• bir süre sonra bunu içenleri domaltıp götlerine kahve makinesi ve french press sokacaklar diye korkuyorum. hızla yükseliyor düşmanlarının sayısı. granül kahve lafını duyunca kusan 1 milyon kişi bulabilirim. sabahları işe gelince içiyodum la ne güzel. şimdi elim gitmiyo. ben niye böyleyim? neden kahveden anlamıyorum? yoksa zevksiz miyim? kirli, çürük ve adi bir insan mıyım?

    bunları düşünerek ağlıyorum her sabah şirket tuvaletinde. bi yandan da sıçıyorum, zaman kaybetmiyorum. ''sene sonu geldi, şu hesabı kapatsak'' konuşması yapıyorum. ağlamaya ayrı sıçmaya ayrı zaman ayıramam. çıkınca da çatır çatır granül kahve içiyorum, zoruna gidenin borusuna gitsin.
  • millet derdi ki "asla içmem", "filtre kahve varken yüzüne bakmam"...
    ben de derdim ki "siktiğimin kekoları babanız da filtre kahve içerdi"

    hatta bu milleti pepsi ve coca'nın tadını ayırt edebilenlerden bile daha aşağı görürdüm.

    gelgelelim işin aslı hakikaten dedikleri gibiymiş.
    2 aydır french press ile kendi çektirdiğim kahveyi içiyorum. bugün bi nescafe yapayım hemen dedim; acelem vardı.
    ulan bildiğin bok!
    gereksiz bi acılık, tatsızsız...

    adamlar haklıymış anasını satım.
  • süt tozu ne kadar süt ise granül kahve de o kadar kahvedir.
  • kahve çekirdekleri içerisindeki suyun, dondurak kristallendirme ya da spreyleme yöntemleriyle uzaklaştırdıktan sonra geriye kalan posanın piyasa verilmiş ticari şekli.
    (bkz: instant kahve)

    içerisindeki su uzaklaştırıldığı sırada özellikle spreyleme yönteminde yağlar da uçuyor. bu nedenle aromatik tadı azalmış posa kalıyor geriye

    kuyruk yağsız adana kebap gibi bir şey
  • 1901 yılında ortaya çıkmıştır. üretim işlemi şu şekildedir:

    kahve çekirdekleri 200 derecede büyük fırınlarda kavrulur. kavrulan çekirdekler endüstriyel değirmenlerde öğütüldükten sonra sıcak buhar kazanlarında basınçla birlikte kahve özü haline getirilir. elden edilen bu öz -50 derecelerde dondurulur. dondurulan kahve özleri daha sonra granül haline getirilir. son işlem ise süblimasyon, içinde hala su bulunan granüller düşük basınçlı bir tüpün içinde 5 saat kadar 60 derecede ısıtılır. böylece, basınç altında bulunan granüllerdeki su buharlaşır.

    tüketmek bana çok mantıklı gelmiyor. bu kadar işlemden sonra kahve yağlarının ve aromanın da buharlaştırılan suyla birlikte zarar göreceğini düşünüyorum. portakal suyu yapıyorsun evde, dondurup 60 derecede süblimasyona maruz bıraktıktan sonra posasını yanında götürüp üzerine tekrar su ekleyip içiyorsun.

    dahası, sağlık açısından zararları da yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. filtre kahveye göre 2 kat daha fazla akrilamid içermektedir. zaten kimse içer içmez sinir sistemi hasarına sebep olur ya da kanser yapar demiyor. ama uzun süre yüksek dozda maruz kalındığında sağlık sorunlarına sebep olacağı belirtilmiştir. araştırmak isteyen 'instant coffee and cancer risk' diye aratarak ilgili makalelere ulaşabilir.
  • sıcak suya konduğunda çözünen hazır kahvelerin genel adı. özel adlar için: (bkz: nescafe)(bkz: jacobs)
  • granül kahve kanserojendir.
    (yıllar sonra gelen edit : hindistan'dayım, lockdown yokluk günlerinde kana kana granül kahve içiyorum şu an)
  • savaş zamanı, doğal afet sonrası veya kamp zamanı kullanılmak için geliştirilen bir kimyasal üründür.
  • hakkında yazılanlara çok fena içerlediğim kahve. aramızda kopmayacak bir bağ oluştu artık. filtre kahveden o kadar zevk alamıyorum ama granül kahveyi seviyorum.

    bir arkadaşım, bu durumun tedavisinin kahve makinesi almak olduğunu söyledi. ona vereceğim parayla iki koli granül kahve alırım dedim, sustu.
  • kolay hazirlanabilen bir kahvedir. seveni de sevmeyeni de coktur.

    oncelikle granul kahve ile french press, cold brew, espresso vb. kahveleri karsilastirip da ya bu lezzetsiz demek ayip. hadi canim? derler adama. yani bu kahvenin taze cekilmis kahve ile hazirlanan kahve kadar lezzetli olmayacagi asikar. vadettigi de kolaylik ve lezzet orani.

    gerci su anda her yerde tonla kahveci oldugundan istediginizde americanodur, lattedir, espressodur sak diye satin alabilmektesiniz tabi. o yuzden git gide daha cok gomulmeye baslandi granul kahve. ama internet caginda hala hakkinda ileri geri konusanlar gormuyor degilim.

    oncelikle fabrikalarda hazirlandigi dogrudur ama kendisi kimyasal falan degildir. sut tozudur kendisi bir nevi. kahve ozutudur falan. yani yapilisi zaten cokca anlatilmis. kahve sizin icin cok ozel bir icecek degilse gayet de kullanip kendinizi egleyebilirsiniz. normal kahvelere nazaran daha sagliksiz oldugu ise hala tartisilan bir durum ama henuz o yargiya varabilecegimiz bir sonuc yok. elle tutulur tek arguman akrilamit icerigi. o da calismadan calismaya degisiyor, kimisinde normal kahvelerden az kimisinde fazla. ayrica bu tarz arastirmalarin bir kacinda turk kahvesi en zararli kahvelerden biri olarak gosteriliyor belirtmek isterim.

    hazirlanisi sirasinda kendisine kimyasal katilmaz. hele hele kafein denen arkadas laboratuvarda sentezlenip de bu kahvelere katilmaz. cok sacma. en ucuz kafein en ucuz kahve cekirdeklerinden elde edilir, decaf kahve uretiminden arda kalan yan urunlerden elde edilir. laboratuvarda sentezlenir sentezlenmesine de cok daha ucuza dogal olarak elde edilebilirken kimse sentezleyip de granul kahveye koymaz.

    sonucta tadi sizin icin uygunsa gonul rahatligiyla icebilirsiniz. tadi sizin icin uygunsa hazir yogurt da yiyebilirsiniz. tadi sizin uygunsa markette satilan tereyaglarindan da yiyebilirsiniz. ama ornegin bunlarla bireysel hazirlanan tereyaglarinin tatlari ayni olmaz degil mi? yapabiliyorsaniz bulabiliyorsaniz onu tercih edin, yoksa hazir urunler icinde en masumlarindan biridir granul kahve. markasina cekirdegine gore kalitesi degisir. ama kesinlikle dogaldir.
hesabın var mı? giriş yap