• baya baya ve baya şanslı bir yerde olduğumuzu kanıtlayan sistem.

    ateistseniz şans, teist seniz tanrının lütfu olarak değerlendirebilirsiniz, ama bunlardan öte evrenin bu kıyağının farkında olmak gerek.

    bu kadar tantana yaptık, peki neden bahsediyorum, anlatalım.

    1. ilk önce samanyolu galaksisine bakalım. galaksi olarak ne yutulabilir cinsten ne de dağılabilir cinsten. kendi içinde kararlı. rakip galaksi takımı gelirse ortalığın mna koyarız. ne yaşlıyız ne de genç.

    2. bu galakside ne tenha ne de sıkış tıpış olan bir bölgede yer alıyoruz: avcı kolu (orion). galaksinin dıştan içe 2.ci kolu ve gayet nezih bir bölge.ne karadelikimiz var ne de süpernova. bunlar ne derseniz, başlığa baktığınızda dediğimi anlayacaksınız.ufak benzetme yaparsak anlattıklarımza, galaksiyi şehir gibi düşünürsek, bizim oturduğumuz bölge ne yankesici ne tinerci yaşadığı, kavga gürültü olmayan, arada bir arabaların geçtiği elit bir mekan. bunu anlamak için iç galaksiye bakmak gerek: 1 ışık yılı çapında onlarca yıldız karadelikli süpernovalı yaşayıp duruyor, pek bir kavgalı pek bir tehlikeli. ama durduğumuz bölgede 5 ışıkyılı çapında bir iki, bilemedin en fazla üç dört yıldız var.

    3. şimdi sistemimize dönelim. güneş sistemi 3 katmandan oluşuyor: oort bulutu, kuiper kuşağı ve iç halka. bunlar portakal kabuğu gibi sistemimizi sarıyor. oort bulutu güneşten 1,5 ışıkyılı (1 ıy: 10 trilyon km) uzaklıkta hücre zarımsı bir bölge. yani kafasına esen hemen giremiyor.

    4. kuiper kuşağı demiştik. bu grup da plüton'un bittiği sınırlarda başlıyor. az ötede ise helyosfer var. (helio-sphere: güneş küre) peki ne bu helyosfer: bu sevgili güneşimizin oluşturduğu kalkan. yani çok şiddetli uzay ışınımları bu katmanda durduruluyor. bu ışınımlar bildiğimiz x-ray ve gamma ışınlarından çok şiddetli ışınımlar. kuiper kuşağı ise bir meteor halkası grubu. burası güneş sisteminin başka bir çöplüğü ve genelde burası kafasına göre gelen meteorların durduğu alan.

    5. mars'dan sonra 2 büyük arkadaş jüpiter ve satürn, ardından da uranüs ve neptün geliyor. bu kendi halinde gaz devleri oralarda aslında esprisine dolanmıyor. bir yandan süpürge görevi görüyorlar. örneğin,1995 te (sanırım) bizi yeryüzünden komple silecek büyük bir meteor, jüpiter tarafından "sen bir gel hele" denilerek jüpiterce çekildi ve üzerine düştü. yani dünyanın hatır sayılır güçlü abileri var diyebiliriz ve kafasına göre gelen meteorları" tokatlayabiliyorlar"

    6. güneşe bakalım. güneş istikrarlı bir yıldız olup sınıf olarak g grubunda. peki g grubu nedir, bahsedelim. yıldızlar o b a f g k m olacak şekilde gruplanırlar. o en büyük kütleli yıldız grubu olup m de en küçük olanları. azı karar çoğu zarar durumu yıldızlar için geçerli değil. o türü yıldızların ömrü pek kısayken k türü yıldızlar da çevrelerini pek bir ısıtmazlar. "kışın ısınamıyom tamam mıııaa!!" diyen tikky kızımızın k tipi güneşi olsaydı çenesini açamadan -150 derecede dünya üzerinde donardı. laf uzatmıyorum, g türü yıldızlar hem ömrü hem de ısı olarak optimum seviyede orta direk yıldızlar. arada sırada da patlamalar yaratmaz. dolayısı ile bizi sürekli ve sabit bir konumda ısıtan bir yıldıza sahibiz.

    7. ve dünyanın döndüğü yörünge. 6.cı maddeden dolayı oluşan habitat alanı (buna ekosfer diyelim) geniş bir halka. 100-250 milyon km arasında kalabilecek bir bölge. dünya arada bir salınır, uzaklığını 145 lerden 153 lere getirir. bu ekosfer dediğimiz alan geniş olduğundan sorun olmuyor ama başka bir yıldızımız olsaydı, dar aolan ekosfer yüzüden yılın altı ayını donmuş okyanuslarla dondurucudaki tavuk gibi bekleyerek geçirirdik.

    1995'den beri onlarca yıldız sistemi keşfedildi. ama hiçbiri güneş sistemi gibi mükemmel sistem olmadığı ortaya çıktı. ne diyelim, ya tanrı bize kıyak geçiyor, eğer teist iseniz; ya da çok çok büyük bir lotonun talihlileriyiz, eğer ateistseniz.
  • içinde bulunduğum sistem. sadece ben değil bizim bütün mahalle de bu sistemde yaşıyor. bu sistemin en güzel tarafı: yeni rakı, roka, fava, kırmızı tarla domatesi ve beyaz tenli minik burunlu kadınlarının yaşam alanı olması.

    benim bu güneş sistemi içinde bulunma sebebim ise tamamen tesadüf eseri sanıyorum. genel evrensel başıbozukluk beni bu hale koydu. yoksa bana sorsalar diğer tercihlerimde de kısa süreler yaşamak isterdim, sonra da birinde karar kılardım. her sistem birbirinden farklıdır ve mutlak birinin diğerine üstünlükleri vardır. öyle değil mi dostum? böyle olduğunu aşikar, kıvırtma. sen bu arada ne düşünürsen düşün, ben gerçeği biliyorum.

    benim gibi sistemsiz bir insanın böyle gelişmiş bir sistemin içinde olması sisteme zarar verir mi diye ara ara evham da yapmıyor değilim. bu duyguyu yaşıyorum. bu evham lafı da baannemden hatıradır, ki o'nun hatrına zaman zaman kullanıyorum. babaannem çok sistemli bir kadındı allah uzun ömürler versin. 1970'li yıllarda çatı oluklarından akan yağmur sularını kazanlarda biriktirip, kül ekleyip çamaşır yıkamada kullanırdı. eko dengeyi korumakla kalmayıp, güneş sistemine de faydalı olurdu.

    toparlarsak güneş sistemi fena bir sistem değildir. ben şahsen memnunum kendilerinden. son olarak gelecek, güzel, güleç ve güneşli günlere selam ediyorum.
  • gunes sistemi plutonla bitmeyip daha baya bi gider esasinda.. plutonu gecince once kuiper kusagi gelir, baya bi sonra da oort bulutu.. buna gore yaricapi rahat bi 2 isik yili vardir.. samanyolunun merkezinden de soyle bi 25-30 bin isik yili uzaklikta bulunur.. guzel tatil beldeleri vardir, tum uzaylilara tavsiye edilir..
  • içerisinde bulunan 9 gezegenin eksenel eğiklikleri şu şekildedir. evet, kalbimde plüton hâlâ bir gezegen. eksen eğikliği, dönme ekseni ile yörüngesinin ekseni açısındaki farktır. güneşin etrafında bir elips şeklinde dönerken ekvatorumuz bu elips ile aynı hizada değildir. bu fark, eksen eğikliğidir. dünya için 23 derecedir. bir gezegen, eksen eğikliğine sahip ise mutlaka bir çarpmaya sahne olmuştur.

    merkür, neredeyse eksen eğikliği olmayan bir gezegendir. kendisinin yörünge hareketi, einstein genel görelilik kuramını açıklayana kadar tam olarak açıklanamıyordu. kendisine yakın bir vulcan gezegeni bile var deniyordu. neyse ki, einstein bunu gök cisimlerinin uzayı bükmesi ile izah etti de sorun çözülmüş oldu.

    venüs, dünyaya benzer bir yapıya sahiptir. eksen eğikliği 177 derecedir. yani, kuzey kutbu aslında güney kutbudur. bu eğiklik yüzünden herhangi bir mevsim hareketinden bahsedilemez. geçmişte meydana geldiği düşünülen bir çarpışma sebebiyle, venüs'ün dönüşü uranüs ile beraber diğer güneş ve diğer gezegenlere göre terstir. dünyaya göre 1 günü, 1 yılından uzun sürer.

    dünya, 23 derecelik bir eksen eğikliğine sahiptir. sebebi olarak ay'ı da meydana getiren mars büyüklüğündeki theia adlı gezegenin çarpması olarak düşünülmektedir. eksen eğikliği, üzerinde mevsimlerin oluşmasına sebep olur.

    mars, 25 derecelik bir eksen eğikliğine sahiptir. sebebi olarak, 4 milyar yıl önce plüton büyüklüğünde çarpan bir gök cismi kabul edilir. eğikliği sebebiyle mevsimler görülür. -5 derece ile -87 arası değişen sıcaklıklar görülür.

    * jüpiter, geçtiğimiz yaz bolca görülen bu dev, kendi halinde dönmektedir. sembolü sayılan lekesi, 300 yıldır devam eden bir fırtınadır ve dünyadan büyüktür. eksen eğikliğinin düşük olması yüzünden, mevsimleri yoktur ama içinde fırtınalar vardır. kendi etrafında çok hızlı döner. kütlesi daha büyük olsaydı, yapısı itibariyle bir yıldız olabilecek haldeydi. aurorası vardır. halkaları vardır. 60'dan da fazla uydusu vardır.

    * satürn, 27 derecelik bir eğikliğe sahiptir. dünyaya yakın eksenel eğikliğe sahip bu diğer halkalı dev, güneşe uzaklığı sebebiyle mevsimleri biraz uzun yaşıyor. mevsimler bu gezegende de vardır ama 7 yıl kadar sürer. bir gününü 10 saatte tamamlayacak kadar hızlı döner. güneş sisteminin en hızlı rüzgarları burada eser. halkaları sebebiyle gözlemlemesi de keyiflidir. halkaları için büyük bir uydusunun parçalanıp, yörüngesinden çıkamaması olarak düşünülür. neptün, uranüs ve jüpiter diğer halkalara sahip gezegenlerdir ama satürn halkaları en bilinendir.

    * uranüs, 98 derecelik inanılmaz bir açıya sahiptir. kuzey kutbu doğudadır yani. ayrıca, venüs gibi dünyanın aksi yönde döner. bunun tek makul sebebinin, uranüs'e çarpan dünya büyüklüğünde bir gök cismi olduğu söylenir. kimi yerlerde de bu hale gelmesi için 1 değil 2 çarpışma olduğu da söylenir. her mevsimi 21 yıl sürer. bu gezegende yağmura yakalanınca zengin olabilirsiniz. yağmur değil elmas yağar. çünkü, bu gezegende fazlasıyla karbon ve hidrojen bulunur.

    * neptün, gözlemlenmeden önce hesaplarla bulunan ilk gök cismidir. 30 dereceye yakın bir açısı vardır. bu sebeple mevsimlerin oluştuğu söylenebilir ama güneşe olan uzaklığı sebebiyle, mevsimler arasında pek fark yoktur. uydusu triton, diğer uydularından aksi yöne dönmektedir. bu da triton'un zamanında neptün'ün kütleçekimine kapıldığını ve bu yüzden farklı olduğu varsayımını ortaya çıkartmıştır. -200 derece ortalama hava sıcaklıkları vardır.

    * plüton, 120 derece eksen eğikliğine sahiptir. yan dönmüş bir haldedir yani. güneşten o kadar uzaktadır ki, ortalama sıcaklığı -230 derecedir. atmosferi vardır. güneş ışığı kendisine 5 saatte ulaşır. charon adlı uydusu yarısı boyutundadır. 2006 yılında cüce gezegen olarak ilan edilmiştir. gönlümüzde hep gezegendir ve hep öyle kalacaktır.
  • --- alıntı ---

    abd'de chicago üniversitesi'nden araştırmacılar, sonuçları "astrophysical journal" dergisinde yayımlanan araştırmada, güneş sistemi'nin oluşumuna dair mevcut açıklamalardan farklı bir teori ortaya attı.

    bilim insanları, güneş sistemi'nin oluşumunu milyarlarca yıl önce gerçekleşen bir süpernova patlamasıyla açıklayan teoriyi bugüne dek yaygın olarak kabul ediyordu. fakat bu teori, güneş sistemi'nin erken devirlerinde iki tür izotopun neden orantısız miktarlarda bulunduğunu açıklayamıyordu.

    bu dönme ait meteor kalıntılarında yapılan incelemeler, alüminyum-26 izotopunun fazla, demir-60 izotopunun ise az bulunduğunu gösteriyordu.

    süpernova patlamalarında her iki izotopun da çok büyük miktarlarda çevreye yayıldığına dikkati çeken bilim insanları, demir-60 izotopunun nasıl yalıtılmış olabileceğini anlamaya çalıştı.

    yeni teoriye göre, güneş sistemi "wolf-rayet yıldızı" adı verilen, güneş'ten 40 ila 50 kat büyük bir yıldızdan yayılan parçacık akımlarının güneş'i ve yörüngesindeki gezegenleri, uyduları ve diğer gök cisimlerini meydana getiren malzemeleri bir balon içinde yalıtmasıyla oluştu.

    nükleer füzyonu sona ermiş ve ömrünü tamamlamakta olan wolf-rayet yıldızı'nın saniyede 2 bin kilometre hızla uzaya yaydığı parçacık akımları yıldızın çevresindeki gaz ve toz materyali dış kabuğu ağır metallerden oluşan bir balonun içinde hapsetti.

    wolf-rayet yıldızı ölürken etrafa yayılan alüminyum-26 parçacıkları, bu ağır kabuğun bir tarafını yarıp geçmeyi başardı fakat diğer tarafı aşamayınca içeride hapsoldu. demir-60 izotopları ise balonun duvarlarına çarparak dışarıda kaldı veya alüminyum-26 parçacıklarının açtığı yarıktan kısmen içeri sızabildi.

    sert kabuk daha sonra kütle çekimiyle içe doğru çökerek yok oldu ve güneş sistemi oluştu.

    bilim insanları, güneş'e benzer yıldızların etrafındaki sistemlerin büyük bölümünün bu şekilde oluştuğunu ileri sürüyor. çünkü sistemin ancak bu yalıtım sayesinde kendi kütle çekim örüntüsünün çevreden bağımsız olarak kazanabileceğine dikkati çekiyor.
    güneş sistemi, güneş ve yörüngesindeki 8 gezegen ile onların bilinen 166 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen 6 uydusu ve 2 asteroit kuşağında yoğunlaşan milyarlarca küçük gök cisminden oluşuyor.

    --- alıntı ---

    kaynak
  • az önce bilgisayara kurduğum solar system 3d simulator'dan anladığım kadarıyla güneş sistemindeki gezegenlerin tamamı aynı düzlemsel yörüngede güneşin etrafında dönüyorlar. mesela belirli bir noktadan bakıldığında bir kısmı soldan sağa doğru bir kısmı yukarıdan aşağı doğru dönmüyor. resimli örnek:

    http://img126.imageshack.us/img126/8131/gsoi1.jpg

    uzay 3 boyutlu değil mi. bunlardan birkaç tanesi o resimdeki açıdan bakıldığında yukarıdan aşağı hareket edebilirdi veya çapraz şekilde. ama olmamış. hepsi tepsi gibi dizilmişler. bir de ay çok mu büyük ne! gezegen kadar uydu mu olur. neredeyse merkürden büyük. bu manyak niye güneşin etrafında değil de dünyanın etrafında dönüyor. bir de bi ton gelgit falan yapıp dünyalılara zorluk çıkarıyor.
    bir de jüpiter var bu sistemde. sen nasıl bir kişiliksiz gezegensin öyle. güneş kadar boyun var hala onun etrafında dönüyon. ayıp lan.
  • çekim etkisi altında kalan sekiz gezegen ile onların bilinen 166 uydusu beş cüce gezegen (ceres, plüton, eris, haumea, makemake) ile onların bilinen altı uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. küçük cisimler kategorisine asteroitler, kuiper kuşağı cisimleri, kuyrukluyıldızlar, gök taşları ve gezegenlerarası tozlar girer.
    bu sekiz gezegenin altısının çevresinde doğal uydular döner. ayrıca dış gezegenlerin her birinin toz ve diğer parçacıklardan oluşan halkaları vardır. dünya hariç, diğer tüm gezegenler adlarını yunan ve roma mitolojisi'nin tanrılarından alır. beş cüce gezegen ise; kuiper kuşağında yer alan plüton, haumea ve makemake; asteroit kuşağındaki en büyük cisim olan ceres ve seyrek diskte yer alan eris'tir. eris bilinen en büyük cüce gezegendir.

    saman yolu galaksisi saatte 2,26 milyon km hızla, 652 milyon ışık yılı uzaktaki gizemli bir noktaya doğru çekiliyor. yıldızımız güneş ise 72 000 km hızla 367 ışık yılı uzaklıktaki lambda herculis yıldızına doğru hareket etmektedir.

    sistemin 1 dakikalık simülasyonu buradan izlenebilir

    edit: edit
  • anlamaya çalıştıkça hep bir bulantı tutuyor.
    devasa bir orman evren.
    güneşgibi sistemleri karınca yuvaları.
  • plüton'un bugün* net şekilde fotoğraflanmasından sonra, sistemimizin gezegenlerinden oluşan aile albümü de tamamlanmış oldu;

    http://i.imgur.com/ra38tra.png

    plüton yine boynu bükük gibi çıkmış ama olsun, eski karanlık fotoğraflarından iyidir.
hesabın var mı? giriş yap