• (bkz: #73322970)

    ilber ortaylı'nın yeni kitabı.
  • satış rekorları kırmasını beklediğim kitap.

    çıktığı dönem, türk halkının en çok sevdiği kişinin anlatılması ve anlatan kişinin de çok sevilmesinden dolayı çok satacaktır. tek dezavantajı fiyatının biraz yüksek olması.
  • kronik kitap'tan çıkacak olan ilber ortaylı üstadımızın yeni kitabı. 480 sayfadan oluşuyor. mustafa kemal atatürk' ü en harikulade anlatan ilber hocamızın bu kitabı 15 ocak 2018'de çıkıyor.

    ilber hoca bu güzide kitap için şöyle demiştir:

    “tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. birinci dünya savaşı’ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.”

    https://twitter.com/…igsu/status/949672538501730305
  • ilber ortaylının selimiyesi yani ustalık eseri olmasını dilediğim kitap. en önemli tarihçilerden birisi en önemli tarihi şahsiyetlerden birinin biyografisini kaleme alıyor, çok mutluyum sözlük.
  • muhtemelen bir dönem başlayan ''şu çılgın türkler'' akımından daha fazla gündem olacak ve okunacak kitap. ilber ortaylı gibi alanının zirvesinde bir adamın bu kitabı yazmaması eksiklik olurdu. bekliyoruz bakalım.
  • gönlümün efendisi .
  • oğluma aldığım oyuncağın parasını öderken, kasada gördüğüm, 30 tl'ye toyzz shop'dan aldığım beni heyecanlandıran kitap.

    akşam olsa da, oğlum uyusa ve ben kitaba başlasam.
  • ilber ortaylı tarafından kaleme alınan, kronik kitap'tan çıkan ve ulu önderi anlatan kitap. şu ana kadar dörtte birini okudum. bazı kısımlarını bilgisayar ortamında not aldım. ancak bunu devam ettiremeyeceğim muhtemelen çünkü okuma hızımı çok etkiliyor ve biraz yoruyor. benim ilgimi çeken ve not alma gereği duyduğum paragraflar şunlar :

    "bununla beraber atatürk'le ilgili "atatürk kurucumuzdur.", "atatürk 20.yüzyılın büyük devlet adamıdır." gibi devamlı kullanılan klişelerimiz var. bunlar doğrudur ama elzem olan bazı sloganları maalesef kullanmıyoruz. birincisi atatürk, türkiye mareşalidir. büyük bir mareşaldir çünkü başka mareşalleri takdir etmeyi bilmiştir. büyük mareşaldir çünkü sivil hayata geçmeyi bilmiştir. bunlar onun en büyük özelliklerindendir. büyük ve yaratıcı adamlar bu geçişleri kolaylıkla yaparlar. ikincisi atatürk büyük bir organizatördür. hem askeri alanda hem de politikada başarı göstermiştir. büyük bir devlet adamı olduğunun göstergesi olarak monarşiyi cumhuriyet'e dönüştürmüş ki bu gerçek bir inkılabtır. bu büyük inkılabı başka hangi inkılablarla besleyeceğini de bilmiştir."

    "ordu yeni kurulurken bir kurmay mektebi (erkan-ı harbiye) kuruldu. bu tarz bir mektep bütün kara avrupası'nda, yani prusya, avusturya, rusya ve fransa gibi kara orduları kuvvetli memleketlerde bile 3-5 sene farkla kurulmuştu. bu okul kurulunca otomatikman elit bir asker sınıfı ortaya çıkmıştı. burada yetişenler asker oluyorlar ama başka bilgi ve beceri de elde ediyorlardı. eminim ki çok uzun zaman fihriste bakıp nizamname aramayı, lügate bakıp kelime öğrenmeyi bir tek bunlar biliyorlardı. diğer eğitim branşları buna müsait değildi. matematikçi olmamalarına rağmen logaritma cetveli bakmayı biliyorlardı. mesela atatürk biliyordu. tabii bir de konuşmaya çok dikkat ederlerdi."

    "atatürk yapı olarak sinirli bir adamdır. belirli bir dönemden sonra haşin davranmış olabilir ama kurmay subayları üslub olarak hiçbir zaman çok açık konuşmazlardı. sözle hakareti çok ölçülüydü ve bizim alıştığımız politikacının, hatta alıştığımız bürokratın üslubuna hiç benzemezdi. fakat bazen ağır mizahla hırpaladığı da görülürdü. bu mesela iran şahı rıza pehlevi'nin cezalandıracağı bürokratı bastonla dövmesi gibi bir davranışla mukayese edilemez. bürokrasinin üslub kaybına uğradığı günümüzde, bu hal bilhassa görülüyor. o günün kurmayı ile ankara bürokrasisinin herhangi bir adamı arasında dağlar kadar fark vardır. hatta şimdi daha çok fark vardır."

    "atatürk'ün, teknik bir adam olarak, ne filolojiyle ne de beşeri bilimler dediğimiz bilimlerle alakası vardı. ama o zamanın kıt türkiyesi'nde üniversite ıslahatında istanbul edebiyat fakültesi'ni kurdu. dil-tarih, ankara üniversitesi'nden eskidir. sümeroloji, hititoloji, hindoloji gibi bölümleri neden kuruyor? bir kere anlıyor ki türk tarihini anlamak için dünya tarihini bilmek lazımdır."

    "mustafa kemal paşa ve arkadaşları, onların başında esad paşa gibileri, alman sevmezler ve alman fenni askeriyesini alman taraftarı olmak için yeterli sebep görmezler. bu askerlerin gözünde fransız ordusu demokratik bir ordudur ve bunun delili vardır. bunların dünyaya bakışları herhangi bir mülki memurdan farklıdır. o yüzden buradan lider çıkmıştır. çünkü bu kimseler çok boyutlu bakış açısına sahiplerdi. mesela bulgaristan'da ateşemiliter oldu diye bir adamın bu kadar çok şey görüp anlaması mümkün değildi, ancak, mustafa kemal anlıyordu."

    " atatürk, ittihatçıların menfi taraflarından nefret ederdi. kendisi de gençken yeminli ittihatçı olmasına rağmen, aşağı yukarı hareket ordusu macerasından sonra, binbaşılığından itibaren bu tavır ve hizipçilikten nefret edip, çatışarak kenara çekilmiştir. bazı arkadaşları da öyleydi ve halk partisi’nin içinde de bu tarzı takip etmiştir. mesela aydın’a geldiği zaman “burada muhalif bir genç var. serbest fırka reisi ve hayli etkili” deniliyor. kastettikleri o zaman daha “menderes” olmayan, adnan bey idi. anlatılanlar üzerine çok sinirlenerek adnan bey’i çağırmıştır. bunun üzerine adnan bey arza başlamıştır ki boş bir insan değildir, zira, askerliğini yedek subay olarak yapmış, istiklal madalyası almış ve amerikan koleji’nde okumuştu. memleketin halini, çiftçinin durumunu, ihmali, bürokrasinin tutumunu anlatıyor. o anda atatürk’ün tavrı ve yüzü değişmeye başlıyor. “sen bunları bana bir layiha halinde ver” diyor ve ondan sonraki dönemde onu aydın’dan mebus yapıyor. bu bir zihniyettir. ancak türk cemiyetinde bu tip liderler çok azdır."
hesabın var mı? giriş yap