• böyle bir şey yoktur. haklı bir insan ne şekilde tepki verirse versin haklıdır.

    misal atıyorum. internet sağlayıcım bana düşük ve kalitesiz bir internet hizmeti sunuyor. başta taahhüt verirken bana vaat edilenle uzaktan yakından alakası yok. hiçbir şekilde bana yardım etmiyorlar, taahhüt olduğu için de çıkamıyorum. şimdi kafam atsa, arayıp ana avrat sövsem yetkililere, haksız duruma mı düşerim? hayır. bana faydası olmayan, hatta başımı belaya sokacak bir şey yapmış olurum. ama haksız duruma düşmem.

    ya da başka bir örnek. üniversitede takıntılı bir hocam var diyelim. ego sorunları yüzünden düşük not vermekten keyif alan biri. böyle hocalar gerçekten de vardır. benim çalıştığım uğraştığım sözlü bir sınavda, hak ettiğimden çok daha düşük bir not veriyor. bu da benim akademik ortalamama, belki kariyerime etki edecek. elimden hiçbir şey gelmiyor. en sonunda sinire kesiyorum, gömüyorum buna kafayı. şimdi yaptığım şey yasal değil, belki etik açıdan yanlış da bulunabilir, fakat not konusunda haksız duruma mı düşerim? hayır.

    tepki fazla orantısız olursa, bu tepki üzerinden yeni bir haklı-haksız durumu doğar. mesela telefondaki yetkililerin elinden bir şey gelmiyorsa ve boşuna küfür yemişlerse, bu konuda ben haksız olurum, onlar haklı. ama baştaki mağduriyetimde, haklılığımda değişen bir şey olmaz.
  • advanced düzeyde başardığım şey.

    (bkz: şu an ağlıyorum biliyor musun)

    kişinin haklılığından gelen güvenle muhatabını sürüm sürüm süründürebilcekken küçücük ve tek bir hatayla sürüm sürüm sürünmesine sebep olan şey.

    (bkz: oof of)
  • genellikle usülün esası bozmasindan kaynaklanir.
  • tepkinin dozunu ayarlayamayıp saçmalama evresine girildiğinde başa gelmesi kaçınılmaz olay. sakin olmak lazım, haklısın zaten lan. ne yırtıyosun kıçını?
  • zeytinyağ ile savaşan su olmaktır.
  • öfkeyle kalkanın zararla oturması durumudur çoğu zaman.
  • bir kandırmaca unsuru olarak sıkça kullanılmaktadır. protesto için sokaklara döküldüğümüzde rte ve sivil darbeci iktidarı tarafından 1 yıldır terörist ve vandal olarak nitelendirildik ve bu vizyonla halka servis edildik. yaktığımız, yıktığımız söylendi. tam da bu noktada sadece karşıt fikirliler değil, aynı zamanda aynı tarafta olduğumuzu düşündüğümüz kişiler dahi bu oltaya gelmeye devam ediyor. tam da her iktidarın yapmak istediği ve yaptığı gibi...

    insan öldürmek için yapılan marjinal eylemler dışında hemen hemen bütün gösteriler tıpkı gezi' nin başlangıcındaki gibi barışçıl bir şekilde başlar. daha sonra her ne olursa olsun iktidar yanlışlarını gizlemek için barışçıl bir protestoya bile şiddetle müdahale etmekten çekinmez. halkı susturmaya ve gerçekleri çarpıtmaya çalışan iktidarlar, protesto ne kadar barışçıl olursa olsun saldırmaya devam edecektir. işte bu noktada polis şiddetine karşı kendini savunmak bir tercih ve bir inisiyatif olur. seni darp etmek, sakat bırakmak ve öldürmek isteyen güçlere karşı kendini savunmak bir haktır. kimseye neden taş attın, neden sapan kullandın neden barikat kurdun demeye hakkınız yoktur. eğer sokakta kendini göstermeye ve ifade etmeye polise rağmen devam etmek istiyorsan bunları yapmaya mecbursun.

    zaten bu ülkede böyle medya, böyle hukuk, böyle emniyet güçleri olduktan sonra her zaman haklıyken haksız duruma düşeceksiniz.

    kimse sizi dışarı çıkmak için zorlayamaz ve çıkmıyorsanız mecbur değilsiniz. ancak dışarı çıkıp derdini polise rağmen anlatmaya çalışan da bir şekilde mukavemet gösteriyorsa onları vandal ya da terörist olarak kötülemek de mantığa aykırıdır.

    değeri üç kuruşluk sökülen kaldırım taşlarının, sikko birkaç çöp tenekesinin, saksıların ve bankların savunma amacıyla kullanılması ve tahrip edilmesi sizin değerlerinizden daha önemliyse varsın sizlerle aynı yolda yürümeyelim.

    bu gibi eylemlerde bulunmak istememek en doğal hakkınızdır, ancak lutfen polise mukavemet gösterenlerin vandal olarak nitelenmesine katkıda bulunmak yerine, dışarı çıkıp bu tarz eylemlerde bulunanları yargılayanlara, polisin normal şartlarda şiddete ihtiyaç duymayacak halka neden saldırdığını sorgulatsanız iyi olur.

    daha çarpıcı ve etkili bir eylem yönteminiz varsa tabi ki herkes şiddete başvurmak ya da şiddet görmeyi tercih etmeyecektir. ayrıca, yok ben haklıyken haksız duruma hala düşmek istemiyorum diyorsanız, enazından bir şey yapın, mesela evlerinizden dışarı çıkın ve sokakta oturmayı deneyin.

    annenizle babanızla, eşiniz ve çocuğunuzla sokağa çıkmak, taleplerinizi ifade etmek sizlerin hakkıdır, herkesin hakkıdır. vandal ve terörist edebiyatı yapanlara önce polisi işaret edin.

    şüphesiz ki huzur isyandadır.
  • genelde sinirlenip hakaret etmekle başlar.
  • şu hayatta en iyi yaptığım şey. söyleyince karşı tarafın aklında hep sinirli, agresif, kontrolsüz olduğun imajı bırakır. ama öyle bir insanda değilimki. sabır desen peygamber sabrı var. sinir desen sıfır. en son ne zaman birine sesimi yükselttiğimi hatırlamıyorum. nasıl başarıyorum bunu bende bilmiyorum açıkçası. galiba yanlış anlaşılıyorum çok. iyi niyetle söylediğim şeyler bile başka tarafa çok kolay çekilebiliyor.
hesabın var mı? giriş yap