• cm 13'ten 7 sene sonra geri döndüğüm ve en tutkulu oynadığım oyun. en dipteki ligden takım alıp her sene bir üst lige çıkma amacı koyarak oynuyordum. save&load olayı hiç bana göre olmadı olmayacak.oyunun ruhunu aykırı hareket.

    neyse cm 13'te o zamanın en alt ligi olan ingiltere 4. liginden afc telford'u alıp 7 sene içinde şampiyonlar ligi şampiyonu yapmışlığım vardı. o günleri yad etmek adına fm21'de bu sefer de inegölspor'u devraldım. öncelikle oyun baya değişmiş , ilk etapta oyunun arayüzü çok ters geldi.sorumluluklar ,taktikler, scoutlar, spor bilimcileri vs vs. hele ki benim gibi altyapıdan oyuncu çıkartma fantezisi olanlar için küçük takım devralmak tam bir cehennem.velhasıl kelam takımımızın başına geçtik. serbest oyuncu arıyorum ama hep çok kötü türk oyuncular sunuyor. sonradan öğrendim ki gözlemleme ağı falan varmış, uzun hikaye. alabildiğim 2 serbes oyuncuyu aldım. ilk 11 e koydum. şimdi taktiklerde de seç seçebildiğin kadar. ben de dengeli- dar hucüm -kısa pas -yüksek pres- göbekten oyna-defanstan kısa pasla çık 4-2-3-1 ile işe başladık.

    başkan ligde kal yeter diyordu dedim başkan bu iş bana gelmez. azıcık bütçe ver ben de senin takımı 1. yapıp play-off'a kalmadan üst lige çıkartayım. nabıon sen amk dedi , o kadar uçuk hayallerin olmasın gerçekçi bulmuyorum dedi.nitekim takımla tanışma konuşmam da takım böyle tepki vermişti. ulan dedim sizi ben göt edeceğim ama bakalım kısmet. hazırlık maçlarının çoğunu kaybettik ama lige güzel bir giriş yaptık. ama yedekler facia.sakatlık pek yaşamamak lazım. öyle böyle devre arasına averaj farkıyla 1.girdik. başkanın kapısını çaldım dedim noldu la lig düşmesek yeter meter diodun ver bakayım biraz maaş bütçesi 1 2 serbest oyuncu alıp güçlendirek. sağolsun bu sefer verdi. verdi ama ne kadar? yıllık maaş bütçesi 650 binden , 730 bine çekti. neymiş kredi ödemeleri falan varmış.neyse bu maaş farkına anca iki oyuncu alabilirdim. o da serbest olmaları koşuluyla. transfer bütçesi 0. fulllemişim maaş bütçesine. 2 takviye ile 2. yarıya başladık.yeniliyoruz yeniyoruz falan ama bi ara 9 maçlık yenilmeme serisi yakaladık ama evimizde sancaktepe'ye 5-3 yenilmemizli seri son buldu. sancaktepeyle olan fark 4'e düştü. son 3 maç , takımın golcüsü sağ açık fatih ürge sezonu kapatmış.yerine altyapı'dan 17'lik bünyamin'i koyabiliyoruz ancak.
    sonra defansın bel kemiği ogün de sakatlanınca aha dedim 7 senede bi bok değişmemiş oyunda son maçlarda yine vereceğiz şampiyonluğu. 2. sancaktepeyle fark 4 son 3 maç ama onların averajı bize göre daha iyi. son 3 maçın ilkini biz yendik ama sancaktepe de yendi. 2. maç biz dakika 84'te yediğimiz golle mağlup oluyoruz, sancaktepe de yeniyor. aha oldu sana fark 1. takımın babaları sakat. tedirginlik var.son maç velimeşespor mu ne deplasmanda , sancaktepe de evinde oynuyor. yenersek şampiyonuz, berabere kalırsak sancaktepe'nin ya berabere kalması lazım ya da yenilmesi, yenilirsek ise sancaktepe berabere kalsa dahi şampiyon. maç başladı dakika 44'te penaltı ile öne geçiyoruz. 2. yarı başlıyor dakikalar akıyor. zaman geçirmeyi 'orta' dereceye getiriyoruz takım temkinli oynuyor. o da ne?!?!?!?! ananı sikiim. velimeşe 30 metreden frikik'ten sallıyor dakika 74. bizim temkinli , zaman geçirmeli oyunun yerine allah ne verdiyse hucüm taktiği geçiyor. dakika 85. kontradan bi gol daha yiyoruz.90+1 bi gol daha. amk 36 maç oynadık bunun içinmiydi derken maç bitişinde takım seviniyor. anlam veremiyorum.ulan sene başı ligde kalmak yeterli diye hedef koyulmuş, burada lig şampiyonluğu gitmiş elimizden siz playofflara kaldınız diye mi seviniyorsunuz derken devama basıyorum ve o da ne?!??! sancaktepe evinde son dakika golüyle yenilmiş . ahjkzhahkahkjhjahjkza çocuğum olsa bu kadar sevinmem. geri zekalılar berabere kalsalar bile şampiyonlar.

    şampiyonluk kutlamalarından sonra basıyorum tekmeyi başkanın kapısan ve noldu lan yarraaaaaam diyorum. hani hayal aleminde yaşıyordum. başkan hemen yağ çekiyor. yerli jurgen klopp bırakma bizi al sana sözleşme diyor. 2 katı sözleşme teklif ediyor ama ben diyorum ki bu takıma ben gönlümü verdim zam istemez amına soktuğum kalın enselisi. başkan sevinçten odasında 31 çekiyor. hademeler görmüş onlar söylüyorlar.

    ptt 1. lige çıktık maaş bütçesi 1,45 m. koca takımı 1,45m'ye nasıl yönetecez. başvuruyoruz yerli kiralıklara. scoutlarımız yetenikliler ama çok yerel düşündükleri için yabancı sadece 1 oyuncu bulup alabiliyoruz. gs, fb,bjk,ts , başak vs takımların u19 oyuncularına kiralık teklif ediyoruz. bu tekliflere harcana 1 saat sonrasında kabul eden oyuncu sayısı 3. yazıyla üç. bir siktir çekiyoruz ve serbest oyunculara yine başvuruyoruz. alt liglerin gediklisi 33 yaşındaki mehmet sedefi, gs altyapısından abdulsamed karniçu'yu, fransız ihtilalinin öncülerinden bir dedenin torununu, defamsa serbest şeyhmus'u, forvete bir türlü bekleneni verememiş ali kuçik'i falan alıyoruz. başkan ligde kal yeter la diye tutturuyor. lan amk evladı geçen sene de aynısını söyledin hevesimi kırma sikerim tahtanı diyerek posta koyuyorum. gözlemci, scout, antrenör ekibimi genişlet ve maaşlarına zam yap diyorum yapıyor. şimdi idmanlar daha bi başka güzel geçiyor.herkes memnu. hazırlık maçlarını moral olsun diye düşük profilli takımlardan seçiyoruz ( sanki inegölspor çok yüksek profiilli amına koduğum diyenlerin sesi buraya geldi). maçların hepsini alıyoruz.

    ligin ilk maçı bok gibi fikstür. nasıl olduysa ilk iki maç da deplasman. gerçi evimizde olsa nolacak amk. stadımızın kapistesi 4500 hahahjzhajhz. ilk maç boluspor. bolu hemen ilk 15 dakikada sıkıştırıyor 1 tane. ama o da ne dakika 35 ve 42 2-1 öne geçiyoruz. 2. yarı asistan menajerim bolu taktik değiştirdi full hucüm oynayacaklar dediği an hemen kontra atak-alanı daralt-hucümda genişte oyna ile oyuncularımın kondisyonuna güvenerek değiştiriyorum. sonuç 5-1 lik deplasman galibiyeti ile ptt 1.lige flaş bir giriş yapıyorum.bundan sonrası zaten çerez. ilk 5 maçımı da kazanıp çeşitli beraberlik ve galibiyetlerle sezonun ilk yarısını 7 puan farkla 1. kapatıyorum. save&exit diyerek oyundan çıkıp işe gelerek işyerinde bu entryi yazıyorum. amk iş bitse de eve gidip oyunu açsam.

    işbu entry inegolspor'un şanlı yürüşüne kalpten destek verenler için sürekli editlenecektir. saygılarla

    edit: oha bu kadar fanı var mıymış lan fmnin? zamanında cm 01-02 efsane seriyi oynuyorken herkes bu ne biçim sikik oyun diyordu. ben ise lise sıralarında defterin en arkasın kadrolar yazıyordum.manyağın biri de birader editlemeyekceksen bile bari bana özelden naptığını yazar mısın demiş. ahzahzhahhashzahdaç.

    devamı: 2. bolum eklenmistir #116658286 ,
    edit: 3. bolum eklenmistir #116697123
    edit 4. bölüm eklenmiştir #117200292
  • betasının çıkışının üzerinden 28 saat geçmişken 100 saat üzeri oynayanlardan bilgi bekleyen oyunculara sahip bir oyun. çok enteresan.
  • 1. bolum #116634368
    2. bolum #116658286
    not:bu entry yukaridaki bolumleri devami niteligindedir.

    evet kaldığımız yerden devam ediyoruz. en son ptt 1. liginde adana demiri 5. dakika golüyle mourinho otobüsü çekerek yenmiştik, kaldı 4 maç.

    takımda moraller süper ama her sene olduğu gibi ligin sonuna yaklaşınca yine sakatlıklar başladı.ama bu sefer yedeklerimiz nispeten iyi. iyi dediysem altyapılardan kiralıklar. bizim kalın enseli başkana antreman sahalarını düzelt bari diye talebimizi iletiyoruz ama yok adam nuh diyor peygamber demiyor. 500 euroluk antrenör kategori yükseltme kursuna bile beni göndermedi. ulan sana hayalini kuramadığın zaferleri yaşattım hatta bir üstünü yaşatmama 4 maç kalmış, bu cimrilik nedir. şimdi oyun bayağı değişince kestiremiyorum da başkanla görüşürken tehdit et diye seçenek var. isteidğimi yapmazsanız giderim diyebiliyorsun. yani bir nevi blöf. elim gidip geliyor o seçeneğe ama göt yemiyor. rahmetlinin korkusuz korkak filmindeki gibi bende 4 as var dedikten sonra otuzbirci başkan da 'bende de 5 as' derse ne yarak yicez. şimdi zehir kafalar içinden geçiriyor amk aptalı save yap tehdit et kovulmazsan yoluna bak , kovulursan kaldığın yerden açarsın tekrar. la ben save loadçı değilim anlayın. kalın enseli başkan dediğim de az önce bir araştırdım kalın enseli değilmiş ama tipi tam varyemez ahan da bizim cimri başkan

    neyse başkan zaten ocak ayında seçime gitmişti ve tekrardan başkan seçilmişti lakin hiç bütçeye katkı sağlamamıştı. bizim stadyum 4500 kişilik olduğun stad geliri yok, ligdeki takımlardan en az sponsor geliri olan biziz. senelik 150 bin euro ahzahzahzah bizden sonra en az sponsor geliri olan takımın geliri 300 bin falan. neyse başkana ısrar kıyamet bişeyler yaptırmaya çalışıyoruz ama yapmıyor. sonunda cebinden 120 bin euroluk nakit sağlıyor ve -500 bin olan mali durumu biraz olsun düzeltiyoruz. playofflara kalmamız garanti ama ben kendimi biliyorsam playofflarda elenirim. o yüzzden son 4 maçın 3ünü kazanmam lazım. 1. kasımpaşa zaten açmış farkı 2. adana demirle fark 1, 3. biz ama ensemde olan bandırma ve ankaragücü var. neyse önümüzdeki maç deplasman keçiörengücü. takım çok çabuk tükeniyor . o yüzden ilk yarıdan işi bitirip 2. yarı 5 oyuncu değişikliğini kullanarak kondisyonlarını bir sonraki maça kadar düzeltmelerini bekleyeceğiz. ilk yarı önde aşırı şiddetli presle maça başlıyoruz tak tak 2 tane 2-0 ilk devre kapanıyor.takımda beleşe aldığımız 33 lük dayıların iflağı sikiliyor. ne de olsa 2-0 şunları bi düşük tempolu, temklinli futbolla 2.yarı maçı öldürerek geçeriz diyoruz. 33 lük dayıların yerine bizim 18 19 luk körpelerden 3 tane koyuyoruz. 2. yarı başlıyor her şey güzel, ama yani bir klasik artık kolay maç geçmemesi lazım olduğundan 60'ta veriyorlar küsküyü. ben ne taktik yapsam falan diye düşünürken 2-2. takımın kondisyon yerlerde. kimi değiştirmesem sakatlanıp çıkacak. bari 2-2 bitirelim diyerek değişiklikleri defansif oyunculardan yapyoruz ve işe yarıyor.deplasmanda 1 puan. bereket versin.
    sonraki maçı alıyoruz zaten küme düşmesi kesinleşmiş tarsus idman yurdu. takım antreman yok dinlenin la 1 gün amk fakirleri diyorum , seviniyorlar. bir sonraki maçı da deplasmanda gençleriyle oynayan eskişehire karşı alıyoruz. ahan da geldik son maça ama burada bi bokluk seziyorum. uzun zaman sonra oyuna geri döndüm ve sadece 2 sezon oynadım. 2 sezonda da koca sezonun sonucu son maça kaldı. heyecan olsun diye oyun algoritmasını mı böyle yaptılar yoksa benim gibi doğuştan cenabetin başına mı geliyor bilmem. neyse son maç evimizde ama zor maç. ha bu arada biz 2. yiz ama adana demiri 2 li averajda geçtiğimiz için.yani yenmem lazım. maçımız 6. altayla . 6. altay da playoffa kalmak istiyor 7. bursasporlar puan farkları 1. yani bu demek ki arada yine biz sikilicez. zaten sakatlar dolu. ilk 11'de maç kondisyonu olmayan 4 kişi.var allah'tan kaleciyle defanslar sağlam. defans uyumuna önem veririm. neyse bismillah deyip maça başlıyoruz. böyle özel maçların 3d izlerken kritik anlar değil de geniş özet olarak izlemeye karar verdim daha çok heyecan olsun diye. altay saldırıyor. tribünler full. 4500 kişi üst üste. dengeli topa sahip olma oyunuyla oynuyoruz. kaleci gökhan siverek ardı ardına kurtarışlar yapıyor. şimdi hucüm oynatsam altay kontradan bulcak golü, ee bana da beraberlik falan yeter mi yetmez mi belli değil. geçen sezon biz yenildik sancaktepe de yenilmişti de çıkmıştık üst lige. tam iki ucu boklu değnek. neyse devre arasına 0-0 giriyoruz. ne yapsak ne etsek derken pozitif futbol önde presle başlıyoruz ikinci yarıya. dakika 58. biz ilerde top yaparken gerizekalının biri topu kaptırıyor kontradan yiyoruz. elim ayağım titriyor sinirden. sikecem oyun gibi. millet oyunu stres atmak için oynar biz stres olmak için.ne yapsam diye kara kara düşünürken gözüm yedeklerde ne olur ne olmaz bulunsun diye başakşehir altapısından öylesine kiraladığım bitiriciliği idare eder ama kafa vuruşu ve zıplması iyi olan 1.90lık muhammet arslantaş dikkatimi çekiyor. bir iki hazırlık maçı haricinde pek oynatmamışım. altay defanslarının boylarına bakıyorum 1.80 falan. aha buldum taktiği. pivot santrafor dikine uzun pas sağ sol kanatlar hucüm amc mc, mc, pozisyonundakiler destek. pivot indirecek sağa sola orta sahalar da destekleyecek ama değişiklikleri yapmadan maçı durdurup gidiyorum duşa. boy abdestimi alıyorum. hanım da şaşırıyor bu amk aveli nasıl oyunu bıraktı da duşa girdi falan diye. ahzahjzhajza. neyse aldık abdesti değişiklikleri onayla dedik. ya sikerim övecem kendimi. bi taktik bu kadar mı tutar be amk yerinde. 58'de 1-0 geri düştüğümüz maçı 70, 76'da attığımız gollerle çeviriyoruz. bitanesi de tam anlattığım gibi muhammet'in kafayla indirdiği atakla oluyor. sevinçten ağlayarak 31 çekesim geldi o derece. maçı öyle böyle bitiriyoruz ve süper lige çıkıyoruz.

    oyunu 7 senedir oynamadığımı ve uzun aradan sonra ilk defa 4 gün önce başladığımı belirtmek isterim. bal mıdır yoksa harbi bu oyunun ciğerini biliyor da mı başarılı oldum bilmem xd. maç sonunda hemen save exit yapıyorum. şimdi biraz başka şeylerle ugraşıp kafa dağıtmam lazım sonra başkanı karşıma çekecem. ya yatırım yapacak ya da tekmeyi yiyeceğiz.yarın sağ salim olursak blöfümü gördü mü görmedi mi anlatırım.

    ilginiz için çok teşekkür ederim.bu sikik 2020'de hafif bi gülümsemenize yardımcı olduysam ne mutlu bana. özelden çok güzel mesajlar aldım. 'amk çocuğu çok güldüm' diyen arkadaşa burdan selamlar. gül amk çocuğu azjkahejkahkzhakjhz

    devamı için #116857737
  • teknik direktörlerin bankalarla görüşüp kredi çekeren takımlarına stadyum yaptırdığını düşünen kişilerin oynamaması gereken oyun serisinin 2020/21 sezonu versiyonu.

    "teknik direktörler transfer pazarlığı da mı yapıyor?" diye karşı argümanla gelen olabilir. evet, oyun ingiltere merkezli, orada "manager" denen kişiye biz "teknik direktör" diyoruz, onlardaki teknik direktör doğrudan transfer pazarlığında yer alabiliyor oyuncular ve oyuncu menajerleri ile.

    kazandığım parayı şuraya buraya harcayacağım diye dert yapan the sims serisine yönelebilir, orada futbol-spor kariyeri seçip kazanılan parayı harcamanız mümkün.

    bu oyunda kazanılan para ne işe yarıyor diyen de mantığı anlamamıştır. hemen anlatalım: yeni sözleşme görüşmelerinde maaşınızı düşük tutarsanız ters bir durumda sizi kovmaları kolaylaşır. 2020-2025 arası 5 yıllık sözleşmeniz var diyelim. x kişisi 1 milyon euro alsın, y kişisi de 100 bin euro alsın farklı save dosyalarında ve finansal durumu aynı olan takımda. 2021'de 4 yıllık sözleşme varken bir şeyler ters gitti ve kovulma gündeme geldi diyelim. x için kulüp 4 milyon euro ödemeyi fazla bulup kovma işini erteleyebilir ama y için kalan 4 yıla denk gelen 400 bin euro tazminat kolay ödenebilir olduğu için göte atılacak tekme konusunda tereddüt edilmez.

    bu dediğime inanmayanlar 5 yıllık sözleşme teklifi alıp o noktada kayıt aldıktan sonra sözleşme görüşmesinde yüksek ve düşük maaşla iki ayrı save daha alıp yönetimle ters düşmeyi deneyebilirler.
  • #116634368 no'lu entryinin devamı niteliğindedir.

    önden edit: ilk entryi editleyip devam edecektim ama bazı fm manyağı arkadaşların talebiyle seri halinde paylaşmaya karar verdik .

    dün işten çıktım daha yoldayken hanıma aç oyunu, çalıştır klimayı diye tembihledim. malum pc biraz eski ve bayağı ısınıyor. pc dediysem 2012 senesinden kalma gt550 ekran kartlı bir laptop. görüntü kalitesi 144p amk :d velhasıl kelam oturduk pcnin başına.

    sezonun 2. yarısının ilk maçını bok gibi oynayarak kaybettik. maç sonu konuşmasında yere şişe fırlatarak konuş diye seçenek vardı. 3-0 da yenilince şişeyi fırlattım oynucanız topun taa amk dedim . takım motive olur kendine çeki düzen verir diye beklerken hepsi kırmızı oldu. bre amkduğum nankörleri fatih terim yapsa gıkınız çıkmaz yine garibana kaldırdınız cismi. (kendini fatih terimle ne karşılaştırıon dalyarak diyenlere cevabım da, fatih terim muslera'ya melo'ya drogba'ya hassiktir çekiyor ve kimse gıkını çıkartamıyor.ben de ali kuçik, mehmet sedef, abdulsamed karniçu'ya siktr çektim. yani düz mantık bakarsak kafa kafaya bir olay). işyerinde hevesle beklediğim kariyerim bir hareketle bok olmak üzere. ilk entryde de dediğim gibi ben de öyle saveload olayı yok aynen devam. bu ibneler birlik olup hoca yemeye kalkışıyorlar ve ardı ardına 2 maç daha kaybediyoruz. işyerinde şerefsizlerle ugraş sonra gel bi de oyunda şerefsizlerle ugraş. ben de takımın yarısını ayar vermek için kızağa çekiyorum.yedeklerle altyapıdan 1 2 çöple 21 kişilik maç kadrosuyla türkiye kupası eleme maçına çıkıyorum ve 0-2'den 4-2 yaptığım maçı 85 ve 90+2 yediğim gollerle uzatmalara taşıyorum. uzatmalarda beni hiç yalnız bırakmayan , bir alt ligde 28 golle gol kralı olan sağ açık fatih ürge'nin golü ile kazanıyoruz. derin bir oh çekip hanıma çay koyduruyorum. memleketin çayı yok buralarda , sikik ingilizlerin siyah kahvaltılık leş çayını içiyoruz. takımın morali yerine gelir gibi. bazı oyuncular neden beni yedeklere dahi almadınız diye konuşmak istiyor. kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz diyorum. offffffffffffff. nasıl ayar be amk , 7 ceddini siktim oyuncuların. (bkz: küfür olmayan ama küfür etkisi yaratan sözler) . takımda ciddi bir toparlanma oluyor antremanda herkes birbirini yiyor. üst sıralara tekrardan tırmanmaya başlıyoruz. kalın enseli yavşak 31ci başkandan taleplerimizin hiçbiri karşılık bulmuyor. gözlemleme ağı, antrenor maaşını iyileştirme, antreman sahasını iyileştirme, antrenör kursularına gitme vs vs.. e adam da haklı ne transferden gelir var ne stadyumdan. 28 gol atmış adamı bir allahın kulu izlememiş koskoca yaz dönemi boyunca. sabah işteyiz erken yatmamız lazım son bi maç diye diye sezonun en can alıcı dönemecine geliyoruz. 5. sıradayız ve son 5 maç.bildiğiniz üzere ilk 2 direkt süper lige çıkıyor 3,4,5,6 playoff. 2. sıradaki adana demirspor ile fark 4 puan ve sıradaki maç adana demir içerde. saat olmuş gecenin bir yarısı sabah 8'de iş başı.hadi burada ara verip yatalım diyorum ve oyunu kaydedip kapatıyorum. alarmı da kurmuşum 7'ye. kafayı yastığa koyunca ulan yarın şunları şöyle yensem sonra böyle olsa falan kurarken uyuyup kalıyorum. 7'de kurduğum alarmdan 20 dakika önce uyanıyorum. gözlerimi açtığımda aklıma gelen ilk şey fm. ulan alarmın çalmasına 20 dakika var şu adana demir maçını aradan çıkartıp öyle gideyim işe diyorum ve hemen pcyi açıyorum. pc açılırken de çişimi yapıyorum, dişlerimi fırçalıyorum.vakitten tasarruf olsun.5. dakikada attığımız golün üstüne yatarak maçı 1-0 alıyoruz . hemen hazırlanıp o maçın ardından duş alıp işyerine geliyorum ve işyerinde molamda bu entryi giriyorum. şu an son 4 maç için taktikler kafamda dolanıyor. eve gidince bakalım ne olacak? yarın editimizle karşınızda olmak dileğiyle iyi oyunlar amk manyakları.

    edit: meraklisina 3. bolum eklenmistir. #116697123
  • son not: önemli olduğu için eklemek istedim. oyunun yapımcısı si firmasının çalışanlarından biri official forumda fm17'de oyuncu gelişimiyle ilgili değişiklikler yapıldığını yazmış. benim bunca yıldır farkında olmadığım tek değişiklik oyuncu gelişimine şans faktörünün de dahil edilmiş olması. yazdığını aynen çeviriyorum:

    "gelişim = ağırlıklı özellik artışı = mevcut yetenek artışı
    ağırlıklı özellik artışı = antrenman gelişimi + maç gelişimi
    antrenman gelişimi = profesyonellik, hırs, kararlılık, antrenman tesisleri, moral, şans, vs."

    kafanız karışır mı bilemem ama çalışanın yorumuna ve tepkilere bu linkten ulaşıp inceleyebilirsiniz.

    not: süreklilik aralıklarıyla ilgili düzeltme yaptım. sürekliliği basit bir mantıkla yüzeysel olarak anlatmaya çalıştım. detaylarına girersek kayboluruz. ancak tam anlamıyla nasıl işlediğini söyleyeyim. sürekliliği 15 ve üzeri olan oyuncu diğer gizli özelliklerine, rakibe, takımın taktiğine, zemin şartlarına, hava şartlarına, kadro mutluluğuna, vs* bağlı olarak yeteneklerini çoğunlukla sahaya yansıtır. oyundaki hiçbir özellik tek başına çalışmıyor. bu kadar karmaşık bir olayı madde madde ayıklayarak açıklamaya çalıştım.

    üst edit: fickle ve mercenary pozitif regen kişiliklerine giriyor. tek negatif yanları sadakat özelliklerinin çok düşük olması. dileyen daha iyi pozitif mentorlarla bu gençlerin kişiliklerini şekillendirebilir.

    devamı gelecek bir serinin ilki olacak olan bu yazıda futbolcu kişiliklerinden ve oyundaki etkilerinden bahsedeceğim. bu rehberlerden hem tecrübeli hem de tecrübesiz fm oyuncularının faydalanabileceğini düşünüyorum. eski serileri oynayanlar da faydalanabilir. lafı fazla uzatmadan konuya gireyim.

    fm'de bir oyuncuda ilk bakılması gereken ve oyuncu performansını doğrudan etkileyen en önemli gizli özellik sürekliliktir. oyuncunun süreklilik özelliği antrenör ve gözlemci raporlarında bulunur. takımdaki oyuncuların süreklilik özelliği, mevcut yeteneği gözlemleme kabiliyeti en yüksek antrenöre danışılarak öğrenilebilir.

    süreklilik (consistency): fm'de ilk 11 seçerken veya transfer yaparken bakılması gereken ilk özelliktir ve oyuncunun maç performansını direkt etkiler. gözlemci raporlarındaki olumsuz özelliklerde süreklilikle ilgili o hedef tahtası simgesini ve yanındaki yorumu görürseniz o oyuncudan uzak durun.

    süreklilik özelliği raporda;
    -1-6 aralığındaysa eksiler kısmında kırmızı ile belirtilir
    -7-9 aralığındaysa eksiler kısmında turuncu ile belirtilir
    -10,11 ise gösterilmez
    -12-14 aralığındaysa artılar kısmında sarı ile belirtilir
    -15-20 aralığındaysa artılar kısmında yeşil ile belirtilir

    sürekliliğin oyuncu performansına etkisini şöyle hesaplayabilirsiniz: sürekliliği 8 olan bir oyuncunuz var ama özellikleri de aliyyülala falan. bu oyuncunun yüksek özelliklerine göre performans verebilme ihtimali temel bir mantıkla 8/20'dir. 20 maçta 12 maç kayıp yani temel olarak. bu sayı belli bir oranda değişebilir. mantığını böyle basitleştirebilirsiniz hem karmaşık bir konu ve hem de başka değişkenlere bağlı olsa da.

    sürekliliğin önemine değindikten sonra futbolcu kişilikleri konusuna değinmeye başlıyorum.

    futbolcu kişilikleri belki de fm dünyasında en çok umursanmayan olaydır. ancak futbolcunun saha içi, saha dışı davranışlarından tutun; kontrat beklentileri, transfer istekleri, antrenman memnunluğu ve oyuncu gelişimi, diğer oyuncularla ilişkisi, teknik direktörle ve antrenörlerle ilişkisi, talimatlara ve takım konuşmalarına karşı verdiği tepki, maç içi vücut dili, moral ve motivasyon seviyesi gibi hemen her şeyi yöneten şey futbolcunun kişiliğini oluşturan gizli özellikleridir profilinde görülen özellikleri değil.

    oyuncu kişiliklerini belirlemede fm iki mental özellik olan kararlılık ve liderlikle birlikte bu gizli özellikleri baz alıyor:
    -hırs (ambition) //pozitif
    -anlaşmazlık (controversy) //negatif
    -sadakat (loyalty) //istisnalar dışında pozitif
    -baskıya dayanıklılık (pressure) //pozitif
    -profesyonellik (professionalism) //pozitif
    -sportmenlik (sportsmanship) //istisnalar dışında pozitif
    -huy (temperament) //pozitif

    şimdi de bu özelliklerin oyuncuya etkisine bakalım:

    hırs (ambition) // başarıya olan açlık

    pozitif etkiler:
    -takım konuşmalarına çoğunlukla olumlu geri dönüş verir
    -gelişimi daha iyidir
    -mentorluk için idealdir

    negatif etkiler:
    -yüksek kontrat ister
    -itibarı daha yüksek bir kulübe, daha yüksek bir lige veya daha hırslı ve başarılı bir teknik direktörün takımına transfer olmaya eğilimlidir
    -çifte vatandaşlık sahibiyse itibarı yüksek olan ülkeyi tercih eder
    -bulunduğu kulübün tanınırlığı yüksek oyuncular transfer etmesini bekler

    anlaşmazlık (controversy) // açıksözlülük, küstahlık ve alınganlık

    pozitif etkisi yoktur.

    negatif etkileri:
    -takım konuşmalarına çoğunlukla olumsuz tepki verir
    -teknik direktörü eleştirebilir
    -antrenmanda yeni roller, pozisyonlar ve tercihler öğrenmek gibi bir çabada bulunmaz, mentorluğu kabul etmez

    sadakat (loyalty) // oynadığı takıma bağlılık

    pozitif etkileri:
    -takım konuşmalarında teknik direktörü destekler
    -daha düşük kontrat önerilerini kabul eder
    -kulüpte kalmayı transfer olmaya yeğler
    -takımının oyuncu alıp satmasına olumsuz tepki göstermez

    negatif etkileri:
    -transfere ikna edilmesi zordur
    -transfer edilmek istendiğini basına açıklayan kulübe transfer olması zorlaşır

    baskıya dayanıklılık (pressure) // mental ve fiziksel olarak sahada gösterilen reaksiyon

    pozitif etkileri:
    -baskı altında hissetmez
    -maçlarda vücut dili asla kötü olmaz
    -olumsuz takım havasından neredeyse hiç etkilenmez
    -olumsuz eleştirilere ve sert takım konuşmalarına olumlu tepki verir
    -disiplin cezalarına negatif tepki vermez
    -baskılı önemli maçlarda oyunuyla öne çıkar

    negatif etkileri:
    -düşük pressure özelliğine sahip oyuncuyu yönetmek ve ondan performans alabilmek çok zordur

    profesyonellik (professionalism) // kariyer, maç ve antrenman performansı

    pozitif etkileri:
    -antrenmanlarda daha çok çalıştırılmaya müsaittir. hatta bazen az çalıştırılmaktan şikayetçi olabilir
    -fizik kalitesi daima yüksektir ve sakatlıklardan daha çabuk ve daha hazır döner
    -daha geç bir yaşta yetenek kaybı yaşar
    -antrenmanda gelişimi daha ivmelidir
    -maçlarda ve takım konuşmalarında vücut dili pozitiftir
    -takımdaki olumsuz havadan ve kötü skordan pek etkilenmez
    -mentorluğa uygundur

    negatif etkileri:
    -düşük profesyonelliğe sahip oyuncu çok zor gelişim gösterir
    -antrenmanda az çalışmak ister

    sportmenlik (sportsmanship) // oyuna ve rakibe saygı

    pozitif etkileri:
    -rakibe daima saygı duyar
    -teknik direktörün tercihlerini destekler
    -mentorluğa yatkındır

    negatif etkileri:
    -sportmenliği yüksek oyuncular maç içerisinde rakibe haksızlık olmasın diye kendilerine avantaj sağlayacak fırsatları değerlendirmezler

    huy (temperament) // oyuncunun maçtaki olaylara karşı psikolojisi

    pozitif etkileri:
    -oyun disiplininden kopmaz ve nadiren hata yapar
    -takım mağlup durumdayken asla moral ve motivasyonunu kaybetmez
    -eleştiriye ve disipline olumsuz tepki vermez

    negatif etkileri: temperament'i düşük oyuncu yönetilmesi zor bir tiptir.

    bunları neden anlattım diye soracak olanlar olabilir. bunlar karşılaşılan sorunların sebeplerini tahmin ederek daha kolay bir adam yönetimi yapabilmek için işe yarar bilgiler. bundan sonraki kısımda; bu özelliklerin oluşturduğu oyuncu kişiliklerinden hangileri kadro mühendisliğinde tercih edilmeli, hangileri edilmemeli onlara değineceğim.

    bu kısımda oyuncu kişiliklerini pozitif, negatif ve nötr olarak gruplandırdım.

    pozitif kişilikler: bu oyuncuları transfer etmekten veya onlara forma vermekten çekinmeyin.
    -örnek teşkil eden (model citizen)
    -mükemmeliyetçi (perfectionist)
    -örnek profesyonel (model professional)
    -profesyonel (professional)
    -profesyonel sayılır (fairly professional)
    -heyecanlı (spirited)
    -çalışkan (driven)
    -kararlı (resolute, determined)
    -azimli sayılır (fairly determined)
    -güçlü iradeli (iron willed)
    -farkındalığı yüksek (resilient)
    -karizmatik lider (charismatic leader)
    -doğuştan lider (born leader)
    -lider (leader)
    -çok azimli (very ambitious)
    -azimli (ambitious)
    -hırslı sayılır (fairly ambitious)
    -güvenilmez (fickle) // regen
    -lejyoner (mercenary) // regen

    negatif kişilikler: bu oyuncuları transfer etmeyin. kadrodakileri göndermeye çalışın. genç yeteneklerin kötü kişiliklerini de mentorlukla değiştirmeyi deneyin, değişmezse gönderin. uğraşmaya değmez aslında ama yine de uçuk potansiyeller denk gelebilir.
    -tembel (slack) // regen
    -gayri ciddi (casual) // regen
    -huy (temperamental) // regen (berbat çeviri amk bari huysuz deseydiniz)
    -kolay bezen (easily discouraged) // regen
    -kararlılığı düşük (low determination) // regen
    -metanetsiz (spineless) // regen
    -kendine inancı düşük (low self-belief) // regen
    -azimsiz (unambitious)

    nötr kişilikler: bu tarz kişilikleri de mümkün olduğunca az tercih etmek gerekiyor. transfer yaparken oyuncunun müthiş bir yeteneği olmadığı sürece tercih edilmemeli. genç oyuncular da mentorlar aracılığıyla pozitif kişiliklere dönüştürülmeli.
    -neşeli (jovial)
    -kaygısız (light-hearted)
    -özverili (devoted)
    -çok sadık (very loyal)
    -sadık (loyal)
    -dürüst (honest)
    -sportmen (sporting)
    -centilmen sayılır (fairly sporting)
    -sportmen değil (unsporting) // regen
    -gerçekçi (realist) // regen
    -dengeli (balanced)

    oyuncu kişilikleriyle ilgili bilinmesi gereken temel bilgiler bunlar. daha fazlasına ihtiyaç duyulacağını pek sanmıyorum. bir sonraki entry'de farklı bir konuyu işleyeceğim.
  • bir istatistik ve futbol delisi olarak bu ara üzerine kafa yorduğum oyun. kanat oyuncularının performansına etki eden değişkenleri analiz etmek için bir çalışma gerçekleştirdim. oyunun nerdleri, sevdalıları kaçırmasın. vakit bulabilirsem belki santraforlar için de bir çalışma gerçekleştiririm.

    performans değerlendirmesi yaparken en zor kısımlardan biri liglerin farklı zorluk seviyelerinin olması ve bunları ölçeklendirmenin zorluğuydu. bu yüzden internet üzerinden european super league benzeri güçlü takımların bir ligde yer aldığı editör verisi kullandım, oyunu 1 sene simüle ettim. üst seviye takımların oyuncularını baz alarak analiz yaptığım için romanya 3. ligindeki futbolcu grubu için tam emsal değil, alt liglere indikçe fiziksel özelliklerin biraz daha ön plana çıkmasını ve teknik özelliklerin arka plana kalmasını bekleriz ama çok büyük farklar beklemiyorum. oyunun sunduğu ortalama puan değerini kullanmadım çünkü bence güvenilmez bir veri, takım 3-0 kazandığında en kötü oynayan oyuncu bile 7 üzeri puan alabiliyor. performans metriği olarak 90 dakika başına yapılan gol + asist sayısını kullandım.

    peki, bir kanat oyuncusunun başarısını etkileyen en önemli özellikler nelerdir? tabii ki farklı taktiksel rollerde farklı özellikler önemlidir ama klasik kanat rollerini baz alırsak sizin için en önemli 3 özellik nedir? önem sırasına göre aklınızda tutun sonra geri döneceğiz.

    analiz yaparken korelasyon matrixlerine dikkat etmemiz gerekir(yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan çıkar problemiyle uğraşmamak için.) oyunda korelasyonu yüksek özellikleri incelemek aslında maç motorunu anlamaya da yardımcı oluyor.

    first touch, pas ve teknik. bu 3 özelliğin korelasyonu hayli yüksek, yani biri arttığında yüksek ihtimalle diğeri de artıyor. bu 3 verinin ortalamasını alıp pas becerisi olarak tanımlayalım.

    dribbling, flair ve agility. bunların da korelasyonu hayli yüksek. yani fm özel yeteneği daha çok çalım becerisi olarak tanımlamış, merkez orta sahamın flair'i düşük diye üzülmenin pek manası yok. en ilgimi çeken şey ise çeviklik oldu, ben çevikliği hızlanma benzeri bir özellik olarak hayal etmiştim ama daha çok dar alanda kıvraklığı ölçüyor. bu 3 özelliğin ortalamasına da top sürme kabiliyeti diyelim.

    finishing ve composure. bu 2 özelliğin korelasyonu yüksek. soğukkanlılık daha çok zor anlarda iş bitirebilme olarak tanımlanmış. ben bunların yanında long shot özelliğinin de paralellik göstermesini beklerdim ama çok güçlü bir korelasyon yok. örneğin luiz gustavo'nun finishing'i kötü olmasına rağmen long shot'ı gayet iyi. finishing ve composure'un ortalamasını da atak sonlandırma olarak tanımlayalım.

    off the ball ve anticipation. bu 2 özelliğin korelasyonu yüksek ama pas verilerinin korelasyonu kadar yüksek değil. anticipation'ı kötü off the ball'ı yüksek oyuncular da var ve off the ball daha büyük öneme sahip.

    bunun dışında performansa etki edebilecek diğer değişkenleri de analize ekledim. bunlar; kararlılık, vizyon, long shot, hız. kanat oyuncuları için orta yapma verisini analize eklemedim çünkü bazı kenar oyuncuları çizgide oynayıp çok fazla orta yaparken içe kat eden kanat oyuncuları çok az orta açıyor, bütün kanat oyuncuları için elzem bir özellik değil. birçok mental özellik var ama kararlılık hepsinin genel yansımasını verdiği için tek başına da hayli yeterli bir veri.

    size göre kanat oyuncuları için en önemli 3 özellik zaten aklınızda. peki istatistiksel hesaplara göre en önemli özellikler neler?

    1 - top sürme kabiliyeti: dribbling, flair ve agility ne kadar yüksekse, elit seviyede oyuncu o kadar çok gol + asist katkısı veriyor. buna göre, rakip markajından dribbling yapmadan kurtulmak pek mümkün değil gibi duruyor.

    2 - topsuz alan kabiliyeti: off the ball ve anticipation, ama daha çok off the ball topsuz alan kabiliyetini belirliyor. 2. sırada olmasına rağmen standart sapması 1. sıradaki top sürme kabiliyetine göre daha düşük. yani top sürme kabiliyeti olmadan belki yüksek gol sayısına ulaşabilirsiniz ama topsuz alan becerisi olmadan çok zor. teknik, vizyon vs bir sürü havalı özelliktense off the ball kanat oyuncuları için çok daha büyük öneme sahip. mental özelliklerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.

    3 - pas kabiliyeti: first touch, pas ve teknik değerlerinin ortalaması. 1. sırada olmasını bekliyordum ama aşağılarda çıktı. üstelik de standart sapması çok yüksek. yani first touch, pas, teknik becerileri düşük olan ama üst seviyede gol + asist sayısına ulaşan hayli oyuncu var. bu oyuncular hızlarıyla, sezgileriyle bir şekilde başarıya ulaşabiliyorlar. kanat oyuncunuzun çok üst düzey bir pasör olmasına gerek yok.

    bundan sonra kanat oyuncusu transfer ederken bu bilgilere dikkat etmenizde yarar var. tabii ki daha birçok kriter var. oyuncunun kişilik tipi, oyun karakteri(verkaç yapar, tribüne oynamayı sever vs). ama salt nümerik değerlerle yola çıktığımızda da karşımıza tatmin edici sonuçlar çıkıyor.
  • ilk kez bir fm serisinde gerçek yaşımı yazdığım oyun oldu.
  • oyunda en keyif aldığım şey youth intake günlerinde her ülkeye tek tek bakmak, gelişime açık olanları ayıklayıp parçalıyı giydirmek. eğer zamanlamayı tutturursanız 15 yaşındaki geleceğin ronaldinhosu olacak çocuğu hemen transfer edebiliyorsunuz. aksi takdirde 18 yaşına girence transfer oluyor.

    15 yaşındaki çocuğu alıp kendin geliştiriyorsun ya işte o threesome gibi bir şey bu oyunu sevenler için. yani sanırım, hiç yapmadım bilmiyorum. karım okuyor buraları..
  • real madrid'in başındayım. altyapımdaki 16 yaşındaki çocuğun sözleşmesinin bitmesine 3 ay var. yıllık 3 bin dolar kazanıyor. sözleşme görüşmelerine başlıyorum ve benden 1.2 milyon dolar istiyor. 500 bin dolara kadar çıkıyorum ama paşamız 1 milyon dolardan aşağı inmiyor. masadan kalkıp gidiyor ve 150 bin dolar'a villareal'e imza atıyor.

    oyunun yapay zekası hakkında söyleyeceklerim bu kadar.
hesabın var mı? giriş yap