• sözlükte sikko yazarlara çarpmış araç. espri yapcam diye göt yırtılıyor. yazarda hasar yok, sözlüğün amı götü dağılmış vaziyette.
  • ayni stephen king'in katil araba christine'i gibi beni oldurmeye yeltenen hasta ruhlu aractir bu.. butun bakimlarini duzenli yaptirmama ragmen kendisini benzin koymaya usenip yolda kalmasina sebep oldugumdan beri bana kin guden ve sinsi sinsi planlar yaparak bir firsat kollayan gulbahar (cristine ismi tofas marka arabaya gitmez diye isimde bir modifiye olayina gireyim dedim) ilk tesebbusunu sicak bir ilkbahar gunu yokusasagi frenlerini patlatarak yapti, usta manevralar ve zamaninda el freni mudahelesi ile bir yere girmeden kurtulan sofor gulbahari iyice cilgina cevirdigi icin ikinci planini malum sofor herseyden habersiz isine giderken uygulamaya koydu.. once durduk yere stop ederek soforun ise gec kalmasini saglayan gulbahar vakit kaybedip gec kaldigi icin hizlanan sofor uzun bir 180 derece viraja girerken birkez daha frenlerini patlatarak cinayete tam tesebbuste bulundu.. kendini bu kadar akilli sanan katil araba soforun bu kadar seri vites dusurerek motor freni yapacagini ve sonrasinda debriyaji kokleyerek motor devrini rolantiye dusurerek viraji alabilecegini hesaplayamamisti.. bu olayin akabinde gulbaharin chaotic evil karakterini ve planlarini farkeden sahibi gotune tekmeyi basmis ve yerine tina isimli ingiliz guzeli bir rover 416si almistir..

    gulbaharin siktir edilmesiyle birlikte sofor kisi herseyin yoluna girdigini sanmisti ve fakat bu lanetin asla pesini birakmayacagini sattigi gulbahari yolda gorup ustune ustluk birde lavuk soforu yuzunden kaza tehlikesi atlatinca aci bir sekilde ogrenmis oldu..

    ne olur ne olmaz diye saab kullaniyorum simdi korkumdan.. eger bi kere daha karsilasirsam o araba ile yeminliyim, bastirip parayi satin alicam, sanayide parcalattirip her parcasini baska bir copluge aticam.. 06 trm 32, gri tipo slx gulbahar.. sozum sana.. yakalarsam cok fena yaparim kizim, birak pesimi, ben sana yar olmam, ben isvecli kristina'yi seviyorum, sevenin arasina cem uzan bile girmez.. naş hadi, ikile yolda üçe takarsın.. (bu lafı asla gerçek manada kullanacağımı düşünmemiştim, o da bugüne nasipmiş)
  • 2007 senesinin kasım ayında aldığım 1998 model tipomu yarın yeni sahibine teslim ediyorum. evet, bu 6 sene içerisinde belki çok param oldu, kendisinden 10 yaş daha genç, çok daha özellikli bir otomobil alabilirdim, evet, belki bu 6 sene içerisinde kendisinden iki üst sınıf araç alabilirdim ama 160.000 km, 6 sene, 12-13 kız arkadaş, belki milyonlarca anı eskittik ve bir gün olsun ki "keşke bunun yerine başka bir yol arkadaşım olsaydı" dedirtmedi bana. bu 160.000 kilometrenin belki 1000 kilometresini benim sırtımda gitti, istemedi, gitmedi, "olsun" dedim, sırt verdim, ittim, durdu, "yoruldum" dedi, "tamam" dedim beraber yorulduk, beraber dururuz. ben duralım istedim, beraber durduk, o gidelim istedi, beraber gittik. 6 senedir yatağıma yattığımdan çok onunla beraber oldum, 6 senedir sevgilimle beraber olduğumdan çok biz vardık ve artık o ne kadar çok istenmese de zorunda kalınan ayrılık vakti geldi, 15 senedir ne kadar hüzünlenirsem hüzünleneyim ağlamayan ben, şu anda oturmuş herşeyim olmuş vaypırım (evet, adı viper) için gözyaşlarıma engel olamıyorsam -ki elimden geleni yapıyorum- bir sebebi vardır.
    arabasıyla gönül bağı kuran insan cahil insandır arkadaşım. ben işte, o cahillerdenim. fakat durup düşününce beni 24 yaşımda elimden tutup almış, 30 yaşıma getirip arkamdan yaşlı gözlerinin içindeki parıltıyla mutlu ve belki biraz da mağrur bir şekilde bakıp beni bu saçmasapan orta yaşlı hayatıma yolcu eden bu adama saygı duyuyorum. ilk beraber olduğumuz, her ikimizin de genç olduğu hızlı zamanlarımızda vaktimizin bu kadar hızlı geçeceğini tahmin etmezken, çoğunlukla ankara'nın engebeli yollarında, karadeniz'in manzaralarında, akdeniz'in sıcağında, ege'nin kokusunda, doğu anadolu'nun bozkırında, istanbul'un keşmekeşinde, antalya'da, giresun'da, balıkesir'de, diyarbakır'da, izmir'de, van'da, mersin'de, varolduğum ve uğradığım için gurur duyduğum her köşede, "at avrat silah" dediğimde atım olduğunda, aslında benimle olduğunu fark etmesem de benimle olan, 81 ilin en az 40 tanesini beraber gezdiğimiz, zorda kaldığımda asla ama asla yarı yolda bırakmayan, keyfimiz yerindeyken arada naz yapıp sonra kendini affettiren, insanların bana hala daha bu eski, dökük arabayla uğraşmama anlam veremeyip dalga geçtiklerinde köşeden bakıp göz kırpan ve hayatım boyunca bende ayrı bir yeri olacağını bildiğim yol arkadaşımdan yarın ayrılıyorum.
    uzatmak sıkar. zaten biliyorum ki benden başka kimse de buraya tekrar gelip bunları okumaz ama keşke herhangi bir materyal gibi ayrılabilseydim ve şu anda hafif bir sarhoşlukla güzel bir manzaraya oturup beraber dertleşmiyor olsaydık... "bir erkek, babası öldüğü zaman gerçek bir erkek olur" derler ama bir erkeğe artık hayatında bazı şeylerin değiştiğini öğreten günler de olur. kimisi için çok hafif gelebilir bunlar ama benim için hayatın dönüm noktalarından biri olduğu gerçeğini her ne kadar çok istesem de gözardı edemiyorum.
    yakında öleceksin dostum biliyorum, ve biliyorum ki en az benim seni unutmayacağım kadar çok sen de beni unutmayacaksın. çok şeyim olduğun için teşekkürler. elveda...
  • plakası bh olduğundan *büstenhalter diyorum ben ona.

    senkromeçleri dağılmış, şanzımanı bir gün elimde kalacak orası kesin. lastikler öleli iki seneden fazla oldu, helvası ekosisteme karışmayı bırak yeniden ağaçların bitmesine sebep oldu. ön tamponu çıkma, plakadaki yazılar silik, konsoldan gelen seslerin kaynağını bir süre sonra aramayı bıraktım.

    amma, lakin ki, işe giderken minibüs çilesini bana çektirmiyor mu? günde 6 gidiş, 6 geliş 12 km yolu haftada 30 lira attığım gazla gidiyor mu? onun ben daşşağını yerim teyze beybi.
  • tüp taktırıldığında bagajda yer kalmayan ve tüp de küçük olduğundan dolayı 200 km'de bir gaz almak zorunda olduğunuz modeldir. ama candır ve güzeldir. geçen dönerken arkadan cip çarptı, allah sizi inandırsın cipin önü dağıldı, tipo'da bir şey yok. hem 97 modeline bu sene 46 lira vergi verdim. süper lan, daha ne...
  • fiat'ın günümüzde piyasaya sürdüğü punto'dan kat kat daha karizmatik bir tarzı olan otomobildir. sıradışı iç tasarımının gece sürüşlerinde sergilediği güzelliği ve sürüş keyfini kullanmayan bilmez.

    sağlamlığı hususunda net bir şey diyemem ama bildiğim şey ekşisözlük içerisinde gerizekalı turnusolluğuna soyunmuş arabadır şu dakikalar itibariyle. adam gelmiş araçla ilgili olan bir şey anlatmış, amına koyayım millet üşüşüp taşağa sarmaya çalışıyor. bir cümle üzerinden başlıkla alakası olmayan tonla dallamalık, komiklik ve şakalar yapmaya çalışan zihniyetten nefret etmemek mümkün değil. manyak mısınız bilader işiniz gücünüz yok mu amk.
  • euro ncap testlerinin yapıldığı alanlarda duvar yerine kullanılan araç. ekmek çarpsın...
  • çarpışma testlerindekine benzer bir kazada tabuta dönecek olan araçtır. yeni araçlar hem maliyet hem de güvenlik açısından kolay eğilip bükülebilir şekilde üretiliyorlar. tipo ve benzeri araçlarda ise aracın gövdesi görece sağlam kalırken şöför ölüyor.
  • fiat uno nun abisidir.
  • aktif gergili emniyet kemerinin ilk kullanıldığı otomobil modelidir ama gel de bunu almanya menşeli otomobilini sıla hasreti çekmesin diye nutella'yla cilalayan denyoya anlat?*
hesabın var mı? giriş yap