• kurtar bizi bu arap soyunun lanetinden diye her gece dua ettigim, şahane, hakiki tanrı.
  • unutulan tanrımız. kimse de benimsemiyor işin ilginci.

    - ben türküm ulan !
    + yürü beee şakşakşakşak
    - gök tanrıya inanıyorum !!
    + siktir git lan amına koduumun kafiri !!!!!111111
  • kucaklayıcı ve besleyici, mükemmel güzellikteki doğa varken insan eliyle yapılmış olan bütün tapınaklardan yükselecek alev ve dumanlarla birlikte kutsanmış ışığı tekrar yükselecek olan sonsuz göklerin ulu efendisi, efendimiz...
  • nadan olmak bu ülkede popülaritesini hiç düşürmeyecek sanırım. evet göt tanrı, çok komik.

    temelde geleneksel türk dini, göktanrı inancı, yersular ve atalar kültü ile evrensel bir sistem olma eğiliminde olduğundan, türklerin evreni temel anlayış biçimi de "üniversalizm" veya "üniversizm" şeklinde adlandırılmış bulunmaktadır. bazıları, yer ile gök arasındaki iki ilkeli bu ilişkiyi dikotomik bir biçimde görmek istemişler, bu bakımdan da evren anlayışını "dikotomik üniversalizm" şeklinde adlandırmışlardır. bazı mankurtların kafasında kurduğu alt-üst ilişkisinin bilimsel tanımı budur.

    neyse, eşi ve benzeri olmayan, insanlara yol gösteren, onların varlıklarına hükmeden, cezalandıran ve mükafatlandıran bir "ulu varlık" telakkisi, ilkel dinler ve toplumlarda uluhiyet problemini araştıran w. schmidt'i, türklerin daha asya hunları çağında monoteizme doğru gelişmiş yüksek bir dine sahip oldukları kanaatine götürmüştür. kendisine itaat edilmesi gereken ve koruyucu kudret olan göktanrı, tamamen manevi bir kudret haline yükselmiştir. gel gelelim geçmişi arabın al-ilah'ından (allah) çok daha eskiye dayanan bu tanrı anlayışı geçen asırlar boyunca çeşitli değişimlere uğramıştır. yani öyle göğe bakacak tabi götüne mi baksın şeklinde başlamış bir olay yoktur ki ilerleyen dönemlerde üzerine yazılan mitler öyle yaratıcıdır ki bugün ağzı açık okuduğumuz bir çok nord tanrısı göktanrı'yı görse önünde diz çöker tövbe ister.

    asya'nın doğu ucundan ortaavrupa'nın içlerine kadar her yerde kendini gösteren bütün tarihi türk topluluklarında hep tanrı inancı merkezi bir yer almıştır. menşei bilinmeyen tanrı kelimesi çeşitli türk topluluklarında, her bölgenin fonetik özelliklerine göre, yakutlarda "tangara", kazan türklerinde "teri", soyonlarda "ter", çuvaşlarda "tura" ya da "tora", moğollarda "tenggeri" gibi şekillere bürünmüşse de, yine de asli formunu muhafaza ederek, türklerin kabul ettikleri bütün dini sistemlerde yerini almıştır.

    günümüzde olayı henüz idrak edememiş pan-turanist gençlerin türkistan lejyonunda bir bölüğün sloganı olan "tanrı biz menen" veya az daha eskilerinin "tanrı türkü korusun" kafası göktürklerden kalmadır. göktürkler dönemi'nde tanrı'nın türkleri koruması, hatta onları başka milletlerden üstün tutması, hakanların iktidarı ondan almaları sebebiyle, tonyukuk kitabesi'nde "türk tanrısı" şeklinde bir ifade kullanılmakta ve bu nedenle de türklerde göktanrı sanki "ulusal bir tanrı" imiş gibi görünmekte ise de gerçekte o, "kabile ilahı" veya "milli bir ilah" hüviyetinden ziyade "evrensel tanrı" olarak kendini göstermektedir. karışıklığın sebebi türk milliyetçiliğini götünden anlayan kesimdir.

    tarih içerisinde türk kavimlerinin bir çoğunda farklılık gösteren bir gök tanrı figürü vardır. j. p. roux, geleneksel türk din tarihinde göktanrı'nın dünyaya müdahaleden uzaklaşarak pasifleşmesini ve deus otiosus konumunu almasını, bu tarih içerisinde imparatorlukların kurulması ve dağılması olaylarına bağlı olarak tekerrür eden bir süreç olarak görmektedir. örneğin yakutların göktanrısı, büyük ölçüde bir deus otiosus hüviyetine bürünmüştür.

    göktanrı'nın, diğer dinlerin semavi ilahlarının kaderine benzer şekilde geleneksel türk dini tarihi içerisinde deus otiosus durumunu alması, kutsallığın semadan daha aşağılara inerek yaygınlaşıp çoğalması, aynı zamanda göktanrı'nın çeşitli etkilerle antropomorf telakkiler yönünde kişileştirilerek, başka isimler ve ilahlarla birleştirilmesi sonucunu da doğurmuş bulunmaktadır. örneğin; altay türklerinde göktanrı, "büyük" ve "ulu" anlamında "ülgen" veya "ulu zengin" manasında "bay ülgen"e (hadi yine iyisiniz. okan'ın soyadı nerden geliyor böylece bunu da anlamış oldunuz. köfteler sizi.) dönüşmüştür. oğuzların tanrı anlamında kullandıkları "çelep" yahut "çalap" ise nasturi hıristiyanlık'tan alınmıştır. kuzeybatı moğolistan'da yaşayan soyotlarda tanrı, "kayrakan"a, yakutlarda budist etkilerle şekillendiği anlaşılan "ürüng ayı toyon"a dönüşmüştür.

    türklerde göktanrı en azından mefhum olarak yaratıcı ve kadiri mutlak tanrı şeklinde telakki edilmektedir. böyle olduğu içindir ki, türklerde siyasi iktidar ve hakimiyet menşeini tanrı'dan almaktadır. ezeli ve ebedi (bengü ve mengü) olan, hakanlara kut ve güç veren, kozmik düzenin, toplumun organizasyonunun ve insanların kaderinin kendisine bağlı olduğu göktanrı'nın tapınakları mevcut değildir. aynı şekilde eski türkler tarafından onun resmi ve heykelleri yapılarak onlara tapınılmış da değildir.

    eski türklerde, natürist inançlara, orhun kitabelerinde yersub şeklinde rastlanmaktadır. yersular "ıduk" yani kutsaldır. her ne kadar, geleneksel türk dininde natürist inançların türklerin hayat şartları ile fonksiyonel bağlarını tam olarak tesbit etmek mümkün görünmüyorsa da, özellikle yersular söz konusu olduğunda bu, kısmen kendini göstermektedir. göktanrı dini ise başlı başına ayrı bir husus olmakla birlikte köklerinin çok eskiye dayandığını tahmin etmek zor değildir. antik tanrıları ve dinlerinin kökeni sümerlere kadar gitmektedir. aynı şekilde türk kavimlerinin geliştirdikleri dinlerde de ortak kökenler vardır. örneğin dağlara atfedilen kutsallık türk dinlerinde de kendisini göstermektedir. türk din tarihinde yersuların en önemli temsilcileri dağlardır. gerçekte türlerde "dağ kültü", göktanrı inancıyla ilgilidir. orta asya’da dağların adları mübarek, mukaddes, büyük ata, büyük hakan gibi anlamları içeren han tanrı, buztağata, ıduk, art, kuttağ… gibi isimlerle anılmıştır. eski türklerde dağlara han, ata gibi isimler verilmiş olması, animist bir anlayışla onların kişileştirilmek suretiyle kutsallaştırıldıklarını da ifade etmektedir. diğer taraftan türkler, kutsal dağ inanışını göç ettikleri diğer ülkelere, bu arada anadolu'ya da taşımışlar ve hatta bu inançlar müslüman türklerin arasında da yaşamaya devam etmiştir. bunun en kayda değer örneğini anadolu’da alevi türklerin kazdağı'na atfettikleri kutsiyet oluşturmaktadır. çinlilerin tien-shan dedikleri dağlar türkler için tanrı dağlarıdır. türkiye'deki uludağ'ın ululuğu da aynı kökten gelmektedir.

    öyle anlaşılmaktadır ki, dağ, orman, ırmak, vs. ile ilgili yersu inançları türklerde gelişmek suretiyle, özellikle imparatorluklar döneminde "vatan kültü"ne dönüşmüştür. kağanların merkezi "ıduk ötüken" ve tamir suyunun kaynağı "tamag ıduk baş" buna örnek teşkil etmektedir. efsaneler, eski türklerde dağların, insanlar gibi konuşan, duyan, hatta evlenip çoluk çocuk sahibi olan ruhi varlıklar şeklinde tasavvur edilerek kutsallaştırıldıklarını bildirmektedirler. nitekim, etnografik araştırmalardan, altay dağlarının han addedildiklerini öğreniyoruz. sagay gelinleri bu dağları "kayın babaları" olarak görüyor, onlara öyle sesleniyorlardı. öte yandan, eski türklerde her reis ve oymağın kendine mahsus kutsal bir dağı olduğu gibi, daha büyük birliklerin de kutsal dağları bulunmaktaydı. dağların canlı birer varlık olduklarına dair geçen inanış ve efsane bir çok kültürde mevcuttur. hobbit kitabını veya film serisini izleyenler canlanan dağları mutlaka hatırlayacaktır. tolkien bu kısmı kuvvetle muhtemel iskandinav mitolojisinden almıştır ki türk ve iskandinav mitolojilerinin birbirine benzerliği hayret vericidir.

    kaynaklar:

    b. ögel, türk kültür tarihi
    a. inan, tarihte ve bugün şamanizm
    j. p. roux, la religion des turcs et des mongols
    h. tanyu, türklerin dini tarihçesi
    prof. dr. harun güngör, türklerde din ve düşünce
  • amla ödüllendiren tanrı'nın yutup, hazmedip, bok olarak sıçma işlemini uyguladığı diğer ulus tanrılardan saydığı, "neler sindirdim ben bu da kolay lokma olur" dediği binlerce yıllık türk tanrısı. yutulmasına yutulmuştur, fakat amla ödüllendiren tanrı'nın sindirim salgıları yetmemiştir onu hazmedip, bok etmeye. mizacı gereği zaten yıkıcı olan amla ödüllendiren tanrı bir de genç olmanın verdiği güce, kuvvete, bıçkınlığa sahipse de, kendisinin tohumları atılmamışken bin yaşında olan gök tanrı'yı anlamlandırıp, yok edememiştir. amla ödüllendiren tanrı hastalanıp, içinde sindirdiği diğer tanrıların boklarıyla beraber onlarca parçaya ayrıldığında, midesinde sapasağlam duran gök tanrı "efsaneler asla ölmez sadece şekil değiştirir" esasıyla sayıca birden fazla olarak geri dönmüştür.
  • bazen; "yukarda allah var!" dememize neden olandır.

    türklerin islam kültürünün yeşiline biraz mavi çalmasıdır.

    (bkz: nazar boncuğu)
  • şu sıralar kafamda deli sorular var. yaşadığım hayat islam değil o kesin. sanırım ben gök tanrı'ya inanıyorum. kendimce kurallar derledim okuduklarımdan:

    1. bir adet yaratıcı var. sadece bir tane. meleği var mı yok mu bilmiyorum.

    2. ölümden sonra hayat var. balbalları boşuna koymadık. bu dünyada yaptığımız şeylerden cezalandırılacağımız gibi iyi şeylerden de ödüllendirileceğiz. her kim iyiyse iyilik bulacak. sadece bir dinden olanların girdiği bir cennet değil bu. herkese kapıları açık gök tanrı'nın.

    3. evreni yaratan tanrı'yı akılla bulmak en güzeli. koskoca tanrının işi gücü yok sana kitap mı yollayacak. senin ne yiyip içtiğinden o'na ne? sen iyi ol yeter.

    4. eski türkler de domuz eti yemezlermiş diye bir şey okuduğum için eti yenir mi yenmez mi bilemiyorum ama bir üst maddede de söylediğim üzere koskoca tanrı'nın işi gücü yok bizim ne yiyip içtiğimize mi karışacak?

    5. sarhoş olunca abartmadığınız sürece (şiddet, tecavüz, hakaret, hırsızlık kısaca cezalandırılacağınız yere sizi götürmeyecek hareketler yapmadığınız sürece yani) alkol serbest.

    6. kadın erkek herkes eşit. mirasta da eşit.

    7. herkes aynı anda sadece bir kişi ile evli olabilir. öyle imam nikahı, kuma falan yok. imam da yok zaten.

    8. oy kullanabilecek yaşa erişmemiş kişilerle evlenmek zinhar yasak. hele çocuklara falan aklı eriyor deyip el sürmeye çalışmak cezalandırılacaksınız demek!

    9. dürüst olmak, yalan konuşmamak, insanları kandırmamak başlıca mottomuz.

    10. hayvanlara işkence etmek yasak. onları da yaratan gök tanrımız sonuçta. o ne yarattıysa bir sebebi vardır ve o her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir. ağaçları ve çiçekleri yaratan da gök tanrı. inşaat yapacağız diye ağaç kesemezsiniz. zeytin ağacı da gök tanrı'nın ağacıdır. yahudi ağacı değildir.

    11. kiminle mutluysanız onunla yaşayın. kalbimize sevgiyi koyan gök tanrı. sen kendi cinsiyetinden birine aşık olduysan da sevgiyi orada yeşerten o. hayvanlara işkence yasak demiştik değil mi? eşeğe olan sevgini besleyerek göster.

    kurallar basit. temiz insan olmak, çevreyi hayvanı sevmek önemli. ne mutlu değil mi?

    zorunlu edit: peygamberlik iddia etmiyorum sakın yanlış anlaşılmasın. böyle bir inanç varmış, sadece hayatımı buna yakın görüyorum.
    edit 2: peygamber göndermiş olabileceğini iddia etmiştim madde 3'te. bir süredir düşünüyorum koskoca tanrı'nın işi gücü yok da bize kitap mı gönderecek?
  • islamiyete geçiş ile unutturulmaya çalışıldığını düşündüğüm tanrı.

    fakir baykurtun kaplumbağalar kitabında köylüler birbirine "gök tanrılı iblis" diye hakaret eder.
    anneannem gri gözlü dedeme kızdığında gök gözlü diye hakaret ederdi.
    tüm bunlar anadolu'da devam eden paganist inançları yok etmeye yönelik propagandaların sonucu mudur diye hep merak etmişimdir.
  • alevi inancına yerlesen gok tanrı

    büyük farklar var. evvela alevilerin taptıkları şahı merdan, başlangıçta eski türklerin gök tanrı'sıydı. gök tanrı yavaş yavaş islam dünyasındaki ali oldu. ama önceden o gök tanrı'ydı. aleviler çok muhim bir yer veriyorlar

    irene melikoff

    islamiyeti, türk töre ve inanç potasında eriten türkler, yeni senteze (alışıma)'da, emevi ve abbasi islam anlayışından ayırmak için, muhalefetteki hz.ali yanlı bir ifade ile alevilik demişlerdir. türk destanlarında hz. ali ile gök-tanrı özdeşleştirilmiştir.

    kürşat karcabey

    bu nokta dan bakıldığında pir sultan'ın tanrı'dan kur' niteliklere uygun şekilde söz eden deyişleri islâmî etkinin, eğer ona aidiyeti doğru ise ali'yi ilahlaştıran şiirlerinin de tevarüs ettiği eski inançlardaki gök tanrı kültünün ahi'de merkezileşmesi olarak değerlendirilebilir.

    dr.ilyas üzüm

    müslümanlığı, türkmen töre ve inanç potasında eriten türkler, yeni kabul ettikleri inanç sentezi (alışımına)'da, fars ve arap müslümanlık anlayışından ayırmak için, muhalefetteki hz.ali yanlı olarak alevilik demişlerdir. türkmen destanlarında hz. ali ile gök-tanrı özdeşleştirilmiştir.

    ismail onarlı

    alevilik islam dininin yayılmasıyla birlikte arapların dışındaki uluslara da abbasiler döneminde türkler ve iranlılar özellikle orduda yoğun olarak yeralmaktaydılar.örneğin daha hicri iv. yüzyılda maveraünnehir'in oldukça uzağında yaşayan buğraç türkleri eski inançlarındaki gök tanrı'nın yerine hz. ali'yi geçirmişlerdi.

    www.alevibektasi.org

    daha detaylı bilgi
    eski türk dini / (gök tanrı inancı) ve alevilik bektaşilik
    mehmet eröz
  • gök tanrıcıların yemekleri islamcıların yemeklerine çok benziyor, e hadi o zaman islama geçelim dediler diye anlatıldıydı lise tarih dersinde. merak ediyorum bi tek ben mi kıllanmıştım bu durumdan diye. tc üniversitelerinden mezun olan öğretmenin sınavla girilen bir okulda anlattıklarının bir aslı astarı varsa eğer, bu gök tanrı baya dandik bi tanrıymış derim. ne lan o öyle bizimkisine çok benziyor,yemekler de aynı e hadi o zaman islama geçelim.
hesabın var mı? giriş yap