• 18. yüzyılın sonlarında avrupa'da genç erkeklerin ulaşılamaz ya da başkasıyla evli aristokrat genç kadınlarla umutsuz ilişkiler ve platonik aşk yaşamaları bir moda imiş sanırım. johann wolfgang von goethe'nin genç werther'i ile yaklaşık çağdaş olan besteciler beethoven ve schubert de hiç evlenmeyip böyle talihsiz aşklara düşmüşler. hatta avrupa'daki pek çok genç adam goethe tarafından tarif edilen giyim ve tavırlarına öykünmesi ve hatta sanatçıların weimar şehrini ziyaret etmesi gelenek haline gelmiş. bu dönemde intihar edenlerin birçoğunun werther taklitçileri olduğu düşünülüyormuş. başlayan intihar salgını için (bkz: werther etkisi)

    genç werther'in lotte'ye olan umutsuz ve karşı konulmaz aşkını özgürce ifade edememesi ve yaşadığı topluma karşı yoğun nefretini içeren mektuplardan oluşan bu romantik anlatım tarzı, iki yüz yıldan fazla bir süre sonra bugün hala duygusal olarak çok etkileyici bir eser bence. belki de o yüzden masumiyet müzesi'ni ayıla bayıla okudum.

    karşılıksız aşk edebiyatta çok yaygın bir temadır ve insanlık var olduğundan beri bitmek bilmeyen bir trajedidir. bu hikayeyi özel yapan şey ise bu acıklı fenomeni tabiri caizse "ham" ve en saf haliyle tasvir etmesi. trajik bir son...

    ama zaten louis aragon'un da dediği gibi mutlu aşk yoktur.
  • "sen, bulamayacağı şeyleri arayan bir ahmaksın"
    bu söz o kadar uygun bir zamanda karşıma çıktı ki okuduktan sonra boş boş karşıya baktım acı bir farkındalıkla
  • sikerim werther'ini
    hem milletin karısına nişanlısına yaz hem karşılık vermiyor diye iki hafta mektup yaz. türkiye'de yaz o mektupları da gör ebenin şeyini. sonra almanya'da gençlere mavi ceket sarı pantalon giydir, intihar vakalarını patlat. sen de ordan yürü, ünlen dünya efsanesi ol.
  • havsalam almıyor bazen. ben onu böylesine yürekten, çılgıncasına severken; gözüm başka kimseyi görmezken o nasıl oluyor da bir başkasını sevebiliyor, anlamıyorum.
  • "her şeye rağmen, anlaşılmamak, bizim gibilerin yazgısı." (s.24)
  • ---spoiler---
    merktupları alan (hayali arkadaşı )wilhelm adam akıllı bir mektup yazsa harika olurmuş.

    sevgili werther;
    sikerim böyle aşkın ızdırabını. adam ol la biraz. çeki düzen ver kendine. intihar etmek de neyin nesi? bir kadına aşık olduğunu söyleyip, homoseksüeller gibi mektuplar yazıp yolluyorsun. değer mi oğlum bi kız için, ha değer mi? hem evli kadın la bu, hayvan, ırz düşmanı, arsız pezevenk.

    en içten dileklerimle, wilhelm.
    ---spoiler---
  • 1774 yılında, iki haftada, mektuplar halinde ve şiirsel bir dille yazılmıştı. goethe 27 yaşındaydı ve kendi hayatından esinlenmişti.
    yayımlandığında alman toplumunu etkilemişti. melankoliyi tetiklediği ve intiharların artmasına neden olduğu iddia edildi.
    kitap, romantizm akımının erken biçimi ve fransız ihtilali ile avrupa'ya gelen aydınlanmanın ayak sesleri olarak yorumlanıyor. goethe'nin alman aydınlanmasının öncüsü olduğu söylenebilir.
    eserin imkânsız bir aşkı anlattığı malum. romantizmin bu başyapıtı, alman edebiyatındaki realizmin yerini almış olsa da ahlak, vicdan, aşk kavramlarını sosyal ilişkiler ve sınıfsal bağlantılarıyla reel bir temele oturtarak, kahramanı werther'in silahla intiharıyla sonlanıyor.
    freud, intiharın başkasına duyduğumuz öldürme arzusunu kendimize yöneltmek olduğunu henüz söylememişti; yüz yıl, hatta daha da uzun bir zaman sonra söyleyecekti. freud'dan sonra schilder ve bernfeld tarafından geliştirilen ve bernfeld ile nihayetlenen intihar tanımına göre; intihar eden kişi gerçekte başka birini öldürmek ister. bu eylemi kendisine yöneltmesi için karşısındaki o kişiyi güçlü bir biçimde özdeşleştirmiş olması gerekir. ancak o zaman kişi, bu ikinci kişiyi de kendi ölümü ile ortadan kaldıracağına inanır. ayrıca, öldürme isteğinden ötürü duyduğu suçluluğun karşılığını da ödemiş olur.
    werther, lotte'ye yazdığı intihar mektubunda şöyle der;
    "bak lotte, bana ölümün sarhoşluğunu tattıracak olan o soğuk ve korkunç kadehi elime alıyorum. onu bana sen uzatıyorsun, ben de alırken hiç tereddüt etmiyorum. hayatımın bütün istekleri ve ümitleri yerine geldi. ölümün çelikten kapısını vurmak öylesine titretici ve çetin ki... silahlar dolu. saat on ikiyi vuruyor. alınyazısı bu, önüne geçilmez artık. elveda lotte! elveda!"
  • 26 kasım

    “ bazen kendime şöyle diyorum: yalnızca senin bu türden bir yazgın var; diğer insanların mutlu olmalarına sevin- hiç kimseye senin gibi acı çektirilmemiştir.
    - sonra da eski zamanların bir ozanını okuyunca, kendi yüreğimin içini görür gibi oluyorum. o kadar acı çekiyorum ki! ah, insanlar benden önce de böylesine perişan olmuş mudur?”
  • bir, (bkz: goethe) kitabı. aşkı uğruna intihar eden bir gencin hikayesini anlatır. kitap, almanya'da yayımlandıktan sonra toplu intihar vakaları yaşanmıştır.

    bu olaylar salgın durumuna gelince, bu durumu ifade için literatürde "(bkz: werther fever) " kullanılmış.

    1974 yılında intiharın bulaşıcı olduğunu iddia eden (bkz: david phillips) , goethe'nin kitabında, genç werther'in aşkı uğruna intihar etmesi ve sonrasında başka gençlerinde intihar etmesinden hareketle "(bkz: werther etkisi) " tanımını kullanır.

    (bkz: marilyn monroe) 'nin ölümünden bir yıl sonra intihar oranı %10 artarken, (bkz: murat kekilli) "(bkz: bu akşam ölürüm) " şarkısını 90'ların sonunda çıkardıktan sonra 19 genç intihar etmişti.

    werther etkisinin isim babası david phillips'e göre bir intihar vakası medyada yayımlandıktan sonra intihar oranlarında %12 artış meydana geliyor.

    yani, insanların kendilerine ve başkalarına zarar verdiği içerikleri yaymamak lazım. siz yine de genç werther'in acılarını okuyun.
  • isa'nın son sözleri - son sorusu:

    "tanrım, tanrım, beni niçin terk ettin?"
    (bkz: eli eli lema şevaktani /@hanging rock)

    werther'in sorusu:

    "varlığının derinliğine bir türlü ulaşamadığım, yüce tanrım! ruhum seninle doluyken şimdi bana neden yüz çevirdin?"

    sonuç: werther de çarmıhını omzunda taşıyan yahudi sisifos isa gibi kendi ölümüne yürür. yürek burkucu ölümlerdir bunlar. ama gerçekleşmesi gerekir. tanrının sessizliği ölümün diğer adıdır çünkü.
hesabın var mı? giriş yap