• destansı bir kayseri türküsü.

    hep iki beşlikten oluşan kısmı çalıp, söylenir; ancak aslında yüz beşlikten * oluşur imiş. ciğeri yanan, hasret çeken herkes bir şeyler eklemiş türküye.

    1
    gesi bağları’ndan gelsin geçilsin
    kurulsun masalar rakı konyak içilsin
    herkes sevdiğini alsın seçilsin
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    2
    gesi bağları’nda dolanıyorum
    yitirdim yarimi (anam) aranıyorum
    bir çift selamına güveniyorum
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansım derdime
    3
    gesi bağlarında bülbüller öter
    ateşim yanmadan (anam) tütünüm tüter
    bana bir hal olmuş ölümden beter
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    4
    gesi bağları’nda üç ırgat işler
    sıladan geliyor (anam) şu uçan kuşlar
    anneler doğurur ele bağışlar
    örtün pencereleri (anam) esmesin yeller
    dertli olduğumu (anam) bilmesin eller
    5
    gesi bağları’nın gülleri mavi
    ayrıldım yarimden (anam) gülemem gayri
    yardan ayrılanın böyle olur hali
    yas tutsun ellerim (anam) kına yakmayım
    kör olsun gözlerim (anam) sürme çekmeyim
    6
    gesi bağları’nda tokaştım taşa
    kardeş ekmeğini (anam) hakarlar başa
    girip çalıştığım emeğim boşa
    gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    7
    gesi’ye giderken yolum ayrıldı
    bindim arabaya (anam) başım çevrildi
    siyah saçım sağ yanıma devrildi
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    8
    tıkır tıkır merdivenden inmedim
    güle güle anam yar koynuna girmedim
    cahil idim kıymetini bilmedim
    atma anam atma , beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime.
    9
    kuruldu kazanım harenim yoktur
    söküldü sim saçım anam örenim yoktur
    kapıdan içeri girenim yoktur
    örtün pencereler anam esmesin yeller
    dertli olduğumu anam bilmesin eller.
    10
    bana gül diyorlar neme güleyim
    ayrılık üzerimdeki, kime neyleyim
    bir mektup gönder gönlüm eyleyim
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada, anamın kuzusu.
    11
    bulamadım kır atımın gemini
    süremedim anam gençliğimin demini
    ben sürmedim eller sürsün demini
    neyleyim dünyada anam yar olmayınca
    domurcuk gül iken anam koklamayınca.
    12
    çattım ocağıma hürmetim yoktur
    döktüm zülfü saçı anam örenim yoktur
    anamdan babamdan gelenim yoktur
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu.
    13
    enginli yüksekli kayalarımız
    gam ile yoğrulu anam mayalarımız
    doğurmaz olsaydı analarımız
    neyleyim neyleyim hep alınım yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu.
    14
    urganım atmadık dallar mı kaldı
    başıma gelmedik anam haller mi kaldı
    beni söymedik diller mi kaldı
    ne deyip ağlayım, anam alın yazgısı
    kader böyle imiş anam onmaz bazısı.
    15
    şu görünen bahçe m’ola bağ m’ola
    şu dağın ardında yarim var m’ola
    oturup da beni yad eder m’ola
    atma anam atma beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime.
    16
    sac üstünde fısır fısır bazlama
    küçük iken ciğerlerim gözleme
    ben diyorum gelir diye gözleme
    örtün pencereler, anam esmesin yeller
    dertli olduğumu anam bilmesin eller.
    17
    gesi bağlarında şıvga dalım yok
    derdimi söylesem anam dinler yarim yok
    herkes güler oynar sorgu sual yok
    ben gülsem oynasam anam yasak diyorlar
    yarını elinden anam alsak diyorlar.
    18
    gesi’ye giderken yolum ayrıldı
    bindim arabaya başım çevrildi
    selvi saçım sol yanıma devrildi
    ölüm olmasın da anam ayrılık olsun
    bize sebep olan anam içten vurulsun
    19
    mezarımı geniş açın dar olsun
    etrafı mor sümbüllü bağ olsun
    ben ölüyom ahbaplarım sağ olsun
    el kadar alınımda türlü yazım var
    evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var
    20
    ateş alıp ısınmadım korunda
    güle güle anam yar gezmedim kolunda
    methim gezer elalemin dilinde
    atma anam atma, beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    21
    bülbül gelmiş gül dalına konuyor
    hangi dala yuva yapsa kuruyor
    herkesin yari yanında duruyor
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    22
    bülbülüm uçtu da kafesi durur
    ne güzel ellerin (anam) babası durur
    babasız yuvada evlat mı büyür
    örtün pencereleri (anam) esmesin yeller
    dertli olduğumu (anam) bilmesin eller
    23
    yazmam gül yaprağı düremem gayri
    yalnızım evlere (anam) giremem gayri
    bana bir hal oldu diyemem gayri
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    24
    gesi bağlarında kılarım namaz
    kılarım kılarım halka yaramaz
    haktan geldi bize bir ulu niyaz
    örtün pencereleri değmesin yeller
    bugün efkarlıyım gelmesin eller
    25
    gesi bağları’nın gülü olayım
    arayı arayı yari bulayım
    gül bülbülden başkasına sorayım
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmeyen ben o yari neyleyim
    26
    gesi bağları’nda kamber tay olur
    anam andıkça aklım zay olur
    ayrılık dediğin birkaç ay olur
    örtün pencereleri esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    27
    şu dereden akan bulanık seller
    derdim içimdeki ne bilsin eller
    oturup ağlasam divane derler
    ne deyim ne ağlayım hep alnımın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    28
    sandıktan basmamı giyesim geldi
    ciğerim anamı göresim geldi
    varıp iki elini öpesim geldi
    örtün pencereleri esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    29
    tandıra et vurdum yiyesim geldi
    ciğerim anamı göresim geldi
    açıp mezarına giresim geldi
    ne deyim ağlayım hep alnımın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    30
    gesi bağları’nda bir top gülüm var
    hey allah’tan korkmaz sana bana ölüm var
    ölüm varsa bu dünyada zulüm var
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    31
    gesi bağları’nda geçilmez yastan
    dört yanım ıslandı yağmurdan yaştan
    sağ yanım ağrıdı soluma yaslan
    hep yalan mı oldu o geçen günler
    bahçede ötmez oldu bülbüller
    32
    gesi bağları’nda açılmış güller
    derdimi söylesem deli olmuş derler
    seni sevdiğimi bilmesin eller
    gel otur yanıma boyu posu güzelim
    gülemem ağlarım ah çekerim gezerim
    33
    gesi bağlarında kaynar karınca
    içim kan ağlar anam yaşıtım görünce
    ben bu dertten iflah olmam ölünce
    hep yalan mı oldu anam o geçen günler
    bahçedeki ötmez oldu anam bülbüller.
    34
    gesi bağlarında yiğitler gezer
    eller ne bilsin anam yüreğimi ezer
    yarim gitti hasreti beni üzer
    ben gülsem oynasam anam yasak diyorlar
    varını elinden anam alsak diyorlar.
    35
    gesi bağlarının köpeği olsam
    koklayı koklayı anam anamı bulsam
    bulduğum yerde öpsem koklasam
    atma garip anam yazılara yabanlara
    keşke verseydin köyümüzdeki çobana.
    36
    gesi bağlarında bülbüller öter
    anamın ekmeği burnuma tüter
    el kadar verseler o bana yeter
    el kadar alnımda türlü türlü yazım var
    evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var.
    37
    gesi bağları’nda bir oylum kaya
    düşmüşüm sevdana ne diyon bana
    bir yüzük yaptırdım yadigar sana
    takın parmağına dar mı geliyor
    gurbete gitmesi zor mu geliyor
    38
    gesi bağlarında yolun sağında
    güller çiçek mi açar yavru bağrında
    yavrusu koynunda elin yanında
    yas tutsun ellerim kına yakmayım
    kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
    39
    gesi bağlarında attım urganı
    üstüme örttüler gurbet yorganı
    benim anam çifte kessin kurbanı
    ne deyip ağlayım hep alnımın yazgısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    40
    gesi bağlarında dikili taşlar
    benden selam söylen hey uçan kuşlar
    memlekette kaldı yaren yoldaşlar
    örtün pencereleri esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    41
    her boyadan bir boyalı taşım var
    yaşım küçük ne belalı başım var
    feleğinen döğüşecek işim var
    el kadar alnımda türlü türlü yazım var
    evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var
    42
    anam kirmenini alsın eline
    tarasın yününü taksın beline
    gelsin baksın yavrusunun haline
    ben gülsem oynasam yasak diyorlar
    varını elinden alsak diyorlar
    43
    başına bürünmüş el kadar astar
    asker babasını yavrular ister
    benim yarim diye yolunu gözler
    neyleyim dünyada yar olmayınca
    domurcuk gül iken koklanmayınca
    44
    gesi bağlarında ötüşen kuşlar
    hayıra çıkmadı gördüğüm düşler
    yıldan yıla meyva veren ağaçlar
    devşirdim çiçeği dalda ne kaldı
    gidiyom gurbete burda nem kaldı
    45
    gesi bağlarında salkım söğütler
    anam yok ki versin bana öğütler
    gün görüp gidiyor benden kötüler
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
    46
    ocağımı çattım herenim yoktur
    söküldü sim saçım örenim yoktur
    kapıdan içeri girenim yoktur
    gel otur yanıma başımın tacı
    ayrılık ekmeği zehirden acı
    47
    gesi bağlarında açıldı güller
    sevdiği yanımda sefada eller
    hep bize tokandı yaramaz diller
    ben gülsem oynasam yasak diyorlar
    varını elinden alsak diyorlar
    48
    arı olsam her çiçeğe konarım
    yar yitirdim yana yana ararım
    var mı benim şu gesi’ye zararım
    atma anam atma beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    49
    gesi dedikleri bir çatal dere
    ahbaplar içinde yüreğim yara
    çok emekler verdim vefasız yere
    örtün pencereler esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    50
    yine kalaylandı sofanın taşı
    silerim silerim gitmez gözümün yaşı
    benim çektiklerim bir soysuz yası
    meğer taşa biber ekilmez imiş
    kötülerin kahrı çekilmez imiş
    51
    anam beni ne hal ile doğurdu
    el kapısı hamur etti yoğurdu
    gücüm yeter yetmez işler buyurdu
    gurbet elde neler geldi başıma
    anam yok ki şu derdime katıla
    52
    anam mendilimi düremiyorum
    yalnızım evlere giremiyorum
    anasız babasız duramıyorum
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
    53
    anam yok ki ağıdımı dinlesin
    babam yok ki şikayetim dinlesin
    şu cahil gönlümü kimler eylesin
    el kadar alnımda türlü türlü yazım var
    evvel bir başımdı,şimdi körpe kuzum var
    54
    gesi bağlarında gülüm duruyor
    hangi dala yuva yapsam kuruyor
    bülbül bile kadersizi biliyor
    ne deyip ağlayım hep alnımın yazısı
    onmaz imiş güzellerin bazısı
    55
    yazmam gül yaprağı düremiyorum
    yalnızım evlere giremiyorum
    söktüm sim saçımı öremiyorum
    devşirdim çiçeği benim dalda ne kaldı
    gidiyom gurbete benim burda nem kaldı
    56
    bellettim bağımı yemedim üzüm
    kaynattım pekmezi gelirim güzün
    garibe vermezler bir salkım üzüm
    neydeyim ağlayım alın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    57
    bu yıl çiçek çoktur dallar götürmez
    dağlar diken olmuş kervan oturmaz
    benim bağrım yaz olmuş sitem götürmez
    eğil dağlar eğil yari göresim geldi
    siyah zülfümü yüzüne süresim geldi
    58
    yüceden kaldırın gelin ölüsü
    elmalar donatın söğüt dolusu
    bana derler kadersizin birisi
    dertli diye çağırsınlar adımı
    yazmamınan bağlasınlar başımı
    59
    yazmam gül yaprağı karanfil irenk
    aksine vuruyor devran-ı felek
    gesi bağlarında leyla diyerek
    ah neyleyim şu alnımın yazısı
    onmaz imiş güzellerin bazısı
    60
    bana gül diyorlar neme güleyim
    ayrılık serime düştü neyleyim
    anamdan doğalı ben de böyleyim
    gel otur yanıma boyu posu güzelim
    gülemem ağlarım ah çekerim gezerim
    61
    çırpını çırpını yuvadan uçtum
    ağlayı ağlayı bu hale düştüm
    getirin anamı babamdan geçtim
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş dünyada, anamın kuzusu
    62
    çıra yanmayınca ceviz mi kavlar
    ciğer yanmayınca gözler mi ağlar
    oturum ağlasam divane derler
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    63
    gesi bağlarının yılanı olsam
    dolanı dolanı yanına varsam
    uyusam uyansam derdime yansam
    hep yalan oldu o geçen günler
    bahçede ötmez oldu bülbüller
    64
    gesi bağlarını gördün mü bilmem
    toprağına bağdaş kurdun mu bilmem
    gizli sırlarıma erdin mi bilmem
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmeyen ben o yari neyleyim
    65
    gesi bağlarından geçemiyorum
    az doldur kadehi içemiyorum
    anamdan babamdan geçemiyorum
    ölüm olmasın da ayrılık olsun
    bize sebep olan içten vurulsun
    66
    gesi’ye giderken yolun sağında
    güller açmış nazlı yarin bağında
    yeni değmiş on üç on dört çağında
    gel otur yanıma boyu posu güzelim
    dost düşman yanında güler oynar gezerim
    67
    gesi’ye giderken yolum ayrıldı
    bindim arabaya başım çevrildi
    siyah saçım sağ yanıma devrildi
    eğil dağlar eğil yari göresim geldi
    siyah zülfünü yüzüme süresim geldi
    68
    eşik arasında fenerim yitti
    feleğin ettiği gücüme gitti
    bana ettiğini kimlere etti
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın anam yansın derdime
    69
    ellerin mektubu gelir okunur
    benim yüreğime hançer sokulur
    bugün posta günü canım sıkılır
    atma garip anam yazılara yabana
    keşke verseydin köyümüzdeki çobana
    70
    evereğin bayırına düzüne
    döndüm baktım karlar yağmış izime
    uyma dedim uydun eller sözüne
    sağ olanlar bir gün olur kavuşur
    küs olanlar bir gün gelir barışır
    71
    gesi’nin etrafı tozlu yol m’ola
    salını salını gelen yar m’ola
    urgan atsam ölsem ölüm zor m’ola
    şimdi ben anladım onmadığımı
    daha çilelerimin dolmadığını
    72
    gesi’nin evleri kemer kemerdir
    derdim içimde küme kümedir
    ağlamak dururken gülmek nemedir
    örtün pencereleri esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    73
    söktüm sim saçımı örenim yoktur
    kapıdan içeri girenim yoktur
    ağlasam sızlasam görenim yoktur
    doğurmaz olsaydın anam başım belalı
    bir murat almadım anamdan doğalı
    74
    salkım söğüt gibi dallarım yerde
    gözlerim gözlerim gözlerim yolda
    götürün anama evleri nerde
    gurbet elde neler geldi başıma
    anam yok ki şu derdime katlana
    75
    şu dağlara çıksam yolu arasam
    mendilim elimde döne döne ağlasam
    anam yok ki ben derdimi söylesem
    ne deyim ağlayım alın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    76
    tel tel olur kayseri’nin ovası
    yüzüne bakmadım karın doyası
    taze olur evlilerin boyası
    ne deyip ağlayım alın yazısı
    gülüp oynamıyor gelinlerin bazısı
    77
    yüce dağ başına gelmesin eller
    bu gün efkarlıyım açmasın güller
    diz dize gelip de döktüğüm diller
    ne deyip ağlayım bu böyle olmaz
    kulların başına gelmedik kalmaz
    78
    gesi bağlarından indi bir firek
    bu mektubu yazan dertli bir yürek
    gönderin anamı o bana gerek
    yaz yaz mektubu postaya bırak
    varamam yanına yollar pek ırak
    79
    gesi’ye gidenin bağrı taş gerek
    atı saltanatlı bir kardeş gerek
    ağlamak dururken gülmek ne gerek
    yas tutsun ellerim kına yakmayım
    kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
    80
    sofraya oturdum gelin kız gibi
    gözüme bakarlar imkansız gibi
    ortadaki yemek acı tuz gibi
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    81
    güğümlere su doldurdum ılımış
    benim kader ilk akşamdan uyumuş
    ne yapayım dostlar yazım bu imiş
    örtün pencereleri esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    82
    gesi bağlarını belleyen olsa
    şu cahil gönlümü eğleyen olsa
    beni de anama yollayan olsa
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    83
    gesi bağlarında kaynar kum idim
    ben eller içinde yanan mum idim
    ibdı allah, sonra senden umudum
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
    84
    merdivenden tıkır tıkır inerken
    yazması boynuma dolanır severken
    uyumuşum ak gerdandan emerken
    örtün pencereler değmesin yeller
    bu gün efkarlıyım gelmesin eller
    85
    gesi bağlarında has nane biter
    bana bir hal oldu ölümden beter
    sevdiğim ettiğin canıma yeter
    yaz yaz mektubunu postaya bırak
    varamam yanına, yollar çok ırak
    86
    gül koymuşlar menekşenin adını
    almadım dünyadan ben muradımı
    ben ölürsem dertli koyun adımı
    atma garip anam yazılara yabana
    keşke verseydin beni köyümüzdeki çobana
    87
    bu nasıl tecelli bu nasıl kader
    derdim içimdedir ne bilsin eller
    oturup ağlasam deli mi derler
    neyleyim, neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
    88
    gesi bağlarında gül ile çayır
    ana ben ölüyom başını çevir
    kaynanam imansız, güveyin gavur
    ne diyeyim ağlayayım alın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    89
    elimi atmadık dallar mı kaldı
    başıma gelmedik haller mi kaldı
    beni söylemedik diller mi kaldı
    el kadar alnımda türlü türlü yazım var
    evvel bir başımdı şimdi körpe kuzum var
    90
    gesi bağlarında gül ile susam
    tecellisi olmaz yerine küsen
    candan kimsem yok derdimi desem
    el kadar alnımda türlü yazım var
    evvel yalnızdım şimdi kuzum var
    91
    anam yok ki diye diye ağlasın
    babam yok ki kuşağımı bağlasın
    kardeş yok ki salacamda baş tutsun
    atma garip anam yazılara yabana
    keşke verseydin köyümüzdeki çobana
    92
    bülbüle su verdim altın tasınan
    yolunu beklerim bir hevesinen
    günlerim geçiyor ah u zarınan
    örtün pencereler esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    93
    gesi bağlarında gül ile nergis
    sabahlar olmuyor sevdiğim sensiz
    cennetin köşkünde duramam sensiz
    ölüm olmasın da ayrılık olsun
    bize sebep olan allah’tan bulsun
    94
    gesi bağlarında bir tarla nohut
    anam ben ölüyom bir yasin okut
    küçük kardeşimi yarime büyüt
    örtün pencereler esmesin yeller
    dertli olduğumu bilmesin eller
    95
    dağdan yuvarlandı kayalarımız
    gam ile yoğruldu mayalarımız
    n’ola taş doğuraydı analarımız
    ne deyim ağlayım hep alın yazısı
    kader böyle imiş onmaz bazısı
    96
    kuruldu kanadım kefenim yoktur
    kapıdan içeri girenim yoktur
    gurbette anamın haberi yoktur
    beklerim yolunu gelene kadar
    çekerim derdini ölene kadar
    97
    kütür kütür kırdın felek dalımı
    kimselere diyemiyom halimi
    ben sana ne yaptım allah’ın zalimi
    neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
    gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
    98
    gesi bağlarında dolanıyorum
    yitirdim yarimi aranıyorum
    bir çift selamına güveniyorum
    eğil dağlar eğil gülleriniz açtı mı
    benim sevdiceğim burdan geçti mi
    99
    yağmur yağar ince elek tülbentten
    kurtar allah beni gayri gurbetten
    ölmeyince kurtuluş yok bu dertten
    yol ver dağlar ben gideyim sılama
    sılam zümrüt yeşili buna nasıl dayana
    100
    gesi bağlarında bir top gül idim
    yağmur yağdı güneş vurdu eridim
    evvel yarin sevdiceği ben idim
    gel otur yanıma hallerimi söyleyim
    halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
  • ahmet hamdi tanpınar, beş şehir'de "bu acayip türkü, hiç fark edilmeden yutulan bir avuç zehire benzer" demiş.

    boşuna dememiş.
  • en guzel ve en duygulu turkulerdendir..

    gesi bağlarında dolanıyorum
    yitirdim yarimi aman aranıyorum
    bir tek selamına güveniyorum
    gel otur yanıma hallarımı soyleyim
    derdimden anlamaz, ben o yari neyleyim

    gesi bağlarında üç top gülüm var
    hey allah'tan korkmaz sana bana ölüm var
    ölüm varsa bu dünyada zulüm var
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın, anam yansın derdime.
  • babannemin annesinden duyduğu ek bir kısmı ısrarla ekşi sözlüğe yazmamı istediği türkü. onun ağzından aktarıyorum:
    "50 li yıllarda genç gelinlerin söylediği gesi bağlarının devamı:

    ocağı çattım da herenim yoktur
    söktüm sim saçımı örenim yoktur
    attılar gurbete gelenim yoktur
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmaz yansın anam derdime"
  • selda bagcan'in yorumu enfes ki enfes olan turku.
  • huzunlu bir oykuye sahip olan turku..

    rivayete gore bir genc kiz, kayseri'nin everek kazasindan gesi'ye gelin gelir. kisa bir sure sonra da kocasi calismak icin gurbete gider, ancak bir daha geri donmez. ne kizin kendi ailesi arayip sorar, ne de kayinvalidesi ve kayinpederi kiza sefkat gosterir. ustelik kizin hakkinda asilsiz dedikodular da alir basini gider. genc gelin de icindekileri bu turkuyle disari doker:

    gesi bağlarında dolanıyorum
    yitirdim yarimi aman aranıyorum
    bir tek selamına güveniyorum
    ..
    atma garip anam beni dağlar ardına
    kimseler yanmasın, anam yansın derdime.
  • barış manço yorumu insanı kendinden geçirir.*
  • kayseri erciyes üniversitesi'nin bir aralar 77. kıtadan sonrasını araştırdığı, aşırı içli türkü.
    kayseri büyükşehir belediyesi de, barış manço'nun, mükemmel yorumu sayesinde türkünün popülerleşmesine olan katkısını unutmamış; rahmetlinin mezarına gesi toprağı serptirerek vefasını göstermiştir.
    fakat rahmetlinin yorumu öyle bir yorumdur ki, "belediye az bile yapmış, kayseri'ye yolum düşse de, bir römork toprak ta ben getirtip serpsem" dedirten türdendir.
    şimdilerde ise sahil gitaristlerimiz -sağolsunlar- eksik olasıca yorumlarıyla türküye vesile olan hikayenin gerçek kahramanlarını ve çok sevgili barış manço'yu mezarında ters çevirmekle meşguller.
  • en guzel yorumu tabiiki yine baris manco ya aittir. (bkz: ham meyvayi kopardilar dalindan).

    "kimseler yanmasin, anam yansin derdime" bolumu evinden ayri olanin bunyesine hic iyi gelmez, gurbet ellerde dinlemeyiniz, hele hele baris manco nun sesinden sakin ha.
  • yerçekimi ve gözyaşı arasında savaş çıkartır bu. biri gözden damlamak istemiyorum diye diretirken diğeri hayır akacaksın, mecbursun der.
hesabın var mı? giriş yap