• zamanında, halkını dallas hakkında bilgilendirmiş olan bir belediyeye sahip beldemiz.

    abd'de yayımlanan bölümde jr'ı kimin vurduğu anlaşılınca,hoparlörlerden tüm beldeye yayın yapmışlar: "dikkat dikkat. dallas dizisinde jr'ı baldızı kristin vurdu. vatandaşlarımızın dikkatine sunulur."

    (bkz: ceyar)
    (bkz: ozal)
    (bkz: banker kastelli)
  • ben çok küçükken izmit'te şimdi merkez bankası'nın olduğu yerde eski garajlar vardı. oradaki belediye otobüslerinin arka kapısından binilen ve bilet alınan, daha sonra bana o zamanlar uzun gelen bir yolculuğun varış noktasıydı gölcük. şimdi kazulet gibi, hapishane duvarı gibi çirkin bir binanın yapıldığı gölcük eski garajında inerdik, garaj kahveye girer onca kalabalığın içinden dedemi bulurdum. o zamanlar bahar kokardı oralar, anneannemlerin o güzelim ahşap evinin bahçesinde erik ağacı vardı, komşularımız hep tanıdıktı. o ağaçlardan çıkan balları koparır birbirimizin saçına yapıştırırdık..

    yıllar sonra o felaket yaşandı oralarda. bana bir zamanlar çok uzun gelen yolculuğun aslında bir göz açıp kapamaya eşit bir zamanda gerçekleştiğinin farkına vardım. çünkü 6 saat geçmişti, biz hala varamamıştık oraya. telefonla bile ulaşamaz olmuştuk hiçbir yere. işte o zamanlar ölüm kokardı oralar, hem de dibine kadar, kanlı canlı ölüm. annemin gençliğini yaşadığı yeri tanıyamaması, sokakları caddeleri ayırt edememesi karşısında yaşadığı dehşeti görmüştüm işte. anneannemle dedemin evi ayaktaydı hala fakat herkes onlar kadar şanslı değildi. komşularımız tanıdık değildi artık, çünkü tanıdık olmak için yaşamak gerek..

    günümüze yaklaştıkça biz büyüdük ve kirlendi dünya.. depremden sonra iyice tanınmaz hale geldi o sahil kasabası. güzelliklerin yerini çirkinlikler, hoşgörünün yerini yobazlık aldı. artık yolculuğun ne kadar sürdüğü önemli değil benim için, çünkü bir an önce gelip-geçesim geliyor. şimdilerde iyiden iyiye özlem kokuyor gölcük benim için. ne koşa koşa bulmaya çalıştığım dedem, ne iki katlı ahşap evde cadı, acıka yapmış bekleyen anneannem, ne de o evin içinde toplanan insanlar kaldı. komşular mı.. yok böyle birşey artık. kalan birkaç güzel insanın hatrına gidilen ama asla kalınmayan bir durak artık benim için gölcük.

    sokaklarına meymenetsiz insanların tecavüz ettiği anılar diyarı.
  • turkiye'de 30 civari kente gittim gezdim.

    buradaki kadar hardcore ve zalım apaciyi baska hicbir yerde gormedim. hatta tum turkiye'ye buradan yayildigini filan dusunuyorum.

    abi bir yer kendini 15 senede hic mi degistirmez, hic mi ileri goturmez? tam tersine geri donus farkediyorum ben. 15 sene once daha modern, farkliliklara daha acik, insanlarin daha rahat davrandigi bir yerdi golcuk. degirmendere'de insanlar cimlere uzanip bira icerdi lan?

    insani kusturacak kadar bir muhafazakarlik. bir kadinin azicik acik giyinmesi mumkun degil burada. rahat edemez yani. keza bir erkegin uzun sacli ve kupeli dolasmasi. mutlaka tip tip bakarlar carsida.

    akpyi zerre sevmem ama adamlarin belediyecilik konusunda artik tecrube kazandigini kabul eder haklarini veririm fakat burada ayni seyi soyleyemeyecegim. zerre hizmet yok. ancak son secimlerde yine mevcut belediye baskani secildi, demek ki millet memnun.

    yollar cop ve pislik icindeyken kent merkezindeki parkta bulunan dev ekranda dunya kupasi maci yayinlanmasi ayri bir olay.. te allahim.

    tek iyi yani izmit'e ve dolayisiyla istanbul'a yakin olmasi. yalova'ya giderken yol ustunde degirmendere var bir guzel. onun da eski tadi kalmadi.
  • ankara'ya dönerken yol üzerinde uğradığımız masal karakterlerinin doğal yaşam alanı. hatta o kadar gerçeküstüdür ki benim gibi mangal düşkünü pro keyif pezevenklerinin bile şirazesini dağıtmıştır, taa ki uyarı tabelalarını görene dek. farzı misal "akşam 19:00'den sonra yabani hayvanlardan ayı inebilmektedir." tabelasında kafadan mesajı vermektedir. hayır şimdi anladık sizin mesai 19:00 'da bitio, ondan sona uğraştırmayın bizi, sittirin diyonuz da hacı, o manzarayı oksijeni bırakmak kolay mı la, o diil de orman içine doğru piknik tezgahını kurmuşsanız harbiden her an ayı geldi gelecek tribine giriyosunuz, o cihetle:
    1-ışıklandırmalara yakın kurun tezgahı,
    2-mangal getirmeyin, adamlar yapmış zaten oraya ızgaralı barbeküler,
    3-bolu içinden gelirken, nevale almakta acele etmeyin, şimdi adını hatırlamadığım ama yol üstünde ebi et kombinasının satış mağazası var, çok kral sucuğu eti falan var, ayrıca her türlü mangal malzemesi de..
    4-su getirmedik ya diye birbirinizin kafasını sikmeyin, piknik alanlarında aralıklarla çeşme de var..
    5- evet wc de var..

    edit: imla

    bunlar da bizim emektarın camından:
    http://img198.imageshack.us/img198/5688/l9g.jpg

    http://img845.imageshack.us/img845/9486/n6lh.jpg
  • izmir, odemis ilcesinden dolmusa binmek suretiyle gidilebilen bir yayla koyu. volkanik golu, dogasi, medeniyetten coook uzak olmasi, kalabalik olmamasi, geceleri gorunen yildizlarin coklugunun tuyler urpertici olmasi, dogal sit alani olmasi nedeniyle bir tek civi cakilamiyor olmasi ile hayranlik uyandiran guzide bir yer.
  • hastaneler pek taşınmadığından hala donanma caddesi üzeride olduğunu tahmin ettiğim skk dispanseri içinde muayene numarası veren adam ve hastanenin önündeki simitçi gölcüktü. hastanenin hafif çaprazındaki donanma ekmek fırının şahane haşhaşlı ekmeği de gölcüktü. fırıncı ziya abi de. kentin tuhafiyeler dışındaki erkek egemen dokusu da.

    kendine has bi kent görüntüsü depremle değil kaybedilen çocuklukla birlikte gömüldü körfezin bu yakasında. şimdi gitsen ne olur çocukluğunun o kentine gitmesen ne!
  • bu kadar amip bir halk daha yok. hergün meydanda toplanıp rte şarkısı dinlemek nedir!
    bilen bilir buranın halkı senelerce kızlarını askerlerle evlendirmeye çalıştı, şimdi tüm halk düşman kesilmiş. askerin sırtından senelerce geçinen bazı şerefsiz esnafları saymıyorum bile. kurunun yanında yaşı da yaktılar. bu kadar nankörlüğü, böylesine büyük bir kini de bana gösterdikleri için bir kez daha bu insanlarla aynı ülkeyi aynı oksijeni paylaşmaktan utanıyorum.
    bu halka kalırsa 99 depremi de, askerler içerde alkollü parti verdikleri için tanrının buraya verdiği bir cezaymış. daha neler duyacağım..
  • ankara'da yaşayıp da nerede piknik yapsak diyorsanız adresi burasıdır. ankara içindeki çakma yerlerden sıkıldıysanız tek adresiniz kızılcahamam ya da çamlıdere bölgesidir. çamlıdereye gelene kadar da bir 50-60 km daha yapıp gölcük gibi bir doğa harikasına gelmek daha mantıklı. toplamda ankara'dan sadece 2 saat uzaklıkta, sabah çıkıp akşam dönmek için ideal. yedigöllerin yolları yapılana kadar şimdilik en iyi seçenek gibi görünüyor ankaralılar için.
  • bu kadar çok rent-a car firması ne yapıyor burada merak ediyorum. sırf benim saydığım 30.

    buranın nüfusu belli. çalışılan yerler belli; ford otosan fabrikası ve askeri tersane. kim ne yapıyor bu kadar kiralık arabayı aklım almıyor.
  • isparta ili merkezine 12 kilometre uzaklikta buluna milli parktir.
    kucuk anadolu kuluplerinin kamp icin isparta halkinin ise piknik yapmak icin tercih ettigi mesire ve dinlenme alanidir.
    golun etrafini dolasan 6km uzunlugundaki yol trekking, hiking, jogging severler icin hem orman havasinin iclerine cekebilecekleri hemde gol manzarasini doyasiya seyredebilecekleri muhtesem firsatlari sunar. faunasinda kurt, tilki, kartal, yaban tavsani, ibibik kusu gibi yaban hayvanlarini barindirir. 2006 yili yaz donemi itibariyle mobilet 1.5ytl, araba 3.5 ytl, minibus 5ytl civarinda giris ucretine tabidir, isparta'ya yolu dusenlerin gidip gormeleri gereken yerlerin basinda gelir, ayrica daglari ve ormanlik alanlari kiz arkadaslariyla romantik anlar gecirmek isteyenlere tavsiye edilir.
hesabın var mı? giriş yap