• kalıp sabunuyla gönülleri fetheden marka. allah sizi inandırsın banyoya ibrahim yattara olarak girdim stoya olarak çıktım. lan cildim bembeyaz oldu misler gibi kokundum. hay maşallah.
  • geçmişim ve bugünüm arasında kurduğum bağdır. banyo buharının içinde onun kokusunu aldığım an çocukluğumun pazar günü banyolarını, o pazar günleri hissettiğim "ertesi gün okul var" tedirginliğini, bizimkiler'i, spor stüdyosu'nu, tembelliğimi ve bana ilişkin o dönemlerinden ne varsa artık, hepsini birden tekrar yaşıyorum. bedenim ufacıkken her kim isem, belimin çevresindeki çirkin göbeğimle de, gözlerimin çevresini oyan kırışıklık halkalarıyla da hâlâ aynı kişi olduğumu hissediyorum ve bu durum beni tuhaf biçimde rahatlatıyor. bu his her nedense, bir geleceğim olacağı inancını da kuvvetlendiriyor. insanın eşyaya bu denli kişisel bir bağımlılığın olması ciddi bir zaafiyet sayılır, değil mi?
  • süt ve bal özlü bir duş jeli var. annem almış, kadın mı erkek mi bilmiyorum ama arada sırada onunla yıkanıyorum, ondan sonra tüm günümü bülent ersoy olarak geçiyorum. sanki biraz kafa da yapmıyor değil.

    süt lazım mı?
  • tugladan sabun olursa boyle olur. banyo yaparken ayaga du$tu mu morluga yol acacak ko$elere ve potansiyel enerji birikimine sahip sabunlardir. limonlusu daha guzel.
  • efendim bir reklamında şöyle olamaktadır;
    küçük kız ve annesi ayna karşısında saçlarını taramaktadırlar. küçük kız ki kendisi 3-5 yaş aralığında sanıyorum; annesine şöyle sorar:
    - anneee ben nasıl senin kadar güzel olabilirim? ( bu tarz da bişey)

    buraya kadar normal ancak annesi küçük kızına beklendiği gibi "aman da yavrum sen benden daha güzelsin agusun bugusun" demez (dese zaten reklam olmaz). anne suratında "hahahaayt" şeklinde pis bir sırıtma ile küçük kızına güzelliğinin sırrını açıklar. açıklar açıklar da kimse yemez bunu. hiçbir anne 3-5 yaşında çocuğundan güzel olduğunu kabul etmez bence.
    (bkz: genç anneler rahatsız)
  • sen duru gourmet duş jeli kullanırsın ama musalla taşına ben gelirim diyesi sabun.
  • banyo sobasinin oldugu devirlerde, tepemize tepemize inen sabundur. gozumuzu yakip, kokusunu cocukluk anilarimiza naksetmisligi vardir.
  • saç kreminde vazgeçilmesi zor bir marka. şampuanının ayrıca hastasıyız.

    her şey dove'un orijinal kokulu şampuan ve saç kremini ortadan kaldırmasıyla başladı (belki de hala bir yerlerde var ama ben o sabun kokusuna sahip olanlarına uzuuun zamandır denk gelmedim). zilyon çeşit saç kremi kullandım. saçlarım mahvoldu. döküldü. matlaştı. uzatmaya çalışmam yalan oldu. kestirdim mecburen.

    sonraa bir gün favori marketim seyhanlar'da dolaşırken hacı şakir'in saç kremlerine ilişti gözüm. lan, dedim, bir bakayım nasılmış. ilk olarak elime kına özlü saç kremini aldım. o nassıl güzel bir kokudur! anında tav oldum. aldım. zaten o kadar ucuz ki güzel kokmasa dahi denemek için alacaktım.

    denedim. sonuç muhteşem! yumuşacık oldu saçlarım. kaldı ki yumuşak, ince telli ve gür bir prenses saçına sahip değilim. kalın telli, kıvırcık ve aşhırı gür saçlarım var. kendimle barıştım yeminlen.

    seneler sonra, ulan şampuanı nasıldır ki, dedim. badem sütlü ikisi bir arada şampuanı aldım. o da mı çok güzel kokar be karrşim! bayıldım! o da acayip ucuz. denedim, elbette ki sonuç muhteşem!

    saçlarını sık sık 205 derece sıcaklıkla düzleştiren biri olarak artık koruma spreyleri falan kullanmadığımı belirteyim. bu şampuan ve saç kremi her şeye yetiyor.

    fakat bir şeyi belirtmeden geçemiycem. buklelerimi belirginleştirmek için de elidor'un hava koşullarına karşı koruma 7/24 kremini kullanıyorum. hakkını yemek istemem.

    hacı şakir; canımsın, ciğerimsin.
  • banyodan sonra temiz olduğumu hissettiren tek sabun markası.

    sabun kokusuna hastayımdır. neredeyse her çeşit sabun markasını denedim ama cildime en iyi gelen sadece hacı şakir oldu. yukarıda okuduklarımdan sonra bugün de saç kremini deneyesim var. bakalım hayırlısı.
  • kına özlü saç kremi için konuşacaaaam. kına dediğine bakmayın, pudra gibi kokuyor ve o koku saç yıkandıktan sonra hissedilir biçimde kalıyor. saçları yumuşacık yapıyor. önceden saç kremi kullanma alışkanlığım yoktu; ama hacı şakir amcamızın saç kreminden sonra diyorum ki, kremsiz çıkmam abi!
    25 liralık john frieda'dan alamadığım randımanı 3 liralık hacı şakir'den alıyorum ulen! üstelik saçlarımı da dökmüyor. şimdi beğendik ya, kesin üretimi durdurulur :/
hesabın var mı? giriş yap