• anathema'nın yerlerde süründüren parçası. bildiğin yerlerde süründüm..

    izmir'deyim, evde tek başına.. manyak gibi anathema dinliyorum. one last goodbye'ı kapatıp, lost control'u, onu kapatıp, flying'i.. yaz günü, kokuşmuş kokuşmuş, bilgisayarın başında bağırarak şarkıya eşlik ediyorum. lan dedim bi duş neyin alıyım, birazdan anne gelir eve, kızmasın, bağırmasın.. açtım flying'i, loop'ta. ben de duştayım. kapı neyin açık, manyaklar gibi and it feels like i'm flying above you diye çığırıyom, back down to earth'lerde ruhu teslim ediyom. o tekrar ediyo ben de cıbıl cıbıl işimdeyim..

    bi yerden kulağıma şarkıda olmayan sesler geliyo. iyice yoğunlaşıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. bildiğin kapı zili ve telefon sesi. vücut köpüklü ve ıslak. belime havluyu dolayıp önce telefona koşuyorum sonra da bilgisayara. telefonu sağsalim alıyorum ama bilgisayara giderken ayağın ıslak olmasından mütevellit çok güzel kayıyorum. hala ayaktayım ama dengesiz bi şekilde bilgisayar ve yatağa doğru kaymaktayım. sonra dayanamayıp düşüyorum. altımdaki havlu götümden ayrılıyor, başımı ise bilgisayarın kasasına geçiriyorum. bilgisayarda o düşme anında ne tesadüf ki vincent abimiz fılaaaaaayiiinnnggg diye bağırmakta. telefon elimden fırlıyor ama hala çalıyor, evin kapısı da ciiik ciikk ciiik ötmekte...

    kafamın şiştiğinin farkındayım, o durumda kapıya bakmazsam müzik hayvan gibi çalarken bir anda durması kapıdakini işkillendirecek. belime havluyu dolayıp, telefondaki sese efendim diyorum ve akabinde kimoo diyorum. annem ne bağırıyon ne kimoosu diye bana bağırıyo, kapıyı açıyorum, anneme yaa bii dur bii dur diyorum, kapıdaki anlamadım deyip beni o halde görünce korkuyor, hoşgeldiniz, kusura bakmayın diyorum, annem ne hoşgeldini diyor.. karşı komşumuz ben sonra geleyim diyor, kusura bakmayın diyorum.. annem iyice dellenip, oğlum sıçacam ama ha noluyo diyo.. ooff sıkıldım amına koyiim. yarak gibi bi durum yani anlayacağınız..

    işte bu şarkının bendeki yeri bu oldu. ne zaman dinlesem duysulaşmayla, hüzünlenmenin arasında gidip gülerken ağlıyorum..
  • her notasında hıçkırarak ağlama isteğiyle tüm ruhumun sarsılmasına neden olan, anathema başyapıtı şarkı.
  • a natural disaster'in en mükemmel parcalarindan... enfes bir vokali var vinnynin.

    started a search to no avail
    a light that shines behind the veil trying to find it
    and all around us everywhere
    is all that we could ever share if only we could see it
    believe there's truth that's beyond me
    life ever changing weaving destiny

    and it feels like i'm flying above you
    dream that i'm dying to find the truth
    seems like your trying to bring me down
    back down to earth back down to earth

    layers of dust and yesterdays
    shadows fading in the haze of what i couldn't say
    and though i said my hands were tied
    times have changed and now i find i'm free for the first time
    feel so close to everything now
    strange how life makes sense in time now

    and it feels like i'm flying above you
    dream that i'm dying to find the truth
    seems like your trying to bring me down
    back down to earth back down to earth
    back down to earth back down to earth
    back down to earth back down to earth
  • anathema dediler, flying dediler, sustular. haklıydılar.
  • aşmış şarkı.

    hiçbir faydası olmayan bir arayışa başladım
    perdenin arkasındaki o ışık, onu bulmaya çalıştım
    ve hepimizin etrafında, heryerde
    paylaşabileceklerimiz vardı, eğer görebilseydik onları
    inanıyorum benim ötemde bir gerçekliğin olduğuna
    sürekli değişiyor hayat, kaderi dalgalandırarak

    ve sanki senin üzerinde uçuyormuş gibi hissediyorum
    gerçeği bulmak uğruna öldüğümü düşlüyorum
    görünen o ki, sen düşürmeye çalışıyorsun beni
    yeniden yeryüzüne doğru, yeniden yeryüzüne doğru...

    geçmiş günlerin tozlu tabakaları
    gölgeler soluyor artık konuşamadıklarımın sisinde
    ve her ne kadar ellerim bağlı dediysem de
    zaman değişti ve ben ilk defa kendimi bu kadar özgür hissediyorum
    her şeye o kadar yakınım ki
    garip, hayat nasılda mantıklı geliyor insana zamanla

    ve sanki senin üzerinde uçuyormuş gibi hissediyorum
    gerçeği bulmak uğrunu öldüğümün hayalini kuruyorum
    görünen o ki, sen düşürmeye çalışıyorsun beni
    yeniden yeryüzüne doğru, yeniden yeryüzüne doğru...

    yeniden yeryüzüne doğru, yeniden yeryüzüne doğru...
    yeniden yeryüzüne doğru, yeniden yeryüzüne doğru...
    yeniden yeryüzüne doğru, yeniden yeryüzüne doğru...
  • bu sarkiyi hala, bir turlu, aklim almiyor
  • anathema'yı dönemlere ayırmak isteyen bünyelerin yapay değerlendirmeleri arasında kaybolup gitme potansiyeline maruz kalsa da muhteşem sıfatını üstüne çekme konusunda hiçbir tedirginlik duymayacağını düşündüğüm şarkı...
  • bozuk moralle dinlenmemesi gereken sarki.

    (bkz: intihar etmeyeceksek icelim bari)
  • insan'ı ciddi anlamda manevi olarak yoran bir şarkıdır. çok dolayı bir yoldan anlatacağım bunu;

    tarih, 27,10,2007 anathema izmir konseri;

    bu konserden bir kaç gün önce, arkadaşlarla bostanlı'da akşamüstü birası yapıyoruz . izmir'de ekim ayını bilen bilir. akşam üstü o güneş insanı yakmaz ama tatlı tatlı esintiyle beraber 2 birayı da içince, hafif kızartıverir insanın yüzünü. işte öyle bir gün akşamüstünde telefonum çaldı. arayan 1.5 yıl öncesinde beni çok büyük bir bunalıma sokmuş eski kız arkadaşım. hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan birini beni terk ederek yaşatmış insan.

    hiçbir şey eskisi gibi değil,bana hayatımın hatası sensizlik olmuş diyor, seni görmek için yanında olmak için ne yapmam gerekiyorsa hazırım, sadece ama sadece senin yanında olmak istiyorum diyor telefonda. çok şaşırmıştım gerçekten. beklenmedik anda beklenmedik bir telefon. ne yapmam gerektiğini çözemeden ben seni eve gidince arasam diyebildim sadece.

    biramı nasıl içtiğimi anlayamadan eve gittim. onu aradım neden 1.5 yıl sonra dedim, oda bana sadece ve sadece "korktum" diyebildi. bende en büyük zaafımla tanışmış oldum böylece. izmir'e geleceğim dedi. bende tabii ki gel dedim. ama dedim; bir kaç gün sonra anathema konseri var burada. ben biletleri alayım o zaman gel dedim. konser gününe kadar günde en az, 5 yada 6 defa ve saatler süren telefon konuşmalarıyla geçti. geceleri onu düşünerek heyecanla konser gününü bekleyerek geçirmeye çalıştım zamanı.

    konser sabahı havaalanından aldım onu, öyle bir sarıldım ki tabii ki oda bana. şimdi bile hissettim o hissi. bütün günümüzü evde geçirdik, 1.5 yıldan bahsederek; neler yaptığımıza, neler yaşandığına/yaşadığıma, hayatımızdaki önemli yada önemsiz neler geçirdiğimize dair konuşarak ve tabii ki birbirimize doyarak akşamı yaptık.

    konser saati geldiğinde sahne önünde yerimizi aldık ve konser başladı. o kadar muhteşem bir andı ki sahnede anathema yanımda en büyük zaafım.

    konser sonlarına doğru, işte "o şarkı başladı" ve başı dönmeye başladı. arkada gidelim mi biraz dedi. gönülsüzdüm ama kıramadım arkada tarafta çimlere oturduk. başını omuzuma yasladı, hiç bitmesin dedi. bende güvendim kendime, "bitmeyecek, hep beraber olacağız , seni ömrüm yettiği sürece seveceğim" dedim. bakışları bile beni yüzümün gülmesi için bir sebepti ve cidden çok ama çok mutluydum. konserden sonra ki 3 günü beraber geçirdik. muhteşem bir kaç gün biribirize doyduğumuz, gerçi tam anlamıyla doymak denemez bir kaç gün ne kadar yetebilir ki değil mi?

    ve dönüş yolu, onu havaalanına götürürken o yolun bitmemesi için ne kadar yavaş gittiğimi anlayamazsınız. bir kaç hafta sonra bu sefer ben onun yanına gittim. yine muhteşem anlarla dolu bir kaç gün ve yine ayrılık. bu durum birkaç defa böyle devam etti.

    sonra sebebini şimdi hatıryamadığım çocukça bir nedenden ayrıldık.

    sorsanız 5 yıl sonra neden giriyorsun bu entry'yi diye ? tek cevabım şu olacaktır. o benim en büyük zaafım, bugün tekrar arasa... neyse.. başa dönmeyeyim.

    bu şarkıyı ne zaman duysam ne zaman işitsem, hissettiğimi ve eminim ki oda duyduğunda benim hissettiklerimin aynısını hissediyordur. içimden bir şey eksiliyor. sanki ömrümden bir parça bu şarkıyla biraz daha kısalıyor. ama zaafımı hatırlatması bile benim için herşeyi göze alma sebebidir. umarım sizin bu veya bunun gibi bir şarkınız yoktur. varsa bile içinde bulunduğunuz psikolojiyi çözmeye çalışmayın. sadece ayaklarınızın yerden yükseldiğini ve uçtuğunuzu düşünün ki zaafınızdan kurtulup özgürlüğü tadın..
hesabın var mı? giriş yap