fraksiyon

• bir siyasi partinin politikasını anlatmak ve yürütmekle görevlendirilmiş grup...
• bir siyasi oluşumun içinde hedeflenen aynı sonuca ulaşmak için farklı yol ve düşünceleri benimseyip hareket eden gruplar.
• solun kanseri değil içine düştüğü çelişkiye bir çözüm arayışıdır. toplum ve birey arasında kalmışlığın bir sonucudur. esasında toplumsalcılıktan yavaş yavaş bireye inmektir. indikçe bölünür ve paramparça olur. ta ki bireysel düşüncelerin toplumsallaştırlmışcasına hareket etmesine kadar. yine karar merci bir kişide. yine bireysellik döngüsü. toplum bölündükçe bireyselleşiyor. bir açıdan tek kişilik topluluk sorunsalı.
  solun buna mahkum olmasının sebebi tıpkı dindeki mezhepler gibi; birçok benin bir aradalığını unutup, bizleşmesi. böylelikle muktedir olan biz oluyor. ben silinip soyut hale gelene dek yek vücut içinde ben kavramının aşağılayan bir biz. benin tek çıkar yolu biz görünümlü yeni bir beni inşa etmek.
• bölüngü.
• bir siyasi parti icinde, ayni partinin politikalarina karsi savasan gruba da denir.
• solun kanseridir. 80 öncesi sol hareketlerin güçsüzleşme ve çözülme sebeplerinin başında gelir.
  sadece küçük ayrıntılarda farklı düşünmek bile bölünmeyi ve farklı bir örgütlülük arayışını getirmiştir. mücadele için tek ve büyük bir güç ortaya koymak örgütlülüğün temelidir.
  fraksiyonlaşmadan farklı da olsa, mücadelenin etkili ve büyük bir güç olarak ortaya konamamasının sebebi bugün; feminizm, çevrecilik, hayvan hakları gibi ayrı ayrı küçük kavga alanlarına sığınılmış olması olabilir mi?
• söyleyeni 'devrimci' yapan kelime.
  
  bir kez cümle içinde kullanırsan marxist, 3 kez kullanırsan leninist oluyorsun. 3587 kez kullanırsan eğer kendi adına françayzing bile açabiliyorsun. hadi bağalım.
  
  sayıyorum he!
• bir siyasi partinin politikasını parlamentoda, yerel yönetimlerde, çeşitli kuruluşlarda yürütmek için teşkilatlanmış grup, bölüntü, bölüngü.
• ilgi çekmek için spoilerli başlık açan dangalak.
  
  spoiler yememek için game of thrones başlığına girmedim.
  
  bu dangalak sayesinde sözlüğe de girmemem gerektiğini öğrendim.
• (bkz: fractured)