• türkiye'de az anlaşılabilmiş ** * * * kavramlardan birisinin * savunucusudur. yanlış tanımlanmanın ve tanınmanın sonucu olarak ta, kendilerine türlü kulplar takılmıştır. kanımca bunun temel nedeni, keyfi yerinde ataerkil düzenin yılmaz savunucusu erkeklerin elinde olan medya ve dikkat çekmek adına saçmalamaktan da öteye gitmekten çekinmemiş * bazı feminist örgütler ve üyeleridir. oysa bu topraklar üzerinde hititlerin böyle kaygıları yoktu, zaten kadın ve erkek kanunlarla belirlenmiş eşit haklara sahipti ve bu uğurda savaşmak ya da dikkat çekmek zorunda hiç kalmamışlardı. insanın kendi çizgilerini belirleyebilmesi doğuştan kazanılan bir hak olması gerekirken, kadınlar yüzyıllar boyunca babalarının, eşlerinin, oğullarının hatta sınırları kendilerine iyi dikte ettirilmiş hemcinslerinin belirlediği doğrultularda` :daha az ya da daha fazla olamaz ` yürümek zorunda kalmıştır. bu toplumda erkek doğmuşsanız ya da size adil davranan ebeveynleri olan bir kız çocuğu olduysanız, hayatınızla ilgili belirlemeleri kararları alabiliyor olmak sizler için çok doğaldır ve bu uğurda geçmişte ve günümüzde mücadele etmek zorunda kalmış ve kalan kadınları anlayamayabilirsiniz. ama italya ' da kadınlara seçme ve seçilme hakkının 70'li yıllarda verildiğini ve hala birçok kadın işçinin aynı iş gücü ve efora rağmen erkeklerden daha az kazandığını bilirsiniz. günümüzün modern kızları ve erkekleri için, ülkemizin çoğu bölgesinde kızların küçük yaşta ailesinin belirlediği birisiyle evlendirilmesinin, okula gönderilmemesinin evde, tarlada gece ve gündüz ömür boyu potansiyel hizmetçi olarak kullanılmasının hiç bir önemi olmayabilir. ama en azından bunu önemseyen ve bu uğurda artık daha akıllıca ve yapıcı eylemlerde bulunan kadın ve erkekleri, eğitimli insanlar olarak anlamaya çalışabiliriz. çocuklarımıza, önce kadın ya da erkek ayrımını değil insan olmanın aynılığını öğretebiliriz. kadın ve erkek farklıdır doğal olarak o yüzden zaten iki farklı kavram kullanırız ama bu farklılık ne kadınların aşağılanmasını ne de yüceleştirilmesini gerektirir. farklıyızdır birbirimizden bazı yetenek, eğilim, yaklaşım ve fiziksel güç açılarından. beynimizin işleyişi de farklıdır ama bu farklılık her iki cinsin birbirine aşık olması, ihtiyaç duyması ve sevmesi gibi eylemlerinin nedenidir zaten. ama bizler kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan her kadına yakıştırırız bu sıfatı ya da sevmediğimiz bir kadını tanımlamak için kullanırız hunharca. haklı nedenlerimiz vardır; gazetelerde okuduğumuz, gördüğümüz feminist kadınlar saçma işler yaparlar ve kurulu dünya düzenimizi, keyfimizi tehdit ederler. evlenicem, eşim çalışır, çocuk doğurur büyütür, yemek ev işi de yapanı makbuldür ve tüm bunları ifa eden çoğu kadın da ona öğretileni yapmaktan ve iyi bir eş olmanın hazzını yaşamaktan son derece mutludur. haklı belki feministleri hor görenler, kurulu düzen… her şey tıkır tıkır işliyor. çomak sokmak istiyor bunlar, hadi ezelim başlarını hep beraber aşağılamak en kolayı. beyler, önden buyrun.
  • bugün şunu gördüm ve öyle ekilendim ki, feministlere har har har har kin kusanların bir göz atacağını umarak tavsiye ediyorum.

    "i'm going to tell the men in the room something that they probably don't know. feminists are your best friends. we are the only group that really believes in your humanity. the feminists are the only group that believes that you are not born rapists, you are not born johns, you are not born pimps or batterers. in fact we believe you are born with the full human capacity that women are born with. and we believe, unlike the pornographers, that you are not life support systems for erect penises."

    gail dines

    üstüne bu lafın edildiği, feministler ve feminizm hakkındaki stereotipleri inceleyen araştırma için, http://www.thesociologicalcinema.com/…e-street.html
  • "insan"dan tanımlanana/anlaşılana "kadın"ı dahil etmeyenlere "kadının da insan olduğunu anlatma çabası"dır zaten feminizm, feminist de bu çabayı verendir.

    tıpkı antik yunan'da "insan" denildiğinde "köle"yi ona dahil etmeyenler gibi, bugün de "kaç kardeşin var?" sorusuna -gerçekten hiçbir kötü niyet gütmeden, tamamen "doğal" bir şekilde, zihni buna koşullandığı için- sadece erkek kardeşlerinin sayısını söyleyenler var.

    feminizm bu algıyı değiştirmeye uğraşıyor. ve bu algıyı kadını erkeğe eşitlemeden oluşturamazsınız, bunu eşitlemenin yolu da "insan hakları" değildir, o, bunun bir tamamlayıcısıdır sadece.

    siz daha "insan hakları" diyedurun. insan hakları aktivisti geçinip, yanında aynı seviyede çalışan iki kişiden erkek olana daha fazla maaş vermeyi "normal" bulduğu sürece bazı zihinler, sizin "feminizme gerek yok" fermanlarınıza gülüyoruz.

    "politize frijit" diyenlere de "amaaaan, bırak o mizojini allaşkına" deyip geçiyoruz.

    haydi şurdan devam edin: feministler çirkindiir, frijittiiiir, cadıdııır, evde kalmıştııııır, asosyaldiiir, lezbiyendiiiir vs.

    genellerken çok eylenceli oluyorsun bebeyim ^^ bize karşı koymak için beyninden çıka çıka anca bunlar mı çıkıyor allaşkına?
  • iki turludur. gercek feministler sadece kadin haklari ararlar. erkek ve kadin arasinda gercek esitlik isterler.
    eger ayni isi yapan ayni seviyedeki bir erkek ve bir kadin arasinda maas farki varsa karsi cikarlar. hukuki durumlarda kadin-erkek esitligini saglamaya calisirlar. ozellikle kadinin ezildigi yerlerde faydali insanlardir.

    ikinci tur feminist ise birinci grup gibi gozukup gaza gelip amacini asan feministlerdir. bunlar esitlik isterken aslinda imtiyaz peshinde kosharlar. kadinlari erkeklerden ustun kilmaya calisirlar. erkeklerin macho, ashagilik, kavga yaratan, kadin bastiran basit yaratiklar olduklarina; kadinin ise kutsal ve doguran, yaratici, seven, uzlasmaci yaratik olduguna inanirlar. dunyadaki her sorun ataerkil toplumdan gelmektedir, erkeklerin baskici ve basit yapilari dunyayi cukura goturmektedir (bkz: yanilmak). bir kismi sadece gaz yuzunden amacini asan seyler soylerken bir kismi gercekten erkek dusmanidir. bu grubun ichinde sadece kadinlar yoktur erkekler de vardir. bu grup genelde daha on plana ciktigindan tum feministleri bu grup olarak gorup feminizmin baska insanlar tarafindan sevilmemesine de yol acarlar.
  • beğenmeyenlerin isterlerse yerine geçip üzerine alabileceği sıfat, görelim ideal feminist nasıl oluyormuş. feminizmi mevcut hareketi içerisinde bir çok yönüyle eleştirebiliriz, ben de eleştiririm, ama bunu 'şikayet' noktasına getirmek bildiğin terbiyesizliktir. sonuçta bu insanlar haklılığı bir saniye bile tartışılamayacak noktalar üzerinden hareket ediyorlar, birilerinin hakkını savunmaya çalışıyorlar, hemen hiçbirimizin yapmadığı, götünü bile oynatmadığı bir şey. ''aidiyet duygusu hissedebileceği bir dalı olmayan vasat karıların bulduğu dandik düşünce biçimi'' diye yazmış biri, ilk kısmı siktir ediyorum, 'dandik düşünce biçimi' ne lan, angut? ne okudun, öğrendin feminizm üstüne? temel hareket noktasını, amacını falan sorsam iki lafı bir araya getiremezsin.
    ''eninde sonunda kocasına harçlık için yalvaran vasıfsız canlı. acıyorum ben buna.'' diye yazan vasıfsız canlı, sen nesin lan? cümle bir kere kendi içerisinde feminizme haklılık katıyor, kadının konumu bu olduğu için.
  • türkiye'de kadın haklarından söz eden bir kadına hakaret amacıyla kullanılır. sadece bu bile feminizmin neyle mücadele ettiğini göstermeye yeter.
  • kandan, şiddetten ve ölümden beslenen kimselerdir.

    çocuk ölümlerini bile kadın-erkek diye ayırırlar. aynı suçlarda erkekleri asalım keselim deyip kadınlara gelince yumuşayan sonra biz eşitlikten yanayız derler. adalet isteyip sadece kadının ifadeleri ile erkeklerin mahkum edilmesini isterler.

    bu başlıkta da şükela modunda ön sıralarda yer alan kendini feministim diye kakalayan bol takipçili kadın sözlük kadınları tarafından fav ve prim için, kadınların hakları için değil kendi popülariteleri için savaşırlar. her kadın öldüğünde altında vicdan pornosu minvalinde yazılar yazmayı pek severler.

    aslında her ayrımcı fikrin takipçileri gibi sorun bütün ülkeyi saran adaletten ve vicdandan yoksun olmalarıdır. huzura ve çözüme ulaşıldığında bunların bir payı olacağını düşünmüyorum. hatta çözüme ne kadar yaklaşırsak kendilerine gerek kalmayacağı için kadın-erkek ayrımını körükleyeceklerini düşünüyorum. çünkü her alanda kadın-erkek ayrımı işlerine geliyor.

    sözün özü kim daha çok adalet, özgürlük ve eşitlik diye bağırıyorsa bilin ki en baskıcı ve en ayrımcısı onlardır.

    not: marjinal fikirlerin bayrakçıları ve takipçileri ülkemizin bir numaralı terör örgütünün insan kaynağıdır. eser sayıda iyi niyetli feministler olsa da ekseriyeti bu yolun yolcusudur.
  • evlenmeden once de var olduguna inanan, evlendikten sonra da var olunacagina inanan, var olma sorunsalini evlilikle dogru orantili saymayan, yemek pisirmeyi ve cocuk dogurmayi hayatin kacinilmaz ve yegane gercegi olarak algilamayan, kisaca anne olmadan da toplum tarafindan kabul edilebilir, saygin bir sifata layik oldugunu dusunen disi birey.
  • kendilerini erkeklerin kölesi olarak görmekten zevk alan yarı mazoşist geyşa tipi kadınların ve bu tipe bayılan erkeklerin nefret ettiği kadınlardır. mesela "erkeklerle aynı işi yapıyoruz, o zaman onlarla aynı parayı kazanmalıyız" diyerek eşit işe eşit ücret talep eden kadınlar da feminist kategorisine girer. bu yüzden diyebiliriz ki patronlar da feministlerden nefret eder. bedenim bana aittir diyenler de feministtir ve bu kadınlardan da tutucu aileler, "evlenmeden olmaz" diyenler nefret edebilir elbette.
    feminist, kadın olmanın toplumsal ve biyolojik anlamına vakıf olmuş politik kişidir.
  • kadın cinayetleriyle alakalı herkes evinden faillere boş beleş saydırırken buz gibi havalarda adliye önünde eylem yapan, tecavüze uğrayıp üstüne intihar ettirilen kimsesiz kadınlara ait tabutları sırtlayan, kadına yönelik şiddet olaylarını kendi başına gelmemiş olsa bile kendi derdi belleyen, aynı işi yapmasına rağmen sadece kadın olduğu için erkeklerle eşit bir gelir düzeyine sahip olmamayı protesto eden, kadınların oy verme hakkı için verdiği mücadelelerde darp edilen; öldürülen, çocuk gelinler, kadın sünneti, 'namus' cinayetleri gibi insanlık dışı uygulamalar için toplumsal ve bireysel anlamda mücadelesini sürdüren, kadını 'anne', 'bacı', 'cariye', 'yurttaş' gibi kavramlar üstünden değil birey olarak değerlendiren, kamusal alandaki varlığımız için canla başla çalışan, ataerkil şiddetin ve yerleşik toplumsal cinsiyet rollerinin yalnızca kadınlar için değil erkekler için de bir tehdit oluşturduğunun farkında olan kutlu, medeni erkekler ve kadınlar topluluğu.

    bizimki gibi gelişimini tamamlamamış primatlarla dolu üçüncü dünya ülkelerinde bir küfür olarak kullanılması sizleri yanıltmasın. zeka seviyelerini göz önünde bulundurup kendilerine sinirlenmekten ziyade itinayla acımayı tercih ediniz.
hesabın var mı? giriş yap