• debe'ye giren entryde şöyle bir ifade var.

    "atıyorum 10 senelik bir gitar alıyorsanız ve genel itibari ile temiz bir gitarsa, ağacı iyice kurumuş, tonu oturmuştur"

    gitaristlerin kendi aralarında atıp tuttukları konuların başında geliyor bu ağaç kuruma efsanesi. gitar çalan birinden ve forumlardan duyuluyor. madem bu kişiler güzel gitar çalıyorlar, bir bildikleri var diye hemen kabul ediliyor.

    bu nem olayı akustik ve klasik gitarlarda gövde içi cilasız olduğu için biraz önemlidir. bazı luthierler gitarı yaptıracak kişinin oturduğu yerin/şehrin nemini düşünerek ağaç seçerler gitarda zamanla sorun çıkmasın diye. elektro gitarlarda böyle bir şey yok, içi boş ve cilasız akustik bir enstrüman değil. jazz gitarlarda da gövde akustik/klasik gitarlardaki gibi ince değil. benzerlikten yola çıkarak kabul edilen bu tarz bilgiler hatalı. bakın mesela normalden az neme sahip bir yerde kalan akustik gitarın gövdesinde ağaç nemi azalınca ne oluyor.

    bu gitarların çoğunun sapında (hepsinde değil) kalın polyester cila var, bu cila nemi bırakın suyu bile geçirmez. dolayısıyla bilmem kaç sene geçti ağacı kurudu diye bir şey yok. neme tepki veren ince bir cila atıldıysa, içindeki nemi atmayı bırakın, nem çekme ihtimali de var.

    gitar sapı %10-12 (bazı markalarda daha da az) neme sahipse ve havadaki nem miktarı* %75 ise ve sizin gitarınızın sapında cila yoksa saptaki nem miktarı %14 olunca dengeye ulaşmakta. çoğu gitarda sapa atılan cilanın amacı zaten sapı bundan ve yıpranmadan korumak. havada nem ortalama %40 diyelim. bu sefer ağacın dengeye ulaşması için %7.5 nem miktarına düşmesi gerekecek ve çatlaklar oluşacak. (gitar klavyesi gül ise, nemden biraz etkilenir. çok nem kaybederse bu iyi bir şey değil, perdeler kenarlardan açılmaya başlar, çünkü ağaç çekiliyor. ayrıca, klavye çatlar.)

    ucuz gitarda kullanılan ağaç kötüyse (iki sap da maple olabilir, ancak yoğunlukları ve lif yönleri/aralıkları aynı olmayabilir) veya hatalı üretilmişse (bazı fender bass'lar) zamanla sapta sorunlar oluyor. 10 senelik bir gitar aldığınızda inceleyip sapta sorun olmadığını görürseniz, bu elbette daha garantici bir yol olacaktır. ancak adı sanı duyulmamış garip bir marka almadığınız müddetçe problem büyük ihtimalle ağaçtaki nemden kaynaklanmaz.

    eskiyen gitarlardaki ton oturması diye tabir edilen şeyin ana nedeni ağaç kuruması değil, gitar manyetiğinin alnico mıknatısının manyetik alan şiddetinin zamanla biraz azalmasıdır. (seramik mıknatıslarda bu olmuyor, en azından böyle kısa zaman aralıklarında) mesela seymour duncan'ın antiquity serisi yanlış hatırlamıyorsam bu işlemden geçirilip satılmakta. fabrika çıkışı oturmuş ton.*
  • bir zamanlar bizlerin de iç geçirdiği, zaman ve imkanlar oluşunca cok kolay elde ettiğimiz, amerikanı makbul gitar markası.

    neyse uzatmadan başımdan gecen fender ile ilgili anıyı yukarıda ki suserin entrysine binaen anlatayım.
    lise yıllarında kapıştıgımız bir rock grubunun solisti vardı can. rekabet olsa da gruplar arasında birbirimizi desteklerdik.

    yıllar gecti yavuzun dediği gibi herkes yoluna gitti. biz hobi olarak devam ederken can idealistce devam etti. ben de kendimce ona beyaz bir american fender deluxe stratocaster aldım ve yolladım.
    cok duygulandı ve defalarca tesekkür etti büyük bir hediye olduğunu, kabul edemeyeceğini söylese de ona bi sen kaldın be oğlum takip ediyoruz dedim ve ikna ettim.

    beyaz yakalıyım ama sanata ve rock'a verdiğim haklı gururla, sosyal alanlardan can'ı takibe basladım.

    gelelim umut sarıkaya tipi mutsuzluk ters köşesine, bu şerefsiz can hiçbir şekilde gitarı kullanmadı, sürekli başka gitarlarla görür oldum lakin işkillenmedim.

    ulan dedim amerikan fender, oyle bara konsere cıkarmayıp, bu evde calıyordur diye kendimi kandırsam da, anladım ki bu it gitarı satıp gayet extreme sikmsonic markalarla sahneye cıkıyor.

    bir gün oglum can hayal ettiğin gitarı aldım sana, hiç göremedik nerede oglum gitar diye sitemli bir mesaj attım.

    cevabı aynen şöyle oldu: ilk gönderdiğin gün sahnede sevinçten ağlaya ağlaya çaldım ama davulcumuzun bebeği dünyaya gelecekti, sigortası hiçbir şeyi yoktu sattık doğumu gercekleştirdik. bir insan doğdu dedi o parayla..

    gözlerim doldu merak etme para biriktiriyoruz tekrar alacagız dedi.

    yaklaşık 5 ay sonra sahneden bir jimi hendrix sarkısını fenderle calıp bana ithaf etti.

    hayat geçiyor, bir oglum oldu evde hiçbir oyuncagı fender kadar sevmiyor.

    buda benim fender hikayem.
  • her genç kızın gelinlik çeyizinde bulunması gereken, evlendiğinde "al bey, bu da senindir." diyerek kocasına vermesi gereken gitar markası.
  • ibanez ile kıl ile tüy ile karıştırılmaması gereken bir gitar markası. ayrı ayrı müzik tarzları olduğuna göre, insan evlatları çalabilsin diye ayrı tonlar çıkaran gitarlar üretilmektedir. jazz çalan bir gitarist için ibanez'in hard-rock serisi super-strat gitarları hiçbişey ifade etmez, ama bu ibanez kötüdür anlamına da gelmez. formula 1 arabası ile off-road yapamıyorsunuz diye bu arabalar kötüdür demek sadece elaleme karşı ne kadar beyinsiz olduğumuzun açıkça göstergesidir, sakınmak çekinmek gerekir.
  • gitaristler ikiye ayrılır;gitar çalanlar,fender çalanlar...
  • dünyanın en iyi gitarlarını yapan marka...*
  • usturmaca; iskelelerde kamyon lastiği yerine kullanılan kauçuk esaslı shock absorber
  • türkiye'de yaşayan kendi çapındaki gitaristlerin çoğu için artık bir hayal olan marka.

    amerikalıların 500 dolara sattığı meksika standard stratocaster, olmuş 2700 lira.
    amerikalıların 1300 dolara sattığı amerikan standard stratocaster, olmuş 6000 küsür lira.

    bundan 3 sene önce, 3000 liraya amerikan strat, 1350 liraya da meksika strat alınabiliyordu. gitarlar, üretim tarihleri dışında hemen hemen aynı ama fiyatta yaklaşık 2 katı artış var.

    ben geçen sene bir fender alıp, bugüne göre yaklaşık 1000 lira daha zarar etmekten kurtuldum. ama yeni almayı düşünen arkadaşlara gök tengri sabır versin.

    asıl tünel'deki gitar dükkanlarının sahiplerini merak ettim. ne yiyip içiyorlar? bu fiyatlara rağmen gitar satabiliyorlar mı?
hesabın var mı? giriş yap