• filmin hemen hemen odak noktasında olan zırlayan iki tane beyinsiz gerizekalı çocukla, konusunun içine edilmiş yapım.

    hollywood yapımlarında ki bu çocukların mızırdanması, bunlar yüzünden karakterlerin ölmesinin işlenmesi neden bu kadar popüler hala kafamı karıştırıyor.

    ya bu çocuklara dönüp iki tane yapıştırdıktan sonra uzaylıların önüne atıp alın öldürün diyeceksin. bu kadar. film daha rahat ilerleyecek.

    öyle ki son 10 dakikasında "ya bir siktirin gidin" demekten kendimi alamadım.
  • dün gece izlediğim bilimkurgu filmi. gereğinden uzun sahneler, klişeler gibi kötü yanları olsa da özgün konusuyla düşündürdü.

    ---spoiler---

    bir insanlık düşünün, egosu o kadar büyümüş ki bazı işleri yapmayı artık kendine yakıştıramamış. sırf bu işlerini yaptırmak için, hazır teknoloji de var, yapay zekayı geliştirip kendilerine layık görmedikleri işleri yaptıracak bir robot nesli üretmişler. bunlar sadece robot olarak kaldığı sürece sorun yok, ama bir şeyi öngörememişler: yapay zeka sahibi robotların, filmdeki adıyla sentetiklerin duyguları da varmış. aralarında duygusal yakınlaşmalar bile başlamış, kendileri bile anlam verememişler önceleri. insanlarsa onlara yönelik aşağılayıcı davranışlarıyla önemli bir duygularını, gururlarını incitmişler. insanların bir kısmı olanların farkına varmış, sentetiklere de insanlarla aynı hakların tanınmasını savunmuşlar. bugünün kadın hakları, lbgt hakları savunucuları, ırkçılık karşıtlarına benzer bir grupmuş bunlar. toplumsal huzurun sentetiklerin insanlarla eşit olmasıyla sağlanacağını öngörmüşler, ama tabii her zamanki gibi karşıt görüş galip gelmiş. böylece iki grup arasında savaş çıkmış, galibi de her nasılsa sentetikler olmuş. organiklerse dünyayı içlerinde bir intikam hevesiyle terketmek zorunda kalmışlar...

    bu noktada "tabii ki insanlardan yanayım" diyemedim ben içim rahat olarak, sonuçta sentetikleri de yaratan insanlar, hem de kendi rahatları için.

    bunları düşündürdüğü, bilimkurgunun yanında insanlığı da sorgulattığı için bile izlemeye değer film bence.

    bir yandan da yine amerika merkezli bir yapım olmuş, amerika'daki sentetikler amerika'daki organikleri gezegenden atmışlar. peki diğer ülkelerde ne oldu?

    ---spoiler---

    son olarak, michael pena için izledik diyenler olmuş. şahsen sayın pena'yı tanımam. ben sağlık merkezinde kendisinin de aynı rüyaları gördüğünü söyleyip bir aydınlanma yaşatan küçücük rolüyle tom riley için izledim. canımız ciğerimiz da vinci'miz, başrolde o olsaydı diye düşünmedim de değil. lizzy caplan'ın gerçek hayattaki eşidir kendisi zaten.
  • psikolojide edimsel koşullanma'nın araçlarınların birisi. eğer birine extinction aracılığıyla birşeyler öğretmek istiyorsanız söz konusu davranışa bir tepki vermezsiniz. yani o davranışı izleyen bir tepki olmaz. nedeni de şudur: eğer söz konusu davranışta bulunan kişi olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş almazsa o davranış daha az ortaya çıkmaya başlar.

    bir örnekle açıklamak gerekirse masanın üstüne tırmanan bir çocuğu düşünelim. bunu yapmasının nedeni büyük ihtimalle ilgi çekmek içindir. bu davranışı yeterli bir süre görmezden gelirseniz davranışı yönlendiren güdü (ilgi çekme arzusu) bu yolla giderilemediği için çocuk bu davranıştan vazgeçer.

    genelde çocuklar için iyi bir öğretme amacı olduğu düşünülür. sayın anne babalar, gönlünüzce kullanın. aslında düşününce devamlı yüksek sesli kahkaha atan kızlarla başetmekte de iyi bir yol olabilir.
  • güzel bir fikrin harcanarak sunulduğu netflix filmi.

    güzel bi twist var, tek olayı da o. izletiyor kendisini ama yine de havada kalan durumlar sebebiyle çok da tatmin edici değil. boş zaman varsa izlenebilir.

    aklıma takılanlar;

    --- spoiler ---

    şimdi sentetikler ayaklanınca insanlar gezegeni terkedip marsa yerleşiyor. insan nüfusu 8 milyar desek, kaç milyar sentetik var da başlarını ezemediniz şunların? hadi ezemediniz kaçtınız, 50 yıl sonra neden 100 tane insanla geliyorsunuz?

    hadi işleriniz görülsün diye yetişkin sentetikler yarattınız, çocukların yaratılma amacı neydi?

    sentetiklerin hafızası silindikten sonra insanların terkedip gittiği evlere yerleştirildiler. ama burada önceki ailenin fotoğrafları vs vardı, sentetikler bunlar kim diye sorgulamadı mı?

    gibi gibi...

    bir de rica ediyorum artık düşmanlar dört nala gelirken aile buluşması ve akabinde 3,5 dakika sarılma seansı gibi klişelerden kaçının. ekran karşısında 'oraya gitme yavrıııım.' diyen neneler gibi sinir oluyoruz sonra.

    ha bir de işgal etmek üzerine yetiştirilmiş askerler, metro koridorunda taş çatlasın 30 metre uzaklıktaki sentetiklere ateş ediyor. 3 yetişkin, 2 çocuk ve metrelerce koşarak metroya binebiliyorlar ve bu işgal güçlerinden kimse vuramıyor bunları. biz de yedik.

    --- spoiler ---
  • az önce izlediğim ve spoiler vermeden anlatılamayacak filmdir.

    bu sebeple yalnızca şunu söyleyebilirim ki, uzun zamandır izlediğim bilimkurgu filmleri arasında en marjinal ve en ters köşe filmdir. filmin ters köşesini eğer dikkatli bir izleyici iseniz yarısında anlayabilirsiniz.

    filmde eksikler var tabiki de...

    misal; geçmiş daha uzun soluklu anlatılabilirdi veya bu hale nasıl gelindi az daha detaya girilebilirdi.

    netflix en kısa sürede anlatılmak isteneni vermeye çalışmış ancak bu filmin senaryosu öyle 90 dakika ile anlatılacak senaryo değil! senaryo müthiş ancak süre kısa!

    aynı hataya annihilation'da da düştü ancak gene de kendini izlettirdi.

    şahsi puanım: 7,1/ 10.

    bu film benim için filmdir.
  • babası " yeter amk " diyerek küçük kızın kafasına sıksa eminim imdb de 9 üzeri puan alabilirdi. filmi bıraktım kızın vurulmasını bekledim resmen.

    bunu çeken adam hiç mi utanmıyor ya ne biliyim bir peluş o kadar önemlimi mk, anan baban can derdinde sen hala oyuncağına ağlıyorsun. gökten bombalar düşüyor bunlar müjganla peluş oyuncağı arıyor.

    kendi puanım 3
  • ilginç konusu olan, kötü oyunculukla berbat edilmiş bir film.
    benim gibi bu türü seviyorsanız, muhakkak izleyin.

    --- spoiler ---
    film boyunca mommy de mommy, mommy de mommy.. maminizi sikeyim...
    --- spoiler ---
  • 2018 yapımı olanını az önce izlediğim taptaze netflix filmi.

    netflix sci-fi yapımlarının görece farklı perspektifleri görece yüksek bütçeyle insanlara tanıtmasını pek beğeniyorum. yine bu yıl çıkan annihilation'ı da beğenmiştim.

    belki sinematografi olarak harika filmler değiller, göze batan hataları var ve oyunculuklar da hiç bir zaman muhteşem değil ama filmler sıradışı ve orijinal fikirleri var. fikirler orijinal değilse dahi böyle triple a bir yapımda normalde kendilerine yer bulamazlar genellikle. netflix'in en iyi yanı yapımcılar ile izleyici arasındaki engelleri kaldırması.

    netflix ve benzeri stream servislerinin olmadığı bir dünyada annihilation ve extinction gibi filmleri hiç bir stüdyo yapmaz, çok az sayıda sinema yayınlayabilirdi. sci-fi için iyi yanı, görece az bilinen alt janraların bunun meyvesini yemesi oluyor.

    film güzeldi. zaten 1.5 saatlik kısacık bir şey. az işlenen bir fikir. bir sci-fi fanı olarak filmin ilk yarısında aklımda çok büyük sorular oluştu ve absürd buldum lakin michael pena için izlemeye devam ettim. pişman değilim, 2. yarıda soruların büyük çoğunluğuna cevap veriliyor.

    güzel film, izlenir/10
  • izleyiciyi zekice ters köşe yapan yazar ve yönetmenlere saygım sonsuz. izleyiciyi zekice ters köşe yapmaya çalışan ama başaramayan yazar ve yönemenlere de en azından emeklerinden dolayı saygım sonsuz. bu film izleyiciyi köylü kurnazlığıyla ters köşe yapmaya çalışıyor. basitçe ve en kolay yoldan izleyicisini kandırıyor.

    --- spoiler ---

    evet rüyaların aslında hatırlanan geçmiş olması seyirciye adamın kehanet gördüğünü düşündürüyor ve başarılı. sentetik organizmaların dünyayı ele geçirmeleri ve insanları şutlamaları da iyi bir fikir. bu olayı ters köşe yaparak hikayeleştirmek de cidden iyi düşünülmüş ama seyircide şaşkınlık yaratmak adına insanlara saçma sapan kıyafetler giydirip, abuk subuk sesler çıkarttırarak uzaylı imajı vermek ve olayı da uzaylı işgali gibi göstermek salakça. haliyle buna inanan seyirciye kandırılmış gibi hissettiriyor. ucuz ve saçma bir numara olmuş.
    ayrıca anladığım kadarıyla bunlar üreyemiyorlar ya da kendilerine yeni ırkdaş yapmamışlar. nasıl yapay zekaysa 50 yılda da pek gelişememişler zaten. cyborg yapacak kadar gelişmiş teknolojiye sahip, marsta kolonileşebilecek düzeye gelmiş insanların bir bo'n'basına bakar temizlik. hele en son 1 tren dolusu kaçak dünyayı geri alıcaz filan diyordu. inanmışlar demek ki...

    --- spoiler ---

    kısacası daha mantıklı ve kafa yorarak hazırlansa çok daha iyi bir film olabilirmiş. netflix'in birçok işinde hissettiğim fabrikasyon, aceleye gelmişlik var yine.
  • bu tarz filmleri her ne kadar sevsem de dayanılacak gibi olmayan film. yarısında odadan çıktım.
hesabın var mı? giriş yap