• 1982 almanya- peru yapımı macera ve dram filmi.
    yönetmeni werner herzog, başrolde ise klaus kinski ve claudia cardinale bulunuyor.

    fitzcarraldo bir opera aşığı. tek hayali ise amazonlarda bir opera binası inşa etmek. fakat sermayesi olmadığı için bir dizi mücadele vermek zorunda kalıyor ve kısacası film, tutkusunun,hayalinin peşini bırakmayan ve bunun için elinden geleni yapan bir adamın hikayesini konu alıyor.
    çekimleri 3 yılda tamamlanan filme dünyanın parası harcanmış. aynı yıl cannes'da da en iyi yönetmen ödülü alarak kendini kanıtlamış.

    filmde özel efekt ve film hilesine hiç yer verilmemiş, zaten izlerken buram buram hile yok dedirtiyor.

    --- spoiler ---

    geminin karadan yürütülmesi fatih sultan mehmet'i hatırlatmıyor da değil hani. filmde fitzcarroldo'un gemiyi karadan yürütecekleri haberini verdiğinde kendi kendime "hadi canım! -mış gibi yaparlar herhalde, gerçekten yürütsünler de onu görelim fatih gibi" demiştim ama hiçte -mış gibi değilmiş, beni de dumur ettiler teşekkür ediyorum kendilerine.
    --- spoiler ---

    izlerken acaba nerede çekilmiş? diye kendime soruyordum. film bitince de araştırayım dedim, çekimler peru ve brezilya'da yapılmış. ee çok da güzel yapılmış. alkışlıyoruz kendilerini.

    ayrıca film 2 saat 37 dakika sürüyor, film gibi yani.

    izlemeye niyetlenenlere iyi seyirler diler, iki kaşlarının arasından öperim.
  • çekimleri tamı tamına 3 yıl sürmüş, müthiş bir bütçe harcanmış, ancak neredeyse hiç gişe yapmayarak seyirci tarafından harcarnmış çok başarılı bir film. çekimler amazonların derinliklerinde yapılmıştır ve ilk başrol oyuncusu hastalandığı için yerini klaus kinskialmıştır. bu nedenleçekimlerin %40 kadarı tekrar edilmiştir. çekimler, uçak kazaları, yerlilerin saldırıları ve senaryo gereği oolan doğa mücadeleleri ile sekteye uğramıştır. amasonuç sinema tarihinin sessiz zaferlerinden biridir.
    filmin konusuna gelince, fitzcarraldo amazonların derinliklerinde bir kauçuk kasabasında yaşayan irlanda asıllı bir avrupalıdır. tren yolu işine girmiş ancak iflas etmiştir. hayattaki en büyük tutkusu ise bir gün amazonlarda kocaman bir opera binası inşa ettirmek vebüyük sanatçıları buraya getirmektir. buz üretip satarak para kazanmaya çalışır ancak yeterli olmaz bu. sonunda, randevuevi işleten sevgilisi claudia cardinalenin maddi manevi desteği ile kauçuk işine girer. kimsenin izlemediği bir rota izleyerek amazon nehri boyunca ilerler ve gemisini iki nehrin birbirine yaklaştığı bir bölgede, karadan taşır. karyşısına bir çok güçlük çıkacak, bazı güçlükler avantaja sonra tekrar dezavantaja dönüşecektir.
    filmi izleyebileceklerin tadını kaçırmadan özeti böyle. dikkatlisuserler, filmin konusu ve referansları arasında çok güçlü çizgi roman kültürünün yaşadığını fark etmişlerdir. film ilginç bir şekilde, mister nonun kasabası manausun o eski şatafatlı günlerinde başlar. bazen kare kare mister nonun sinema filmini izlediğiniz hissine kapılırsınız. yerlilerin tavırları, randevuevi, kanolar, zengin tüccarlar, fakir yerliler,her şey amaher şey çok ciddi çizgi roman referansları içerir.
    bu arada ilginç bir not, tersliği ile efsane olmuş klaus kinski bu film çekimleri sırasında da yönetmen werner herzog ve setteki herkes ile takışmıştır. yerliler ise bu garip adamdan korkmuşlar ve nefret etmişlerdir. hatta bir gün bir yerli yönetmen herzog'a yaklaşıp, 'isterseniz sizin için bu adamı öldürebiliriz' demiştir.
  • başrollerini klaus kinski ve claudia cardinalenin paylaştığı bir werner herzog filmi. suskun suser mikelanj sponsorluğunda ev sinemalarında.
  • sinemanın klişe filmlerden oluşan ticari bir pazar değil gerçek bir sanat dalı olduğunu hatırlatan, gecenin yarısı izlendiğinde "bunlar deli mi yahu" diye uzun uzun düşündüren ve sonuçta iyi ki böyle deliler var da böyle baş yapıtlar izliyoruz diye karar verdiren şahaser.

    --- spoiler ---

    özellikle klaus kinski'nin geminin tepesinde caruso dinleterek amazon yeşillikleri arasında süzüldüğü sahne inanılır gibi değil. böyle etkileyici bir sahne sinema tarihinde çok ender olmalı. yerlilerin davullarının caruso karşısında susması da ayrı tabi. bunu batı uygarlığının lokal kültürleri yutması olarak da algılamak mümkün ama maalesef o yamyamlığı yapan enrico caruso veya leoncavallo değil; paris hilton, britney spears, 50 cent etc. etc.

    sonuç? gidin bugün herhangi bir sinemaya, aklınızda fitzcarraldo ve klaus kinski'nin bu filmdeki oyunculuğu ile herhangi bir holivut filmini izleyin... iç geçiren ikon var mıydı burda?

    --- spoiler ---
  • festivalde izlerken klaus kinski'ye beni hayran bıraktıran film. bir de durmaksizin "ne kadar para gitmiştir bu filme?" diye sorup durdum kendi kendime. hala bir başyapıt olduğunu düşünmekteyim, werner herzog'un bir çeşit alışkanlığıdır zaten bu. **
  • raporlu* deli werner herzog'un tanrı rolüne soyunup sisyphos efsanesini sorguladığı ve kendisi de başlı başına bir efsane olan filmi. 340 tonluk gemiyi allahın sktirettiği yerlerde dağlardan aşırtmak ne demek?

    üstelik 3 yıldan fazla süren çekimler, peru - ekvator savaşının en civcivli olduğu bölgelerde yapılmış ve hepi topu 16 kişilik crew'un götü mütemadiyen 3.5 atmıştır. yerlilerin dengesizlikleri, kazalar, ölümler ve klaus kinski'nin dellenmelerini saymıyorum bile...

    jack nicholson projeden neme lazım deyip vazgeçmiş, çekimlerin %40'ı tamamlandıktan sonra jason robards kovulmuş, haydi baştan...
    mick jagger da setten koşarak uzaklaşanlar arasında...

    bu film sinemacı adamı ister istemez minimalist yapar...

    (bkz: sisyphos/@axellennox)
  • werner herzog'un recursive filmi. fitzgerald'ın hikayesini anlatan yönetmenimiz bu film ile kendi fitzcarraldo hikayesini yaratmış. çekimler sırasında yaşananları filmi izlemeden önce okuyup bu bakış açısı ile izleyince filmi, çok daha eğlenceli oluyor.

    "every man should pull a boat over a mountain once in his life." — werner herzog
  • manaus, kauçuk, opera, yerliler, misyonerler, arka plandaki amazon nehri ve sivrisinekleri ile tam bir mister no macerası. hem de en iyilerinden.

    şefin tavsiyesi: ardından cobra verde ve aguirre der zorn gottes ile üçleme yaparak werner herzog'a doyabilirsiniz.
  • muthis goruntuleriyle etkilemis, yapilan islerle de werner herzog'un fitzcarraldo'dan (=fitzgerald) az deli olmadigini dusundurmus filmdir bu. yalniz 157 dakika olmasinin hic bir alemi yokmus, verin bana bir makas, 120'den asagi indirmezsem namerdim. ayrica klaus kinski'nin en yakisikli hali herhalde bu. ha bir de trivia: filmin basinda arkadaslari operaya sokan zenci zat milton nascimento'nun ta kendisiymis.
  • the frames'in set list albumunden hos bir parcasi. (bkz: sdyto)

    here, back, down a long and straight track
    i have chose the long road -
    that leads me to god knows
    so i can't stop right now

    even the good stars can fall from grace and falter
    lose their faith and slide
    but i can't get an ocean that's deep enough for my day

    it's the first of the ascension
    it's a sad way we've flown before the storm
    and her last words were 'i'm always thinking of you'
    in my olden days i was a slave

    well now it's time for to sound your voice
    and capture what your after
    my ship was sold right up the river
    but i'm not going down here
    this journey isn't over
    it's a long way to the house of fitzcarraldo
    and her last words were 'i'm always thinking of you'
    in my olden days i was a saint

    even the good stars can fall from grace and falter
    like lapdogs that stride that mystery
    and her last words were 'i'll see you down in history
    it's the only way that we can go i shall eclipse you

    it's a long way to fitzcarraldo...
    and i don't want to pray for you
    in the name of something true....
hesabın var mı? giriş yap