• topa ayağının üstüyle hem bu kadar sert hem de bu kadar köşelere isabetli vurabilen bir futbolcu görmedim bugüne kadar. batistuta'nın vurduğu şutlar genelde falso almadan, kaleye dümdüz bir doğru olarak gider. ayağının üstüyle topa hem o kadar sert hem de o kadar düzgün vurur ki, bir çok futbolcunun kaleye gitmesini garantilemek için plase vurmaya çekindiği yerlerden bile bu adam sevgili arnavut şevket abimizin tabiriyle zıbamm diye gömçürür topa.

    thierry henry başlığında, 90 sonrası doğan versus kuşağı çocukları tarafından henry'i övmek için "batistuta kim ki" diye şeklinde yazılmış bir çok yorum gördüm. laf sokmak ya da rencide etmek için değil, inanın gerçekten üzüldüm bu çocuklar adına. batistuta'nın futbolunu izlememeleri, o dönemki fiorentina efsanesinden haberdar olmamaları, bu adamın yaptıklarını görmemeleri aslında bahsettiğim bu 90 sonrası doğan versus kuşağı çocuklarının neden böyle olduklarını, hayatlarının niçin hep bir rekabet ve yarış atı felsefesi üzerine kurulu olduğunu, varolmak için neden hep karşılarındakini ezmeye odaklanmış olduklarını çok daha iyi anlatıyor.

    batistuta'yı azıcık sevebilselerdi hayatta kaybetmek diye bir şey olduğunu da idrak edebilirlerdi belki. kaybetmenin yenilmek anlamına gelmediğini, başarının insanların değerlerini ölçmede bir kıstas olmadığını, takımların şampiyonluk yahut kupalar için sevilmediğini görebilirlerdi.

    92-93 sezonunda batistuta 19 gol atmasına rağmen o sezon küme düşmekten kurtaramadığı takımından, bir çok transfer teklifine rağmen ayrılmamıştır. takımda kalarak fiorentina'yı serie b'den tekrar serie a'ya çıkarmıştır. takıma kupalar kazandırtmış, fiorentina'yı şampiyonlar ligi seviyesine kadar adeta tırnaklarıyla kazıya kazıya çıkarmıştır.

    dünya kupaları tarihinin en çok gol atan oyuncuları arasına girmiş, üst üste 2 dünya kupasında da hat trick yapan tek adam olarak tarihe geçmiş, floransa'da heykeli dikilmiştir. roma'ya transfer olduğu sezon fiorentina'ya attığı golden sonra gözyaşlarına hakim olamazken, taraftar batistuta'yı 70 milyon liret'e roma'ya satan cecchi gori'ye küfürler yağdırmıştır.

    gabriel omar batistuta bir futbol gerçeği değil, bir futbol efsanesidir. sonunda kaybedeceğini bildiğin halde uğrunda savaştığın şeyden daha kutsal ne olabilir ki? bu yüzdendir ki batistuta seven adam muhaliftir. edison değil, tesla'dır. pes'te fifa'da real madrid'i manchester'ı alan güruh değil, newcastle'la athletic bilbao'yla roma'yla bunların karşısında duran adamdır.

    batistuta, duran adamdır..
  • italya liginde toplam 184 gol atmış. kendisine en yakın arjantinli hernan crespo ise 150. golünü hafta sonu attı. arjantin fırıncılar odası bu geceden itibaren seri ekmek imalatına başlasa bile crespo o rekoru kıramaz.
  • para uğruna oynamadığını takımı 2.ligdeyken ve barcelona'dan teklif almışken gitmemekle gösteren gelmiş geçmiş en iyi santraforlardan biri.
  • bu sezon as roma'dayken, fiorentina'ya gol atinca gozya$larini tutamami$tir .

    (bkz: gozyaslarini tutamamak)
  • yalan ölüm haberiyle, arjantin'in efsane kadrosunu gözümün önünden film şeridi gibi geçiren golcü. ilk başta aklıma yüce insan, juan sebastián verón geldi. estudiantes'te halen top koşturuyormuş. tam yüreğime su serpildi derken rocker kalecimiz germán burgos'u andım. adam kanseri falan yendi, sonra ne oldu lan acaba diye. atlético madrid'de koçluk yapıyormuş. roberto ayala da dört çocuğuyla aile saadeti yaşıyormuş. uzun lafın kısası, batistuta vesilesiyle sağ baştan saydım. hepsi sağ salim takılıyor. rahat olabilirsiniz.
  • sağ ayakla atardı, sol ayakla atardı, kafayla atardı, uzaktan atardı, yakından atardı, rakibi çalıma dizip atardı, serbest vuruştan atardı, pis burunla atardı, plaseyle atardı, voleyle atardı, atardı da atardı... herhâlde bi tek yatarak gol atmadı. onun dışında her şekilde gol atmışlığı olan biriydi. komple golcüydü. unutulmaz, unutulmadı...
  • kendisine ne zaman hayran olduğumu bilmiyorum. ama bundan 12-13 sene önce evinde kablolu televizyon yayını olan arkadaşımla(bizde ve bir çok evde bildiğin normal anten vardı, sen yer değiştirdikçe yayının da şekil değiştirdiği) kendisinin bir kaç saniyelik bir görüntüsüne denk geliriz diye 7-8 saat civarında eurosport'un karşısında beklediğimizi biliyorum.

    kaleye sırtı dönük oynar mıydı, iki ayağını da etkili kullanabilir miydi, istatistikleri ne durumdaydı, doğru zamanda doğru koşuları yapabilir miydi, kapalı savunmalara karşı etkili miydi hiç bilmeden, sadece ne kadar yabancı futbolcu tanıyorsan o kadar anlıyorsun futboldan yıllarıydı bizim için.

    batigol matigol falan bilmem ben.

    batistuta benim için;
    mor-beyaz gebzespor forması giyip "ve top fiorentinalı yıldız batistuta'da" diye bağırıp, elinden gelen en şık hareketleri yapma çabasıydı.

    galatasaraylı futbolculara saldırdığını gördüğün an milli tripleri bırakıp, batistuta vuruyosa haklıdırlar amına koyim demekti.

    kendisini ilk ne zaman izlediğimi, ne ara hastası olduğumu dahi bilmemekti.

    belki her anlamda ondan iyi oyuncular gelmiştir.
    ancak karizmatiklik konusunda mustafa kemal atatürk civarındadır gözümdeki seviyesi.
  • roma değil fiorentina deyince aklıma gelirdi benim. menekşe forma kimseye ona yakıştığı kadar yakışmadı.
  • pes'te her daim shoot power'ı 20 olan tek adamdı.

    not: pardon. bir de roberto carlos vardı ama onun accuracy puanı düşüktü. batistuta'da o da 20 idi.
  • muhtemelen ve son anda aksilik olmazsa arjantin milli takımında batista'nın yardımcılarından biri olacak ve avrupa'da oynayan arjantinli futbolcuları takip edecek. arjantin futbol federasyon başkanı grondona taşaklarına kurban olsun.
hesabın var mı? giriş yap