• 15. baski olacak ama deyenamiyorum, ici bosalmaktadir, tipki demokrasi, ozgurluk, ataturk kavramlari gibi (ataturk'e adam diyemedigimiz bu ulkede kendisi bir kavramdir, ideadir, zeitgeisttir).

    yahu adam (ataturk degil, ozneler sasmasin) resmen hayvanlik yapiyor, oyle birsey savunuyor ki o entryi kanit gosterip noter/doktor/surgeon general tasdikli embesil belgesi alirsin, fakat karsidaki daha ilk cumleden fasist masist deyince magdur duruma dusuyor, zeytinyagi olup tepemize biniyor.

    cunku hakikaten fasist degil. hayvan, embesil, cahil, ahlaksiz, taocu olabilir ama fasist degil. benim bildigim fasist dedigin, arkasinda devletin gucu ve otoritesiyle karsit sesleri ezen, bunu da korku salsin diye gizleme geregi duymayandir. var gunumuzde bunlarin ornegi, cumhuriyet savcisi bile olabiliyorlar (kenya'da elbette) ama ben sozlukte birkac nazi sevdalisi heyecanli genc disinda pek meraklisini goremiyorum. ote yandan her baslikta ortalama 2.8 fasist ithami goruyorum.

    sonucta her kavramin kapsami genisletilebilir, fasist de duruma gore "karsit insanlari sindiren", "karsit insanlardan tiksinen", "karsit fikirlerden tiksinen", "karsit fikre karsi olan" gibi giderek yumusayan tanimlara yakinsayabiliyor. ama kapsam arttikca, etiketin degeri azalir. daha kotusu tepki olarak, fasist olarak suclanmak neredeyse onur duyulacak bir kivama geliyor, "vatanini sevmek fasistlikse, ben de fasistim ulan" gibi sehadet soslu fikir onderligi hayalleriyle. e halbuki biz daha iki dakika oncesine kadar ab'nin bilmemne kaleminde turkiyeye ilettigi goruslerini tartisiyorduk, ne bileyim kuzey irak harekatindan bahsediyorduk. bir anda olay ulvi ideallere, kisinin karakterinde yer etmis usakliga yahut ozgurluk askina falan indirgendi.

    her allahin gunu bunun ornekleriyle karsilasiyorum; her konuda, her ortamda, her ulkede: buyuk iddialar ve karsi sloganlar, o an gundemde olan spesifik sorunun cozumunu imkansiz kiliyor cunku tartismalari taraflarin makro-ozelliklerine endeksliyor. boyle zerre ilerleme kaydedilmez. dikkat edin, kimse imf kredisinin kar-zarar hesabini yapmiyor, cunku bunu yapmak icin o konu hakkinda bilgi lazim; onun yerine usaklik, soros, bagimsizlik, paranoya ve benzeri eksenlerde soyut kamplasmalar var, cunku bu saflari, gerizekali bir papagan da normal bir vatandas kadar etkin bicimde tutabilir.

    hicbir sosyal veya teknik birikimi olmayan insanlarin bir konuda gorus belirtebilmelerinin en kolay yoludur bu sekilde ideal kamplara yonelmeleri, anlamsiz ama buyuk iddialarda bulunmalari. bir nevi lowest common denominator matematik bilenler icin, ve hakkaten de lowest, insan karakterinden anlayanlar icin.

    abd'nin politik arenasi kulliyen bu parametrelerin ustune kurulu; her boku soyleyip savunabileceginiz ve ifade ozgurlugu bakimindan bati avrupanin bile fersah fersah ilerisinde olan bu ulkede dahi (bazi insanlar da ifade ozgurlugu ile diger ozgurlukler arasindaki farki anlayamadiklarindan boyle deyince "sen abdnin gercek yuzunu gormemissin" diye bizi aydinlatmaya calisiyorlar, ki ironik bicimde bunu yapmalarinin nedeni konumuzla bagintili, zira pelteye donmus ozgurluk lafini gorur gormez dellenip o anki konudan kopuverip basmakalip nutuklara yelken aciyorlar..neyse ne diyorduk, bu ulkede dahi..) birkac dakika icinde taraflar birbirine fasist diyebiliyorlar. simdi dusunun, irak politikasi tartisilirken ben cikip rakibime, "sen dunyanin en seytan en igrenc insanisin" dersem, o ana kadarki hakliliklarim evrenselliklerini bir anda yitirecekler ve olay bir kamplasmaya gidecek. akilci argumanlarin dogrulugu evrenselken, karsimdakinin mutlak kotu olusu kahveden topladigim adam sayisina gore degisir.

    fasistin kullanimi, hem konuyu cozumsuz birakan hem de katilimcilari aptallastiran bu cig etkisinin zararini guzelce ozetliyor. kurunun yaninda yasi da yakiyor, yanlisi olan tarafin neden yanlis oldugunu gosteremiyor, ustune "turk olmanin suc sayildigi su gunlerde, gogsumu gere gere.." gibi abuk karsiliklarla sahte kahramanlar yaratilmasina neden oluyor.

    ve isin ironik yani da su ki, fasizme giden yol hep benzeri mazlum edebiyatindan gecmistir. miletinin cesitli dis mihraklar ve hainler karsisinda zor durumda kalip, alninin akiyla ve damarlarindaki asil kanla (hintlilerin damarindaki hemoglobin sayisi dusuk, ufak hesaplarin pesinde kosan, kibirli kanin aksine) duzluge cikmasi her milliyetciligin mitolojisinde yer alirken, fasizm bu sureci tarih sayfalarindan alir su anda da suregelen bir surec gibi gosterir. kimse fasist olmak icin fasistlik yapmaz, kendini savunmak icin yapar. e her onune gelene de fasist der, magdur edersen, meyilli olan adamin kulaklarini dogru seylere de tikamis ve o "mesru savunma refleksini" de tetiklemis olursun. bu da dolayli yoldan zararidir her kavramin icini bosaltmanin.
  • tarihte bir cok kurum kurulus ve insan fasistlikle itham edilmistir.. ben bi ara babama dahi fasist demistim mesela.. ama tarihte kendini fasist olarak kabul eden yegane kurum, kurulus, mussolini nin italyasidir.. hoş fasizm deyimini bulanlar da kendileridir.. ne ironidir ki, fasizm in kökeninden gelen fascismo kelimesi "birlik" anlamina gelmektedir italyan illerinde..

    bu fasistlerin ata babalari olan hitler, kendisine nasyonel sosyalist, franko nasyonel sendikaci ve pinochet de "fındık" demistir.. dedigim gibi mussolini canavar bir sekilde "fasist benim ulan" diye ortamlarda gezmistir..

    musolini den evvelde fasistlere insanlarin neler dedikleri konusunda her hangi bir fikri yok insanlarin.. kolombiya üniversitesi politika profesoru "robert paxton" soyle diyor:

    "musolini'den evvelde fasistlere insanlarin neler dedikleri konusunda her hangi bir fikrim yok" (eheh boyle bir giris yapinca cok onemli bir sey soyleyecegimi sandiysaniz cok ozur dilerim)

    velhasilkelam bugun fasizm ancak hakaret manasinda kullanilan bir kelime olmus durumda.. günümüzde fasistler kendilerine milliyetci, nasyonalist, nazist, lazio taraftari gibi isimler koymaktalar.. (gider ayak lafi da soktum)
  • turkiye'de sadece kokeni turk olanlara verilen sifat.

    benzer gorus ve davranislarda bulunan diger millet mensuplari* icin humanist, aydin, barisci gibi sifatlar kullanilmaktadir. hatta bunlarin arasinda komunist bir partinin* uyesi ve sozcusu oldugu halde amerika'nin altina yatip yatip kalkanlari da mevcuttur.
  • (bkz: bu başlıkta yazan her şey doğrudur)

    lâkin:

    kadınlar, sosyalist erkekleri sever.
    faşist erkeklere âşık olur.
  • bölücülüge karşi olan bir kişinin hemen yiyecegi sıfat. ama bölücülüğü eyvallah etsen demokratiksin. he amk.
  • özellikle ergenlerin çok sevdiği bir nevi jokerdir. bir kimsenin görüşünü beğenmediniz mi, sizin çıkarlarınıza ters mi düşüyor, herkesin bildiği ama söylemekten çekindiği şeyleri apaçık ortaya mı çıkarmış... biniyorsun üstüne basıyorsun "faşist"i, basıyorsun "faşist"i, rahatlıyorsun...

    bir gerizekalının fikirlerini savunması için müthiş bir yöntem, gerizekalıysanız kaçırmayın siz de uygulayın bu yöntemi..
  • yurdum insanlarının, kendi görüşlerini paylaşmayan ,onlarla aynı fikirde olmayan, hayata bakış açısı farklı olan diğer herkesi niteleme şekli.

    konu her ne olursa olsun fark etmez yeter ki karşınızda düşünceye saygısı olmayan insanlar olsun. ne de olsa onların hepsi aptal hepsi yobaz hepsi tek kitap okumamış serseriler anasını satayım. her şeyi bilenler onlar , sadece onların hayat görüşleri doğru , sadece onlar haklılar .

    kısacası karşında ki senden farklı mı düşünüyor? ''faşist '' de geç ne uğraşıyorsun ki!!

    o kadar anlamsız hale geldi ki bu tanım artık iki arkadaş arasında fenerin çift değil tek ön liberoyla oynaması gerektiği tartışmasında bile faşist olabilirsiniz. hele bi de baroni yi de eleştir ahanda ırkçı oldun. ne güzel istanbul lan.
  • böyle puşt gibi ibne gibi bir şey'dir faşist.

    yüceltilen bir kimlik olarak taşınması, bir toplumsal hareketin övünç duyulan bir azası olarak benlik algısındaki yeri tamamen geçmişte kalmıştır. bugün, düşünce ve eylemleri geçmişin italyası'ndaki anlamıyla faşizm'in şekil ve içerik şartlarına harfi harfine uyan ve bunların hayata geçirilmesi için alenen mücadele veren insan toplulukları mevcuttur, ancak bunlar dahi faşizmi ve faşist olduklarını yadsımaktadır. peki niye?

    hep mi böyle kötü bir şeydi faşist olmak? faşistlerin güzel günleri de olmuştur*. kapitalizm ve sosyalizminin ulusları hayal kırıklığına uğrattığı bir dönemde kitlelerin karşısına oldukça cazip önermelerle çıkmıştır. ekonomik olarak bir "üçüncü yol" açmaya çalışmış, midesi boş, özgüveni sıfır, korku içinde yaşayan kitlelere modernleşme ve kalkınma en önemli vaadi olmuştur. kendilerini dört bir yandan kuşatılmış ve tehdit altında gören halka "güvenlik" sunmuştur. unutmayın ki bugünün gözlüğüyle sıçıp batırmış bir faşizm'i yargılamak kolaydır. o günün istikrarsız ve belirsiz ama bir yandan da geri kalmışlığa ve ulusal kimliği oluşturma sorununa şiddetle çözüm bulunması gereken şartlarında, türkiye dahil çeşitli uluslar tarafından denemeye, peşinden gitmeye değer görülen şahane bir politik ideoloji olduğunu yarım ağızla da olsa teslim etmek gerekir.

    faşizm, neşet ettiği italya'da kendini "öteki" ile tanımlamıştır. öncelikle "marksist sosyalizm'e tam karşıtlık" temel ilkesi, esas duruşu olmuştur. manifestosu bir "anti-"ler manzumesidir. tarihsel süreçleri ekonomik ve materyalist kavramlarla açıklayan bütün görüşleri reddetmiştir. bu doğrultuda, hem kapitalizm hem sosyalizmle zıtlığını ön plana çıkarmıştır ama ikame ettiği modelde insanoğlunun temel itici gücünün ekonomik saikler değil zafer ruhuna, mit'e ve kahramanlığa dayandığını savunmuştur. elmalarla armutlar olayı.

    bir yanda kapitalizm sermaye gerektirirken* diğer yanda sosyalizm yoğun bir emek organizasyonu gerektirirken, faşizm kuru lafla beş parası olmayanların peynir gemilerine çok önemli mesafeler kat ettirebilmiştir. kısaca, faşizmin bir umudu temsil ettiği, bir faşist olmanın ise toplum için iyi şeyler düşünen biri olarak anılmak anlamına geldiği bir dönem yaşanmıştır yakın tarihte:

    - bana bak, faşistsin sen!
    - mersi, keşke herkes sizin gibi düşünebilse.

    işte böyle bir dönemdi o.

    bugün ise artık faşist bir isim değildir, bir sıfattır. bir işaret sıfatıdır.

    peki kimdir çağdaş faşist?

    günümüzde sadece yüzeysel anlamı caridir. kaba kuvvet, saldırganlık, zorbalık, empati yoksunluğu, lümpenlik ile otoriter baskıcı tavır gibi bütün olumsuz çağrışımları harmanlayan bir hakaretten, bir ötekileştirme tutumundan ibarettir.

    faşist ölçüsüz, ölçeksiz bir küfürdür. kavgada söylenmez diyen de çıkar, umursamayan da. bildiğim kadarıyla kendisine faşist diyene karşı dava açmak beyhudedir.

    kullanımı, bir "fill in the blanks" serbestliğine sahiptir, yani jokerdir.

    her türlü hakkı gaspedilen herkesin karşısında kategorik olarak hep faşistler vardır. ama bunun yanında küçük veya büyük haksızlık yapan herkes de faşisttir. trafikte yol vermeyen de faşisttir, vatanını başkasına değil ona nasıl öğretilmişse öyle seven de.

    bir kaldıraçtır. faşist yaftasına muhatap olanı aşağı iter, o yaftayı yapıştıranı yukarı kaldırır.

    faşist, ezeni mazluma dönüştüren bir formüldür. ezilenin sesli olabilse bile yankı bulamayan boş çığlığıdır.

    iletişimin koptuğunun beyanıdır. iyiniyetin, birbirini anlamaya çalışmanın para etmediği noktadır.

    bugünün dünyasında hem kimseyi içermeyen içi boş bir kümedir hem herkesi içerir. çünkü yüzeyinde, başkasının üzerine basmadan adım atacak yer kalmamış bir gezegende yaşayan herkes bir diğerine göre faşisttir.

    bu nedenle, herkesin hemfikir olduğu tek husus: faşist başkası'dır.

    bir kişi karşısındakini faşist olarak görüyorsa, tam karşıt kutuplara* yerleştirdiği, tiksindiği herkesle riemann uzayının aynı noktasında kavuşur. bu n boyutlu kürenin yüzeyinde, aynı noktada kavuşan iki zıt kutuplu faşistten uzak durmak, onlarla ilişkilendirilmemek için kürenin mümkün olan en uzak ucunda bir itidal bölgesine kaçan kişi de göreceli konumu itibarıyla bir başka aşırı ucu temsil ettiği için faşisttir.

    faşist olarak etiketlenmekten kaçış yoktur. herkes faşisttir.

    (bkz: l'enfer c'est les autres)
  • mahallemizin hasari cocuklaridir bunlar;

    hani serum lastiginden yapilmis sapaniyla caminizi kirar,
    ozenle ekip bictiginiz bahcenizden gul koparir,
    bahcenizde huzurlu bir pazar kahvaltisi yaparken topunu recel kasesinin orta yerine atar,
    evinden kaptigi badana fircasiyla
    ve yeni tanistigi latin alfabesinin bazi harfleriyle, duvariniza; 'aysel sni sevyom ki ben ' yazar,
    cekirdek citler, copleri kapinizin onune atar,
    mahalle arasi cift kale mac yaparken arkadaslarina '3 korner bi gol sayilir olm, top benim degil mi, benim dedigim olur'
    der,
    ama yan mahalleden birileriyle kavga edilecekse arkadaslarinin yaninda en on saflarda yer alir.

    ve gun gelir siz, o her zamanki gulusunuzle, 'hay
    allah seni yaramaz' diyecek sabri kendinizde bulamazsiniz ve "hadi bakiyim git kapinin onunde oyna cocugum" dersiniz ama eninde sonunda o yaramazla yasamayi ogrenmeniz gerekecektir,
    cunku o ilerde duvariniza yine imla hatalariyla "yasev ya trket" yazacaktir zaten.
  • anlamını bilmeyen gerizekalılar tarafından oraya buraya savrulan itham. öyle bir seviyeye geldi ki artık, 'salam sevmiyorum ben' deseniz. 'aman allahım inanamıyorum salam faşistisin sen!' nidalarıyla karşılaşacağız.
hesabın var mı? giriş yap