• yaptıkları indirim insanları öyle bir çılgınlığa sürüklemiş ki dün kasa sırasında bekleyen bir kadın gözümün önünde doğum yapıyordu az kalsın. 9 ay 10 gün 3 saatlik karnıyla rimel almaya gelmiş, vay aq ben olsam çişe gitmeye üşenirim.
  • %40 indirim kampanyasında 7,90'a sattıkları deodorant migros'ta 7,50 lira. başka sözüm yok.
  • bugün beşiktaş şubesinde kasiyerin tavrıyla oldukça can sıkmış olan kozmetik zinciridir.

    şöyle ki, söz konusu şubede gratis kartla 25 tl üzeri alışverişte indirimli olan bir ürün aldım, kasada işlemler bitti, kapıdan çıkarken faturaya göz atıldığımda indirimin uygulanmadığı gördüm ve kasaya hemen geri döndüm durumu sordum. kasiyer kız isteksizce faturayı inceledi gülerek "evet yani indirim olmamış 4 tl kadar zarardasınız" diyerek faturayı geri verdi.

    önce ben mi bi hata yaptım da zarara geçtim diye kendimi sorguladıktan sonra kıza gratis kartla ilgili puan vb durumun da faturada görünmediğini acaba kartı geçirmeyi mi unuttuğunu sorunca ikinci bir fatura daha olması gerektiğini, puanların orada yazdığını söyledi. e 2 dakika önce bana tek bi fatura vermiş, dedim valla öyle bir fatura vermediniz. kızla bir süre boş boş bakışmanin ardından bana 4 tl'yi geri alabilmek için iade yapılması ve tekrar ürünlerin geçirilmesi gerektigini bunu için baya bekleyeceğimi söyleyince e tamam yapalım o zaman dedim. aldığım cevap şu oldu:
    "yani şimdi 4 tl için uğraşacak mısınız bu kadar??"
    bu saçma soru karşısında söyleyecek çok şey olmasına karşın sükunetimi koruyup sadece "ben şimdi durduk yere neden 4 tl fazla para vereyim ki size?" dedim. kız ardından oflaya puflaya iadeyi yapacak görevli çağırdı, işlem tamamlandı, mutsuz ve içinden küfredercesine faturam verildi, kendi hataları nedeniyle bu sorun yaşanmasına karşın ne bir özür ne de bir iyi günler vb laf da duymadım.

    faturaya yine baktığımda indirimin 4 değil 5 tl olduğunu gördüm. yani bırakın 10 kuruşu, adamlar 5 tl'yi bile kendilerine bağışlamamı bekliyorlar?! bi de öyle bi emin tavırla bunu bekliyorlar ki insan kendini sorguluyor bende mi bir tuhaflık var yani 5 tl'mi istemek ayıp mı diye..
  • yaptığım pek çok alışverişte 5 kuruş krizini yaşadığım, kişisel bakım ağırlıklı mağazalar zinciridir. önceleri birkaç defa bana 5 kuruş eksik para üstü uzatmalarına sesimi çıkarmadım. ardından bir kez daha, ilgili çalışanın para üstünü 5 kuruş eksik verdiğini fark ettiğimde, kendisine dönüp sordum ve bana 'evet, kasamızda yoktu o yüzden veremedim' dedi, ben de 'en azından bana söyleyebileceğinizi düşündüm' diyerek uzaklaştım. bugün de farklı bir gratis mağazasından satın aldığım ve etiketinde 2.95 yazan ürünü kasada okutan hanımefendinin bana dönüp 3 lira demesi beni gıcık etti. 5 kuruşumu istediğimde ise, dilenci muamelesinde lütfen bekleyin size 10 kuruş vereceğim dedi. diğer müşteriyle ilgilendikten sonra 10 kuruşu uzattı ben de 5 kuruşunu geri verip teşekkür ettim. 5 kuruşun tedavülde olduğundan haberdardır herhalde. 3-5 kuruşun hesabını yapacak birisi değilim ancak ben böyle bir durumda bana nazikçe ellerinde mevcut bozuk para olmadığını söylemelerini isterim. eminim bu söz konusu durum başka pek çok yerde yaşanıyordur ve bu noktada müşteri ilişkileri'nin önemini bir kez daha hatırlıyorum. o değil de, bunu günde onlarca kişiye yapıyorlarsa ayda fazladan ne kadar kar ediyorlardır kim bilir. ayrıca eskiden şöyle bir şey de vardı: (bkz: para üstü yerine sakız vermek)
  • bir erkek için tam bir tuzaktır:

    sevgiliyle mecburen girilir, ilk etapta ''hadi ne alıyorsan al da hemen çıkalım'' modunda takılınır;

    ikinci etap olarak erkek ürünleri reyonuna demir atılır.

    üçüncü evre, sevgilinin denediği kremler hakkında yorum yapmak olur; ''çok yoğun kokusu bunun, diğerini koklat bakiyim.''

    öyle ki, artık tezgahtar kızlar bile size krem filan denetmeye kalkarlar.

    sonuçta dışarı çıktığınızda ağzınızdan istemsiz olarak şöyle sözler dökülebilir:

    ''ay kız çok yoruldum valla ayaklarım koptu, ama baya indirim vardi yane iyi oldu...''

    kokusundan mıdır nedir anlamadım valla.
  • yaptığı indirim islamiyet'ten daha hızlı yayılan, pek bilinmemesine rağmen sabancı'ya ait marka.
  • bugün özdilek mağazasında mağazayı çepeçevre 3 kez dolaşan ve asla tükenmeyen kasa kuyruğu olan kozmetik markası. bütün ürünlerde yüzde 50 indirim yapmışlar. iyi güzel de siz bunu yönetemiyorsunuz arkadaşım. mağazaya bir şey bakmak için girmek imkansız, eskaza girersen çıkman imkansız. millet koca sepetleri ağzına kadar doldurmuş sonra herhalde beklemeye üşenip bırakmış. içinde en az 70-80 parça ürün olan sepetlerin içindekileri adım atacak yer olmayan mağazada yerlerine yerleştirmeye çalışıyor elemanlar devamlı. o elemanlardan biri “yeter insaf edin ne olur” diye ağlıyordu. çok üzüldüm.

    ekleme: 3 liralık pamuk için kendini paralayan fukara kezbanlar temalı entrylere katılmıyorum. adamlar her ürüne net yüzde 50 indirim yapmış. 90 kuruşa kola, 40 kuruşa ülker gofret vardı misal. bu tip bir indirim nerede yapılırsa yapılsın millet hücum eder. tüketim alışkanlıkları, mağazanın süreci yönetememesi, insanımızın kaba sabalığı ayrı bir konu. ama genel olarak indirimden faydalanmak istemenin kezbanlık varoşluk vs olduğunu düşünmüyorum. herkesin alışveriş beklentisi farklı. kimisi için mühim olan hizmet ve konfordur, kimisi için safi kalite ve statüdür, kimisi için fiyattır. doğrusu ben de indirimlere bayılıyorum. ancak yine söylüyorum ben indirimli alışveriş yapacağım diye orada çalışan kadının canı çıkacaksa yere batsın öyle iş. umarım prim falan alıyordur çalışanlar.
  • hatun kısmının sıraya erkek arkadaşını sokup alışverişe tam gaz devam ettiği mağaza şu an. sırada bekleme görevini yerine getiren bir erkek olarak söyleyeceklerim bu kadar. sıra uzun mu? henüz mağazanın içine giremedim ama sıradayım. saygılar.
  • düşünün ki bunların genel müdürlüğünde birkaç süper zeka kafadar kafa kafa geliyorlar, klasik plaza ortamı; "yauu beyler hanımlar 500. dükkanı açtık bir şeyler yapalım" diyor biri, başka bir süper zeka da fırlayıp "tüm ürünlere %50 indirim verelim!" diyor; dükkanların durumu nasıl, çalışanlar ne alemde, böyle bir durumda ne olur ne biter umurlarında olmadan.

    ceremesini de herhalde asgari ücretle çalışan canı zaten burnunda olan çalışanlar, işçiler çekiyor.

    bu %50 indirim fikrini bulan arkadaşın yalakaları da "süper fikir yhaaa" falan demişlerdir üstüne bir de.
  • levent özdilek park şubesindeki kuyruk mağazayı dolanıp tekrar kasada bitiyordu. resmen snake'teki maksimum skoru gördüm.
hesabın var mı? giriş yap