoy'de anneannemin komsusuydu zamaninda. hyundai marka bir arabasi vardi, dirkesiyondaki h harfine bakip, "vay be adam isminin bas harfini direksiyona yazdirmis" derdim hep (bkz: ne zannederdim).
  • ülkedeki yaşayan en büyük tiyatro efsanelerinden biridir. kendisine dil uzatan dünkü çocuk bugünkü yavşaklar bugün tiyatronun geldiği noktada kendisinin en büyük pay sahiplerinden biri olduğunu görmezden geliyorlar ya da bilmiyorlar olsa gerek.

    (bkz: dormen tiyatrosu)
  • yale üniversitesinin tiyatro bölümünden masters derecesi ile mezun olduktan sonra çeşitli yaz tiyatrolarında çalıştı. 1954 yılında istanbul'a dönerek muhsin ertuğrul yönetimindeki küçük sahneye girdi ve "cinayet var" adlı oyunla ilk kez türk seyircisinin karşısına çıktı bu arada amatörlerle cep tiyatrosu çalışmalarını sürdürdü 1955 yılında "papaz kaçtı" komedisi ile dormen tiyatrosunu kurdu.

    bugüne kadar yüzün üstünde rol alan dormen, çeşitli tiyatrolarda 32'si müzikal 140 oyun sahneye koydu. "sürç-i lisan ettikse" ve "antrakt" adlı iki otobiyografik kitap ve aralarında "hisseli harikalar kumpanyası", "geceye selam", "şen sazın bülbülleri", "yolun yarısı", "günaydın mr. weill", "amphytrion 2000" ve "bir kış öyküsü" gibi yapıtları bulunan dokuz müzikal yazdı.

    şehir tiyatrolarında 16 yıldır oynanan "lüküs hayat" ve istanbul operasında "kral ve ben" müzikallerini sahneye koydu. hacettepe üniversitesinden onursal bilim doktoru belgesi alan ve devlet sanatçısı olan haldun dormen halen yapı kredi sigorta ve yayla sanat merkezinin sanat danışmanıdır. ellinin üstünde ödülü olan sanatçının bir oğlu ve bir torunu vardır.
  • robert college mezunu.yale'de tiyatro okumuştur. gençliğinde halkla ilişkiler uzmanı betül mardin'le evlenip boşanmış, bu evlilikten bir oğlu var. oğlan amerikada okuyup büyük bir holdingde executive oldu. neyse, haldun betül'den ayrıldıktan sonra bi daha evlenmiyo, takım değiştirip diğer er zevatıyla takılıyor. en son ismet ay'ın onun evinde kaldığı duyulduydu. asil, efendi ve aynı zamanda züppe bir havası vardır. onun için halk tarafından benimsenmemiştir. o da halka mesafeli durur.
  • ne eğitimi yahu. adam 90 küsür yaşında.

    tiyatrocu, yazar kişi
hesabın var mı? giriş yap