• gnu'nun açılımı, 'gnu is not unix'tir. yani gnu, 'gnu, unix değildir' anlamına gelmekte olan özyinelemeli (rekürsif) bir kelimedir. richard m. stallman, 1970'li yıllarda mit (massachusetts institute of technology)'nin yapay zeka laboratuvarlarında serbest yazılımı bir yaşam şekli olarak benimsemiş bir grupla beraber 1980'li yılların başına kadar yazılım geliştirici olarak çalışmıştır. bu grup ile olan birlikteliğinin sona erişinin ardından kendisini o dönemlerde ivme kazanan bazı akımlardan dolayı benimsenmeye başlanılmış yeni bir sosyal sistem içerisinde bulmuştur, stallman bir röportajında o günleri şu şekilde nitelendirmekte: “kendimi özgür olmayan (kaynak kodu kapalı olan) yazılımların hakim olduğu ve kullanıcıların yardımsız bırakıldığı, parçalanmış ve birlikte çalışmanın korsanlık olarak nitelendirildiği çirkin bir sosyal sistemin içinde buldum. bu tür bir yaşantıyı reddettim. ancak işimi özgürlüğe ve birlikte çalışmaya adadığım zaman yaptıklarımdan gurur duyabileceğime karar verdim.”

    ve 1984 yılında tamamen özgür yazılımların meydana getirdiği bir işletim sistemi ve işletim sisteminin araçlarının geliştirilmesi çalışması böylece başlamış oldu, işte bu çalışmanın adı gnu idi. yazılan özgür yazılımların bir şemsiye altında toplanması için 1985 yılında yine stallman tarafından fsf (free software foundation) kuruldu ve gnu yazılımları korumak üzere gpl (general public licence) adı verilen yazılım lisansı duyuruldu. gpl lisansı ile lisanslanan özgür yazılımların amaçları özgürlüklerini korumaktan başka bir şey değildir. özgür yazılımlar hakkında sık rastlanan bir yanlış anlama, özgür yazılımların ücretsiz olduğudur; genellikle böyle olmakla beraber, özgür yazılımlar ücretli olabilirler, fakat kaynak kodları ücretlendirmelerinden bağımsız olarak açıktır. bir yazılımın, 'özgür yazılım' olarak değerlendirilebilmesi için yazılımın kullanıcısına neleri sağlaması gerekir?

    • yazılımı kullanan kişi onu her türlü amaç için çalıştırmakta özgürdür. özgür yazılımlar kullanıcıları kısıtlamazlar.
    • yazılımı kullanan kişi yazılımın nasıl çalıştığını incelemekte ve kendi özel ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmesi için yazılım üzerinde değişiklik yapmakta özgürdür. kendisi yeterli bilgiye sahip değilse bunu bir başkasına da yaptırabilir.
    • yazılımı kullanan kişi elindeki yazılımı dağıtmakta ve toplum ile paylaşmakta özgürdür.
    • yazılımı kullanan kişi yazılımı geliştirmekte ve geliştirdiği yeni halini toplum ile paylaşmakta özgürdür.

    gpl'nin bu hükümlerine bakıldığında 'yazılımı yazan' kişi ile 'yazılımı kullanan' kişi sanki birbirine karıştırılmış gibi görünüyor. insanın, -özellikle günümüz koşullarında- bir yazılımı kullanan kişinin, kullandığı yazılım üzerinde, yazılımı üreten kişi kadar hakka sahip olmasını kabul etmekte güçlük çekmesi çok doğal... özgür yazılım akımı ile beraber, gpl şemsiyesi altında geliştirilen bir yazılım özel bir çaba sarfetmeye gerek bırakmadan, başlangıcından sonuna değin toplumun ve bilimin yararına geliştirilmiş olur. çünkü bu lisans ve yaklaşım sayesinde,

    • yazılım geliştiricileri tekerleği yeniden keşfetmekle vakit harcamaz, daha önceden üretilmiş olan araçları yazılımlarına ekleyerek bunlar üzerine yeni şeyler inşa edebilir.
    • aynı işi yapan yazılımların en iyi yönleri alınarak kullanıcılara optimum çalışan, kaliteli yazılımlar hızla sunulabilir. kullanıcılar var olan yazılımlar arasından istediğini deneyerek kendi ihtiyacını rahatça seçebilir.
    • kullanıcılar özgür yazılımlara çok makul fiyatlar ile ya da -çoğunlukla- 0 maliyetle sahip olabilir, dolayısı ile yazılım ücretlerine ayırdıkları kaynaklarını donanıma ya da diğer ihtiyaçlarına ayırabilir, yaşam ve çalışma standartlarını yükseltebilirler.
    • yazılımın kaynak koduna da sahip olduklarından dolayı kullanıcılar kritik yazılımların nasıl çalıştığını anlamak için kaynak kodlarına bakabilir, isteklerine göre özelleştirebilir ve kaynak tasarrufu sağlayabilir. elbette kullanıcılar yazılım üretimi konusunda bilgili olmak zorunda değildir, ne bir programcı kiralamak kullanıcı için, ne de var olan bir yazılım üzerinde değişiklik yapmak bir programcı için zordur.

    bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, özgür yazılım akımı bilişim dünyasının acımasız çarkları arasında açan bir çiçek gibidir. gpl'nin zekice düşünülmüş hükümleri sayesinde bu akımın önü kendi menfaatlerinden dolayı kapalı kaynak kodu savunan, küçük bir kitleyi doyuran egoist yazılım devleri tarafından bir türlü kesilememektedir ve free software foundation'un kurulduğu 1985 yılından bu yana internet teknolojisinin de hızla yayılması ile bu akım bütün ülkelere sıçramış durumdadır. açık kaynak kodlu özgür yazılımlar yukarda bahsedilen özellikleri ile şu avantajları da beraberinde getirmektedir:

    • güvenilirlik: açık kaynak kodlu yazılımların belki de en büyük artısı olan güvenilir oluşları, kimi çevreler tarafından doğru olmayan bir mantıkla bir dezavantaj gibi gösterilmeye çalışılmakta ve topluma 'açık kaynak kodlu bir yazılımın tam olarak nasıl çalıştığı kaynak koduna bakılarak bilinebildiği için yazılımın barındırdığı güvenlik problemleri saldırganlar tarafından kolaylıkla tespit edilip kullanılabilmektedir' gibi bir düşünce yerleştirilmeye çalışılmaktadır. fakat açık kaynak kodlu bir yazılım, doğası gereği geliştirilmesi sürecinden kullanımı zamanına değin onbinlerce göz tarafından denetlenmektedir. var olması muhtemel bir güvenlik problemi ya da kötü niyetli bir programcı tarafından bilinçli olarak yerleştirilebilecek bir kod parçası yazılım sizin elinize ulaşmadan tespit edilmekte ve hızla düzeltilmekte ya da size ulaşması engellenmektedir. ayrıca kimse, binlerce insanın kollektif bir şekilde geliştirdiği bir yazılımın güvenilmez olduğunu idda ederken, sınırlı sayıda kişinin geliştirdiği ve kaynak kodunu kapattığı bir yazılımın güvenilirliğini kimin ve nasıl garanti edeceği sorusuna yanıt veremez.
    • sağlamlık: yine açık kaynak kodlu yazılımların doğal geliştirme süreci içerisinde çok sayıda insan tarafından denenmeleri ve kaynak kodlarının gözden geçirilmesi sonucunca ortaya yüksek kalitede, stabil ve kuvvetli yazılımlar çıkmaktadır.
    • esneklik: kaynak kodu açık bir yazılım hızla ve kolaylıkla yeni bir sistem üzerinde çalışacak şekilde yeniden yapılandırılabilmekte, bir kısmı çıkarılarak kapsamı daraltılabilmekte ya da eklenen yeni fonksiyonlarla kapsamı genişletilebilmektedir.
    • uygulama desteği: çok geniş bir yelpazede ve çeşitlilikteki bir çok açık kaynak kodlu özgür yazılım her gün duyurulmaktadır. herhangi bir konudaki ihtiyaç açık kaynak kodlu yazılımlarla hızlı ve kaliteli bir şekilde çözüme kavuşturulabilmektedir.

    hepsinden ötesi, bahsedilen yazılım sizin kendi malınız olmaktadır. yukarıda da bahsedilen gpl lisansı uyarınca üretilmiş bir yazılım üzerinde, onu hazırlayan kişi kadar hakka sahip olmanız inanılması güç bir şeydir. insanların bu durum karşısında şu şekilde bir değerlendirme yapması çok sık rastlanan bir durumdur: 'bir yazılımın kaynak kodunun açık ya da kapalı olması, özgür olması ya da olmaması benim için neyi değiştirir?'

    aslında çok şeyi değiştirmektedir.

    bu şekilde düşünen kişilerin bir kısmı, bilgisayarlarında lisans bedelleri ödenmemiş, kopya yazlımlar kullanmaktadırlar, dolayısı ile ellerindeki yazılımların yasal kısıtlamaları ve hükümlerinden dolayı hırsız durumuna düşmekte ve yasaları çiğnemektedirler; sırf ihtiyaçlarını karşılamak istedikleri için hayatları boyunca yapmayı akıllarından bile geçirmeyecekleri suçlarlı işlemiş sayılmaktadırlar.

    bir kısmı da bilgisayarlarında kullandıkları yazılımların lisans bedellerini ödemekte, fakat kullandıkları yazılımın lisans hükümleri uyarınca lisans bedeli ödenmiş yazılımlarının bir kopyasını çok yakın arkadaşları dahi istese ona 'hayır' demek durumunda kalmaktadırlar. demedikleri taktirde de arkadaşlarını ilk kısımdaki insanlar genellemesine itmektedirler. yani lisans bedelini ödedikleri taktirde dahi bir yazılıma sahip olamamakta, yazılımı özgürce kullanamamakta, özgür olamamaktadırlar. işte bu durum, richard m. stallman'ın “bu yaşam şeklini reddettim” dediği yaşam şeklidir.

    peki bunca koşuşturma arasında linux'un yeri nerededir (linux, linuks şeklinde telaffuz edilir)?

    linux, linus torvalds adında finlandiya'lı bir bilgisyar mühendisinin 1991 yılında helsinki üniversitesi'nde bir öğrenci iken kişisel bilgisayarında kullanmak üzere geliştirmeye başladığı bir işletim sistemi çekirdeğidir (işletim sisteminin çekirdeği, işletim sisteminin beyni diye tabir edebileceğimiz kısmıdır). internet'te yaptığı duyuru sonucunda tüm dünyadan bir çok programcının da desteği ile hızla gelişmiş ve halen aynı destek ile gelişmekte olan açık kaynak kodlu, özgür bir yazılımdır. hızlı bir sürecin sonunda linus'un geliştirdiği çekirdek, gnu hareketinin bir meyvesi ve aynı zamanda taşıyıcısı haline gelmiştir. gnu için yazılmış özgür yazılımlar çok kısa süre içerisinde linux çekirdeği ile uyumlu çalışabilecek hale getirilmiş ve ortaya güçlü, esnek ve açık kaynak kodlu bir işletim sistemi çıkmıştır. gnu/linux olarak anılması gereken işletim sistemi zaman içerisinde telaffuz kolaylıklarından ötürü linux olarak anılmaya başlanmıştır. şu anda gnu yazılımlarını ve diğer özgür yazılımları bir araya getiren ve tüm bunları bir linux çekirdeği ile beraber toplu, derlenmiş ve kurulumu çok kolay bir işletim sistemi olarak piyasaya süren irili ufaklı bir çok çalışma mevcuttur. fedora, debian, suse, mandrake, slackware bunlardan çok bilinen bir kaçıdır. her biri, normal bir bilgisyar kullanıcısının biraz dikkat ederek bilgisayarına kurabileceği ve neredeyse hiç yabancılık çekmeden kullanabileceği kadar rahat bir kurulum arayüzüne sahip bir şekilde dağıtılmaktadır.

    bu dağıtımlar üniversitelerin bilgi işlem dairesi başkanlıklarından, bilgisayar mühendislikleri bölümlerinden ya da sadece dağıtım işini üstlenmiş internet sitelerinden çok cüzzi miktarlar karşılığında temin edilebilmektedirler.

    türkiye'de de dünyanın her yerinde olduğu gibi linux ile tanışmak isteyen ve yukarda vaad edilen şekilde bir bilgisayar yaşantısına adım atmak isteyen kişileri bir araya getirmek ve desteklemek vazifesini üstlenmiş ciddi ve özverili organizasyonlar mevcuttur. lkd (linux kullanıcıları derneği), tüm linux camiasının buluşma noktası olmayı hedefleyen ve bütün özgür yazılım hareketlerine kucak açmış bir dernektir. her yıl düzenlenen ve 4 gün süren linux şenlikleri ile 3-4 paralel salonda yapılan seminer oturumları ile insanlar linux ile ilgili çeşitli konularda bilgilendirilmekte, hiç bilmeyenlerden profesyonel bilgisayar kullanıcılarına kadar herkezin faydalanabileceği etkinliklere türkiye'nin dört yanından konuşmacılar ve izleyiciler katılmaktadır. e-posta listelerinde özgür yazılım ve linux konusunda yardım almak isteyen kişilere yardım edilmekte, düzenli ve gezici seminerler ile kitleler ücretsiz bilgilendirilmektedir. türkçeleştirme, yeni özgür yazılımların geliştirilmesi gibi çalışmalara destek verilmektedir.

    şu anda nerede ise tüm üniversite bilgi işlem merkezlerinin yanı sıra, nasa, ibm, hp, boeing, hsbc, citybank, sonyericsson, nokia, siemens, samsung, general motors, hyundai, oracle, etoys gibi çok büyük kuruluşlar linux kullanmakta ve bir şekilde özgür yazılımlara destek olmaktadırlar.

    bütün bunlar sanki bir pazarlama şirketinin serzenişleri gibi görünmekte, insanın aklına 'peki bunca insan neden bu fikrin peşinden koşturuyor? bu kişilerin menfaati nedir?' soruları takılmaktadır.

    siz kabul etmesenizde, özgür yazılımlar ve linux sizin kullanmanız için hiç bir karşılık beklemeden size sunulmuş birer hediyedir. sizin malınızdırlar, ve ona sahip çıkmak ya da çıkmamak özgürlüğü de diğer tüm özgürlükleriniz gibi sizin elinizdedir. bu akım ve bu akımın ürettikleri, toplumların refah seviyesini yükseltmek için çalışan bilime ve gelecek nesillere bir mirastır.

    richard m. stallman'ın söylediği gibi, 'özgür yazılım kullanmayı hak ediyorsunuz'.
  • aga bu gnu-linux-unix-bsd alemi bir garip..

    linux işletim sistemi değildir dağıtımları vardır.
    dağıtımlar da zinhar işletim sistemi değildir; dağıtım ulan işte adı üstünde kızdırmayın.
    çünkü çekirdek falan da lazım ona, çekirdek linux olur, bsd olur, unix olur.
    unix de işletim sistemi değildir, mac os linux değildir ama unix'in alt çeşididir.
    ama işletim sistemi değil de çekirdek olarak yani.
    bu arada apple da linux değildir. ne alakası var deme valla bak.
    apple zaten marka, olmaz ondan işletim sistemi falan.
    bsd free olabilir olmayabilir, o da bir dağıtım olabilir, çekirdek de olabilir ama bildiğim kadarıyla işletim sistemi değil.

    yani aslında there is no spoon. bunların hepsi bir aldatmaca, sadece windows var piyasada bizi kandırıyorlar.

    he bu arada gnu da unix değildir.

    gnu is not unix.!
  • "yazılımın özgürlüğü" üzerine fikir yürütürken, yazılımdan çok özgürlük kavramı üzerinde duran felsefedir (sonuç olarak ise, "yazılım"ın zenginliği öne çıkar; zira her kullanıcı kaynak kodlarına sahip olduğu yazılımın yeni bir[sürü] versiyonunu oluşturabilir).

    bu felsefenin ürünü olan yazılımların alternatiflerine ise 'sahiplenilmiş'* yazılımlar deniyor (tabii olarak birilerinin "sahiplendiği" yazılım özgür değil, "köle"dir). gnu lisansı ise yazılımın kendisine özgürlük verme iddiasındadır, daha doğrusu insanlara bir takım geniş özgürlükler vererek aslında yazılımı özgürleştirir.

    her nedense özgür yazılıma sempati duyanlarda, yaklaşık olarak aynı oranda bir micro$oft antipatisi de vardır; tamamen proprietary yazılım üreten adobe, oracle.. değil de ms. bunun sebebi ise sanırım windows'un herhangi bir özgür yazılım alternatifi değil, doğrudan işletim sisteminin (ve gnu'nun en büyük projesi olan gnu/linux'un) bir alternatifi olmasından.

    microsoft'un politikalarını veya ürünlerini eleştirmenin lüzümu yok; sonuçta ortada bir 'tekelleşme', gnu/linux ile karşılaştırınca 'nihai amacın maddi kazanç olması' gibi "dakka 1 gol 1" bir bug söz konusu.

    ben de ms'i eleştirmek yerine, microsoft başlığında gnu/linux'a yöneltildiğini gördüğüm bir iki yanlış anlama/hatayı düzeltmek daha hayırlıdır diye düşünüyorum:

    [ 0. gnu/linux'a eleştiri yöneltmek için microsoft başlığının kullanılması. bunun doğru yeri: (bkz: gnu/linux). diyeceksiniz ki; "o zaman bu verdiğin cevabın yeri de gnudeğil, gnu/linux başlığı!". şöyle söyleyeyim: aşağıdaki eleştirilere bakınca bunların her ne kadar gnu/linux'a yöneltilmiş olduğunu düşünseniz de; bunlar temelde gnu yazılım felsefesini muhatap alan eleştiriler..]

    1. tipik bir linux masaüstü sürümünde çok sayıda cd/dvd olmasını "içlerine bir sürü program dolduruyorlar ki masaüstünde linux kullanılabildiği gibi bir illüzyon olsun." şeklinde özetlenmesi.

    burada ciddi bir yanılgı var. zira o medyalarda o kadar çok program olmasını şu nedenlere bağlarız:
    - özgür/açık kaynak kodlu yazılımın doğal bir sonucu olarak "community driven" ve çok kaliteli pek çok proje olması
    - gnu felsefesinin zaten temel olarak "standartlaşmaya" karşı, kuralsız* olması; sonuç olarak da herhangi bir iş için standart bir program önermemesidir. yani medya (ses/vidyo) oynatıcısı mı? ms dunyasında "standartlar" vardır. örneğin windows media player gömülü, işletim sisteminin yanında "standart" olarak gelen oynatıcıdır (buna son vermesi gereken bir mahkeme kararı bulunuyordu, ona ne olduğunu ben de bilmiyorum).

    linux dağıtımları ise, size onlarca alternatiften istediğinizi seçip kurma "özgürlüğü"nü verir.

    ayrıca cd üstüne cd edinmek zorunda da değilsiniz; 100 mb'lık netinstall cd'si ile "temel" bir sistem kurulumu gerçekleştirip, sonra istediğiniz her şeyi internet üzerinden kurma "özgürlüğüne" de sahipsiniz.

    bir de masaüzerinde linux kullanılabildiği bir ilüzyon değil ki? ben "tüm işlerimi" (müzik dinlemek, divx/dvd seyretmek [hatta ses/video encode etmek], yazılım geliştirmek, msn protokolüne bağlanıp sohbet etmek...) linux üzerinde halledebiliyorum, hatta pek çoğunu çok daha verimli bir şekilde hallediyorum. ki bu listede örneklediğim her şey "masaüstü" denen bilgisayarlarda yapılan basit işlerdir.

    kısacası "masaüstünde linux hayaldir!" temalı bu eleştiri çok rahat çürütülebilir; yapamadığınız/hazır olarak size sunulmayan bir şeyleri yapabilen pek çok insan, hipotezini çürüten basit birer contra exampledır.

    [ tam bu noktada (bkz: http://cayfer.bilkent.edu.tr/~cayfer/neden.html) ]

    2. paket bağımlılıkları konusundaki bugları "...zira kendisine sonradan program kurmak pek mümkün olmuyor. o program bu paketi istiyor, o paket başka paketi. bunların 360 derecesi bile başıma geldi." gibi çözümsüz bir trajediymişçesine algılamak.

    bu tür hatalar genellikle red-hat/fedora'nın paket yöneticisi olan yum'da alınırdı. kendisinden çok daha başarılı alternatifi olan apt'yi kullanarak bu kabuslardan şak diye kurtulmak da mümkündü, manuel olarak (--force) bu hataları aşmak da... tabii ki yazılımdaki bugları "n'olcak canım, olsun o kadar!" deyip savunmuyorum. ancak basit "trick"lerle, hiç alışık olmadığınız bu yeni işletim sistemindeki bu tür sorunları aşmak mümkün; bunu bilmelisiniz. sadece "aramaya inanmak", ve biraz inatçı olmak gerekiyor.

    çünkü bir başkasında şakır şakır çalışan bir "şey" sizde bir ton hata mesajı vererek çalışmayabiliyor; çünkü artık pek çok alanda "standartlaşmamış" bir sistem kullanıyorsunuz.

    ve bu durum, yeterince sabredip pes etmez ve aramaya inanırsanız sizi bir süre sonra gnu/linux'a alıştırıyor ve onu "kullanabilmenizi" sağlıyor.

    çünkü herhangi bir forumda bu sorunlarınıza yardım alabiliyor, aklınıza yatmayan şeylere dair eleştirilerinizi insanlarla tartışabiliyorsunuz. zaten gnu/linux (veya genel olarak özgür yazılım) gücünü tamamen kullanıcı kitlesinden alan bir felsefe. bunu gözardı etmeniz durumunda ise yukarıda örneklediğim eleştirilerde olduğu gibi, linux'un size öcü gibi görünmesi kaçınılmaz.

    bunu da söylemişken, bunların tamamını güzel bir şekilde özetleyen şu sözü eklememek olmaz:

    "linux is actually friendly, but a little selective with who its friends are."
  • unix olmayan sey
  • bizon gibi bir hayvan..
  • gelecek yuzyilin yazilim standarti. hersey cok degisecek
  • okuz kafali antilop, ingilizcesi "wildebeest".
    mevsimlik goc sirasinda, zebralarla birlikte, suyun ote tarafina gecen ucsuz bucaksiz gnu surusu goruntulerine, belgesel filmlerde kedigil avlariyla asagi yukari esit agirlikta yer verilir. hayvanlar suyu bir nefeste gectikten sonra karaya cikmak icin muhtesem bir itis kakisa girerler; bu sirada, suda pusuya yatmis ac timsahlar da firsat kollamaktadir.
    kalabalik saatte, agzina kadar dolu** belediye otobusune binmek icin debelenen bir kimseye soyle seslenmek uygun olur: "hayrola kardes, timsahtan kacan okuz kafali antilop gibi?"
  • "richard stallman, 34 yıl önce bugün gnu projesi’ni duyurmuştu. stallman’a göre bir yazılıma gerçekten sahip olmak,

    • yazılımı her türlü amaç için çalıştırma,
    • yazılımın nasıl çalıştığını inceleyerek onu kendi gereksinimlerimiz doğrultusunda değiştirebilme,
    • yazılımın kopyalarını arkadaşlarımızla paylaşabilme,
    • yazılımı geliştirip, geliştirilmiş haliyle yayımlayabilme haklarına sahip olmak demekti.

    stallman, bilgisayarlarımızdaki yazılımlarda neden bu haklara sahip olamadığımızı sorgulayarak yola çıkmıştı. bugün onun başlattığı gnu projesi sayesinde bilgisayarlarımızın gerçekten hakimi olabiliyoruz.

    ancak şartlar da değişmiş durumda. gündelik hayat dijitalleştikçe sadece kendi bilgisayarlarımızda özgür yazılım kullanmak yeterli olmuyor. bu nedenle, fsfe’nin (avrupa özgür yazılım vakfı) başlattığı “kamunun parası, kamunun kodu!” ( https://publiccode.eu/tr/ ) kampanyası son derece anlamlı.

    bilgisayarlarımızdaki yazılımlara neden sahip olamadığımızı sorgulayan stallman gibi fsfe de dijitalleşen gündelik hayatı dikkate alarak çok basit ve doğal bir soru soruyor:
    vergi verenlerin parasıyla üretilen yazılımlar neden özgür yazılım olarak yayımlanmıyor?

    fsfe, kamu tarafından finanse edilerek kamu sektörü için geliştirilen yazılımların özgür yazılım lisanslarıyla kamuya açık hale getirilmesini sağlayacak düzenlemeler talep ediyor.

    çünkü kamusal kod ile

    • farklı kamu kurumları benzer uygulamaları sıfırdan geliştirmek zorunda kalmayacak ve böylece kamu bütçesinden tasarruf sağlanabilecek
    • büyük projelerde uzmanlık ve maliyet paylaşılabilecek
    • kamunun finanse ettiği uygulamalar herkesin erişimine açık olacak
    • süreçler şeffaflaşacak ve başkalarının tekerleği yeniden icat etmesi gerekmeyecek
    • yazılımlardaki hatalar, arka kapılar ve özel hayatın gizliliğini çiğneyebilecek açıklar daha rahat tespit edilip kapatılabilecek

    gnu projesi’nin 34. yılında fsfe’nin kampanyasını desteklediğimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz: halkın parasıyla üretilen kod, halka açık olmalıdır!"

    http://haber.sol.org.tr/…d-halka-acik-olmali-211390
hesabın var mı? giriş yap