1343 entry daha
  • oğullarım ile maç yaptık bu akşam. öğrenciler ve babaları, bir-iki de öğretmenleri. bize neden bu kadar iyi oynadığını göstermedin, dediler. çok mutlu oldum beni beğendikleri için. onlar için oynamıştım çünkü.

    futbolu çok severdim bir zamanlar. hem oynamayı hem de izlemeyi. ülkeyi saran çamurumsu karanlıkla beraber ondan da uzaklaştım. ama çocuklar birkaç hafta önceden böyle bir sınıf maçı olduğunu söyledikleri zaman bütün canlılığıyla üstüme hücum etti futbolla ilgili hatıralarım. mahalle maçlarından ileri bir kariyerim yoktu. iyi oynardım ama. onları güç duruma düşürür müyüm, benden utanırlar mı arkadaşlarının yanında? bu karın ağrısıyla gittim oraya. ayakkabı da yok. yıllar önce aldığım ve bir köşede duran sarı mekaplarımla oynadım artık.

    bizim sınıftaki en yaşlı baba sensin baba, deyip duruyorlardı gülerek. ne hissedeceğime karar veremiyordum. bazen üzüyor bazen de atticus finch gibi hissettiyordu kendimi, bir teselli olarak bu söz. babalar olarak rakibimiz olan çocukları cesaretlendirir ve oyunları hakkında küçük hatırlatmalar yaparken çocuklardan biri: "siz kimin babasınız?" diye sordu merakla. söylediğimde çocuğun gözünde gördüğüm belli belirsiz gülümsemeyi aldım sakladım kuşlarım için gönlümde. mahalleler arası futbol kariyerimin nihai amacı buymuş dedim kendime: oğullarımın babalarını beğeneceği ve mutlu olacağı bir futbol maçı.
hesabın var mı? giriş yap