• gioacchino, favori bestecilerimdendir.
    zira kendisi itin kopuğun epiküristin önde gideni bayrak taşıyanıdır.
    tembel, haylaz öğrencilik yıllarında okul ile arasının pek olamayacağını farkedince almıştır sazı eline, sesi çatlayana kadar şarkı söylemiştir.
    sonra kendini operaya vermiş komik komik eserler vermiştir.zengin bir kadın ile evlenmiş, paris e ingiltereye gitmiş, karizmadan karizmaya uçmuştur.
    william tell ve sevil berberinde kullandığı ritmler geçişler spektaküler ve eşsizdir, şahsın kendisi idol olunası birisidir.barlarda anlatılabilecek her hangi bir ibneliği, iktidarsızlığı mevcut değildir.
  • 1792-1868 yillari arasinda yasamis italyan besteci..annesi bir sarkici, babasi korno calgicisiydi..30 yasina kadar nerdeyse 40 kadar opera yazdiktan sonra olumune kadar bisi bestelemedi..hatta kendini keyfe ve hayata verdi, oturup yemek tarifleri yazmaya basladi (rossini biftegi diye unlu bir yemek bugun hala vardir)..muzigi super kivrak, neseli, kendisi de nukteli, ucuk bir adamdir..
  • bir konser öncesi salona girerken bir bayan koşarak yanına gelmiş ve “sinyor ilk kez sizin aryalarınızı seslendireceğim ve çok korkuyorum’’ demiş.
    ünlü bestecinin yanıtı kısa olmuş :
    “ben de...’’
  • gerçek bir neşe pınarıdır. pek keyifli, iyimser, espritüel bir insanmış rossini; pek de iyiliksevermiş; şöyle bir olay olmuş söz misali: bir operasında ikinci derecede önemli bir kadın rolü için seçilen şarkıcıya özel bir arya bestelemesini rica etmişler, o da dinlemiş kadını, fakat bakmış kadın bir tek si notunu düzgün söyleyebiliyor. oturmuş, sırf bu not üzerine bir arya yazmış. arka planda da orkestra nefis çeşitlemelerde bulunmuş, bu şekilde çok beğenilmiş kadının aryası, salon alkıştan yıkılmış. işte böyle şeker bir şahsiyetmiş yani. kendini bir yaştan sonra mutfağa vermesi de iyi olmuş bence, yoksa ben her akşam rossini usülü çorba içemeyecektim, ne acı olacaktı...
    largo al factotum ne büyük bir neşedir öyle bu arada...
  • ayrica (bkz: il barbiere di siviglia) (bkz: william tell)
  • çocukluğumuzdan beri aşina olduğumuz, adeta damarlarımıza işlemiş bir çok bestesi bulunur. biz onun eserlerini bugs bunnyler elmerlar ile dinledik, sevdik. hele ki rabbit of seville... hastasıyım arkidiş.
  • geç vakit gece yarısı trt de rossini yi sunan spiker "rossini dinlemeden aşık olmak biraz eksiktir" demişti. gerçekten de belki de onun bestelerindeki iniş çıkışların mükemmel uyumu bu yorumu yaptırıyor olabilir.
  • gözden kaçırılmaması gereken önemli noktalardan bir tanesi de walt disney ve warner bros'un çizgi filmlerinde rossini bestelerini kullanmasıdır.

    çizgi film walt disney yada warner bros'tan olacak, içine rossini serpiştirilecek, tadından yenmez...
  • rossini, gioacchino- (1792-1868) opera bestecisi. italya'da pezaro kasabasında doğdu. ilk müzik eğitimini soprano olan annesi ve trompetist olan babasından almış, on beş yaşında bolonya konservatuvarına okuması için gönderilmiştir. kısa bir zaman sonra "opera buffo" tarzında operalar yazmaya başlamış, 1810 yılında ilk operası "demetris ve polibic"i oynatmıştır. 1813'te venedik'te "tancredi" operası oynanmıştır. ayrıca "l'italiana in algieri" operasını oynatmıştır. 1816'da "sevil berberi" roma'da oynanmış, fakat tutunmamıştır. rossini bundan sonra viyana, londra ve paris'e gitmiştir. 1830 ihtilalinden az önce fransa kralı besteciye "guillaume tell" operasını ısmarlamıştır. bu opera bestecinin son sahne eseridir. bundan sonra "stabat mater"ini tamamlamıştır.
  • 37 yaşındayken, 37 tane opera bestelemiş olarak bu işi bırakıp, yemek tarifleri "compose" etmeye başlamış italyan,,
hesabın var mı? giriş yap