• "seks her yerdeydi. çok da bir anlamı yoktu. bulunması zor olan şey aşktı. onu arasanız bile, birçok insanda yoktu. ve bulsanız da, tam orda, önünüzde duruyor olsa bile, etrafta bu kadar seks varken nasıl yaşayabilirdiniz ki?" şeklinde çok hoş bir replik barındıran, dibe vuran filmlerden biri...
  • "too beatiful to die, too wild to live"
  • angelina jolie'nin yer yer türkan şoray'a benzediği oldukça güzel ve oldukça ağır bir film.
  • 1998 yapımı, tv filmi. angelina jolie hayranları için bulunmaz şaheser. biyografi, drama. alan, bulan ola da haber vermeye tez top ola, topoş ola, zıplayarak konuşa... (bkz: en güzel dudak)
  • seyredenlerin gia'nin annesinin yedi sulalesine kufur ettigi angelina jolie'nin en basarili filmi.
  • kilitleyen film. iki gün oldu etkisinden kurtulamadım. kendine yazık etti düşüncesi kafamdan çıkmıyor eskilerde bi top model olmasına, hiç tanımamış olmama rağmen.
    bunda angelina nın rolü büyüktür, bu filmi izledikten sonra kendisine ciddi derecede saygı duymaya başladım.
    ilk bakışta film uyuşturucunun nelere yol açabileceğinden bahsediyor gibi gözükse de, hayat hakkında öyle güzel dersler veriyor ki insan aydınlanma çağına giriyor sanki.

    artık öldüğünü anlamış bir kadın, süper ötesi zekasıyla kendi hikayesinin başını, gidişatını, sonunu çocukluğunda bilip, kağıda döken bir çocuk, farkındalığı en yüksek bir insan.

    linda ve annesine vedası akıllara yer etmiştir, spoiler verirsem çarpılırım, izlenmesi lazım.
  • angelina jolie'nin şimdiye kadar en iyi performansını sergilediği film desem abartmış olmam sanırım.
  • "sex was really easy. there was sex everywhere. ıt didn’t really mean too much. love, love was the hard thing to find. even if you were looking for it, which not too many people were. and even if you found it, which not too many people did, even if it was right there in front of you. no; how could you see it with all the sex in the way?"
  • vay efendim çok güzel oldu!

    ne zamandır aklımda olan filmlerden biriydi, cnbc-e sayesinde piyangodan çıktı, ben de kırpık mırpık demeden izledim. iyi halt ettim afedersin.
    zaten evde yalnız geçireceğim ilk gece, tripten tribe girmişim, canım da sıkkın az buçuk -benim canım hep az buçuk sıkkındır gerçi-, yapılacak iş mi bu? ne bileyim aç behzat ç. izle, leyla ile mecnun izle, olmadı yat uyu yani...

    angelina jolie'nin gia'yı oynarken, onu çok fazla özümsediğini düşündürdü film bana. başka hiç kimse bu kadar gerçek oynayamazdı çünkü, eminim. gia da angelina da dönemlerinin dışında, sınırlarda yaşayan insanlar olmuşlar. bunu düşündüren şey bu belki de.

    ve nihayetinde kafa açmak değil derdim ama hepimizin tek istediği biraz daha sevgi. mutluluk sevgi olmadan yakalanabilen bir şey değil çünkü. filmde gia model arkadaşlarının birinin kucağında uyuşturucu komasına girdiğinde ona "seni seviyorum" demişti, arkadaşı da "biliyorum, sen herkesi seviyorsun" şeklinde bir yanıt verdi. çın çın edip duruyor bu diyalog kafamda. bazı insanlara sahip olduğu sevgi ağır gelir. onu paylaşmaya çalıştıkça yalnız bırakılan bir kız gia, sevgiyi mutluluğa dönüştüremeyip, mutluluğu maddede aramaya başlayan bir kız. özel bir kız.

    ne bileyim, fotoğraflarına bakıyorum ve son anını kafamda canlandırmaya çalışıyorum. sanki bir korku filmi gibi. film gibi, film olarak kalması gereken bir şey gibi.

    ama ne yazık ki sonuna kadar gerçek.
  • hayatımın herhangi bir gününü herhangi bir sonla noktalamaya hazırlanırken, tesadüfen televizyonda rastladığım ve izledikten sonraki 1 saat boyunca beni kesintisiz olarak ağlatan çarpıcı bir hayat hikayesi. bir angelina jolie büyüsü.
hesabın var mı? giriş yap