• artık tek bir görüntüyle ölene kadar hafızama kazınmış semt.

    http://m.youtube.com/…esults?q=biber gazı oley&sm=3

    (bkz: biber gazı oley)
  • olayların ilk günlerinde taksimden gümüşsuyuna inen yokuştan aşağı tomaların çıkamaması için bidonlarla zeytinyağı döküldüğü ve bu bilginin neredeyse hiç bir yerde yer almadığı semt ismi.

    eh malum http://www.youtube.com/watch?v=thllerdjr6o görüntüleri ekleyince, nefis bir semttir o semt gari benim için.

    youtube adres güncelleme: yukarıdaki ölmüş , bu da aynı.
  • pek eskiden, o şatafatlı apartmanlardan evvel mezarlıkmış bu bölge. sonra azar azar ucundan kıyısından selvi ağaçları sökülmüş, mezartaşları kırılmış, en sonunda mezarlık ahalisi çareyi kefenlerini sürüyerek çekip gitmekte bulunca, istanbul'un ensesi kalınları rahat bir nefes çekerek buralara yerleşmişlerdir. ve fakat hala inşaat çalışmaları sırasında kemik çıkmaktadır. amin.
  • "...gümüşsuyu' nda, tam park otel' in altında cami vardır, caminin tam altında yokuş aşağı inerken bir apartmanda ev buldum. güzel bir evdi. orayı tuttum. bir koltuk, bir yatak var. arkası da kilisenin bahçesine bakıyor. "...her akşam içer sarhoş gelirdim eve, hiçbir gün o yokuşta düşmedim, bir gün ayık gelirken düştüm!"

    "erol günaydın kitabı"
    iki kalas bir heves, emine algan

    bahsi geçen cami, ayaz paşa cami sokak** ile dik yokuştan oluşan selime hatun camii sokak kesişmesinde bulunan selime hatun camiidir.
    http://www.flickr.com/photos/kanzuk/1352416016/
    http://www.flickr.com/photos/kanzuk/1351362677/

    bahsi geçen kilise de "süryani katolik patrikliği vekaleti kilisesi"
    http://www.flickr.com/photos/kanzuk/1352228592/
    http://www.flickr.com/photos/kanzuk/1351323369/
  • taksim'e olanca yakınlığına rağmen sessiz, sakin ve bozulmadan durabilmiş güzel semt. eski adıyla gümüşsuyu yeni adıyla inönü caddesi'nin üstündeki binaların zerafetini, güzelliğini, ihtişamını anlatmaya zaten gerek yok. alman konsolosluğu'nun veya japon konsolosluğu'nun yanındaki sokaklardan aşağıya doğru yürümeye başladığınız anda istanbul'un yükünü taşımadığınız, yokuşları, garip merdivenleri-ki kabataş'a kadar iner o merdivenler- , hiç ummadığınız anda karşınıza çıkan manzaralarla insana keyif veren yer
  • istanbul'un insanı hayretlere düşüren zıtlıklarına iyi bir örnektir bu semt. dolapdere ile gümüşsuyu'nu ayıran yürüme 10 dakikalık bir mesafedir. ancak dolapdere'den gümüşsuyu'na geçen bir insan evladı kendini somali'den viyana'ya geçmiş gibi hissedebilir. bir tarafta daracık sokaklarında ykık dökük evlerin, sefilliğin, yoksulluğun ve bilumum garip tipin birbirini tamamladığı dolapdere; diğer yanda bakımlı kaldırımları, çukursuz yolları bulunan, iyi korunmuş tarihi binaların yanında tamamlayıcı modern yapılar, düzgün giyimli çalışanlar, entel tipler ve lüks restorantlarla dolu gümüşsuyu. bu kadar kısa mesafelerdeki bu iki semtte dünyaların birbirine fiziken yakın olmasına karşın gerçekte ne kadar uzak ve zıt olduğunu görerek şaşırsınız.

    istanbul'daki bir diğer benzerlik için:
    (bkz: ataköy şirinevler medeniyet köprüsü)
  • üstündeki şato gibi apartmanlardan birinde oturmayı hayal ederek yürünen yokuş.
  • taksim, besiktas gibi merkezi yerlerin hemen yani basinda olmasina ragmen, kendi icinde oldukca sessiz ve guzel olan, alman konsoloslugunun da bulundugu istanbul semti.
  • oturmak için düşünüldüğü kadar da güzel olmayan bi yer. taximden çıkan her bünyenin, evim çok uzak acaba buralarda oturan birileri var mıydı gidebileceğim diye düşünmesi, bi zaman sonra bünyede misafire karşı alerji oluşmasına yol açabiliyor. tabiii taşınmak için yeterli bi sebep değil ama olsun bunu da düşünmek lazım...
  • yokuşları çok şahane zayıflatma işlevi görebiliyor, ben şahsen üç buçuk sene önce minik munis bir göbeğe sahipken, şu an kendisinden kurtulmuş bulunmaktayım.

    çok seviyoruz o ayrı.
hesabın var mı? giriş yap