• ingiltere'nin küçük bir kasabasındaki insanları tanımamı sağlayan oyundur. oyuna ilk başladığımda kariyerimi kendim yapayım hevesiyle blue square north takımlarından redditch united ile anlaştım. ilk yıl ligi orta sıralarda bitirdikten sonra parent kulübüm aston villa'nın genç oyuncularını bana göndermesiyle ikinci yılımda ikinci olarak blue square premier ligine yükseldim. bu arada idman tesislerine ve altyapıya da önem vererek onları da yönetim desteğiyle geliştirdim. tecrübelilere de gençlere yardım etmeleri konusunda telkinde bulundum ve takımdaki arkadaşlığı had safhaya çıkardım.

    önümüzde koca bir sezon vardı ancak kulübün transfere haranacak parasını da tesislere yatırmıştım. en iyi orta saha oyuncumun passing'i 9 olduğu için adama ihtiyacım da vardı ve free trasferdeki oyuncular benim takımıma burun kıvırıyorlardı. yılmadım. basın demeçlerinde takımıma olan güvenimi vurgulayıp oyuncuları gaza getirmeye çalıştım ve kısmen işe yaradı.

    iki sene olanca yokluk içerisinde blue square premier'de debelendikten sonra kalecim, dostum, kardeşim kısacası herşeyim olan richard anstiss'in mükemmel performans sergilediği sezonda play off maçları sonunda tamworth'ü golsüz biten ilk maçın rövanşında son dakikalarda bulduğum golle eleyip coca-cola league 2'ye çıktım. çocuklar yüzümü kara çıkarmamıştı ve artık profesyonel kontrat imzalamayı haketmişlerdi. benim onları sevdiğim gibi onlar da beni sevdikleri için hepsi kabul etti ve artık bizim için yeni bir sayfa açılıyordu.

    coca-cola league 2! düşler sahnesi! yani en azından bizim gibi sorunlarla boğuşan bir kulüp için öyleydi. ilk sezon deplasmanlarda bocalasak da evimizde rakip tanımıyor 400 oturma kapasiteli 5000 kişilik valley stadyumunu rakiplerimize dar ediyorduk. bu oyuncular gerçekten bir şeylere inanmışlardı. ligi 13. bitirsek bile johnstone's paint trophy finali oynamak gerek takımdaki gerekse şehirdeki herkesi havaya sokmuş gelecek sezon için şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlamıştı. hakemin ibneliği yüzünden finali kaybettik o ayrı...

    aston villa'dan kiraladığım forvet tobias mikaelsson'un gol kralı olduğu yıl coca-cola league 2'yi ve johnstone's paint trophy'i kazandık. kulübe para akmaya oyuncularım birçok takım tarafından istenilmeye başlamıştı. sattım. yerlerine de gelecek vaat eden oyuncular alıp yeni sezonu beklemeye koyuldum.

    o yıl ingiltere efsane bir takımın league 1'den championship'e yükselişine tanık oldu. kendi sahamda hiç yenilmeden hatta berabere bile kalmadan şampiyon olup otoriteleri şaşırttık ve overachiever olarak championship'e yükseldik. league cup yarı finali ki buraya gelinceye kadar middlesborough ve everton'ı eledik ve fa trophy 4. turu da cabası.

    championship'de ilk sezon işler hiç umduğumuz gibi gitmedi ve düşme potasının bir puan üstünde ligde kalmayı başardık. ikinci sezon için gözümü karartmıştım. bana ve oyuncularıma güvenen taraftarlarımı üzmek istemiyordum. detaylı afrika ve güney amerika taramalarından sonra fildişi'nden lassina bakayoko(amr fc) ve bakary kone(amlc) uruguay'dan pablo lavanderia(mrlc) bir de brezilya'dan osni mafra(st) gibi genç oyuncuları takıma kazndırdım.

    bu yeni yetmeler harika maçlar çıkarıp lig ikinciliği lig kupası ve fa cup yarı finalini getirdiler. artık premier ligdeydik ve bizden beklenenden fazlasını karşılamıştık.

    premier bizim için çok fazla anlam ifade ediyordu. asıl mücadelenin burada olduğunu biliyorduk. tüm hazırlıklarımızı yaptık. oyunucuların kontratlarını yeniledik birkaç takviye daha yaptık ve ligi 14. bitirdik.

    şimdilerde yeni başlayan premier ligde iki galibiyet bir beraberlik bir yenilgi ve maç eksiğiyle 8. sıradayız. inanıyorum bunu da kazanacağız.

    takıma böylesine bağlandıktan sonra burası neresiymiş, insanları nasılmış, hırlısı hırsızı varmıymış diyerekten internette bir araştırma yaptım ve facebook'ta sayfalarının olduğunu hala blue square north liginde düşmemeye oynayan bir takım olduklarını gördüm içim acıdı. gerek facebook'taki fan kulübe gerekse kulübün resmi sitesine üye olarak ve sitedeki reklamlara tıklayarak desteğimi gösterdim.

    türkiye'den birini görmeleri şaşırtmış olmalı ki neyin nesi olduğumu anlamak üzerine sorular sordular ve bende bu durumu anlattım. sevindiler, hoşlarına gitti! yani ne yalan söyleyeyim ankara amatör 2. kümedeki ulus fatih spor'un ingiltere'den hayranları olsa benim de hoşuma giderdi. saçma belki ama olsun! forma falan gönderecekler ha kıytırık bi muhabbet değil.

    işte bu oyun budur bence.
  • oyunu makinanizda oynarken, saat 12yi gecer tarih 31 marttan 1 nisana doner, sonra aniden soyle bir mesaj cikar:

    "in display of incredible generosity, the besiktas board have decided to award you a sum in the region of $950m to spend on players and a new stadium"

    altinda da yazar "please confirm your acceptance of this unexpected bonus"

    gozleriniz yuvalarindan firlamiştir cunku daha 1 ay once secimler olmus, klubun baskani degismistir. " aha klubu abramovic almis " diyerek bir heves accepte tiklarsiniz, karsiniza gelen mesaj adami yerlere yatirir:

    "you didn't think we'd make things that easy for you, did you? april fool!!"
  • galatasaray i aldigim türlü basaridan basariya kostugum oyun demek isterdim ama olmuyor lan.. servet cetinle, ümit karanla bilgisayar oyununda bile ileriye gidemiyorum. haspelkader lig sampiyonu oldum ilk sene.. onu da tüm sezon boyunca tüm teknik direktorlere cektigim "bizi yokedersiniz siz ya.. abanmayin bak ha" ayarindaki demeclerimle yaptigima eminim.. uefada gruptan ciktik, turkiye kupasinda yari final gorduk..

    her neyse mühim olan nokta orasi degil.. cumhurbaskani kupasi macina cikiyorum arkadas.. feneri yeniyorum sonra oyun kapaniyor.. feneri yeniyorum oyun kapaniyor.. tamam linux de calistiriyoruz oyunu ama kapanmamasi gerek diyorum.. sonra fenere yenildim bir daha baslatip oyunu. oyun bu sefer calisti dostlarim. kapanmadi.. yani bravo buradan tüm fenerlilere.. bilgisayar sektorune de el atin!!! aman eksik kalmayin!!.. bari komputerde yenelim lan sizi yettiniz be..
  • adına gerçekçilik diyin, bokunu çıkarmacılık diyin, yok artık ebesinin amıcılık diyin ne derseniz diyin bugün başıma gelen hadiseyle artık gözümde oyunların tanrısı ünvanını almış efsane..fazla meraklandırmadan hadiseye geçeyim:

    ben as roma'nın başında 5 sezondur başarıdan başarıya koşan kendi halinde bir teknik direktördüm, adım namikaze minato..işte ben:

    http://img528.imageshack.us/…8/5900/namikazeit6.jpg

    6. sezonun başındayken yine can sıkıcı transfer spekülasyonları arasında geziniyordum ve bir de baktım ki ne göreyim? roma under20 takımına benim oğlumu almışlar!!! evet yanlış duymadınız!! ben de insanım, benim de bir eşim var kendisi italyan, italya'da futbol oynadığım dönemlerde tanışmıştım..yaa işte sen gel bizim çocuk gir takım elemelerine, kendini göster henüz 15 yaşında 1.5 milyon dolar bedelin olsun..bizim youth coach alberto de rossi de saklamış benden böyle böyle senin çocuk elemelere giriyor, insan bir haber verir..neyse çok kaptırdım kendimi en iyisi screenshot'lar anlatsın gerisini:

    bu kendisinin profili:

    http://img79.imageshack.us/…79/5938/takahiroxa5.jpg

    sadece isim benzerliği yoksa alakası yok demeyin:

    http://img135.imageshack.us/…/5303/takahiro2rl0.jpg

    ana dilinden, kültüründen uzak kalmasın istedim, japoncayı bizzat kendim öğrettim..

    yaa işte böyle dostlar, ister gerçekçilik deyin, hatta ben buna kadrolaşma bile derim, babadan oğula geçecek bir hanedanın başlangıcı bile derim, ama böyle değişik bir oyun işte..duygulandırdı beni..oğlumm, canım oğlummm..
    yalnııız ilk 11'e girmek istiyorsa bunu haketmesi gerekecek orası ayrı..

    aklınızdan "ulen editörden yaptın gösteriyorsun di mi?" şeklinde düşünceler geçmesin, ayıp! valla kendiliğinden oldu lan!
  • bu versiyonunda spikerlerin yaninda yorumcu olacakmi$. turkiye ligi icin ridvan dilmen ve omer urundul du$unuluyormu$.
    - what a game!!
    - defans bloku ile orta saha arasinda varyasyon i$lemiyor... (omer)

    - the second goal!!
    - messi atti... (ridvan)
  • gol yemek istemediginiz ve ilk yarisi 0-0 biten bir macin devre arasinda kalecinize "you can make the difference" derseniz ikinci yari 3 tane yiyip rahatlayabiliyorsunuz (bkz: fark yaratmak). boyle de hazircevap bir oyun. bir sey dediginize bin pisman ediyor.
  • sözlük aracılığıyla ascoli yöneticilerine açık mektup yazmak istediğim oyundur.

    pek muhterem ascoli board'u,

    takımınıza sezon ortasında yeni bir heyecan aramak için gül gibi celta vigo'yu bırakıp geldim (ok, celta'da işler iyi gitmiyordu) ve geldiğim sırada serie b'de orta sıralarda yer alalım yeter dediniz. celta'nın kalecisi ve taş gibi defans oyuncusunu aram iyi olduğu için ucuza getirttim - yetmezmiş gibi istifa ettiğimde peşim sıra eden antrenör ve kaleci koçu da beni sevdikleri için geldiler. sonra tarih yazdık. bu takımı 6 ayda serie a'ya çıkardığıma uzun süre siz de inanamadınız, haberlerden biliyorum. ikinci sezon başlarken önüme "serie a'dan düşmemeye uğraşalım, 10.cu hafta 0 puan -100 averaj olmasın da başka birşey istemeyiz" diye bir hedef koydunuz. ben yine gidip villareal'den riquelme'yi beş kuruş harcamadan getirdim (evet ispanya'da iyi bir imajım var). yanına as roma'dan matteo brighi'yi yine beş parasız aldım ve bu ikisinin liderliğinde takımı serie a'daki ilk sezonunda 8.ci yaptım. son hafta san siro'da 80.000 kişi önünde lider inter'i şaşkına çevirip 90+2'de yediği golle 2-2 berabere kalan bu takımdı. hatta aynı puandaki ac milan geri zekalısı gidip son hafta roma'ya yenilmese şampiyonluğu kaçırıyordu az daha inter. 90+2 de şampiyonluğu kurtaran golü attı herifler. yine uçtunuz. inanamadınız falan.

    3.cü sezonda "orta sıralar" hedefinizi bir önceki sezonun biraz altında kalsak da 11.ci olarak yerine getirdik, yine memnun oldunuz. lakin yeni sezonda continental cup hedefi ne demektir? bana doğru dürüst transfer bütçesi ayırmadan uefa kupasına katılalım demek ne menem bir mantıktır? millet uçuk kaçık transferler yaparken tesadüfen düşürebileceğim üst düzey free agent adamların peşinden koşup nasıl uefa'ya girmemi beklersiniz (riquelme ve brighi bir şanstı)? hadi iflas durumunda olduğu için fiorentina dağıldı ama diğer potansiyel rakipler ss lazio, udinese, cagliari (ki deli kadroları var) veya genoa'nın kimleri aldığını gördünüz mü? beni kızdırmayın camiayı üstünüze salarım. ona göre.

    saygılarımla,
    feritciva, ascoli meneceri
  • ne dedim, feci kötü dedim, hakikaten öyle bir oyun..

    şimdi dediğim gibi, burada türkiye liginin güzelliği için söz veren de benim turksportal adına (ki bunun için özürlerimi belirttim, bizden kaynaklanan bir problemden dolayı istediğimiz gibi çıkmadı, yine de bütün liglere göz atma fırsatını bulmuş biri olarak vasatın hayli üstünde olduğunu söyleyebilirim o işin) bu fm'nin en iyi fm olacağını iddia eden de benim.. ama o açıdan da görüşlerimi doğru çıkarmadı oyun, en azından şimdilik.. championship manager devri kapandığından beri burada football manager ve türevleri için çeşitli heyecanlar yaptık, yaptım.. ama artık 2008 benim için bardağın taştığı seri oldu.. 08 için en iyi fm olacak derken fm'nin çok iyi bir oyun olduğunu ve bu oyunun en kalitelisi, en mükemmeli çıkacak diye söylememiştim.. fm ne yazık ki en başından beri iyi (sadece iyi) bir oyun olmayı başaramadı.. 08 de benim adıma bunun çivisini çakmıştır artık, üzerine konuşulacak bir şey kalmadı kendi açımdan.. oyunun beta tester'lığını yaptım aşama aşama, demosunu uzun süre oynadım.. oradaki oyun bu oyun değildi.. bu gerileme nasıl oluyor anlamıyorum ama 8.0.1'e rağmen beta'dakinden daha kötü bir oyun yapmayı başaran sigames araştırmacılarını kutluyorum.. ama konu aslında bu da değil, 8.0.2 gelir, gerçekten oyun daha güzelleşir, belki de dediğim gibi en iyi fm olur.. ama şu haliyle bile cm ruhundan o kadar uzak ki..

    her şey 2d'nin oyuncular için gösterilmesiyle başladı.. bunu bir türlü beceremediler.. ilk başta oha dedim, topun çevrilişi hakikaten maçlardaki gibi dedim.. ama oynadıkça, uzun süreler vakit harcadıkça öyle şeyler görünüyor ki akıl alır gibi değil..

    football manager 2005'ten beri mesela bir türlü halledemedikleri bir konu var.. karşı karşıya çok gol kaçıyor.. cillop cillop adamlar, hepsinde finishing, dribbling, technique, off the ball, flair 17-18+ durumunda 2-3 kişinin içine girip çıktıktan sonra bomboş pozisyonda kalecinin üstüne, auta falan vuruyorlar.. nedeni ne bunun? oyunun sktiri boktan algoritması.. şöyle ki, maç motoru 2005'ten beri o kadar dandik, o kadar saçma sapan durumlardan pozisyonlar oluşturuyor ki gerçekçi bir oyun olması için fm'nin bunların kaçması gerekiyor.. çünkü onların çoğunu ya da yarısını atan adamlar olsa bile her maçta 5 gol olacak, abuk subuk durumlar oluşacak.. kendi ceza sahamın önünde olmuş faulde, karşı takım savunmasını yerleştirmişken 60 metrelik bir pasla benim forvetim rakip defansın arkasına sarkıp pozisyona girebiliyorsa, onu bırakın, 4-5 maçta bir degajla atılan topa forvetler arkaya sarkıp karşı karşıya kalıyorlarsa bunların gol olmaması lazım.. olursa gerçekçilik istatistiki bazda mahvolur.. olmazsa forvetler kabız, kaleciler azıyor eleştirilerini alırız hallederiz.. ama 3 yıldır yahu şu pozisyonları nasıl kısabilirizin çalışmaları yok..

    bir oyun düşünün ki, çatır çutur ara paslarıyla forvetlerim devamlı kaleciyle bire bir kalıyorlar ve ben en ufak heyecan duyamıyorum.. 6-7 tane karşı karşıya kalıp biri gol olacak da ben de heyecan duyacağım.. şimdi sol çaprazdan kaleciye doğru ilerleyen oyuncum bana bu oyunda heyecan vermiyorsa ne verecek? sigames önce bunun cevabını vermeli bana..

    maçların atmosferi 2005'ten beri skik.. gol olduğunda çıkan "yeeeaaahhhh" sesini duyabilmek için baya açıyorum sesi.. gollerde oluşan sesler iyi, güzel.. ya gerisi? maçın diğer anlarında kulaklara gelen sesler bir maçın devre arasında statlarda oluşan konuşma sesleriyle oluşan uğultunun aynısı.. heyecan yok, maç izleme yok.. gol kaçtığı zaman gelen bir "ahh" ya da "uuuh" ünlemi yok.. takımlara özel tezahüratlar? onlar da yok.. görüntüsüz championship manager bunların hepsini barındıran, sesi sonuna kadar açtığım vakit babamın odamı basıp ulan hangi maç başladı da haber vermiyosun demesine neden olan bir oyundu.. gollerdeki ünlemler, kaçan gollerde gelen süper uuuuuu sesleri, arsenal'e, united'a, pool'a, newcastle'a özel tezahüratlar, onu bırakın oyunculara yapılan özel tezahüratlar (örnek: alan shearer, sırf ooo newcastle ve shearer!!! tezahüratları için newcastle alıp maçları very slowda ve son seste oynamışlığım vardır) vb. güzel şeylerle 2d'siz championship manager bu görüntü garabetli football manager'dan 10 kat daha maçtı, 10 kat daha büyük heyecandı..

    korner kullanacağım, mixed diyorum, penalty area diyorum, far post diyorum.. farketmiyor.. 10 kornerin 7-8'i ön direğe.. ön direkte de vuran herif hep aynı.. gilberto silva.. dedim mi gilberto'ya git ön direğe diye? hayır.. elemana dedim mi far post'a at diye.. evet.. o zaman bu 7/10'un ön direğe gidip ordaki hep aynı elemanın kafayı vurmasını birinin bana açıklaması lazım.. kornerlerde çok gol oluyor yahu, biraz önleyinin çözümü bu mudur? 1 sene beklenen oyunda budur diyor sigames araştırmacıları..

    oyuncuların zekası sıfır.. ara pas atmaya gelince gilberto silva öküzü bile ronaldinho.. ama en temel kurallardan haberleri yok.. sol çaprazdan bir forvetin ya da açığın girdiği vakit sağdan biri bomboş geliyorsa daha o giren oyuncunun gelen oyuncuya pas verdiğini ve gol attığımı görmedim.. hepsini kaleye vuruyorlar.. tamam sen de karşı karşıyasın, evet gerçekte de bazen pas vermezler kendileri vururlar.. ama 2743 tane girince 2743'ünü de aynı şekilde sonuçlandırmaz oyuncular.. o hareketi iki kere üst üste yapan adama bir daha forma vermiyor hocalar..

    cm'de mükemmel olup fm'de 2005'ten beri saçma olan başka bir şey.. koskoca maç bitiyor, hemen giriyorum home ya da away state'te oyuncularımın yaptıkları istatistikleri görmeye.. bazı oyuncularımın 7-8 pasla maçları bitirdiğini, en fazla pas yapan adamımın 30-40 pasta olduğunu, takımımın yarısını 15-20 pasla oynadığını görüyorum.. bir maçta 65. dakikada cesc sakatlandı.. gittim baktım napmış diye, çocuk 65 dakikada 3 pas yapmış, 1'i isabetli.. play maker'ım bi de bu benim.. sizin kodlayacağınız oyunun kalıbına sıçayım dedim, maçı bitirip save'ledim oynamadım bi daha o gün.. cm'de bazı maçlarda orta sahaların 80-90 pasa çıktığı görülürdü ki gerçekçi rakamlar bunlar.. günümüz futbolunda 90 dakika oynayıp 5-15 arası pasla maç bitiren oyuncu yok, ben çıksam arsenal'de sahaya daha çok değerim topa.. ayarlamak zor mudur bunu? sanmıyorum, ayarlısı vardı zira.. değiştirmek zor mudur? o da değil, ama bir gelişme olmuyor 4 yıldır..

    oyuncu ratingleri gerçekçi değil.. herkes 7 alıyor.. cm'nin de bu konuda gerçekçi olduğunu söylemek zor.. hatta fm'de basit hata yapan oyuncuların hemen 4-5'e düşüyor rating'i büyük hatalar yapan adamlar 4'le maç tamamlayabiliyor, bu güzel.. ama marj çok düşük.. bütün oyuncular 6.80-7.70 civarı arasına sıkışmış durumda.. çoğu da 7-7.20 arasında değişip duruyor.. ha yok mu o verdiğim değer dışında istisnalar var tabi ama bence yeterli değil..

    maç motorunun algoritması tamamen çözülmüş durumda.. hangi kornerlerin tehlike yaratıp yaratmayacağını, hangi taçta devam edileceğini, hangi frikikte tehlike olacağını kestirmek mümkün ve zaten heyecansız olan oyunun heyecanını daha azaltan şeyler bunlar.. mesela kaleciyle karşı karşıya kalınan pozisyonlarda oluşan kornerlerden gol bulma olasılığı %0.01.. imkansız gibi bir şey.. dandik pozisyonlarda, hiçbir tehlike yaratamadan oluşan kornerlerin ise gol olma ihtimali ortalama.. yine pozisyon ilk kornerle açılıyorsa ya büyük bir tehlike yaratıyorsunuz, kaleci falan çıkartıyor, ya da rakip takım kontra buluyor.. büyük ihtimalle gol yiyorsunuz.. güzel bir pozisyon yakaladıktan sonra topun dönüp frikik olması o frikiğin gol olmaması demek oluyor yukarıdakine benzer şekilde.. fakat eğer görüntü ilk frikikle geliyorsa, atan tarafsanız büyük heyecan duyun, karşılayan tarafsanız götünüz 3.5 atsın.. zira bunların önemli bir çoğunluğu gol oluyor.. gol olan frikiklerin de en az %50'si barajdaki elemanın birine çarpıp kaleciyi kontrpiyede bırakarak oluşuyor.. maç içinde uzaktan çekilen şutlarda da bu kıça başa çarparak kaleciyi yanıltma ve gol olma durumu maalesef olması gerekenden çok daha fazla bir oranda gerçekleşiyor..

    bir de işin taktik ve sistem kısmı var ki oraya girsem çıkamam.. fakat championship manager'daki with/without ball kavramı sayesinde bazen oyunu açıp gün ilerletmeden, sadece sistemi oluşturmak için gerçek hayatta 2-3 gün harcadığımı bilirim.. tabii belirli saatlerde.. cm'nin sistem oluşturma opsiyonu çok daha karmaşık ve incelikli bir işti.. burada 4-4-2 oynayan iki oyuncunun sistemsel bazda hiçbir fark yaratma şansları yok.. ben championship manager'da klasik 4-4-2'de oyuncuları kare kare çok farklı yerlere yerleştirerek apayrı bir sistem oluşturma şansına sahiptim ve başka bir 4-4-2'den çok daha farklı bir oynayış stiline sahip olabiliyordum ama football manager'da bunu yapmak mümkün değil.. taktik kısmı evet daha ayrıntılı (ki kaç yıl var artık doğal bu da) ama taktiksel fark dışında sistem farkı yaratmak isteyen oyuncunun yapabileceği şeyler çok kısıtlı.. en fazla 1 saatte sistemi kurup taktik oynamalarla maça çıkılıyor football manager'da.. with/without ball ne kadar gerçek hayata uygundur, ne kadar gerçekçidir o da tartışılması gereken bir konu fakat oyundaki ustalık için çok önemli bir farktı.. ama o 12 farklı karedeki yerleşimi 2d'li bir maçta yapmak mümkün değil, hiçbir maç motoru ve algoritma yapamaz onu, onun da açıklaması çok ayrıntılı olur ama tamamıyla hak veriyorum.. 2d ve without ball bir arada olamayacak şeylerdi.. sigames belki hiç üstünde bile durmadan bu seçimin 2d'yi oyuna koymayı belki de çok düşünerek bu kararı verdi ama bence bok yedi.. budur..

    football manager 3-4 yıldır kendimi gaza getirmeye çalışmama rağmen büyük bir fiyaskodur.. ama 75 kağıt verip elim mahkum oynamaya devam ettiğimdir.. çünkü, ne yazık ki daha iyisi mevcut değil, olacağa da benzemiyor..
  • arsenal yönetiminin başarıyı sevmediği (çekemediği mi desem) oyundur kendileri. şöyle ki arsenal ile 6 sezonum. buraya gelene kadar çoluk çocuk dememiş yatırım yapmışım. aç gezmiş yerinde donsuz dolaşmış ama cümle wonderkidi arsenal forması ile tanıştırmışım. ellerimde büyümüş pek çoğu. pek tabii sahaya çoluk çocukla çıkınca öyle ciddi bir başarı da gelmemiş. şampiyonluklar manchester ile chelsea arasında paylaşılmış. ama arsenal boardu hep arkamda. bizim diyor long term targetlarımız var diyor başka bir şey demiyor. altyapıya yatırım yapıyorlar, transfer budget wage budget gırla.

    gel zaman git zaman benim çocuklar büyüdü, hepsi birer aslan parçası birer worldclass oldu. kenara koydugum kefen parası ile de cristiano ronaldo ve lionel messi ile aslanlar gibi bir takım oldu. zamanında title challange bir takım iken şampiyonlugun en güçlü adayı oldum. taktik oturmuş öyle ki tatil yapıyorum arada assistant manager takımı alıyr götürüyor. saat gibi tıkır tıkır. community shield ile başlayan destansı sezon league cup, premier league, fa cup derken champions cupa el uzatmamla nihayete eriyor. taraftar çoşmuş, londra sokakları birbirine girmiş. rakipler birer birer çatlıyor. yıllarca verilen emeklerin karşılıkları bir bir geliyor. takımın en dandik yedeklerine dahi transfer tekliferi yağıyor. bir yağma havası almış başını gidiyor. herkes ne koparsam kardır diye düşünüyor arsenalden. kendimden emin confidence butonuna tıklıyorum ve şu ifadeyi görüp şoke oluyorum.

    yaklaşık tercümesi şudur: arsenal yönetimi geçen sezonki performanstan dolayı endişelidir. unutmayın ki bizim uzun dönem hedeflerimiz vardır.

    meğer arsenal acıların takımıymış. meğer yüzüp yüzüp kuyruğunda bırakmak gerekiyormuş. meğer finallere kalmak bile yetiyormuş boarduma. bu ne arabesk bir davranış şeklidir. bu ne mazoşizmdir. manyak mısınız la olm. baştan söleyinsenize. kasmaz rahat rahat çıkar maçlara ultra defensive oynar, para biriktirirdik. bu ne hırs yoksunluğudur. takımdaki hırsın yarısı boardda yok şerefsizim. ya bu arsenal yönetimi gider ya ben. aha da bu kadar söylüyorum. bu ne yahu.
  • gerçekten ilginç bir oyun. sürekli aynı mevkide oynatılmaktan şikayetçi olan bir kalecim var. kendisini forvette oynatmayı düşünmekteyim.
hesabın var mı? giriş yap