• giovanni boccaccio-italyan yazar

    1349-1353 yillarinda yazdigi ba$yapiti (bkz: decameron) nu 14 yy da yai dilinde latince kullanilmasina ragmen halk diliyle yazmis(italyanca)
    ve italyancada duzyazinin gelismesine buyuk katkida bulunmustur....
  • ilk öykü türü örneğini vermiştir.
  • on gün boyunca anlatılan 100 fantezi ağırlıklı öyküyü konu alan decameron öyküleri nin yazarı.. (ki bu eser gelişmekte olan floransa burjuvazisinin, işleri nedeniyle sık sık uzak ülkelere giden kocalarının dönüşünü beklemekle ömür tüketen kadınları için yazılmıştır)

    yaşadığı çağa oranla ettiği büyük laflar, italyan karakterinin nasıl da romalı vatandaşlıktan kurtulamadığını bizlere gösterir, ister ahlaki düşüklük deyin, ister cinsel fantezi zenginliği deyin, böyle bir gerçek var..

    "yaşamı renklendiren her türlü davranışa evet.." diyerek bakış açısını da belirtir hafiften..

    italyan yazı dilinin de temelini atmıştır..

    feci yonetmen pier paolo pasolini de decameron öyküleri ni filmleştirmiştir..
  • italyan düz yazısının yaratıcısı sayılabilecek, en büyük klasik edebiyatçılarından biri.

    1313'de paris'te doğmuş, 1375'de toskana'da ölmüştür. floransalı bir tüccarın parisli bir kızdan olmuş oğluydu. hareketli gençlik yıllarından sonra edebi incelemelere başladı. şiirler romanlar yazmaya koyuldu. bu gençlik yazıları üzerinde çok durulmaz. 1350'de gelip toskana'ya yerleşti ve en olgun çağında, orada ünlü decameron'u yazdı ( 1350-1354). bugüne dek değerinden hiçbir şey kaybetmeyen ve bütün dillere çevrilen eser, on kişilik bir topluluğun ( üç erkekle yedi kadın) on gün içinde birbirlerine anlattıkları birer hikayeden, yani yüz hikayeden oluşur. böylece boccacio, tıpkı binbir gece masallarında olduğu gibi, bu hikayeleri birbirine bağlamak için kurnazca bir yol bulmuş, hepsini birden bir hikaye haline koymuştur.

    decameron hikayeleri son derece çeşitli, kısalı uzunlu, neşeli ve acıklı eserlerdir. pek çoğu açık saçık konuları ele aldığı için ihtiyarlığında boccaccio pişman olarak kitabını yakmaya kalkışmış, ama petrarca buna engel olmuştur.

    decameron, canlılığı ve psikolojik gücüyle klasik bir eser olmuş ve italyan hikayecilerine uzun zaman örneklik etmiştir.

    ''dirilen adam'' en dikkate değerlerinden biridir. okunmalı.
  • bokaciyo, decameron'u yazip yarin zulufune dokunduracagini bildiginden, kitabin girisine "bos vakti olan ev hanimlarina okusunlar, hosca vakit gecirsinler diye yazdim niyetimiz kimseyi kirmak degildir surdakini buraya koymak degildir" girizgahi eklemeten de cekinmemistir. elbette bokacyo doneminin standartlarini dusunmus, goz ardi etmemis, mesajini boylesi "hafifi mesrep bir kalip" ya da onsunum ile vermekten cekinmemistir.

    oysa ki tahmin ediyorum ki kendisinin asil hedefledigi yuzyillar boyu papalik esareti altinda inlemis, ve tam olarak asla histiyanlasmamis halkin, koylunun hallerini yazmak, ciddi bir sistem elestirisi yapmaktir. decameron daki oykulerin kendisine ait olmadigi, italyan halk hikayeleri, pagan soylenceleri oldugu barizdir. boylesi bir derlemeyi "kimseye caktirmadan" sunmak icin sectigi bu yol neticede pek basarili olmus, "evkadinlari icin hikayeler" dunyanin sittin diline cevrilmis, amacladigi elestiriye ve hatta daha fazlasina da ulasmistir. (protestan hareket ahlakini, enfesligini katoliklige karsi savunurken decameron'da bahsi gecen ahlak disiliklara ornek vermekten cekinmez. oysa ki decameronun hikayelerinde "katolik"lik degil sistematik din ve kurumsallasmis, fayda beklentili inanc elestirilmektedir. protestanlari zit gecmis. olsun, varsin.)
  • ortaçağ'a özgü(14.yy) , yerel ve renkli italyan hikayelerini kaleme almıştır. özellikle decameron'da "nastacia'nın öyküsü" adlı ravennalı kadınlara ders vermek niteliğindeki hikayesi cok iğneleyici ve hoştur.
    botticelli tarafından üç resim-(bkz: triptik) olarak ele alınmış çalışmada,bir ziyafet esnasında hikayeyi anlatılır. hikayenin özünde ise çok sevdiği halde, aşkına karşılık bulamamış bir adamın sevdiğini ormanda bir şövalye tarafından saldırıya uğrarken görmesi ve şaşkınlıkla müdahale etmeyi isteyince, şövalyenin, kadının aslında öldüğünü ve tanrının cezalandırmasıyla her cuma aynı saatlerde köpeklerce parçalandığını anlatmasıyla sonlanır...ravennalı kadınlara erkeklerin aşklarına karşılık vermelerinin gerektiğine dair yapılmış kıssadan hissedir...bu hikaye anlatıldıktan sonra aşkına karşılık arayan adamın ziyafet sonrasında buna cevap bulduğu söylenir...ama komiktir yinede..resim (bkz: prado')da bulunur.
    (bkz: nastacia'nın öyküsü)
  • zamaninda varlik yayinlari ' ndan decameron 'nun ve kisa bir biyografisinin de bulundugu sekli ile piyasaya cikmistir. turkcesi imla hatalari ve dusuk cumleleri icerse de, sahaflarda goruldugu takdirde kacirilmamasi gereken bir eserdir.
  • italyan şair ve yazar.

    rönesans hümanizminin en önemli isimlerinden birisi.

    hakkında hazırlanmış bir inceleme için: (bkz: boccaccio kimdir?)
  • sevdiğim bir yazar olmasının yanısıra, ismi bir balık türüne verilmiştir, bu balık türünün latincesi sebastes paucispinis'tir. boccaccio en büyük kaya balıklarındandır, koca ağızları küçük balıkları yutmak için idealdir.
hesabın var mı? giriş yap